Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İstanbul’un 8 bin yıllık tarihi kimya etkisiyle koruma altında! 37 batık gemi ve yüzlerce tarihi kalıntı bulunduran Theodisios (Langa) Limanı İstanbul’un tarihini adeta yeniden yazdırıyor. 2004 yılında başlayan Marmaray ulaşım projesinde İstanbul’un bambaşka bir tarihi olduğu ortaya çıktı. Öyle ki, Yenikapı kazılarından çıkan kalıntılar İstanbul’un kuruluş tarihini günümüzden 8.500 yıl önceye götürüyor. Keşfedilen bu kalıntılar sadece Bizans değil, İstanbul’un geçirdiği bütün tarihi dönemleri yansıtıyor. Yenikapı kazılarında MÖ 7000’den başlamak üzere İstanbul’un son 8.500 yılı gün yüzüne çıkarılıyor. Yenikapı’da 2004 yılında başlayan Marmaray kazıları kapsamında ilk olarak Theodosius (Langa) Limanı’na ait kalıntılar keşfedildi. Dönemin Bizans İmparatoru olan I.Theodisios’un adını taşıyan liman en büyük uluslararası ticaret merkezlerinden biri olarak biliniyordu. Kazılarda ortaya çıkarılan 37 batık geminin hangi tarihlerde kullanıldıklarıyla ilgili ise çalışmalar hâlâ devam ediyor. İlk verilere göre batıklar M.S. 5 ve 11. yüzyıllar arasında tarihlendi. Sadece gemi batıklarıyla sınırlı kalmayan buluntuların arasında İstanbul’un farklı dönemlerine ait amforalar, keramik parçalar, çanak çömlekler, deri tabanları, ahşap taraklar ve altın takılar da dikkat çekiyor. Rekonstrüksyon Laboratuvarı’ kuruldu. 2013 yılında Yenikapı batıklarında kullanılacak konservasyon yönteminin de belirlenmesi amacıyla dünyanın 29 ülkesinden 120’yi aşkın uzman UNESCO’ya bağlı ICOM (Uluslararası Müzeler Konseyi) çalışma grubunun düzenlediği WOAM (Wet Organic Archaeological MaterialsIslak Organik Arkeolojik Eserler) sempozyumu için, BASF Türk sponsorluğunda İstanbul’da buluştu. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ufuk Kocabaş başkanlığında yürütülen Yenikapı Batıkları Projesi kapsamında düzenlenen çalıştaylarda, kazılarda ele geçen arkeolojik ahşapların doğal ayrışmasını engellemek için dünyanın önde gelen müzelerinde kullanılan çözümler üzerinde duruldu. Yenikapı’da bozulma durumu yüksek batıklarda, daha önce Almanya’da Mainz Antik Gemi Müzesi’nde, Restoratör Markus Wittköpper’in önerdiği ve BASF’nin ürettiği “Kauramin 800” maddesi kullanılmaya başlandı. Kauramin maddesi su bazlı oluşu, düşük molekül boyutları ve bunlara bağlı olarak arkeolojik ahşaplara uygunluğuyla tarihi kalıntıların korunmasında büyük role sahip. Malzeme ahşaba uygulanmadan önce, gerekli mekanik temizlik ve tuzdan arındırma prosedürü uygulanıyor. Ahşabın kalınlığına bağlı olarak da, değişen emdirme süresinin hesaplanmasının ardından tarihi kalıntı kontrollü olarak kurutuluyor. “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratma” felsefesini benimseyen BASF, birçok endüstriyel alanda sürdürülebilirliğe katkı sağlamasının yanı sıra, kültürel mirasımızın gelecek nesillere aktarılması için çözümler üretmeye devam ediyor. Bu sayede kimya sektörü tarihe ışık tutmaya katkıda bulunuyor. Bu bir ilandır. u İstanbul Üniversitesi bünyesinde BASF Türk’ün desteğiyle kurulan Türkiye’nin ilk “Antik Gemi Konservasyon ve Rekonstrüksyon Laboratuvarı” Yenikapı batıklarını koruma altına alıyor. tanımamızı sağladı. Yenikapı’daki kazılarda sadece gemiler, eşyalar değil insan ve hayvan iskeletlerine de ulaşılması, İstanbul’daki şehir yaşamına dair izleri barındırıyor. Yaklaşık 8 bin 500 yıl öncesine dayanan mezarlar ve deniz seviyesinin altındaki katmanda bulunan neolitik döneme ait, yaklaşık 8000 yıllık olduğu düşünülen ayak izleri de arkeoloji dünyasını oldukça heyecanlandırdı. İstanbul’da yeni bir kültür ve yerleşimin izleri ortaya çıktı Çalışmalar devam ederken, alanda çalışan uzmanların dikkatinden kaçmayan el yapımı seramik parçaları ise kazılara yeni bir boyut kazandırdı. Aslında herkes kültür dolgusunun limanın son seviyesi ile sona ereceğini ve inşaatın devam edeceğini düşünüyordu. Ancak yapılan sondajlar liman tabanı altında günümüzden 8500 yıl öncesine tarihlenen prehistorik yerleşimin izlerini ortaya çıkardı. Dal örgü tarzında inşa edilmiş yuvarlak planlı mekânlar, bu mekânların yakınında çoğunluğu kremasyon yöntemi ile yakılarak gömülmüş bireylere ait mezarlık alanı, çeşitli aletler, organik kalıntılar ve seramik eserlerden oluşan buluntular tarihi yarımadaya yerleşmiş en eski topluluğa ait şimdiye kadar bilinmeyen bu kültürü Batıklar için kurulan laboratuvarda 29 ülkeden 120 uzman buluştu İstanbul Üniversitesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü bünyesinde BASF Türk’ün de desteğiyle Türkiye’nin ilk ‘Antik Gemi Konservasyon ve