Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
lardi'de yok! şlerini özetlerken, süre "canciâer ne ait olduğunu lediği tamamdır" diyor. Tabii bu da beni gunıriandınyor." Alasya çok yönlü bir sanatçı. Grafik çalışmalarını, reklam ajansları olan Ajans Devekuşu'nda sürdürmekte, Alasya'nın 6566 sezonunda oynanan "İki El Ateş" adlı oyun için yaptığı "tiyatro afişi" dünya üçüncüsü oluyor. Sanatçı Robert Kolej'de okurken marangozluk derslerine de büyük ilgi gösterip, daha sonra bir arkadaşı ile beraber kurduğu mobilya atölyesinde çocuk mobilyası yapıyor. Alasya bu işini bırakmamış. Bir ara akvaryuma da merak saran ünlü komedyen, evinin bir odasını boşaltıp akvaryumlarla doldurmuş. Ancak turneler yüzünden balıklar ölünce bu işi profesyonelliğe dönüştürememiş. Alasya fotoğrafçılık merakım da kurdukları platoda gidermeye çalışıyor. Sanatçının bir diğer merakı ise arabalar. Bu merak bir Volkswagen'le başlamış. Bunu film çalışmaları için aldığı Range Rover takip ediyor. Keyifle kullandığı bir Oldsmobil'e sahip. Nedense, "çok dayanaklı" diye nitelendirdiği Volvo'yu eşi kullanıyor. Çelik bir kamyonetle, Suziki minibüs, ajans ve plato çalışmaları için. Şu an tamirde olan 1950 model bir deMercedes'i var. Alasya Istanbul trafiği için de, hafif metronun gerçekleştirilerek otobüslerin a/altılması gerektiğini söylüyor. Yeni çevre yollarının yapılması, trafik cezalarının caydırıcı özelliğe sahip olması da diğer Onerileri arasında. Metin Akpınar araba kullanmayı hiç sevmiyor. Ortağının hediye ettiği Buick marka arabayı iki yıl kullandıktan sonra satmış. Akpınar trafik için, "Yerli araba 'gavov gibi' uretildikçe, yollar da aynı kaldıkça, bu trafiğin düzelmesine imkfin yok" diyor. Alasya'yı üzen tek şey, insan ömrünün kı Ieyen sanatçı, konuşmasını sürdürüyor: "Feminist yaklaşımlar tekrariana tekrarlana vurucu güciinü yitirdi, Tiirk toplumundaki kadının durumu, çaresizligi bilinen şeyler. Merakım çok özgiir, erkekle kadının adeta her konuda eşit oldugu toplumlardaki çırpınmalar niye? Acaba kadın erkek arasında benim sandıgım gibi bir eşitlik yok da buna mı bir baş kaldırış var? Üstelik bu ııygar toplıımlarda kadının yeni yeni edindiği siyasal haklan biz Alatürk'iın getirdiği devrimler sayesinde 50 kiisur scnedir taşıyoruz. Bu da iılkemizin içinde bulunduğu çelişkilerden biri". Akpınar kadın konusunda daha açık: "Kadın Allahın insanlara bir lıitfu herhalde, eskiden insanlar da erselikmiş, sonra bir garip şeyle ayrılmışlar, o giin bugündür birleşme çabasındalar. Düşünün ki doğa gaddar davranıp iiremeyi mecbur etmese, bir de bundan acı duysak ne kadar kötii bir şey olurdu. Dogada belli dönemlerde kokular, renkler değişir, salgılar yapılır, dişisi erkegini beğenir, çiftleşip ayrılırİar, zigot çıkar gider. Bizde böyle bir durum yok, her dakika hazırız çok şükür, hatta döllendikten sonra da devam söz konusu. Diinyada böyle bir yaratık yok. Kadınsız bir dünya düşünemiyorum. İyi ki onlar var." Akpınar çapkınlıkla ilgili sorumuzu, "Eh sayılırım" diye yanıtlıyor. Sanatçıların milyonlarca hayranı var. Bu hayranlar sevgi gösterilerıni değişik şekilde ifade ediyorlar. örneğin Alasya, taksiye bindiğinde para veremiyor, hatta köprüden geçerken bile sanatçıdan para almıyorlar. Akpınar da hayranlarının sevgi gösterisinden biraz tedirgin gibi: Zeki ile Hababam Sınıfı'nı oynarken İstiklal Caddesi'nde yururduk. Kiınse bizi tammazdı. Tek tiık tanıyan çdttığında scvinirdik. Bir siire sonra bu tanıma, sevme, bağnna basma, öpme, yalama, emme çizgisine gelince biraz fazla olmaya başladı" Akpınar kendisine telefon edenlerin "Şöyle bir aradım" demesine içerliyor. Sanatçılara çeşitli kesimlerden çok değişik mektuplar da geiiyor Zeki Alasya'yı önceleri Rüştü Asyalı ile karıştırmışlar, bir süre de Nejat Uygur ve Miijdat Gezen sanmışlar. Artık sadece Metin ve Zeki'yi biribirlerine kanştınyorlar. Zeki Alasya o kadar alışmış ki "Melin dendiğinde" dönüp bakıyor. Bu arada Zeki Alasya'ya "Zeki Müren" diyenler de var. tkiliye son olarak, güldürmenin inceliklerini soruyoruz: "Geleneksel Türk tiyatrosunda 'aksiyon komiğine' ve 'laf komiğine' gülünmüş, çünkii bunların algılanması kolay. Kimi zaman "kusurlularla ilgili csprileı" yapılmış, bunları "erotik ve belden aşağı espriler" takip etmiş. Ülkenin etnik yapısı ile ilgili yöresel bagımlılıklarla şakalar da yapılmış, tabii bir de Batı komedi tiyatrolarında "durum komiği" gibi bir olay var. Bugun vardıgımız çizgi toplumsal olmayan, toplum dışı kalanla eglenmektir. "Politik ve sosyal hiciv yapan" bir tiyatro olarak, söz komiğinden faydalanmak mecburiyetindeyiz. Bunu hareket komiği ile desteklerken durum komiğini ortaya çıkanyoruz. Amacımız iyi bir senteze varmak." ü Zeki Alasya ve Metin Akpınar, geçen sezon oynadıkları "aşk OlsurT'da: Konak Sineması yıkılınca, temmuz ayında, "Devekuşu Kabare Tiyatrosu" yuvasız kalacak. dı, bu Zeki Alasya olmazdı herhalde, ecıacı ya da doktor olacaklım, çünkii babam tiyatrocu olınaını kesinliklc kabul elmezdi. Agabeyim, halamın oğlu doktordur, babam da eczacıkimyagerdi. Bu yüzden benim de (ıp bilgim arltı. Fakat bu Metin'de hobi halini almıştır, mütemadiyen (ıp kitapları okur. Akpınar'a yarı doklor diyebiliriz. llfak lefek şikâyctlerimi ona soruyorum, çok keyifleniyor. Tiyatroda herkese iğneyi biz yaparı/. llfak tniidahalelerde doklorları aralmayız". Akpınar ısc oyunlarda sık sık "tıbbi lerminoloji" kullanıyor. Akpınar'ın neden doktor olmadığını öğreniyoruz: "Babam İbrahim Etem Kinıya Evi'nde Distolisin kısım şefiydi. Fakat diplonıalı eczacı dcgildi, işçi sınıfındandı. Diplomalı eczacı olsaydı bilgisi, çalışkanlığı, durustluğu ile daha iyi yerlere gelebilirdi. Tabii benim de lahsiliın farklı olurdu. Kolejde okuyup, birlisan sahibi olurdum, bugun lisanım yok gibi. Günlük yaşamlarında birbirlerınden oldukça farklı davranan ZekiMetin ikilisinin tek ortak yanlan, tıbba karşı duydukları ilgi... laz, Nezih Tuncay, Selma Sonat, Selim Naşit, Sema ı Upuzun Yılmaz gibi değerli sanatçılar da var. ın öğrencilik