Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MODADA 90'LARA İLK ADIM Devrim sırasında, Fransızlar siyasal dusüncelcrine uygun olarak, yeleklere alametler işledi. "Konsul" döneminde ve Birinci tmparatoıluk rejinıinde ise yelek Fransa'da çift, hatta üç katlı olarak giyildi. Kapitone kumaştan olanları bile vardı. 19. yuzyılda, sanayileşme ile birlikte burjuvazi artık aristokrasinin özentili giyimine sırl çevirdi. Giyim çılgınlıklanna karşı çıkıldı. Erkek giyimi büyılk değişikliğe uğradı. Bu büyük sadeleşmenin ortasında, yelek yine de yerini korumayı başardı. Ama artık, günlıik yaşamın hızlı akışı içinde, abiye giyimde bile pratikliğe önem veren Avrupalı modacılar, yelekleri pek öne geçirmiyorlardı... Erkek modasının büyük ve öncü isimlerinin geçen yıl nc hikmetse, gardrop köşelerindcn, tozlu sandıklardan bulup çıkardıkları yelekler, bir "yeniden doğuş" yaşamaya başladılar... Ancak bize sorarsanız, "Yeleğin yararlı bir giysi olduğunu kimse iteri süremez"diyen Avrupalı modacılar epey yanılıyorlar... Evet, şimdi gelin Batılı modacıları kendi secimleriyle basbaşa bırakıp biz ulkemize dönelim ve bir yelek tutkununa, Mengü Ertel'e kulak verelim: "Ben nasıl yelek giymeye başladıgımı pek halırlamıyorum" diyen tanınmış grafik sanatçısı, ünlü af'iş ustası Mengü Ertel, hoşuna giden ilk yeleği Bedri Rahmi Eyüboglu'nda gördüğünü, 1962'de, 630te yelek tutkunlarının sayısının sanatvı ve yazarlar arasında giderek arttığını belirtiyor... Anılarını zorlayan Mengu Ertel, bu yelekleri öneclcri, Beşiktaş'ta bir gömlekçinin yapmaya başladığını hatırlatıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ben ilk kullanmaya başladığım /aman, fantezi olarak giyjniyordum. Fakat sonra fonksiyon çok ilgimi çekli. Kurkunç fonksiyonlıı bir şey yelek..." Çalışma tarzına, genel dağınıklığına yardımcı olabilecek çok ilginç fonksiyonları yelekte keifeden Mengü Ertel, özellikle K.aradeniz yeleklerine tutkun: "Karadeniz yeleklerinde büyük yan cepler var; balıkcıların, Anadolu'da kahvelerdeki insanların üzerinde gördügüm yelekleri dikkatle incoledim. Sarma sigara içtiklerinden, büyük sigara labakalarının sıgacagı, tabancanın sığabilecegi cepler var bu yeleklerde..." Karadeniz yeleğine benzer bir yelcğin, fonksiyon bakımından bir çanta taşımaya eşdeğer olduğunu belirten Mengü Ertel, 1964'te ceketi tamamcn attığını, o tarihten bu yana nc ceket ne de kostum giydiğini, üniforma gibi sırtından yeleğini hiç çıkarmadığını anlalıyor... Yeleklerle tam manasıyla haşır neşir olan Mengu Ertel, daha sonraki yıllarda yelekleıinin cizimini de kendi yapmıs. ilk v'izınıleıi, asağı yııkan Raradenız yeleklerinin benzeri ımiş. Daha sonraları kullanını rahatlığı getıren ilavelere gelmiş sıra. Kostcklı saat cebi, kalemler için cep, pasaport, cu/dan tıırıı e\rak ve eşya için bir ıç eep birbirlerini takıp etmişler. Mengu I'rtel'in bir de yelek hediye etme faslı var: Bir yelekseveı olaıak eıı iyi 