26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

UNAPARK Her iki resimde de aynı olan bir pasta çeşidi var. Hangisi? Hayvanlar da kafayı çeker mi? Bazı Gerçekler • Asur'da bulunan, l ö 2800 yılına tarihlenen bir tablette "Dünyamız artık yozlaştı. Dünyanın sonunun geldiğini gösteren belirtiler çoğaldı. Rüşvet ve soygunculuk yaygınlaştı" diye yazıyordu. Bu tabletin yazilışından 2000 yıl sonra, Yunanlı düşunur Sokrates ise şöyle yakınıyordu: "Çocuklar artık bircr zorba oldular. Odaya büyükleri girdiğinde ayağa kalkmıyorlar. Anne babalarıyla tartışıyorlar, öğretmenlerini dinlemiyorlar ve bacak bacak üstüne atıyorlar." • Daha sonralan ABD Başkanı olan Andrevv Jackson, Amerikan Devrimi sırasında lngilizler tarafından tutsak alındığında 13 yaşındaydı. Bir lngiliz subayının botlarını boyamayı kabul etmediğinden tutsak alınmıştı. 1. Suyla kafayı bulanlar Ağaçların tatlı özsuları bir süre sonra mayalanıp alkole dönüşür. Ve herhangi bir yerinden yara almış bu ağaçların "kanını emmeyi" pek seven böcekler, bazen sarhoş vaziyette yere düşerler! 2. Papağanlar da içer Eski adıyla Seylan, bugünkü adıyla Srı Lanka adasında yaşayan yerliler, palmiye ağaçlarına kimi zaman bir çanak asar. Ve bu çanakta topladıkları sudan sonradan şarap ımal ederler. Zaman zaman bu çanaklara dadanan papağanlann, "kafayı bulduklarına" da tanık olunuyor. Eğer kuş sarhoş olup çanağın içine düşerse, durum tehlikeli! O zaman çocuklar papağanlan çanaktan kurtanp tüylerini yıkıyorlar ve kendilerine gelinceye kadar bir kafeste tutuyorlar. 3. Kalorifer böceği de alkolden hoşlanır özellikle kışın evlerimizdL "davetsiz misafir" gibi dolaşan kalorifer böceklen de alkolden zevk alıyor. Dilerseniz onlara küçük bir oyun da oynayabilirsiniz: Babanız bardağında birkaç yudum bira bıraksın. Bardağın iç tarafına biraz margarin veya zeytinyağı sürün ve mutfağa koyun. Gece devriyeye çıkan kalorifer böcekleri, biranın kokusuna dayanamayıp bardağa hücum edince, kendilerini birden aşağıda bulacaklardır! NASIL AĞLAMAM? lskeleye oturmuştu. Fenerin karşısına. Köpüklü azgın dalgalar mendireğe gürültüyle çarpıyordu. Çok uzaklara bakıyordu. Sanki bir beklediği vardı. Kuçük bir çakıl taşını aldı yerden. Avucunda sıktı, sıktı... Yumruğunu havaya kaldırdı. Taş usulca kaydı elinden. O an boğazına bir hıçkınk takıldı, katıla katıla ağlamaya başladı. Oturduğum kahvehaneden kalktım, çocuğun yanına geldim. Saçlarını sevgiyle karıştırdım. "Yolunu mu kaybettin?" dedim. Başını iki yana salladı. Yüzünu kumlu elleri kapatmıştı. "Neden ağlıyorsun, peki?" Ses çıkarmaâı. Ben de oturdum iskeleye. " H i ç ağlanır mı böyle? Küçukken en olmadık şeyler gözümüzde büyür, ağlarız ölesiye. Oysa gözyaşlanmızı gereksiz yere akıttığımızı çok sonra anlarız. Haydi, al şu mendili de sil gözlerinı.. Ağlamak değil, gulmek yakışır sana." Ellerini çekti yuzünden. Şeftali yanakları kumlanmıştı. Gözlerini değdirdi gözlerime. "Nasıl ağlamam?" dedi. "Kedimi kaybettim bugün." Sevim AK 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear