26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

"Günaha Son Çağn"nın 'Marıa Maddalena'sı. Barbara Hershey ları ıçerdığı gıbı, okltıkça grotcsk, hatta scVeuğu kullanısidktan kaçınmayalım, gulünç sahne lcr de ıçeııyor. Aına bıı fılının teıneklc vc soııııı, olaıak Hıııstıyanlığa, clıne vc tsu'yu ınannııslara kaısı bıı saldıtı olduğıı, "din duşmanı" olduğıı yolıındaki gonışleıe kalılmak muınkun değil. . Geıçi uzmanlık alanımız değıl bu konu; ama yine de filmı dikkatle İ7İemış ve ü/erinde dılşunmüs bir seyircı olarak, filmin sonsal İ7İeniminin bir tsa sevgısi, bir din ve ınanç gereklıliği telkin etmek olduğunu .söyleyebilıriz. tnançsı? bir dünya önermıyor Scorsese... Yalnı/.ca, görkcmlı bir kuşkucu olan Nikos Kazancakis'ın yapıtını vc yolunu ızlcyerek, Isa'nın kışilığınc bir ctsanc, bir mıtos, bir dogma gıbı değıl; bir insan, sıradan bir ınsan gıbı yaklasıyor, lsa'nın öykusu içındc kunı olaylar larklı olsaydı, başka lıırlü gclışscydı, kınıi taslar yerlerındcn oynasaydı nc olurdıı ur/ında bır düsünce gelıslırıyor. fcvei, dügıııalaı bıı lur fıkır yürütmelerden, vaısayımlardan, taıtı>ınalaıdan ıı/aktıı.. \nıa Scoısese, inaneı bir dogmalar butıınu olaı ak goı mck ısteınıyoı. Aklın ve yargının su/gecınden geçmiş bir inancı >eğliyor Çağdas bır aydın tavrı değil mi bu? "(îıınaha Son Çağrı 'The l.ast Temptation of Ohrist' adlı 2 saat 40 dakıkalık dcv fılm, bi7lcrc Isa onccsı bır tsa gostercrck başlıyor. Marangoz Isa, Romalılar ı«,ın lıaç ımal etmekte ve bu haçlar, döncmın alışkanlığı gcreğı, Imparatorluğa bas kaldırma \ b ağır suç ışlcmış olanları çarmıha gerıncde kullanılmaktadır. Scorsesc'ın alabıldığıne gorsel sıncması, çarmıha gerılen bır Y.ıhtıdmın akaıı kanının tsa'nırı yu/ııne yavıldığını göstereıı bır sahne yaratıyor tsa, evet, Korna /ıılmune kaı sı bır ısbırlıkeıdır; aına ark.tdaşı lud.ıs, oıııı suçlamakta, /ulıııe kaı•>! lavıı .ılmasını ıstenıektedır Duraksanıalaı içinde bunaldn, biı çıkış yolıı arayan tsa, kendısıni eıkekleıe satan gu/el Maria Maddalena'nın bıı "sefahat" âlenıine de tanıklık edecek, sonra kendısını yalağa çağıran bu guzel kadından af dileyecektir Onu, bedenıni ve ruhunıı kurtaranıadığı ıçın... Çeşitlı "vtzyon'Mardan, gerçekle karışan duslerdcn soııra, Isa mısyonunu yavaş yavaş sırtında duyurnsamaya başlar... Marıa Maddalena'yı taşlayaıî kalabalığı, "Hic gunahı olmadıgını savla>un kim varsa ilk laşı o atsın" dıye durdurur, Lazare'ı gömulduğu mezardan çıkararak yasanıa dondurür, cü/zamlıları, körleıı, sakallaıı lyıleilıımeye başlar Heı "nıueı/e"sı vevresı ıcııı oldıığu deıılı, ken dısı ıçın de bıı surprızdır, yapabıldiklerine en çok kendısı saşmaktadır Çölde kendisıne bir yılan, bir aslan, bir elma ağacı "suretlerinde" gözüken tanrısal bildiriyi alır ve etkinliğine devam eder... Yavaş yavaş inanca ve onunla birlikte misyonumın gereklıliği dılşüncesine kavuşmaktadır. Ama aynı zamanda, "insanları kurlarmak" için bir "şehit" gerektiği ve bunun için "!>eçilen"ın kcndisı olduğuna da ınanmaktadır. Bunun ıçın, kendisini Romalılara ihbar ederek "ihanet etmesını" Jııdas'tan kendısı ıster, bu ihanet ıçın ona valvaıır. Hırisliyanlığın temelinde yatan fedakârlık, örver\ ve tsa'nın insanları kurtarmak için öldüğu duşuncesı, bu vaşamın ana çizgisini oluşturur. Ve Isa, ctkinlıği artan bu "halk lıderi"ni çarmıha yollamaktan başka çare görmeyen Romalı komutan Pontus Pilatyus (filmdc, David Bowie) taraf'ından çarmıha gerilir... Ve ışte Kazancakıs/Scorsese'm yapıtiarında kıyamet orda kopar. Isa, çcvrcsındeki kalabalığa, anası Meryem'e, yanındakı Marıa Maddalena'ya bakar. Elındcn kaçırdığı, yıtip gıden yaşam bır an aklını çeler. Ve bu "çağrı", karşısında melek yuzlu, altuı saçlı bır küçuk ku larafından hemen somullasır Bu "melek", lsa'yı çaıınıhlaıı ındirır, alıı göturur, yaıalaıını lenıı/ler, oıııı ıvileştırıı Aılık tsa'nın olmesine gerek yoktuı, yaşamak gu/cl değil ınidiı, mullıı 9 oimak onıın da hakkı değil midır Ve Isa, Marıa Maddalena'yla, aslında hep ar/u etmı> olduğıı bıı guzel kadınla evlenır, çolukçocuğa ka rı^ır, yaşlanır... Vc bıı gun, dolasırken, çevresındekılere tsa'nın nasıl çarmılıta kendılerı ıçın öldugünu anlaun bır erınıse lastlar Bu, A/ız Paul'dür . Isa ona gcıçeğı havkırır vc ınsanlara nıçın yalaıı soyledığını soraı. Paul'un yanılı ligınçtır. Gcrçeğın değil, ııısanların ncye gereksınınesı olduğunun önemı vardır. tnsanlara ınaıunak ve ınançlarını koı umak ıçın böyle bıı efsaııe gereklidıı, o da onıı vermekledir. tsa'nın gö/lerınde yanan, bır pışmanlık kıvılcıtnı dır: tnsanlara gerçek bir rtrnek olmak, efsaneyı gerçeğe donuşturmek fırsatını kendi elıyle tepnıişlır . Yenidcn çarmıhta olmayı arzular; Kaderın (ya da tarihin) bellı misyonlar yüklediği kısılıkler, o nıısyonun dmna çıkıp "kendı hayatlarını yaşamak" lüksüne sahıp mıdırler9.. Ve tsa, elbctte kendını yenıden çarmıhta bulur. AFA ÇAGDAŞ DUNYA EDEBİYATI HERMANN HESSE Çevıren Irıs Kantemır "Okurlarmid oykumu nasıl anlamalan gerektiğiııı ne dnlatabılırım, ne de boylc bır şeye kalkışmak ıstcrım Yeterkı bu kılabı okuyan herkes ıçınde kendınden bın?evler bulsun ve bundanyararlansın Genede eğeıokurlarımm çogu Bo/kırkurdu nun oykusunun ınsanı kemıren bır hastalıktan ve bunalımdan so/eltıgını jma luın bunların olum? veyokolmdyd değil, tersıne lyıleşmeye yonelık olduğunu anlarsa kcndımı mutlu hısspdeceğım " Hermann Hesse, 1961 Hermann Hese, 1927yılındayazdı§ı bu şıırsel ovkuye Bozkırkurdu aüını loplumunsıg değer yargılarına ve kışılıksız yuzeysel yaşdmııid uyum sdğlayanidyan bıı ınsanı tanım larken "yalnız kurt" sımgesınden yararlanabılmek ıçın vermıştır Bozkırkurdu, yazann en gokotobıyografıkozfillıklertaşıyan romanlarıar ısındanır Ama kışısel ayrmtılaryalnızca bıraydının umarsı/lıgırıı dılegctırmokiçın cinğıl bunun otosın de duşunebılen bır ınsanın, duygu ve duşunce dunyasının urettığı soylu duygularm ve (juşurıcelerın yanı sıraılksl durluierın ınsanı (Uolrluc'ıunu kavramasını yuksukulkuleıle gunluk dunya arasında kalışını, kendını lanıma çabalarını, ozeleşlınnın zorlıığunu ve bunların getırdığı açmazı bılmesıne karşın hıçbırınrif n kopamayışını anlatmak ıçın kullanılmıştır Yonetmen Martın Scorsese, yaklaşırn getırıyor görkemlı bır kuşkucu olan Nıkos Kazancakıs'ın romanmdan hareketle, Isa'nın kışılığınde, öykusune, buyuk tartışmalara yol acan farklı bır PETERSCHNEIDER FRIEDRICH CHRISTIAN DELIUS () "giıiıalı.