'propaganda' yolıı. Kendi, bunu soyle aktarıyor: "Puris'e giltiın. Abidin'e (Dino) uğradıın. Abidin birkaç kişide görmuş bu tür yelekleri. Bcnde de gördü, 'Ah çok istiyorum' de italyan "Amica" Dergisi'nin yöneticilerinden Paolo Cavaglıone, Sopranı kreasyonu yeleklerını sırtından çıkarmıyor. Yelek, italyan aydınları arasında epey yaygın. goslerdikleri yelek, bır dönem, "alaıranga giyim"in, adcta simgesı oldu. Ancak sosyal sınıf farkları, yelcğin kumaşmda kendisini her zaman bclli etti. Bır zamanlar kadın giysilerı kadar, crkek giysilerinde de bol bol kullanılan dantel, işlenıe ve kurdelelere yer açmak için, yelekler evazeydi. Fransız Devrimi'nden sonra çağın akımına uygun olarak boyu kısalan yelek, yine hransa'da "Birinci İmpanıtorluk" döncmine dek erkeklerde tarn bir tutku halini aldı. En değerli kumaslardan biçılen yelekler akla hayale gelcbilecek türlü renklerde, işlemeli, payet sııslü, kuş veya mitolojik desenliydi. Duğmeleri de değerli taşlardan olanları vardı. Saatler ise kııçuk cebine yerleştirildi. Giyinıine meıaklı biı Avrupalının, yüzlerce yclcği bulunurdu. Grafıkerlığının, usta afişçilıflıntn yanı sıra bir "yelek uzmanı" diye de adlandırabıleceflimız Mengu Ertel, "Ben ıi* kullanmaya başladığım zaman, fantezi olarak gıyıyordum Fakat sonra lonksıyon çok ılgımı çektı," dıyor ÛzellıH.' Karadeniz yeleklerine tutkun olan Mengü Ertel, yeleğın "Korkunç fonksıyonlu bır şey," olduğunu belirtiyor Roma'nın tanınmış mlmarlarından Sitvio Pasquarellı, tıpkı 19. yuzyıl meslektaşları gıbı, kaşmır yeleklere tutkun. di. 'Haıika' dedi. Çıkardım usluındeki yeleği, Abidin'e verdim. Korkunç keyiflendi. Heyecanlandı. |972'de filun oldu bu... Sonra burada, Komct'in sergisi sırasında, Mehmet Ulusoy'a da çıkarıp üstümdeki yelegi verdim." Yeleklerini sıradan ter/ilere yaptırdığını, bunların adıeslerini de tıpkı yelekleri gibi, merak saran aı kadaşlaıına verdiğiııi anlatan Mengu Ertel'i keyifle dinleıken, is yeleğiıı bir baska "sihirli" ınariletine geliyor: "Nezle, grip olayını engellcyen bir se> var bu yeleklerde. Cigerler uşümüyor. Kapalı yerde yelekle oluruyorsunuz. O şekildc dışarı v'ikıyorsunuz; gömlekle çıkan birisi hastalanıyor, siz hastalanmıyorsunuz. Devamlı kullandığını/ zaman, bunu farkediyorsu nuz. Kskiden çok ne/le olıırken, birdenhire olmadıgını/ı fark ediyorsunıı/... Vtotosiklet kııllanırken çok rahal bir olımlı... C ı kelin kolu çok rahalsız ediyormuş btni; lı.ı nu yelek giymeyc başladıktan sonra fark ei • liııı. Çalısırkvn nıasa başında da çok ralı.ıt t'di>orum. Hiç çıkarınıyorum; çıkarma ı;orvğini histseCıniyorum. C'ekel sizi rjhalsı/ edcr çalı^ırken, çıkıırmak /orundasınız... (,'ok anornıal bir suıık olmadıkça, benim öyle bir /orıınlıılııyııın >ok. Dışan çıktıgını/ /aman da si/i nıluıl sız eden bir şey >ok..." Evet, grafikcrliğinin, usta afi^çıliğının \a nı sıra, Mengu Ertel'i "biı yelek ıı/ınanı" diye de adlandırabiliriz. Avrupalı nıodacıların dikkatinelf 23