26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

İŞ DÜNYASI P&G’den Dr. HAYRÜNNİSA ALİGİL * düzenlenecek kongrede, iklim değişikliğinin getirdiği riskler, sürdürülebilir kalkınmanın en büyük paydaşı iş dünyası açısından getirdiği riskler ele alınacak. Enerji piyasaları, karbon ticareti, iş dünyası için fırsata dönüşen çözümler, tükeniş sürecine giren “su” ve ekosistemler iş dünyası gözüyle ele alınacak. Kongre kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD), Avrupa Birliği, Dünya Bankası, BP Türkiye, Procter & Gamble, Embarq, Otomotiv Sanayicileri Derneği, Soyak, LaFarge gibi kurumlardan üst düzey yetkililer konuşma yapacak. “İklim değişiminin getirdiği tehdit ve fırsatlar” mercek altında İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD), “İş Dünyası için Yeni Tehdit ve Fırsatlar Kongresi” ile kamu, iş dünyası, akademisyenler ve konunun uluslararası uzmanlarını bir araya getiriyor. İTÜSüleyman Demirel Kültür Merkezi’nde 2122 Mayıs 2008 tarihinde gerçekleştirilecek, yerli ve yabancı katılıma açık kongrede iklim değişikliğinin sunduğu tehdit ve fırsatların yanı sıra, alternatifi olmayan tek kaynak “su” da tartışılacak Eczacıbaşı Holding’in Platin sponsorluğu ve BP Türkiye’nin resmi sponsorluğunda, İTÜ İnşaat Fakültesi ve Uluslararası Uzaktan Algılama ve Fotogrametri Derneği (ISPRS) işbirliğinde Yola çıktık, yürüyoruz 2002 yılında dünya çapında devletlerin, STK’lerin katılımıyla gerçekleşen Johannesburg Zirvesi’nden sürdürülebilir kalkınma adına hepimize pek çok görev düştüğü ortaya çıkmıştı. Hükümetlerden bireylere toplumun tüm kesimlerinin, bu uzun yolda aktif birer yolcu olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, iş dünyasına, üretimde kaynakların verimli kullanılması, tüketimde sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk alanında çok önemli görevler düşüyor. Nakliye etkinliğini iyileştirmek, tedarikçilerle iş süreçlerini bu çerçevede belirlemek, insan hakları ve işçi hakları, şirket değerleri ve politikaları artık iş dünyasının daha önemsediği konular... Günümüzde kurumlar, bulundukları topluma karşı sorumluluklarını yerine getirebildikleri ölçüde büyüyorlar. Faaliyetlerimiz, içinde sürdürülebilirlik taşıdığı sürece sonuca ulaşıyor. Biz, topluma katkı sağlayacağımız alanlardan birini hijyen olarak belirledik. Çünkü bu alanda markalarımız nedeniyle bilimsel ve sosyal bir birikime sahibiz. Hijyen konusunda P&G Türkiye’nin daha ilk yıllarında çalışmaları başlattık. 1993 yılında “Değişim, Genç Kızlığa İlk Adım” okul eğitim projesi ile yola çıktık. Bu projeden sürdürülebilir sosyal sorumluluk anlayışının öncülerinden biri haline gelen Kişisel Hijyen/Ergenlik Dönemi Değişim Projesi (OrkidERDEP) doğdu. Türkiye’nin dört bir yanında, TC Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’nın işbirliği ile yürüttüğümüz ERDEP, ergenlik dönemindeki gençleri yaşadıkları fiziksel ve ruhsal değişiklikler hakkında bilgilendirmeyi, bu dönemi huzurlu ve mutlu bir şekilde geçirmelerini sağlamayı amaçlıyor. Bugüne kadar 7 milyonun üzerinde gence ulaşıp eğitimler verdik. Önce kızlarımıza ulaşan projeye 1999 yılı itibarıyla erkekleri de dahil ettik. Bugün, anneler de sınıflarda hemşirelerin verdiği eğitim seminerlerine katılabiliyor. ERDEP danışma hattındaki (0800 261 2136) uzmanlar, hem öğrenciler hem de velilerden gelen soruları yanıtlıyor. Bu projenin ana fikri, en ihtiyaç duyduğu dönemde gençleri kişisel hijyen ve ergenlik dönemi ile ilgili bilinçlendirmekti. Proje, kendi içinde sürekli büyüdü ve gelişti. ERDEP Eğitim Birimi tarafından okullarda gerçekleştirilen eğitim modülü, üreme sistemleri ve sağlığı, âdet dönemi, genel beden temizliği/kişisel bakım, cinsel kimlik gelişimi, madde bağımlılığı ve zararlı alışkanlıklar gibi geniş bir konu yelpazesini kapsıyor. ERDEP’in kendi sınırlarını aştığını bilmek de bize güç veriyor. Proje, Türkiye’de bazı gelişmelere neden oldu. Ergen gelişimi artık üzerinde konuşulabilir bir konu haline geldi. Tıp fakültelerinin jinekoloji anabilim dallarında “Ergen Sağlığı” bilim dalları açıldı. Tıp kongrelerinde ergen gelişimi için özel bölümler ayrılmaya başlandı. Hijyen, artık devletler tarafından da önceliğe alınmış durumda. Su ve hijyen konusuna dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler, 2008’i “Uluslararası Sağlık Koşullarını İyileştirme Yılı” olarak belirledi. ERDEP’te gençlerle sürdürdüğümüz serüveni şimdi çocuklarla yeni bir boyuta taşımak için kolları sıvadık. Bu yıl, TESCO KİPA ile sağlıklı nesiller yetiştirmek ve yaşam alanlarını sağlıklı hale getirebilmek için el ele verdik ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) da işbirliğiyle okullarda hijyen seferberliği başlattık. Yarının garantisi çocukların gün içinde vakitlerinin çoğunu geçirdikleri okulları, daha sağlıklı ve hijyenik hale getirmeyi hedefleyen projenin ilk etabında, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Uşak ve Kırklareli’ndeki toplam 6 okula fiziksel yatırım yapıyoruz. Proje, okullara yapılacak fiziki yatırımla da sınırlı kalmıyor. Alo Hijyenik Beyazlar ve Türk İnfeksiyon Vakfı’nın (TİV) desteğiyle, anne ve çocukların hijyen bilincini arttırmayı hedefleyen eğitimler hazırlandı. Özellikle çocukların hijyenin önemini sıkılmadan, severek öğrenebilmeleri için eğitim çalışmaları değişik mecralarda yürütülüyor. Hijyen eğitimleri çerçevesinde anne ve çocuklar için hijyen kitapçıkları bastırıldı; içinde çeşitli bilgisayar oyunları ve ödüllü yarışmaların da olduğu, www.hijyenikailem.com adresli internet sitesi yayına hazırlandı; eğitimlerin yürütüldüğü illerde “Hijyenik Ailem” konulu resim ve öykü yarışması düzenlendi. Özetle, hijyenin tüm kulvarlarda önemsenmesi için bir yola çıktık, yürümeye devam ediyoruz... Gelecek sayıda buluşmak üzere Uludağ’da maskeli protesto Bursa’da kurulu 12 sivil toplum örgütünün üyeleri, ‘’oteller bölgesi’’ olarak anılan 1. ve 2. gelişim bölgelerindeki otel ve kamu tesislerinin kanalizasyon atıklarının, arıtılmadan Kaplıkaya ve Balıklı derelerine bırakıldığı iddiasıyla maske takarak protesto gösterisi yaptı. Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Ayhan Kazancı, 2. Gelişim Bölgesi’nde maske takarak bir araya gelen sivil toplum örgütü üyeleri adına yaptığı açıklamada, Uludağ’ın milli park olduğunu söyledi. Bu nedenle insan müdahalesinin bulunmaması, kendi doğallığına bırakılması gerektiğini ifade eden Kazancı, ‘’Buna rağmen ulusal ve uluslararası su şirketleri, zirvesine kadar uzattıkları borularıyla Uludağ’ı gerçek anlamda hortumlamaktadır. Uludağ’da yaban yaşamı, susuzluktan en çok etkilenen kitleyi oluşturmaktadır’’ dedi. Su ve Kanalizasyon İdaresi, Kaplıkaya Deresi kenarına kurduğu içme suyu tesisini kirlilik nedeniyle yıllar önce kapatmak zorunda kaldı. Kirlenen dereler, Bursa Ovası’na indiğinde sulama amaçlı kullanılıyor. Bu yolla kimyasal kirlilik, besinler yoluyla hepimizin mutfağına kadar giriyor. Yetişen meyve ve sebzelerin yıllık üretiminin her geçen yıl düştüğü de bir gerçek.’’ Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlayacak hukukun oluşmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Kazancı, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: Uludağ’daki su kaynaklarının su şirketlerine pazarlanması durdurulmalıdır. Su şirketleri para kazanacak diye canlı yaşamının ‘su hakkı’ elinden alınamaz. Uludağ’daki otel ve kamu tesisleri başta olmak üzere Bursa’daki buna benzer tesislerin kanalizasyonlarını derelere yönlendirmeleri engellenmelidir. Su kaynaklarını ve sulak alanları kirleten sanayi tesisleri, arıtma tesisi kurana kadar kapatılmalıdır. Arıtma tesislerinin yeterliliği ve çalıştırılmasındaki süreklilik denetlenmeli, uymayanlara ağır cezalar verilmelidir. Tarımsal üretimlerde bilinçsiz ve yoğun sentetik gübre ve tarım kimyasalı kullanımı engellenmeli, böylece bu kimyasalların su kaynakları, havza ve barajlara ulaşması durdurulmalıdır. Tarımsal üretimlerdeki ilkel sulama yerine, suyu daha ekonomik kullanan sulama sistemleri kullanılmalıdır. ‘Kirlilik mutfağımızda’ Kardan başka hiçbir şey düşünmeyen sermaye tarafından hortumlanan yaban yaşamının, her geçen gün yok oluşun eşiğine biraz daha yaklaştığını belirten Kazancı, şöyle devam etti: ‘’Oteller bölgesi olarak anılan 1. ve 2. gelişim bölgelerindeki otel ve kamu tesislerinin kanalizasyon atıkları arıtılmadan, Kaplıkaya ve Balıklı derelerine boşaltılmaktadır. Derelerdeki kirlilik benekli alabalık neslinin tükenmesine neden oldu. Doğal yaşam döngüsü içindeki canlılar, bu kirlilikten fazlasıyla etkileniyor. Bursa * P&G Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear