26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Derleyen: AYSIT GENÇ B ir iddiaya görc, tenisin geçmişi Ortaçağ'a kadar uzanıyor. Ve bu oyunun köklerini atanlar, sanıldığı gibi lngilizler değil, Fransızlar. "Jeu de Paume" (avuçiçi oyunu) adı verilen bu spor, 15. yüzyılın başlarında papazlar ve köylüler sayesinde yaygınlık kazanıyor. Manastırların eğik tavanlı galerilerinde tenis oynayan papazları seyreden bazı açıkgöz köylüler, oyuna yeni kurallar getirmekte gecikmiyorlar. Papazların oyununda topu önce galcrilerin tavanına değdirmck şart koşulurken, köylüler servis atışı için oyun sahasının ortasına ağ kurmayı akıl ediyorlar. Tenis meraklıları, Flamen köylüleri raketi bulana kadar sert toplara avuçlarıyla vurmak zorunda katoyorlar. Ancak köylülerin zamanla rakete donuşecek tahta sopalar kullanmalarından sonra kimse artık topa ellc vurmaya kalkışmıyor. Zaman içınde manastırlarııı karanlığından çıkıp soyluların bahçelerinc giren tenis, kısa sürede kentlilerin gözdesi haline gelıyor. Tenis, koyden kente göç ettikten sonra eski masumluğunu yitirerek, artık sadece "hosça vakit geçirmek" için değil, para için de oynanmaya başlanıyor. Manastırdan kortlara Tenis oynayan Fransız papazlarını seyreden açıkgöz köylüler,oyuna yenikurallar getirmekte gecikmediler. Manastırların duvarları arasından **^ soyluların bahçelerine terfi eden tenis, kısa j l f sürede kentlilerin de gözdesi oldu.KöydenmJ^k kente göç eden tenis, saflığını yitirmiş, Wm "para" ile oynanır olmuştu. dar duvara yakın bölümüne düşürmesi olduğu için hakemlerin çok dikkatli olmaları gerekiyordu. Oyunculardan biri topu rakibinin arkasındaki duvarda bulunan kale büyüklüğündeki açıklıklara isabet ettirdiğinde de bir 18. yüzyılda Avrupa'nın her yanını saran tesayı elde ediyordu. Sahanın yan tarafındaki nis salonlarının büyük bir bölümü 19. yüzyıl"vvinning gallery" adı verilen boşluğa atılan da "jeu de paume"un modasının geçmesi toplar da yine sayı olarak kabul edi „ . . üzerine ya ahıra ya da depoya dönüşliyordu. Oyuncuların kullandığı •\ türüldü. Çünkü şehirlerdeki araraketler hem oldukça kaba ^ . ' • zi fiyatlarının hızla artması ve hem de asimetriktirler. Sap * yer sıkıntısı, onları biranda larının oldukça uzun olması bir lüks haline getirmişti. na karşın oyuncular çoğun Sinema meraklıları belki lukla ortasından, ya da de hiç farkına varmadan ağına yakın yerinden tut"jeu de paume"u bir kez mayı tercih ediyorlardı. olsun izleme şansını elde "Jeude paume" artık etmişlerdir. Onlara bu fırdoğum yeri olan Fransa'satı, "Fransız Tegmenin da oynanmıyor, Almanya Sevgilisi" filminde Jeremy ve Avusturya'da ise çoktan Irons sunmuştu. Irons, eskiunutuldu. Ingiltere, Avususül favorileri, bıyıkları ve tralya ve Amerika'nın doğu sagolf pantalonuyla "jeu de pauhillerinde bu oyunu ayakta tutme"un havasını tam anlamıyla maya çalışanların sayısı ise birkaç yansıtıyordu. Unlü yönetmen Richard yüzü aşmıyor. Lester ise, "Uç Silahşörler" filminde Aramis'e "jeu de paume"da epeyce yüklü bir para kayBilinen en eski tenis salonu 16 ve 17. yüzyıllarda oyunun merkezi olan Paris, Rue Gre bettirir. Jeu de paume'un hâlâ izlenebileceği birkaç nier StLazare'da bulunuyor. Ama burada aryerden biri de Ingiltere'deki Hampton Court. tık top sesleri değil, müze ziyaretçilerinin ayak Üstelik burada jeu de paume dünya şampiyosesleri yankılanıyor. Çünkü zamanla bir lüks nu Chıis Ronaldson'a rastlama olanağı da var Ronaldson'un oyunu oldukça /arif ve aldat macalara dayanıyor. Topa çok sert vurmanıı ancak acemilerin yapabilecği bir hata olduğu nu söyleyen Ronaldson, oyun oynarken saıık topu raketiylc ok^uyor gibi. Zaten jeu de pa ume gııçlulere değil, kurnazlara görc bir oyun Bugün hâlâ küçük bir azınlık tarafından oynanan "jeu de paume" kcndine özgü bir takıtn kurallara sahipti. titrafı siyaha boyanmıs duvaılarla çevrili ve normal bir tenis sahasından biraz büyükçe salonlardu oynanıyoıdu. Karsılıklı iki duvara ycrden bir buçuk metre kadar yukseklikte tutturulan ağ, sahayı ikiye bölüyordu. Ağ sahanın ortasında normal yiiksekliği olan 90 santiınetıeye ulaşıyordu. Servis atışları tek bir oyuncu tarafından yapılıyoı, top ağa takılır ya da duvarlardaki belli bölgelerin dışına çarparsa karşı taraf bir sayı ka7anıyordu. Oyuncu topa rakibinin karsılamayacağı kadar sert vurduğunda sayı almamasıtıa kaışın, "chase" dencn bir tür üstünlüğe sahip oluyor, iki "ehase"den sonra oyuncular saha değiştiriyorlardı. Diğer oyuncunun da iki "chase" kazanmasıyla üstünlük ortadan kalkıyordu. "Chase"de önemli olan, oyuncunun topu rakip sahanın mümkün olduğu ka Aynı 7amanda çalıstıncılık da yapan Chri» Ronaldson, ders paıasını veren herkesle, elinc ilk dcfa rakct alanlarla bilc tenis oynuyor. Oğ rencilerine sadece jeu de paume'un temel ku rallaımı oğretmekle kalmayıp; onlarla nıaı, yapnıası, zaıınedilebileceğinin aksıne Ronaldson'un hiç de /oruna gitıniyor. Onlara ulııslararası şampiyonalarda karşısına çıkan lakiplerinden t'arksı/ davranıyor. U Tutbol bile îngiltere'de tenisi bastıramamış* UYGAR EREMEKTAR Celal Ulug, 32 yıldır hiç aksatmadan Wimbledon Tenis Turnuvası'nı izleyen üç kişiden biri. Tüm dünyada biri Alman, biri Arjantin ve biri de Türk olan bu üç "tenissever" Wimbledonun şeref listesinde bulunuyorlar. "VVimbledon, olimpiyatlardan ve dünya futbol şampiyonasından sonra gelen uçiincü buyiik spor organizasyonu" diyor Cclal Uluğ. lngiliz geleneklerinin, lngiliz ciddiyetinin bir an olsun elden bırakılmadığını ve her şeyin onların sistemine gore ayarlandığını söyluyor. Tabii bu nedenle NVimbledon'a gidenler, ister tenisçi olsun istcr ızleyici, bu kurallara "çagın getirdigi değişikliklere karşın" büyük ölçüde uymak zorunda kalıyorlar. Bir yabancı dergıde yer alan "Tenisin Mekke'si: Wimbledon" başlığının nedenini sorarak başlıyorıi£ Celal Uluğ ile söyleşimize: L L U ( J Bütün dünya buraya tenisin Mekke'si diyor. Biliyorsunuz düyada Mekke çok önemli olduğu için ve lngilizler de büyük ^eyleri hilindik isimlerle anlattıkları için "Mekke of Tennis" diyorlar. Fakat Müslüman degiller? ULUG Kullanıyorlar işte. Zaten bizim bir çok seyimizi kullanıyorlar. l'eki niçin Kudus degil de örneğin, Mekke? ULUG Bunlar böyle birader... Bunların kafalan bambaşka. Bu sakın Haçlı seferlerinden kalına bir alıskanlık olmasın? ULUG Yo, yo, yo, katiyen. Hiç alakası yok. Yanı dünyanın tenis merkezi olarak kabul ediyorlar, mübarek olarak kullanıyorlar yani. Onların anlayışı bu. Bize VVimbledon'un gevmişisinden söz eder misiniz? Hiçbir organizasyon bu kadar uzun sürmemis. Sava^ yıllarında oynanmayan turnuvaları çıkartırsak, 100. yılı kutlanıyor. tlk şampiyona 1877 senesinde aynı yerde yapıldı. Burası Londra'nın 30 kilometre dısında bir sayfiye merke7İ. Ve o zaman başlamışlar... tngiliz soyluları mı? ULllC Evet, soyluları tabii. 1900'e kadar lngiliz soyluları bu işe devam etnüş. Sonra Avrupa'ya yaklaşmışlar, ecnebi tenisçiler davet etmişler. Ardından soyluların elinden, bizim deyişimi/le ortadirege kaymış? ULLlG Evct, ondan sonra lıalka girmiş ve halka açık olmuş. Bütün amatör lenisçilere açık olmuş. 100 senedir de haziran ayının son haftası ile temmuz ayının ilk hat'tası, 14 gün aktif tenis oynanıyor. Yalnız bunlar ananelerini 5 yıl önce bozdular. Pazar günleri maç yapılmazdı, 5 yıldır yapıyorlar artık. Avrupa'ya uymaya başladılar. ». 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear