Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAFTAYA H A F T A D A N Mehmed Kemal Bir Riiya Gördüm Anayasayı değıştırebılmek ıcın şu maddeyı kaldıralım mı, kaldırmayalım mı tartışılıyor Iktıdar değıştırelım dıyor, muhalefet başka yorum getırıyor Her şey gelecek seçım sonuçlarına dıyerek tatlıya bağlanıyor Seçım ufukta gorununce oykulerı de hatırlanır Işte bır eskı seçım oykusu Sıyasetçıler fılan partıye oy veren koylerı gezerler, kendılerı ıçın oy ısterler Gunlerden cumadır pazara da seçım yapılacak Namaza bırkaç saat kala kurnaz partıcıler gorunur Imamı çağırırlar Nasılsın, lyı mısınden sonra sıra seçıme gelır Hıç sozunu etmezler Bırı cebınden bır beşyuzluk çıkarır (o zaman ıçın buyuk para), ımama uzatır "Bu senindir." Bır beşyuzluk daha çıkarır ılçe başkanına verır, "Bu da emanet!" Eğer, derler, pazara yapılacak seçimde oylar bizim partiye çıkarsa, bu beşyuzluk de hoca, senindir." Imam, ılçe başkanına şaşkın şaşkın bakar "Gerçekten bu parayı verecek misin?" "Kazanırsak bu para vallahi de senin, billahi de senin.." Başka bır şey demeden arabaya allarlar, geldıklerı gıbı donerler Imamı bır duşunce alır Ortada koca bır bınlık var (Bır bınlık ne ışler dondururmuş o zamanlar') Ne etmelı ne yapmalı da oyları oradan buraya aktarmalı? Mescıde gelır ımam, halkı da toplar Namazı kıldırır, sonra konuşmaya başlar "Ey cemaati muslimin, bana doğru gelin!.." "Ne var hoca efendi?" "Oun akşam bir ruya gordum." "Ne ruyası imam efendi?" "Söyleyeceğim de, dilim tutulur diye korkarım." "Hoca Efendi, sen anlat Eni konu bir ruya değil mı?" "Akşam ruyamda peygaberımız efendimizi gordum." "Hocam nasıl gordun, nasıldı efendimiz?" "Anlatması pek kolay değil, elim ayağım dolaştı, vucudum titremeye başladı. Yuksekçe bır taşın ustune çıkmış konuşuyordu." "Ne diyordu, Hoca Efendi?" "Ne dediğinı pek lyıce anlayamıyordum. Ama çok guzel şeyler soyluyordu. Her sozu kutsaldı. Yalnız bir sozu açıkça belli oluyordu." "Neydi o kutsal sozu Hoca Efendi?" "Onumuzde seçımler var diyordu. Aman dikkatli olun. Oylarınızı çarçur etmeyin... Verecekseniz kırata verin!.." Sıyasetçıler boşuna, 'kıratın boğrune basın muhru' demıyorlar' Muhurlerı bastıkça eskıden koyluler bır şey alırlardı, şımdı bır şeyler verıyorlar Bır oyku daha Bır kasabaya partıcıler gldıyorlar Koylulerden dertlerını soruyorlar Kımı çeşme dıyor, kımı yol dıyor, kımı camı dıyor Derdı olanlar dertlerını sıralıyorlar Partıcıler de durmadan not alıyorlar Yalnız notlarını, o yıllarda kutu ıçınde Yenıce sıgarası vardı, onun kapağının ardına not alıyorlar Boylece dert dınleme sona erıyor Ayrılırlarken, koyluler soruyorlar "Yani bu bizim dileklerimiz Ankara'ya donunce izlenecek mi?" "Elbette izlenecek." "Ya izlenmezse?" "Olur mu hiç!.. Işte buraya yazdık." Sıgara kapağını gosterıyorlar Bu kez koyluler soz alıyor, dıyorlar kı "Sız geçen yılda geldınız, dertlerımızı dınledınız Hepsını sıgara kapağının ardına yazdınız Sonra koyden çıkınca attınız " Topladıkları sıgara kapaklarını gosterıyorlar C SAIRLER SIIRLER Hıçbır zaman unutmayacağım yağmurda şarkı soyleyen cocuklan akşam kısarken bır lamba gıbı ışıklarını resımlerden çıkar bırı uzıın pelerınlı alır goturur senı ve benı bır uzak ulkeye koyu lacıvert renkler dokulur denızler ve sesler beklerken odayı ADIL OLTA Oda Aşkm boyutlan Tum değerlerını yıtırmekte ınsanlar Yoğun duşunceler bınkınce ıçımde Bırden ruzgârla açılınca pencere Yaşadığımı duyuyorum mevsımse bahar Ben ıçımdekı sevdanın kuluyum Kuş sesıne hasret Annemın dızınde yatmaya hasret • Aşkın ve kavganın yorgunuyum F. TUĞRUL OKAY Yunan antologyası Latin şairleri • ve Bugunku anlamıyla epıgramma, bırkaç dızeyı geçmeyen kısa şıır, bır taşlama Bu anlamda ılk epıgrammalara Latın şaırı Martıalıs'te rastlanıyor Sozluk anlamıyla epıgramma ıse bır şeyın uzerıne yazılan yazı demek Bu gıderek kısa şıırlere verılen bır ad olmuş Oktay Rıfat, çeşıtlı Yunan ve Latın şaırlerının epıgrammalarını ' Yunan Antologyası ve Latın Ozanlarından Çevırıler" başlığı altında yayımladı Kıtabın onsozunde Yunan antologyası ustune şöyle denıyor "1494 yılında Floransa'da Janus Lascarıs'ten alınan Yunan Epıgrammaları adında bır kıtap yayımlandı 1445'te Istanbul'da doğan Lascarıs, Istanbul 1453'te elımıze geçınce, bu epıgrammaları Italya'ya goturmuştu Aslında Izmıtlı Planudes'ın 1301 yılının eylulunde tamamladığı aşağı yukarı ıkı bın dort yuz epıgrammalık bır antologya ıdı bu "Yunan Antologyası ve Latın Ozanlarından Çevırıler' Batı şıırının kaynaklarını ırdelemede onemfi bır başvuru yapıtı Oktay Rıfat'ın ozenlı şıır çevırılerı de ayrıca ovguye değer Mekıus'un "Gozlerın Dılı", Yunan Antologyası'ndan alındı Katullus ıse bılınen Latın şaırlerının en eskısı Isa'dan once 87 yılında doğmuş, 47 yılında olmuş Şıırlerın gunumuzde de yaşaması ılgınç değil m ı ' Vaktı doldu artık dalda tomurcuğa duran cıçeğın Yarın guneş yenıden doğacak ve yenı bır gun başlayacak Sevgı bır ağustos sıcağı kadar yakıcı ve yurekte guzel hasretler saklı Bır yanında sabır b'r yanında acemı asıklar kadar sabırsız omrun sayılı saatlerı ISMAIL AKBULUT Acıyor agzını yumuyor gozunu Bana demedık laf komuyor Lesbıa Ama kor olayıın benı sevmıyorsa Ne bellı mı? Bana bakın anlarsınız Ben de ona soylenmedık laf bırakmam Ama kor olayım onu sevmıyorsam KA1ULLUS Nedır bu tasa Fılenıs? Neden sacların Darmadağın gozlerın /aslarla buğulu9 Anlat bana derdını çareler bulayım, El koynunda mı yakaladın yavuklunu? Sen ıstedığın kadar hayır de guzelım Gozyaşların soyluyor olanı bıtenı MEKIUS Sabırsız Karşılıklı Gözlerin Dili Olu kuş kokuyor dunya Tarıh tekerrurden kus yalnızlığın bır ucu Kafka obur ucu sus Boynu kınlmış gogun herkes cesedıne sıyah bır gul bırakıyor Elbette değısecek her sey yağma yok umutsuzluk olecek acılar donusecek sevınce ENGIN TURGUT Boynu Kınlmış Göğün Aldı yoksul ahı benı Bır vakte gelıncık çektı Hem ne cekıs dağlar duman Bağdaş kurdugum onceler Yeter artık yekın dedı Kı teprenış dağlar duman Vardım suboyuna durdum Ne goreyım bır de sular Menevıs menevıs dağlar duman Koyaklara bır ındım kı Meral ceylan hınc sekmede Ve serzenış dağlar duman Ve gur purçeğını yarın Alna doken yelde bıle Pufurdeyıs dağlar duman Capraz turkulerle yola o halde tez dusmelıyım Gul devsırıs dağlar duman ALAADDIN SOYKAN Gül Devşiriş Dağlar Duman 26