23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 HAZİRAN 2013 CUMA SAYFA 3 Gezi Parkı Direnişi’nin Babaları ve Kızları Mete A. (46): Ne ben ne de çocuklarım çapulcu “Çevremizde gördüğümüz gençlerin çoğu inanılmaz derecede apolitikti. Gençlerin bu işlere bu kadar kalkışacağını tahmin etmiyordum. Yaşanan olayların gelişimi, kurbağa testine benziyor. Kaynar sıcak su dolu bir kaba kurbağa koyarsanız, hayvan dışarıya fırlar. Ama bu testi yaparken, kabın gazını kısarsanız eğer, bu engellenir. Hükümet gazı bir anda açtı. Benim ilk eylemim bu. Gençliğim maalesef 1980 Darbesi’nin sonrasına denk geldi. Biz sokaklarda büyüdük. Bu yüzden iyi ya da kötü her şeyin farkındaydık. Ama günümüzdeki gibi bir despotluk yoktu o zamanlar. Bizim çocuklarımız bir fanusun içinde yaşıyor. Sitelerde yaşayıp, AVM’lerde büyüyorlar. Kızlarım ve muhtemelen Türkiye’deki gençlerin çoğu da politikanın, özgürlüğün ne olduğunu bu olaylar sayesinde gördü. En çok kırıldığım şey başbakanın buradaki insanlar için çapulcu demesi. Hangi siyasi parti ya da siyasi görüşten olursan ol kimsenin kimseye çapulcu, ayyaş demeye hakkı yok. Ben ve çocuklarım çapulcu değiliz. Hiç bir şeyi çalıp çırpmıyoruz. Bizi halkı olarak görmese de ülkenin başbakanı vergi ödeyen insanlarına hırsız diyemez. Biz bu gençliği apolitik olarak gördük Enis B. (55): Gençlere bir özür borcumuz var “Biz bu gençliği apolitik olarak gördük. Hep küçümsedik onları. Bir özür borcum olduğunu düşünüyorum. Kendiliğinden başlayan bir direniş bu. Arkasında hiç bir örgüt, siyasi görüş yok. Gençlerin bütün istedikleri kendilerine, yaşam haklarına saygı. ‘Mahalleme, okuluma, yaşantıma dokunma’ diyorlar. Bunu yaparken de pekala çok farklı grupların yan yana durabileceklerini gösteriyorlar. Demokratik bir olgunluk bu. Bu yanıyla da bizden farklılar. Biz daha katıydık. Hem birbirimize hem de düzene karşı. Buradaki dayanışma, özveri, eylem sonrası yapılan temizlik örnek bir davranış. Dünyada bu tür bir direnişin başka örneği var mı dır, bilmiyorum. Bu yüzden de gençlere nasihat veremem. Siyasilerin ve entelektüellerin direnişi çok iyi okumaları gerekir. Eğer bunu doğru okuyup, gençlerin ne istediğini anlayabilirsek Türkiye’nin önü açılır.” Umarım bu rüya bitmez Şaner A. (48): Umudum her geçen gün artıyor “Parktaki gençlere “Beni çok utandırdınız. Sizden çok özür diliyorum” dedim. Gençliğin çok boş olduğunu düşünüyordum. Direnişin öncesinde tamamen umudumu yitirmiş durumdaydım. Bu ülkede aklım erdiğinden beri mutsuzum. Hep yurt dışına gitmeyi düşündüm. Bazı güçlükler, bağlar yüzünden kopamadım. Eylemden beri hayatımın en mutlu günlerini yaşıyorum. Gençler, hiç bir partiyi bulaştırmasın bu harekete. Artık yeni, temiz şeyler gerekiyor. Çocuğumun geleceği için kaygı duyuyorum. Kızım çarşafa girmesin, erkeklerin kölesi olmasın diye.” Simay A. (14): Özgürlüğüm için mücadele etmeyi seçiyorum “Br olmaktan korkmuyorum. Başka ülkelerdeki yaşam şekillerine bakıyorum bir de Türkiye’ye... Güney Kore’de her dinden insan yaşıyor. Bir çok ateist var. Biz de ise bu özgürlük yok. Eğitim sisteminin, bana zorla dayatılan dini yapının değişmesini umuyorum.” Dilara A.(15): Yapılanlara karşı çıkıyoruz “Ülkemizde yaşanılanlara ses çıkarttıkları için parka gelen herkesle gurur duyuyorum. Umarım başbakan artık daha bilinçli olur. Yasaklar getirirken bir kere daha düşünür. Halkın ne dediğini dinler. Aksi takdirde başbakan halkıyla daha düzgün konuşuncaya kadar bu eylemler sürer. Hükümetin başındakiler, bizlerin ya da ailelerimizin alması gerektiği kararları alıyor. Beni rahatsız ediyor bu. Böyle bir eylemin parçası hiç olmamıştım. Bu dönemde genç olup, bunları yaşadığım için çok mutluyum, yapılanlara karşı çıkan insanlardan bir olduğum için de kendimi şanslı hissediyorum. Bu hareket sayesinde, rahatsız olduğumuz şeylere karşı çıkabileceğimizi gördüm.” Ezgi B. (31): Babamla direnmek gurur verici “Direnişten önce ne kadar saçma şeyleri dert ettiğimizin farkındalığını yaşıyorum. Üç beş ağaç için dediler direniş için. Ama ben ilk günden beri hep şunu dedim: ‘Doğa bizden çok büyük ve güçlü. Biz birer toz zerresiyiz aslında. Ve doğanın intikamı çok büyük olur.’ Şimdi de orman yürüyor. Burada Türk, Kürt, Ermeni, Alevi, Müslüman, Ateist... Hiç biri yok aslında. Herkes bir oldu ve çoğala çoğala büyüdük. Kimsenin kimseye saygısı, tahammülü kalmamıştı. Ama direniş çok büyük bir iş başardı. Burada ifade özgürlüğü, şiddet dursun istiyoruz. Bu nedenle parklarda hep birlikte oturuyoruz. Babamla birlikte direnmek çok gurur verici. Çünkü onların yaşadığı dönemi sadece onların anlattıklarından ve kitaplardan biliyorum. Ben de onların kızıyım. Ben bir oyuncuyum ve medyanın susmasını kınıyorum. Barış istiyoruz. Bu yüzden çığlıklarımız yüksek çıkıyor.” Yelda A.(12): Parkın kalması gerek “Olayların başlangıcından itibaren yaşanılanları takip ediyorum. Polisin, buradaki insanlara gösterdiği tepkilere çok şaşırıyor ve üzülüyorduk. Gezi Parkı’nın polisin kötü muamelesine maruz kalmasını istemiyorum. Parkın olduğu gibi kalması gerekiyor.” Bu bardağı taşıran son damlaydı Muhterem Ç. (40): Çocuklarımız bizim yaşadıklarımızı yaşamasınlar diye buradayız “Çocuklarımız bizim yaşadıklarımızı yaşamasın diye buradayız. Bu bardağı taşıran son damlaydı. İnsanlar artık yatak odalarına kadar müdahale edilmesine, kaç çocuk yapması gerektiğine karışılmasına, Silivri Cezaevi’ndeki tutuklamalara dayanamıyor. Buradaki olayların sebebi sekiz on ağaç değil. Herkes o kadar bunaldı ki. Taksim’de BDP’den CHP’ye kadar bir sürü siyasi partinin, futbol takımının bayrakları var. Diktatör yönetime karşı halkın kenetlenme, birleşmesi yaşanıyor.” Fatmanur Ç. (16): Halk burada bir arada “Parktaki ağaçların iş makineleriyle kesilmesini haberlerde izlerken gözlerim doldu. Ülke çapındaki olaylarda ölenleri duyunca da içim acıdı. Bu yüzden buradayız. Halkın her kesimden nasıl bir araya geldiğini herkes gördü. Gençlerin sadece internet başında vakit geçiren lay lay lom tipler olmadığı ortaya çıktı.” Türkiye’nin siyasi yapısında 180 derecelik bir dönüş olacak Ali Ç. (54): Devrim ateşi yeniden alevleniyor “1980 yılında meslek lisesinden mezun oldum. Olaylar ve eylemler içerisinde yetiştik biz. O yüzden biraz şerbetliyiz. Biz gençliğimizde bilinçsizdik. Aklımızda sadece devrim ateşi vardı. 90’lı yıllarda soğudu bu. Şimdi ise o ateş tekrar ısınmaya başladı. Çocuklarımızın bunu görmesini istiyorum. Kimseye, hakları kolay verilmiyor. Mücadele etmek gerekiyor. Cuma gününden (31 Mayıs) önce gençler sadece kendilerini düşünür, gazetekitap okumaz diye düşünürdüm. Fikirlerim değişti. Eskiyi hatırladım. Gözlerim doldu. Bugünkü eylemler tüm siyasi partileri etkileyecek. Taban siyaseti olacak. Gençliğin bağımsız olması lazım Türkiye’nin siyasi yapısında 180 derecelik bir dönüş olacak. Hükumet artık ben yaptım oldu diyemeyecek Kararlarını bir kaç defa düşünerek alacak Olaylar, iktidardan, muhalefete, sendikaya kadar herkesin ezberini bozdu. Bu direniş sadece bizim çocuklarımız için değil gelecek nesiller için de.” Yağmur Ç. (12): Okuldan çıkıyorum, Gezi’ye geliyorum “Gezi Parkı’na ilk defa geliyorum. Daha önceden 8 Mart Kadınlar Günü’ne, Büyük Alevi Miting’ine gittim. Ama burası farklı. Buradaki ağaçlar, Taksim, tüm ülke, gelecek bizim. Bir yandan okula gidiyorum ama yorulsam da geleceğim için buraya gelmek zorunda olduğumu biliyorum.” C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear