26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Orhan Taylan ile resmin Doğusu Batısı üzerine ECE AYHAN Genellikle res Şeyh Bedrettin'le ilgilendin mi? Sisamlarımız 'soyut' sözcugunu neden mavna Kadısının oglu, biliyorsun, Sese hep 'olumsuz' (giderek de 'kotu', rez'deyken yapyalnızdı, 500 şu kadar 'ham' ya da 'olmamu/) anlamında ele insan yılı. O. TAYLAN Hayır Ama aşaalırlar, alıyoriar. Başka sanal dallağı yukarı her temanın resımde boyutrında da boyledir bu bak. ORHAN TAYLAN Kım bilir, ları vardır Boyutlar öncmlı. Diyecebelki de resımde 'soyut' sanatı ğım şu ki, Şeyh Bedrettın'ın resmı ya'nonfiguratif sanatla karıstırıyor ola pılsa yapılsa, ancak buyük bır duvar resmı olarak yapılabılır bılırler. Bılınmez E. AYHAN Sen hiç resimde, E. AYHAN Minyalur? Yani inÇemherlitaş'ta II. Mahmul turbesinin ce nakış"? bahçcsinde bir ha/irede Ziya Gokalp'O. TAYLAN Osmanlı mınyatule 1960'tan bu yana yan yana yatan runde lıem Bızans'tan, 'ıkona'lardan hcm Iran'dan etkıler vardır Mınya!ür olayı bı/de bu anlamda ıkı kanat lıdır. Şımdıkı Iürk resmı ıse Osmanlı minyalurune dayandırılamaz. Mınyatür bır şeyın, bır çağın bıtışidır çünkü; yani artık geçmış ola! denebılır E. AYHAN Eskiden Anadoluda zenaalçılıgın ya da sanatçılığın kimi sırları varmış, vardı. O. TAYLAN Sır sdklamayı yal nızca Anadolu'yla sınırlamayalım Avrupa'da eskiden başlıca ıkı kent varmış, denız kıyısında Amsterdaın ve Venedik Ikı kentın arasındakı 1esım açısından da rekabet var. 1410'da Hollandulı ıkı kardeş boyanın ıçınc hemen kurumasın diye ılk kez yağ koyııyorlar. Ben tarıhte bır sır ahndıktan sonra sırrı verenın ölduruluşumı bılıyorum. Bizde de Rum ustalar ça lışırken çıraklar görmesın diye araya perde çekerlermış. Sırları bence ancak 'refah' aşmıştır derim. E. AYHAN Mehmet Siyah Kalem? Mogolislan'dayken ya da Topkapı Sarayı'ndayken? O. TAYLAN Uzakdoğu Türk resminin çıkış noktası olamaz. Hiçbir ?aman olmamıştır da Bır şeyın sanat olması ıçın kcsıntısız bır süreklilıği olması gerekır. E. AYHAN Evet, romanda da boyledir bu. Ahmet llamdi Tanpınar'ın hemen hep bir 'leitmollv'i vardı, Mahur Beste gibi. (Mahur Beste hem bir tur hem de bir bestenin adıdır.) O. TAYLAN Her usta sanatçının 'laytmotıf'lcrı olur. Yaşamda da vardıı bu. İnsan tarıh boyunca hep bır 'eda' aramıştır E. AYHAN Resnıe bakarken ya Doguyu ya da Balıyı seçiyoruz gibi geliyor bana. Sozgelimi Osmanlının çinisinin selvisi ile Van Gngh'un selvisi gibi. O. TAYLAN Batıdakı ressam Doğudakı Çınlı ustadan farklıdır Van Gogh, yaptığı resmı kısa /.uınun da bıtırmck zotundaydı İzlenımcılık bır bakıma 'pazar' demektı (Resmin boyutları da ufaldı ayrıca ) Oysa Çınlı ustanın 'pazar' kaygısı yoktu Van Gogh'un resımlerı Hollanda'dan Parıs'e gelınce 'hızlı' rcsıınler olmak zorundaydı E. AYHAN Özellikle Anadoluda bence hiç olmayan bir şey: Irajedi. Resimde hiç trajedi olur mu? Olmuş mu? O. TAYLAN İnsan bır şeyı şıddetle ısterse trajedi olur Ama trajık olanı yapnıak rcsının doğasına aykırı olabilir. Sözgelımı resımde küfılr edılemez. Bak şıırde olabilir bu. D iO c io o Demokrasiyi s8! Bozanlar, Yapanlar Televızyonda gormuştum Vehbı Koç'a magazın soruları yoneltıldığınde, bıraz mahçup gorunup şoyle dıyordu Bu soruları bana değıl, Sakıp Bey'e sorun, o daha alışkındır" Gerçekten de Sakıp Sabancı hazır cevaplıkta ve laf uretmede, bır tıyatro sanatçısından daha yetkın gorunuyor Servet doruğa erıştıkten, her turlu kaygıdan kurtulduktan sonra, kışı boyle mı olur? Sanmıyorum, çunku ötekı zengınlerımızde, bu tur meraklar ve atılımlar yok Sakıp Sabancı'yı uç kez aralıklarla gordum ve tanıdım Demırel'ın, "demokrasiyi kurtarma gezılen"ne çıktığı yılda ıdı, yetmış uç olacak, Adana'ya gelmıştık Sabancı da tekstıl faDrıkasını kuruyordu El sıkıştık Ikıncısı Gunaydın'da çalışırken ışyerını gezdırıyorlardı Her şeye şaşkınlıkla bakıyordu Gerçekten mı, dalga mı geçıyordu bılmıyorum Şu teleks, şu telefoto, şu pıkaj, şu bılmem ne deyıp gosterıyorlardı Sabancı da "ya ya" deyıp geçıyordu Bızım odaya geldıler Memduh Yaşa, benı tanıttı "Bu da gazetemızın solcusu " Sakıp Sabancı elımı sıktı, "Tanışıyoruz, Adana'da Suleymân Bey tanıştırmıştı" dedı Cın gıbı zekı olduğunu bılıyordum, bır de katmerlı belleğı varmış Uçuncusu Cumhurıyet'ın bundan bırkaç yıl oncekı şolenınde oldu Işadamlarından çok, sanatçı ve \ gazetecılerle konuşuyor, onların hal ve hatırlarını soruyordu Ha, bır de tanışma değıl de haberleşme var Bızım gazetede Stavısky Rezaletlerı'ny yazıyordum llgısını çekmış, Babur Ardahan'a hangı kıtapları bulabıleceğını sormuş Babur Ardahan dostum telefon ettı "Merhaba ağam, bızım ağa senın Stavısky yazılarını çok sevmış, selam ettı Acaba bunlan anlatan bırkaç kıtap var mu' diye sordu Hem kıtapları getır, hem de bızım holdıngın lokantasında bırlıkte bır yemek yıyolım olmaz mı?" "Olur " dedım, kıtapları yolladım, ama yemeğı o gun bugun yıyemediK Sakıp Sabancı TUSIAD'da zengınler kulubune başkan oldu Bakıyorum verdığı demeçler, ılerı gerı konuşmalar ile zengınlerı hoşnut edeceğıne canlarını sıkıyor Bırer ıkışer ıstıfa eden kodamanlar var Ya Sakıp Sabancı'nın boyle halktan yana konuşmalarını çekemıyorlar, ya da ışlerı sulandırdığı kanısındalar Aydın Guven Gurkan'a son zıyaretı de emekçılerden yana olanların arasını az daha açıyordu Sermayecılerle bırlıkte demokrası aramaya mı çıktık"? Demokrasiyi bozanlar mı kuracaktı 7 Halktan yana gorunen zengıne, zengınler dayanamıyor Emekçıden yana gıbı gorunen zengını de solcular dışlıyor H J., )•/<> . i ' . l ' j Orhan Taylan, adsız, 1985. Otomobiller ve yazarlar Otomobil, sıradan bir teknik yenilik değildi. însanı sarhoş eden, büyüleyen, bir araçtı. Yazarlar ona canlı bir varlığın özelliklerini yakıştırmaya başladılar. Derleyeıu Z E Y N E P DAĞLIOĞLU Y Uzyılımızın başında otomobil, yazarların gözünde büyüleyıcı bir etkı yaratmışü. Bir yandan bilinmeyen bir geleceğın, öte yandan bir "kaçış"ın sımgesi olarak otomobılin en önde gelen "merakhları" yazarlar olmuştu. Otomobil, sıradan bir teknik yenilik değildi; çok farklı bir olaydı. GünlUk yaşantı ıçinde, otomobiller, insan kişılıgi üzerinde, herhangi bir teknik buluşun yaratacağı etkıyı aşan sonuçlar doğurdular. Insanı sarhoş eden, büyüleyen, korkutan bır araçtı bu... İnsan duygularıyla yakından ilgiliydi. Yazarlar otomobilden ne kadar etkılendıklerini, ona canlı bır varlığın özelliklerini yakıştırarak ortaya koydular. Fransız yazan Colette, otomobilin "sarı kırmızı" gagasından söz ederken, Kipling kadınlarla kıyaslıyordu: Otomobiller bir kadın psikolojisinc sahip. En ufak bir bozukluktan etkilenirler ve her seyleri stop eder" dıyordu. Mac Orlan ıse, otomobılı, "Şişkin ayaklanm guneşte ısıtan, oburcasına benzinle beslenen, nabzı yavaş bir hayvan" diye tanımlıyordu. Proust'dan Sagan'a, bırçok yazarın kitaplanna bu açıdan göz attığınızda, o güne dek kendilerine esin kaynağı olmuş manzaralı vıllaların terk edildiğini, arabalara atlanıp yol\ ,1 rıl.'l \1\ lara düşüldüğünü görürsünüz. Her ulkeden birçok yazarın yapıtlarında otomobilin belirlı bır yeri vardır. Arabanın kapılarını kapatıp dış dünyadan ayrılmak, gaza basıp bilinmeyen bır geleceğe doğru kaymak yazarlara hep ilginç gelmiştir Otomobil kullanırken kendilerini Üç Siiahşörler'ın, Vahşi Baü'nın kahramanları gıbı hissediyorlardı. Barthes'ın hayal gücü daha da genişti: "Otomobil, bugun gotik kaledrallerin tam bir dengidir" diyordu. Paul Morand ise, yarış otomobilinin içıne uzanmış, şunlan söylüyordu: "Otomobillerle, kadınlarla oldugundan daha fazla vakit geçirdim." Boris Vian, aralarında BMW, Morgan, Panhard, Ford ve bir de AustınHalley bulunan sevgililerine gülümseyerek, 1911 model bir Brasier ıçın pazarlık edıyordu. François Sagan'ın da Jaguar XK40'ı ile unutulmaz anılarıvardı.Yıllar ge< tikçe otomobil bir romantizm kaynağı, bir ayrıcalık olmaktan çıkıp bır "gereklılık" halini aldı Böylece romancıların da artık "sıradan bır araç" haline gelen otomobille fazla bır alışverişleri kalmadı. tki yıl önce Renault firması, Regie otomobıllerinin R 15 modelının piyasaya çıkarılışını kutlamak ıçın bir kitap yayımlattı. Kitapta kahramanları otomobiller olan beş öykü yer alıyordu. öykülerin yazarları Pierre Daninos, Jacques Lanzmann, Catherine Rihoit, Herve Bazin ve Michel Deon ıdi. Artık işler tersıne dönmüştü: Eskiden yazarlar otomobılleri ilham kaynağı olarak kullanırken şımdi otomobil firmaları yazarları reklam amacıyla kullanıyordu Pierre Mac Orlan'ın Peugeot 402'si: "Şişkin ayaklanm guneşte tutan.nabzı yava$ bir hayvan." 1/ ıJ J l'l <b I | ı't 'I ( /V|l, A A i ,i I i.l! .M")IM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear