23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Çizgi romanın yeni kahramanı: Çevre Hem çizgi romanın geçtiği mekanı aslına en uygun biçimde verebilmek hem de doğaüsıü çevrelere 'olabilirlik' kazandırmak içın, kimi Avrupalı çizerler, mimarlık öğrenimine başladılar... Fransız mimarlann "Çizgi Romanda Mımari" adlı sergisi de bu iki alanın yakın ilişkisıni vurguluyor. Ferruh Yılmaz I KOPENHAG ürkiye'de çizgi roman dendiğinde, ilk akla gelen genellikle "TexasTommiks" lerdir. Bunları yine çocuklara yönelik olarak yayımlanan Asteriks, TenTen ve Superman gibi dünyaca tanınmış klasikler izler. Bunun dışında yetişkinlere yönelik çizgi romanlar, gazetelerin iç sayfalarındaki dizi bantlar ve mizah dergilerinin sayfalanyla sınırlanmış durumda. Geçmişteki bir iki örnek dışında, Türk çizgi romancıları da ancak son yıllarda o da sınırlı olanaklar ıçerisınde kendi özgün ürünlerini yayımlamaya başlamış bulunuyorlar. 80'lerin Avrupası ise büyük bir patlama gerçekleştiren çizgi romanda yeni bir görsel sanatın doğuşuna tanık oluyor. Herkese hitap edebilen özelliğiyle, inanılmaz bir popülerlik kazanan çizgi roman, piyasayı kaplayan binlerce albümle estetiğe ve anlatım biçimine yeni bir bakış açısı getiriyor. Sinemada fiziksel olabilirliklerle sınırlanan görsel anlatım, çizgi romanda ancak çizerin kendi hayal gücüyle sınırlanabilecek bir özgürlUğe sahıp. Yine aynı şekilde romanda kelimelerle anlatılmaya çalışılan ve kelimelerin toplumsal içeriğiyle sınırlı kalan sözsel anlatım, kelimelerle tasvir edilemeyecek çizimlerle desteklendiğinde, bambaşka bir içerik kazaıuyor. Bu bağlamda çizgi roman, birkaç karelik karikatürden ibaret bantlar olmaktan çıkıp, kendine ö/gü bir sanat dalı olarak kabul edilmeye başlandı. Çizgi roman, artık çizilmiş roman, karelerde dondurulmuş film ya da birbirine eklennüş resimler bütünü olarak algılanmak yerine, kendine ö/gü anlatım biçimleriyle yeni bir sanat dalı, yeni bir görsel kültür olarak kabul görüyor. Kütüphanelerdc artık kendisine ait bölümlere sahıp çizgi romanları, bütün kitapçılarda, gazete bayılennde, hatta geceleri de açık olan "bakkal" türü yerlerde dahi bulmak mumkun. Çizgi romanın bu denli yaygınlık kazanınasında kolay okunurluğu ve her kesıme hıtap edebilirliğinin yanı sıra, zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın hikâyeye geniş bir bakış açısı getirebilmesinin de rolü var. ' Işte, çizgi romanın popülerliğinden yola çıkan Fransu mimarlar, birbiriyle birçok düzeyde yakın ılışkısi olan bu iki alanı bir araya getirerek hazırladıklafı "Ç'i/.gi Romanda Mimari" adlı sergiyi, "Danimarka Fransa Kultur Alışverişi" projesi çerçevesinde, Kopenhag'da da sergilediler. 1985 yılında hazırİanan sergi, yaklaşık yüz kadar çizerin albümlerinden seçılen 1500 kareden oluşuyor. Çizgi romandakı mımari, sergide banliyöler, köyler, kır manzaraları, ıstasyonlar, havaalanları, benzin istasyonları, beton binalar, antik kentler, uzay mimarisi, gibi başhkların yanı sıra mobılyalar, kiliseler, şatolar, pasajlar, neon ışıkları gibi daha ayrıntıda kategoriler altında sunuluyor. Çkgi roman ve mimari, her şeyden önce çizime dayanmak konusunda temel ortak bir özelliğe sahipler. Bundan öte, çizgi romancı mimarlann ya da çİ7gı romancıyken, bunu belli bir "meslek" halinde geliştirmek amacıyla mimarlık okumaya başlayanlann sayısı da az değil. Çizgi roman da bir yerde, mımarhkla aynı fonksiyonu yerine getiriyor; binaları, şenirleri yani fiziki çevreyı kâgjt üzerinde yaratmak... Mimariyle çizgi romanın ortak yönlerinin İKİGEZGİH, BO T Moebıus'tan bir kare Aynı anda, geçmışı, bugünu ve geleceğı, olağanı ve olaöanüstuyu bir arada yaşatmak. ötesinde, birbiriyle organik bir ilişkisi vardır. Mimari, her şeyden önce çizgi romanın hareket çerçevesini oluşturur ve ona kâğıt üzerinde de olsa "olabilirlik" kazandmr. Örneğin olağanüstU/doğaüstü bir hikâyenin kâğıt üzerinde gerçekleşebilmesi, gercekte var olsun olmasın, belli bir mimari çızitnle oluşturulan fiziki bir çerçeve içinde mümkündür. Hikâyenin geçtiği mekâıu, aslına en uygun şekilde verebilme çabasının en iyi örneklerinden birı de Fransızların gözde çizeri Tardidir. Tardi'nin, yazar Leo Malet'in romanından çizdiği "120, Kue de la Gare" albümüne ismini veıen sokağı bulabılmek ıçın yollara düştüğU ve sokağı Fransa'nın ücra bir köşesinde bulduğu söylenır. Çizgi roman, 80'lerin başındaki patlamasıyla bırlikte, hikâyenin eksenini "başkahraman"dan çok, çevrenin / ortamın oluşturduğu daha bütünlüklü bir yapıya doğru evrim geçirmeye başladı. Artık çızgı romanlardaki fiziki çevre, giderek daha büyuk bir rol oynuyor. Çizgi romanaların hayal dünyasının gelişkin olduğu bilinirdi. Insan, Fransızların hazırladığı bu sergiyi gezdikten sonra görece kısa bir sürede okunup bitiriliverilen bu albümlerin nasıl bir zahmetli çalışma sonucu hazırlandığının, çizgi romancıların ne kadar dikkaili ve özenli çalıştıklannın da farkına vanyor. Albümdeki bir karede bile ne kadar ince ayrıntı olduğu ve ayrıntıların ne kadar özenle çizıldiği görüldüğünde, ayrıntıların tadını yakalamak, hikâyenin genel akışı içinde, kendini unutmadan ayrıntılara da dikkat etmek gerektiği ortaya çıkıyor. Tardi'nin albumlerin Tardı'nin çızgılerıyle Parıs'te bir köşebaşı deki Paris'i Paris yapanın, sokağın köşesindekı herhangi bir bınanın üstündeki ayrıntılı işlemeler ya da hikâyenin genel akışı ıçerisinde, belkı görülmeden geçılıp gıdilen bir sokak lambasının aslına uygun çizimi oiduğunu bilen bırisı, Tardi'nin albümlerine daha değişik bir gözle bakacaktır kuşkusuz... D Tardı ve Malet, bir sokak" peşınde 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear