26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

birkaç milyon doları cebe indirdikleri ortaya çıkar. Bunlardan biri Cumhurbaşkanı Mitlerrund'ııı yarıııı asırlık kişiscl dostu Koger Patrice Pelal'dır. 32.300 adct hisse senedi alaruk birkaç milyon dolarlık prinı yapan Max Thcrct isc, Mittcrrand'ın özcl dostu değildir; ama 76 yaşındaki işadamı, cski bir dcvıimci militandır. 193738 yıllarıiHİa Ispaııya içsavaşına katılmıs, I.con Trocki'niıı o/el sekrelerlig'ini yapınış, Alman işgaline direnmc hareketinde oııemli rol oynamış, savaş sonrasında da militanlığını sürdürıımşlur. Kcndi deyişiyle, "Bildirileri basan matbaacıya verilecek parayı hulmakta hiçbir zaman giiçlük eekmemiştir." Fransa'nın cn buyük kitap, fotoğral makinesi ve elektronik eşya satıcısı koopcratili halınc gclcn F.N.A.C'.'nin dc kurucusu olan Theret yaşlı vc hastadır. Aracı şiıkctler, Lıibııuıı Marııııı kokenli işadamlaıı, Karayip adalaı ıııdaki "ınalı cennetlcı "dcki tck şubeli bankalaı, partilerin seçinı kampanyalaıı, lıatla silalı ticaretinin öde nen komisyonlaıı, "Pechıney" skandalıyla ilgili oılaya atılan iddialaı. . Olav adaletc inlikal etmis dunımda... Sondaj tnstitııleri aynı sorııyıı soıuyor: "Itıı olayın arkasında ne oldugu si/ce bir giin orlaya çıkacak mı?" Yanıt gcne "Ilayır..." Yargı şimdilik nornıal sürecini izliyor... Biz bu satırları ya/arken Fransa'nın en büyük inşaat şirketi S.E.A'nın genel müdürünün başka bir "ruşvct verme" hadisesindcn tutuklandığı habcrı gazctclcrın manşetlcrini işgal cdiyor. S.E.A., ISlanbul doğalgaz şebekesinin ihalesini kazanarak Boğaz'ın iki yakasmda, evleredoğalga/ tasıına amacıyla boıu iıışa etıııek tızere kolları sıvayan şirket Ama labii soıgu yargıcının iddiası doğnıysa, verilen ruşvet, Fransa'da mahalli idarelere siyasi amaçla verilmiş... Belediye seçimleri oncesi Fransa şimdi de bu yeni skandalla uğraşıyor... Italyan Başbakanı ve o 'uğursuz' gazete başlığı Nllgün Cerrahoğlu/ROMA Oeçeıı yıl aıalık başına dek, Ciriaco De Mila Italya'nın en guçlu adamı idi. Ülkenin bir numarah siyasi gucu Hıristiyan Demokıatlaıın genel sekreterliği ile başbakanltğı elinde toplayan De Mita, tam o sıralarda kendisine, "Gorbaçov'la buluşan ilk AT bakanı" sıfatını kazandıran Sovyet gezisinden de yeni dönmüştü. Ve genc aynı günlcrdc sosyal tırmanışını da, yıllardır yaşadığı, Roma banliyösündeki orta halli apartman dairesinden kent merkezindeki 500 metrekarclik çatı katıııa taşınarak tamamlaınıştı. Napoli yakınlurındaki küçük bir taşra kcnti olan Avellino'dan gelmıs ve hâlâ kulak tırmalayaıı Güneyli aksaıııııdan bir lürlü kurtulaınamib Ciriaco De Mila başbakanlıgıııın bu ilk 7 ayınm bilançosıından pek nıemnun gorunııyordu... Ta ki aıalık ayının ilk gııııleıinde komunistlerin yayın organı "L'Llnila" o 'uğursuz' başlığı atana dek: Tüm diğer gazetelerin dikkatini çekerek olayın üstüne gitmclerinc yol açan başlık, "De Mita, lrpinia Depremiyle Zengin Oldu" diyordu. Avcllino'nun bulunduğu Irpinia yörcsinde, Dc Mita scçmcnlerin yüzde 70'ini kapsayan Hıristiyan Demokrat oyları kontrol ediyordu. 8 yıl önce evlerini barklarını yitiren depremzedelerin bir kısmı hâlâ barakalarda yaşarken Başbakan'ın kenti Avellino, ülkenin en fakir kentlerinden biri olmaktan çıkmış, bir numaralı refah kentleri arasına girmişti. Depremzedelerin kalkınmasına ayrılan kamu fonlarının tam olarak kimin cebine gittiği ise belli değildi. Söz konusu fonların (30 ile 90 trilyon TL arasında) miktan bile tartışma konusu idi. Gözle görülen tek şey, Avellino'da görülen olağanustu rctah sıçramasının yanı sıra, deprem fonlarını fclaketzcdclere yönlendirmesi gereken "Irpinia Bankası"nın da 'fena haldc' kalkınmış olmasıydı. Başbakan De Mita, uzakyakın aile fertleri ve yörenin tüm ileri gelen Hıristiyan Demokrat klanından oluşan banka hissedarları, bu zenginleşmeden paylarına düşeni aldılar. Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun (üstte sağda) uzatmalı sevgılisi 34 yaşındakı Dımitra Liani (üstte solda) ile sürdürdüğü 'aşk hikâyesı' 1986 yılında ılk kez ortaya çıktığında duygusal Yunan halkı tarafından pek önemsenmemışti Ancak Yunanistan'da bir yayın tekeli kurmaya özenen ve daha sonra ABD'ye kaçarak orada tutuklanan banker Koskotas'ın (sağ yanda), Papandreu'yu rüşvet almakla suçlayan açıklamaları, Yunanistan Başbakanının aşk hıkâyelerinı de "ciddi bir koz' olarak yeniden gündeme getirdi Yunanistan'da Koskotas taktiği: Al gazeteleri, ört yolsuzluğu Stelyo Berberakis / ATİNA Yunanistan son zamanlarda, tarihinin en büyük skandallanndan birini yaşıyor. Bu olay, ekonomi başta olmak Uzcrc, Yunanistan'ın siyasetini ve sosyal yaşamını buyük bir krize süıııkledi. 1981 yılında gorkemli bir biçimde iktidara gelen Panhelenik Sosyalist Harekeli (PASOK) vc Başkanı Andreas Papandreıı, aynı başarıyı 1985'te de sağlamıştı ve 1989 seçimlerine de aynı hızla hazıılanıyordu... Ancak ne var ki 1988 yıh PASOK hüküıneti ıle Başbakan Papandrcu'nun en kederli yıh oldu... Skandallar patlak vcrmiş, üstünc UstlUk, Başbakan Papandreu'nun özel yaşantısı dillcrc düşmeye başlamıştı. 1981'den bu yana sosyalist PASOK hükümetine karşı "acımasız bir muhalefet yürüten" sağ eğilimli Yeni Denıokrasi Partisi hiç beklemediği bir anda ve özünde hiçbir faaliyet göstermeden, iktidar yoluııu gornıeye başladı... ı Skandallara yol açan olayların tenıel taşı, Atina ınerkezli Giril Bankası vc bu Yunan bankasının sahibi 34 yaşındaki genç işadamı Yeorgios Koskotas... 1982 yılında iş hayatına atılmak için, öğrcnim gördüğü Amerika'dan ayrılıp Yunanistan'ın yolunu tutan Koskotas, kısa sürcde, bir mcmur olarak çahşmaya başladığı Girit Bankası'nın yüzde 2 oranında da olsa, hisselerini satın almayı becerdi. 1984 yılında ise daha büyük bir alana girmeyi başardı: Basın... Koskotas, 1985 yılından sonra satışa çıkarılan Girit Bankası'nı çeşitli yollarla satın aldıktan sonra yolsuzluklara başladı. Başbakan Andreas Papandreu ve hüküınete yakın çevrelerle 'işbirliği' yollarını aradı. Nitekinı Papandreu'nun "Aşil topuğu"nu vurdu ve "Grammi" adlı yayınevinde basılan dört gazete ile beş dergisini, PASOK lehine çevirmesi karşıhğında, bankasındaki yolsuzluk olaylarının "örtbas edilmesini" talep etti... Papandreu'nun bu olaylarda şahsi 'yardımı' olup olmadığı, su anda Yunanistan'da tartışma konusu... Ama kesin olan bir şey vaı: PASOK hükümctinin bazı önemli üyelerinin Koskotas'ın yaptığı yolsuzlukları rüşvct karşıhğında "görmezden gelmiş" olmaları... lşte bu "görmezden gelmeler" ile "örtbas edilme" operasyonları, şimdi yeni yeni su yüzüncçıkarılıyor... PASOK hükünıeti, bütünüyle köşeyc sıkışmış bir durumda bulunuyor. Adalet, kamu düzcni, devlet bakanları ayrı ayrı suçlanıyor ve buna karşı hiçbir inandırıcı yanıt verileıniyor. Olaylar bu konuda basının da yekvücut olmasına ve PASOK hükumetine karşı da cephe almasına yol açtı. Papandreu hükümetini destcklcmcyi sürdürcn yalnızca iki gazete kaldı. Doğal olarak, devlet radyo ve TV kanalları da artık "hükümctin borazanhğını yapan" kuruluşlar olarak, iyicc yalnız başlarına kaldılar... Skandalların baş aktörü Koskotas, olaylar patlak verip hakkında kovuşturma açıhnca, so luğu Amerika'da aldı... Şu anda ABD hapishanelerinde "Yunanislan'a iadesi" isteminin sonuçlarını heyeean içinde bekliyor Koskotas... Ama bulunduğu hücredc de eli kolu bağlı olurmuyor!.. Ikide bir Yunan gazetelerine kcndi el yazısıyla notlar halinde mektuplar göndererek, skandala yol açan olaylara hangi hükümet üyelerinin karıştığını anlatıyor. Notlar arasında, Papandreu'nun da adı geçiyor... Onümüzdeki haziran ayında yapılacağı açıklanan genel seçimlerde, bu skandaldan sonra PASOK'un kazanma şansı pek az. Papandreu'nun aşk hikâyesi 1986 yılında ilk kez ortaya çıktığında duygusal Yunan halkı tarafından o denli önemsenmemişti... Ama bir yandan Papandreu'nun 1988 yılında geçirdiği kalp aıneliyatlaıı, diğer yandan Koskotas skandalına karşı gereken yanıtların verilmeyişi, Papandreu'nun uzatmalı sevgilisi 34 yaşındaki Dimitra Liani'yi ycnidcn siyaset sahnesinin karalama malzemeleri arasına soktu ve Papandreu'ya karşı "ciddi bir koz" olarak kullanılmaya başlandı... Bir hat'ta içinde, skandahn Uzerine giden gazetecileri "satılmışlar" olarak tanımlayan Başbakan De Mita ile basın arasında büyük bir çatısma çıktı. üzelliklc tutucu "tiiornale" gazetesinin genel yayın müdürü ve prestijli başyazarı Indro Monlanelli'nin Başbakan'ı "Padrino" (Mafya patron Baba) olarak tammlaması, De Mita'yı çileden çıkardı. Bu nedenle ttalyan basınının kıdemli gazetecisi Montanelli'yi mahkemeye veren De Mita, hızını alamıyordu. Bu arada, Hıristiyan Demokratların kontrolündeki devlet TV'sinin 1. kanalında bir söyleşiye çıkması beklenen Montanelli'yi, De Mita'nın devlet tclcvizyonunun başına ycrlcştirdiği Hıristiyan Demokrat Avellinolu hemşerısi Genel MUdür Biagio Agnes sansürledi. Gazeteci yayına çıkamadı. "Montanelli olayı" böylece basında hemen "IrpiniaGale" adını alan skandala ikinci bir boyut ekledi. Dc Mita'nın inandırıcılığına inen bu darbe, Hıristiyan Demokrat liderin geçcn ay sonunda, genel sekreterliği yitirmcsındc de büyük rol oynadı. Gücünü giderek yitiren De Mita k şısında, Giulio Andreolti, Anlonio Gava vc Arnaldo Folani gibi Hıristiyan Demokrat Parti'nin 'prensleri', ortak bir cephe oluşturdular. Ve parti genel sekreterliğini, preslijini yitiren Başbakan'ın elinden aldılar. Folani'nin genel sekreterliğe gelmesiyle sonuçlanan Hıristiyan Demokratların kongresinde, De Mita, her ne kadar doğrudan doğruya "IrpiniaGate"den 'hüküm yemediyse de' yara alan imajı, politikacının siyasi rakiplcrine yenik düşmesini kolaylaştırdı. Pek çok siyasi gözlemciyc göre, De Mita'nın genel sekreterliği yitirmesi, önünıüzdekı aylarda başbakanlığını da tehlikeye düşürecek bir gelişme olarak görülmekte... •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear