Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 29 Ocak 2011 Cumartesi Yeni Keşfimiz: İnsan J SERRA TİTİZ Sürdürülebilir Kalkınma Uzmanı Mikado Danışmanlık ok para kazanmak ve çok kar etmek eşittir başarı ve itibar dönemi geride kalmaya başladı... Artık paranın nasıl kazanıldığı ve o parayla ne yapıldığı önemli. Artık itibar ve başarı, kazanılan parayla ne(ler)in mümkün kılındığında yatıyor. Yani artık şirketlerin yanlızca kar paylarını yükseltmek için stratejiler geliştirmeleri, günümüz iş dünyası normlarının dışında kalmayı da göze İşe alımlarda çeşitliliğe almaları demek. Artık özen gösterilir, şirket içinde dünyanın en başarılı cinsiyet ve fırsat eşitliğine şirketleri kurumsal sorumluluklarını ne dikkat edilirse, engelli kadar yerine çalıştırılır, yerel halk teşvik getirdiklerine, ne kadar etik, şeffaf ve edilirse, çalışanların verebilir katılımı desteklenirse ve en hesap olduklarına göre önemlisi şirket içinde seçiliyor. Değerler bulunduğu toplumun, değişiyor... Bu ülkenin, dünyanın parçası değişimde en çok pay olduğunu idrak eder ve sahibi olanlar ise, teknolojik gelişmeler, çevresini koruyup geliştirme gayretine girerse iletişimin çapı ve hızının hızla artması ve bunu bütün kurumlar ve doğal kaynakların yaparsa...İşte o zaman tükeniyor olması. sürdürülebilir kalkınmada Artık dünyayı bir hammadde deposu ileri bir adım atılmış olarak kullanmaya olur... son vermek Ç gerektiğinin farkına varıldı; tüm dünyada kolektif bilinç düzeyi her geçen gün artıyor. İnsanlar tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye başladılar, şirketler iş yapma pratiklerinde yeni düzenlemelere gidiyorlar, devletlerin uymaları gereken yeni yasa ve düzenlemeler var.. Daha önce “sorumluluk” olarak ayrışan uygulamalar artık yaşam pratiği haline geliyor.. Bugün “sorumlu”, “gönüllü” olarak nitelendirdiğimiz davranışlar yakın gelecekte geçersiz sıfatlar olacaklar. Bu kelimelerin kendilerine yer bulacakları bir altyapı kalmayacak.. İşte bu değişen yaşam pratikleri içinde, “insan”ın üretimde de tüketimde de ana etken/kaynak madde olduğunu yeniden keşfediyoruz.. İnsanın değerinin yeniden anlaşılmaya başlanmasıyla “insan kaynakları” uygulamaları ön plana çıkmaya başladı... Şirketler “tüzel kişilik” addedilirler ya.. işte sorun burada başlıyor.. Şirketler bir kişilik değil; kişilikler bütünüdürler. Şirketleri var eden de yok eden de insandır. Neyse ki bir “gizli” gerçek keşfedildi de insanın değeri anlaşılmaya başlandı! Çalışanlar eğitilir, kişisel gelişimlerine yatırım yapılırsa, şirketin sorumlulukları bireyde başlarsa şirketin kolektif bilinci kültürüne yerleşir. Şirketler sosyal sorumluluğun STK’lara bağış yapmaktan ibaret olmadığını, çalışan gelişimi, çalışan hakları, insan hakları, ürün sorumluluğu ve toplumsal yatırımı kapsadığını anladıklarında sürdürülebilir kalkınmada pay sahibi olabilecekler. İşe alımlarda çeşitliliğe özen gösterilir, şirket içinde cinsiyet ve fırsat eşitliğine dikkat edilirse, engelli çalıştırılır, yerel halk teşvik edilirse, çalışanların katılımı desteklenirse ve en önemlisi şirket içinde bulunduğu toplumun, ülkenin, dünyanın parçası olduğunu idrak eder ve çevresini koruyup geliştirme gayretine girerse ve bunu bütün kurumlar yaparsa.. Kurumlardaki kişiler de bunu yaparsa.. geriye döndüremeyiz ama sonu uzatabiliriz.. Bu dünyanın nimetlerinden gelecek nesillerin de faydalanmasını sağlayabiliriz. İnsanların, şirkette çalışanlar olarak şirketi var ettiğini ve itibarını koruduğunu; tüketici olarak şirketin devamlılığını sağladığını ve toplum olarak şirkete meşruiyet kazandırdığının farkına varalım. Sürdürülebilirlik yaklaşımıyla kurumsal sorumlulukların yerine getirilmesi bildiğimiz bir söylem. Bu söylemin kapsadığı ekonomik, sosyal ve çevresel sorumlulukların özünde insanın yattığı ve insanları “kazanırsak” bu sorumlulukların hepsinin kendiliğinden yerine geleceğinin farkında mıyız peki? Fark edenler çoğalıyor.. İnsan Kaynakları uygulamalarının temeline “insan mutluluğunu” alan, çalışanlarına yatırım yapan, onların katkısını topluma yayan, onlara değer veren şirketler iş dünyasının yeni liderleri olmaya adaylar.