gunlerindeki takma isimlcri Gözlük Metin, Arap Metin ve Üçgen Melin şeklinde. Çünkü ünlü tiyatrocu o yıllarda "body" çalısmış. Güldürü ııstalarının ortak bir özelliği tıbba olan merakları. "Dünjaya bir kez daha gelsek, doktor olurduk" diyorlar. Zeki Alasya'dan bu merakı dinliyoruz: "Babam yaşasay sahğı. Varmak istediği yerler açısından, bu ömür kendisine yetmiyor. Bu yüzden uzun yaşamayla ilgili bir formül bulmuş, altmış yıl olarak kabul ettiği ortalama insan ömrünün 20 yılı uykuda geçiyor. Sanatçı günde 34 saat uyuduğu için ömrünü 10 yıl uzatabilecek. Akpınar'ın uyku saatleri de ortağından yine farklı. Ünlü komedyen sabahlan yatıyor, saat 9'da uyanıp, gazeteleri karıştırdıktan sonra tekrar yatağa dönüyor. Sanatçının böbreklerinden biri fonksiyonunu tam yapmıyor, bu nedenle "hipertansiyonu" var. Alasya'nın şikâyeti ise "alerjileri" Alasya'nın eşi Oya Alasya da tiyatrocu. Ancak çocukları Zeynep doğduktan sonra tiyatroyu bırakmış. Kızları şu anda ilkokul son sınıfta; dört yaşından beri piyano çalan Zeynep, Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlanıyor. BaÖnce eczacı olmak isıiyordum. Ancak iiniver bası, kızı için, "Ne yazık ki o da komik" disile sınavında ec/acılığı ve lıhbı ka/anamadım. yor. Akpınar'a eşiyle tanışma öyküsünü soAnkara'da Feiset'e bolunııınıı kazandım. Eko ruyoruz. "On sekiz yirmi yaşlarındayken Akııomik zorluklardan dolayı, buraya iki sene de saray'daki evde, anacıgımla camda oturuyorMim edebildim. Sınava lekrar girdim, tıp ve dum. Karşıya eşya dolu bir kanıyon geldi. Haec/aeılık gene olınadı. Üçuncu yazdıgım Hu mallarla beraber canavar gibi bir kadın, çakuk'u kazandım. İki seııe hukıık okuduktan lıştı, çabaladı, koşturdu. Anama döndiim sonra 1%5'le şerefimlc fakulteden ayrıldım. dedim ki, 'Ana galiba senin gelin geldi?' (FeBu arada biyoloji dersine olan merakım gide minıstler yanlış anlamasın Metin Bey?) Asla rek aıitı. Tıp kitaplanna yöneldim. Bir de ben böyle değil, hamal almadım canım. Kadın dede "kıılak hafı/ası" var. Sohbet toplantıların nen naif varlığa gereken saygıyı gosteriyoruz, da konuşulan şeyleri kaçırmam. Bayağı bir tıp yoksa zamparalık filan kolay değil, adamı dötalebesi gibi, hatta biraz ukalalık edip size açı vuverirler. O gunden sonra (anıştık, seviştik, lırsak yeni mezun, pralisycn arkadaş kadar tıp karım oldu, ona da Allah sabır veriyor." bilgim var. Buna sezgi ve zekâyı da katınca, Üıılu sanatçılara "Muzır Neşriyat Kurulu'teşhislerim doğru oluveriyor. Arkadaşlar ön nun amorsundan, kadın konusundan çerçevece bana gelir, ben bir şeyler yaparım. Beni ye girelim" diyoruz. Alasya'ya göre Muzır aşan şey varsa, muhakkak onu doktora gön Neşriyat Yasası iktidarın en olumsuz davra Zeki Alasya, kuliste de sahnede de muzipliklerini surdcririm. Gönderdiğim doktor da aynı şeyleri nışlarından biri. Büyük bir sabırla bu yanlış duruyor. Ûyle oturuyor olmasına bakmayın, kimbisöylüyor. "Bana ııiye geldin? Metin beyın söy lığın bir an evvel ortadan kaldırılmasını bek lir neler duşünüyor?... 13