Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 27 Eylül 2011 Salı Türkiye' de İş Dünyasının Yaklaşımı Türkiye'de sosyal girişimciliği teşvik eden mekanizmalar var ancak iş dünyası henüz yeterince sosyal girişimciliğin önemini algılamış değil. Sosyal girişimcilerin sivil toplum örgütü bünyesindeki projelerine destek veriliyor. Proje, şirketin toplumsal yatırım çalışmalarına uyum gösteriyorsa destek bulabiliyor. Sosyal girişimci, bir sivil toplum örgütü kurmuşsa destek bulması daha kolay. Ancak tüm sosyal girişimciler sivil toplum örgütü kurmuyor. Kâr amacı gütmeyen şirketi olanlar ya da kâr amaçlı şirketi olup toplumsal dönüşüm yaratanlar da. Sosyal girişimler çeşitli formlarda olabiliyorlar. Dünyanın pek çok ülkesinde bu farklı yasal altyapılar destekleniyor. Ancak Türkiye'de ya STK'siniz ya da şirket, arası yok henüz.. O yüzden kâr amacı gütmeyen şirket statüsü henüz oluşmuş değil Sürdürülebilir Kalkınma İçin Sosyal Girişimcilik J SERRA TİTİZ Sürdürülebilir Kalkınma Uzmanı, Sosyal Girişimci B ugün dünyada 1,5 milyar insan günde 1 doların altında yaşıyor, hala çocukların %14’ünün eğitime ulaşımı yok. 1 milyardan fazla insanın temiz suya ulaşımı yok. Bugün dünyada hala kadınerkek eşitsizliği, insan hakları ihlalleri ve ayrımcılık konuşuluyor. Doğal kaynaklar tükeniyor, türler yok oluyor. Her sene yapılan sürdürülebilir kalkınma zirveleri bu sorunları masaya yatırıp devletleri ve şirketleri bu olumsuzlukların azaltılmasında görev almaya çağırıyor. Stratejiler belirleniyor, bildirgeler yayınlanıyor, şirketler, devletler taahhütlerde bulunuyorlar. Ancak somut adımlar münferit ve yetersiz kalıyor. Sistemin değişmesi, alışılmış yöntemler yerine yenilikçi yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümler gerekiyor. Sosyal ve ekolojik sorunların yeni ve yaratıcı yöntemlerle çözüme kavuşturulması gerekiyor. Son 20 yıldır yükselen bir değer olarak karşımıza çıkan sosyal girişimcilik dünyanın bugün geldiği noktada her zamankinden fazla önem kazanmaya başladı. Sosyal girişimciler, içinde yaşadıkları toplumun sorunlarının çözümüne kendini adayan, toplumun ihtiyaç ve beklentilerini yakından bilen, analiz eden ve kaynaklarını bu sorunların çözümüne adayan kişilerdir. Sosyal girişimciler yarattıkları çözümle toplumu dönüştürür, sistemi değiştirir, yeni sektörler yaratırlar. Sorumsuz tüketimden kaynaklı doğal kaynakların azaldığı, etik kaygıların hakim olduğu, değerlerin kaybolduğu, gelecek endişesi taşıdığımız son senelerde, sosyal girişimciler kendi inisiyatifleriyle bir takım insanların hayatında büyük değişimler yaratabiliyorlar, toplumları kalkındırabiliyorlar. Sorunun içinde yaşayan bir kişi de sosyal girişimci olabiliyor, büyük şirket sahipleri, ünlü sanatçılar da. Önemli olan toplumu ve ihtiyacı anlamak ve kaynaklarını mobilize ederek yenilikçi bir yaklaşımla çözüm yaratmak. Toplumsal dönüşüm yaratmak Sosyal girişimciler sorunları analiz ederek, kaynakların etkin kullanımıyla toplumsal dönüşüm yaratabiliyorlar. Bunu yaparken de gerçeklerden uzak kalmıyorlar yani realite sınırları içinde ve yeni durumlara uyum sağlayarak değişimin aracı olabiliyorlar. Onları farklı kılan ve girişimlerini sürdürülebilir kılan en önemli özellikleri ise asıl yaptıkları şeyin toplumları yetkinleştirmek olması. Toplumları gelişen bu yeni sistemleri ve kaynakları kontrol edebilir hale getiriyorlar. Kara odaklanmak yerine toplumsal dönüşümlere odaklanan bu kişilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Çöp ayrıştırmadan ekonomik model yaratmadan, geri kazanımla yeni perakende pazarı yaratmaya, ekolojik çiftliklerden, mültecilerin istihdamına, mobil sağlık hizmetinden, engellilerin sosyal ve ekonomik hayata entegrasyonuna, kadın kooperatiflerinden, teknoloji yoluyla gençlerin bilgi paylaşımına, mikrokredi ve adil ticaretle yoksulluğuna azaltılmasına kadar gerçekleştirilen pek çok sistemsel değişim yaratan uygulamaların arkasında sosyal girişimciler var. Diğer yandan, sosyal girişimcilerin birbirileriyle iletişimde olmaları, birbirlerinin deneyimlerinden faydalanmaları, işbirlikleri geliştirmeleri yarattıkları faydanın boyutlarını ve etkisini artırmalarına hizmet edecektir. “Kopyalanmak” ise bu işte bir başarı göstergesi.. Kopyalanmanın legal olduğu yegane dünya sosyal girişimcilik dünyası.. Bir yerel toplumda uygulanıp başarılı olmuş bir model, benzer koşullara sahip farklı toplumlarda da uygulanabildiğinde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine daha çok yaklaşılabiliyor. Tabii kopyalanabilmek, örnek alınabilmek için daha çok görünür ve tanınır olmak önemli. Sosyal girişimcilerin daha görünür kılınması ve desteklenmesi başkalarını tetikleyecek ve esinlendirecektir. Sosyal girişimcileri destekleyen Ashoka, Swab Vakfı, Skoll Vakfı gibi uluslararası kurumlar yanısıra, sosyal girişimcilerin inisiyatiflerini sürdürülebilir kılma adına yetkinliklerini artırmayı destekleyen eğitim programları mevcut. INSEAD Business School’un Sosyal Girişimcilik Programı buna bir örnek. Her sene yapılan INSEAD Sosyal girişimcilik konferansında sosyal girişimciler bir araya gelerek deneyim paylaşıyorlar. Sosyal girişimcilerin birlikte değer yaratmasını amaçlayan HUB (ağ) girişimleri de önem taşıyor. Çok yakında Türkiye’de de bir HUB kurulması planlanıyor.