Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Yüzünü güneşe dön Yüzyılımızda halen sırrını koruyan tek tarihi kalıntıdır Nemrut dağı'ndaki anıt mezar. Her yıl yüz binlerce insan, Kral Antiokhos'un "Ey kullarım, benim kadar güzel olmak istiyorsanız, yüzlerinizi güneşe çevirin" dediğine inanarak Nemrut dağrnda güneşin doğuşunu ve batışını izlemeye gelirler. Tanrı heykellerını korumakla görevlı kartal heykellerınden bırı. Kral Antiokhos, Nemrut Dağı'ndan sesleniyor KADİR KIR) Nemrut dağının tepesinde, turisöer Kral Antiokhos ile birlikte güneşin dofluşunu seyrediyorlar. dıyaman'ın Kâhta ilçesine 64 kilometre uzakhgında [ 'Nemrut Dağı'nın doğu terasını dolduran bini askın inı sanın gözleri aynı noktaya çevrilmiş... Uç bin metre lyükseklikte, bunca insanı buraya çeken şey ne? Saat: 5.07. Sanki zaman durmuş ya da herkes başka bir zamanda. Gecenin karanlığı yerini yavaş yavaş tatlı bir pembeliğe bırakıyor. Saat: 5.08, sessiz ve heyecanlı bekleyiş sürüyor. Nemrut Dağı, tam bir renk cumbuşUne bürunüyor. Ufkun Diyarbakır'a bakan yönündeki renkler, insanı içinde bulunduğu zamandan başka zamanlara alıp götürüyor adeta. Nemrut Dağı'na 50 km. uzaklıktaki Fırat nehrinde bir kıpırdanma hissediliyor yavaş yavaş. Saat 5.09 sularında, güneşin ucu Fırat nehrinden görünüyor. Fırat, sanki yeni bir günU doğuruyor. Nehirdeki hafif buharlaşma ise bu doğuşa, anlatılması güç bir romantizm kazandırıyor. Ve birden sessızlik bozuluyor ve "Ole!" sesleri yeri göğü inletıyor. Güneş, bir martı gibi yükseliyor Fırat nehrinin Uzerinden insanların sesleriyle birlikte. Evet, günlerce süren yolculuk, zahmet, yorgunluk ve masraflar sadece bu Uç dakikalık anı yaşayabilmek için. Herkes bir anda unutuyor çektiklerini ve "Dejdl dogrusu," sesleriyle otobuslerine doğru yürümeye bashyor. Nedir Nemrut Dağı'nın insanlan kendine çeken özelliği? M.O. 80 yılında hüküm süren Kommenge Kralı Antiokhos tarafından dağın zirvesinde yapılan anıt mezar, dağın en büyük özelliği. Dünyaca ünlü arkeologlardan Tenusa Goel ve Frederic Karl Dorner gibi birçok kişi, bu dağın esrannı çözmeye çalışmışlarsa da çözememişler. Dağın batı ve doğu teraslarında bulunan ve kaideleriyle birlikte yükseklikleri 3 metreyi bulan dev heykellerin hangi amaçla yaptınldığı ve dağa nasıl çıkanldıklan halen bilinememekte... Nemrut DagYnda güneşin doğuşunu seyretmeye gelenlerden biri de The New York Timcsgazetesının yazarlanndan Henry Kaam idi. Henry Kaam'ın, 1985 yılının haziran ayında gerçekleştirdiği bu geziye ilişkin gözlemleri oldukça ilginç... ... Kral Antiokhos'un gövdelerinden kopuk mermer baştlarla Unlü mezar höyüğü, Doğu Anadolu'nun en görülmeğe I değer manzaralanndan birini oluşturur. Orta Anadolu'daki f Hitit kalmtılanndan Ağn Dağı'na kadar Turkiye'nin dogusu, tarihsel ve kultürel bakımdan dünyanın en zengin, en büyüleyici bölgelerinden biridir. Nemrut'un dev tanrı heykellerınden Artagnes'in başı. Ne var ki, bu hazineyi keşfetmenin zevkini tadabilmek için, azgelişmişliğin neden olduğu bazı güçlüklere katlanmak gerek. Konaklama tesislerınin yetersızliği, sağhksız yiyecek ve içecekler, Türkçe ve Kürtçe bilmeyenlerin bölge insanlarıyla anlaşmakta çektikleri güçlukler gibi... Tepeye vardığımda, karşüaştığım manzara, o özel ışık efekti olmadan da son derece büyüleyiciydi. Üzerinde Antiokhos'» un tylozoleum'unun bulunduğu koni şeklindeki tümülüs, dağın tepesinde Ust Uste yığılmış yumruk bUyüklUğünde taşlardan yapılmıştı. Mezar inşa edilirken, bu taşlar da sıkıştırılıp bastırılmışlar. Çevresi yaklaşık 152 metre olan koninin iki yanından birer teras açılmış. Böylece hem mezar hcm de tapınak görevi gören muazzam bir yapı ortaya çıkmış. Doğudaki terasa çıktığımda, karşılaştığım görüntü, o zor ve yorucu yolculuğun tüm kötü etkilerini bir anda siliverdi... Az ötede tahtlarına oturmuş vaziyette, ama başsız altı heykel sıralanıyor. Heykellerin her biri omuzlarından ayaklarına kadar, 6 büyük mermer bloktan oluşmuştu. Sergı'JedıkJeri azametli görUnüme karşın, heykellerin ölümlülüğünün kanıtı ayaklarının dibinde duruyordu: Kırık mermer blokların ve kolonların arasında, yüzyıllarca önce kafa avcıları tarafından kopanlıp fırlatıldıkları yerlerde duran, her biri bir insan boyundan daha uzun büyük mermer başlar. Hem de ne başlar! İki büyük tannnın soyundan gelen Antiokhos, heykeltıraşlarına Hellen ve Pers uygarlıklarının çizgilerini taşıyan tanrı ve yan tanrı heykelleri yaptırmış. Heykellerin yanıbaşında duran mermerden yapılmış aslan ve kartallar onları korumaya devam ediyor. Aslanlar heykelleri karadan, kartallar ise havadan gelebilecek saldınlara karşı koruyor. Antiokhos'un tannlarla el sıkışmasını gösteren heykeller ise teraslann kenarlarına dayanmışlar... Heykellerin çevresinde, güneşin doğuşunu izlemek için gelen turistlerin oluşturduğu büyük bir kalabalık var. Çevreyi daha iyi inceleyebilmek için, kalabalığın dağılmasını beklemeyi uygun buldum. Saat sabahınsekiziolduğunda, heykeller ve o şahane dağ manzarasıyla başbaşaydım artık. Işığa göre renk değiştiren yüksek kayalık dağları, dağların arasında akan ve güneşin pırıltılarını yansıtan çaylarıyla önümde serilen manzaranın güzelliği, doğuyla batıyı birlestiren, çok eski bir tarihin yaşandığı topraklara bakıyor olmanın verdiği duyguyla birleşince, yükseldiğimi ve başımın adeta bulutlâra değdiğini hissediyorum. D