ı son çağıı", şeytanın kendisine son oyuıuıdur, o bır anlık duş, ona olmesinin geleklılığını yenıden anımsatmıştır. Vc boylecc elsanc gerçeklcşır... Scorsese, Ka/ancakıs'ın göıkemlı allegorısırıı aynı bıçımdc grtrkcmlı bır lılme döııuşturmıış Alışılmıs ustunyapım normlarından u/ak, sincmasal anlatmı gücünün kalabahk, /engın sahnclcıın yerını ıııttuğu, dogmalaıııı ııiban ve bııey dıı/eyınıle yenıden ele alındığı ve soııuç olarak, "blasplıeme" (dıne saldın) goruntusu nü aşıp, >enıdcn "ınanç tazeleme"ye çağııan bır lılnı, Hıııstıyan seyırcısını Hınstıyan olmayanlaı ıçınsc, fılm goıkemli bır sıneına ve de göıkemlı bıı lıoşgoıudersı Kısata "inancı lar lışına \ulu>la doğrıılamak ve guçlendırmck" denebılır fılme Aslında fılm, ınananları ınannıa/ veya maııınayanları ınanıı kılacak değil. (Hiçbiı fılmııı böyle biı güctı olamaz). Ancak film, Hatı ulkeleıınde açtığı tartışmayla, cn laik Batı toplumlannda bılc Kılısc'nın hâlâ nasıl bır toplumsal guç olduğunu yenıden anımsatnıasıyla (çunkü Kılısc'nın karşı çıktığı bu tıltn, başta rransa, çok yerdc göslerılme zorluklarıyla karşılaştı) ve din gıbı bır kurunıun ve en kutsal ınançların bıle bır fılme konu edılmesının getırdığı dersle, kuşkusuz sınema tarihi kadar, Batı ınanç ve hosgörıı tarıhinde de yerini alacak. ı Çevıren Fusun Ant Peter Schneıder, Cıturg Buıhner m aynı .Kllı uvhiiuııun kjlıramdtıını (JIMIIIITIU/C olurlmui Mılılan gcııı, Dır aydın dllmiblıyılljiııı >' ııuııd.i'.okalaKHfıslgcli'drılasmaklaflır Anvvı rıj nıcıkı/lmııı labrıluldiı mpyhanplpıı buyuk kpnllen ve kuçukg'ııpldiı tıtı bıı Itirdi Bıtdunnn1 nokusın üadır Uuygusa1 (irunldnyldKleolüiıyıüdO'liijlııJnıjmjk Irfilıı Dııslluk dik«ld$lık samımıyel sevgı bu kavramlaı IH'II yı1 oılmışlıı Uııvaılarmı ışçı mucadeleimucn rusım leıle iiısleypıı oııuıı ış kıyalellerırıı labıı pn lyı Ipızılerın elındentıkmışolaıak birlııidgaııt'iıaydınlaınereyekadar sanıımıdır llalya da ı^çılf nıı didsındjsıııustın.ırpvaphıı labılecek mıdır? Lenz, dydınldiııı lutısdl vt' sıydji (jııvensı/lıfııııın oykusu dur Çevıren Leman Çalışkan rii'î qun bı.5 goce seksen yolnısıı/h bırlıkle kaçııılaıı uçdk tHiıhınlululiııgençbıı kaclınır, o/kusıı Olaylar 1977 de I üllhaıi'j.1 ııııı lübsaal' UIPII vı PaiıiM/Mayoıka dd başlrf yıpuı, kı!<ul((l<^likl<ııı MintH Mmj.ııiı^ıı Ugaııda dasfjnbu ları kdi,ırılı;ınddaydiıılııılmrj y>ıııı kdynaqını gprçeklm ny htJÖpnalıyof Amakışılerı(jprçekdetjıl OnuiKusifdmııunı kt'nanndakı yprınde olıırarı pd^ıllıgi' VP gdilemlpmeye mahkıım prlılmıj gpnç bıı kadının ag.'indan dınlıyoruz old V VP ..onrakijrldrıldıkldM ü tlt'h^fl nperaoyuıı Tcıuıı/ııı Kıııı ddlu suglu' K,ıı,ıı ıııl jr mı yok">.)riışanl.)uıı larla paHrlık edenleı nıı' AFA Yayıncılık A.Ş. Babıalı Cad. Sıhhiye Apt 19/8 Teleforr 526 39 80 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear