Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ENERJİ 10 Mahmut GÜRER NKARA Türkiye yeni yıla 3 yıldır olduğu gibi yine doğalgaz krizi ile girdi. Bu kez Ukrayna kaynaklı olarak gerçekleşen kriz nedeniyle Türkiye günlük 11.7 milyon dolar zarar ederken, depolama tesisleri ve doğalgaz kaynaklarının yetersizliği yine en az gündeme gelen konular oldu. Avrupa’yı da üşüten krizin altında yatan temel nedenin ise Rusya’nın kurmak için büyük çaba harcadığı Doğagaz İhraç Eden Ülkeler Birliği olduğu ifade ediliyor. Türkiye 2009’a Rusya ile Ukrayna arasında aktarım ücreti tartışması nedeniyle başlayan krizden kaynaklı doğalgaz sıkıntısı ile başladı. Ukrayna ile 2009 gaz fiyatı ve geçmiş döneme ait gaz borcu sorununu çözemeyen Rusya, 1 Ocak’tan itibaren Ukrayna’ya verdiği doğalgazı kesti. Gazprom bir hafta sonra da Ukrayna’nın transit gazı çaldığı gerekçesiyle bu ülke üzerinden Avrupa ve Türkiye’ye gönderdiği gaz akışını da askıya aldı. AB’nin devreye girmesiyle taraflar arasında bir anlaşma sağlanırken, bunun yine de kalıcı bir çözüm olması beklenmiyor. Türkiye ise son 3 yıldır her krizden olduğu gibi bu krizden de en yüksek seviyede etkilendi. Türkiye, 2006’da UkraynaRusya, 2007’de de İran’ın doğalgazı kesmesi nedeniyle benzer bir sıkıntı yaşamıştı. Ancak Türkiye’nin her krizde büyük panik yaşaması geçen 3 yıllık süreçte hiçbir önlem alınmadığını da açık biçimde ortaya koydu. Türkiye kriz süresince özellikle büyük kapasiteli bir doğalgaz depolama alanının yokluğunu ciddi biçimde hissetti. Batı Hattı’ndaki Rus doğalgazı kesintisi, kriz boyunca Türkiye’nin doğalgaz sisteminde günlük 42 milyon metreküplük açığa neden oldu. Bu açık ise mevcut stoklarla çözülemeyince, sıvılaştırılmış doğalgaz ile kapatılmaya çalışıldı. Türkiye Mavi Akım, İran, Azerbaycan doğalgazı ve depolardaki stokların pompalama hızı ile 42 milyon metreküplük açığın, en fazla 27 milyon metreküplük bölümünü kapatılabildi ve kapatılamayan açık günlük 15 milyon metreküplük LNG satın alınarak dolduruldu. A HER YIL Türkiye son 3 yılda 3. doğalgaz krizini yaşarken, hükümetin olası bir kesintide hiçbir önlem almadığı da açıkça ortaya konulmuş oldu. Sorun son 3 yıldır olduğu gibi yine LNG alınarak çözülürken, bu durum Türkiye’nin günlük 11 milyon doların üzerinde zarar etmesine neden oldu. LNG cebimizi ısıttı Ancak LNG piyasasındaki ciddi artış Türkiye’nin günlük bazda büyük maddi zarara uğramasına neden oldu. Türkiye, Batı Hattı’ndan gelen doğalgazın 1000 metreküpünü, son fiyat düşüşünün ardından yaklaşık 320 dolar seviyesinden satın alıyordu. Ancak kriz ile birlikte LNG’nin 1000 metreküp fiyatı 1100 dolar ve üzerine çıktı. BOTAŞ Cezayir, Nijerya ve Norveç’ten, yani spot piyasadan, gerçekleştirilen LNG alımını da 1100 dolar seviyesinden gerçekleştirdi. Buna göre Türkiye her 1000 metreküp başına yaklaşık 780 dolar zarar etti. Bu da Türkiye’nin 15 milyon metreküplük doğalgazı sisteme dahil ettiği hergün için 11.7 milyon dolar fazla para ödemesine neden oldu. yönetiminin 2007’de, Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile yaptığı anlaşmaların da bu yönde atılmış ilk adımlar olduğu dile getiriliyor. 2008 sonunda Ukrayna’nın doğalgazının kesilmesiyle hemen hemen eş zamanlı olarak Rusya’da toplanan GECF, “doğalgaz OPEC”inin kurulmasına dair 14 ülke arasında protokol imzalanmıştı. Gaz birliğinin kurulması için yapılan zirvede Rusya Başbakanı Vladimir Putin, yeni oluşumun ardından ucuz gaz döneminin artık biteceğinin altını çizmişti. Söz konusu birlik içerisinde, İran, Katar, Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın da yer alması bekleniyor. Öte yandan Rusya’nın söz konusu doğalgaz birliğini kurmak için, yaklaşık 2 yıldan bu yana çaba gösterdiği belirtiliyor. 2007 yılında Orta Asya ülkelerinden Kazakistan ve Türkmenistan tüm doğalgazının satış hakkını eline alan Moskova yönetimi, geçtiğimiz kasım ayında da benzeri bir anlaşmayı Azerbaycan ile imzalamıştı. Dolayısıyla OPEC benzeri uluslararası bir doğalgaz kartelinin kurulması durumunda, bu konudaki başat ülke Rusya olacak. Bu kapsamda Rusya’nın Ukrayna’nın doğalgazını yeniden keserek, AB’ye olası bir doğalgaz kartelinin 3 yılda 3. kez doğalgaz sıkıntısı AYNI KRiZ oluşturabileceği güç konusunda gözdağı verdiği de ifade ediliyor. Rusya Doğalgaz OPEC’inin ekonomik kriz etkisini tam olarak göstermeden önce devreye girmesini ve böylece doğalgaz üreten ülkelerin kriz sürecinden etkilenmemesini öngörüyor. Söz konusu birliğin kurulması durumunda, doğalgaz fiyatı tüm dünyada aynı olacak ve bu fiyatı büyük oranda en büyük rezervler Rusya belirleyecek. Bu da AB üyeleri ve Türkiye gibi, doğalgaza bağımlı ülkelerin masraflarının ciddi biçimde artmasına neden olacak. Türkiye kaygı duyuyor Türkiye ise 14 ülke tarafından kurulması planlanan doğalgaz kartelinin fiyatları yükseltmesi olasılığından büyük kaygı duyuyor. Yıllık yaklaşık 50 milyar metreküp doğalgaz ithal eden Türkiye, ortak doğalgaz fiyatı uygulamasına geçilmesi durumunda büyük zarar etme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Türkiye yıllık bazda Rusya’dan toplam 2 boru hattından 26, İran’dan 10, Azerbaycan’dan 7 milyar metreküp doğalgaz satın alıyor. Kalan 7 milyar metreküplük gaz ise sıvılaştırılmış halde Nijerya ve Cezayir’den sağlanıyor. Ancak Türkiye doğalgazı her ülkeden farklı fiyatlarla alıyor. Rusya’dan alınan doğalgazın 1000 metreküpü yılın büyük bölümünde 320 dolar seviyesindeyken, bu fiyat en fazla 360 dolara çıkıyor. Azerbaycan’dan 180, İran’dan ise 240 dolara doğalgaz alımı yapılıyor. Kriz dışı zamanlarda anlaşması yapılan LNG 520 dolar civarından ithal ediliyor. Satın alınan doğalgazın Türkiye’ye yıllık maliyeti ise 25 milyar doların üzerinde oluyor. Türkiye’yi kaygılandıran ise Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) gibi bir doğalgaz kartelinin tüm ülkelerdeki doğalgaz satış fiyatını yüksek kurdan sabitlemesi... Söz konusu birliğin başat ülkesi olan Rusya’nın fiyatlar konusundaki yaklaşımı Türkiye’nin durumunu çok yakından etkileyecek. Türkiye şu anda en yüksek fiyatlı doğalgazı Rusya’dan alıyor. Diğer ülkelerin de, fiyatları Rusya seviyesine çekmesi durumunda Türkiye’nin yıllık 25 milyar dolar seviyesindeki doğalgaz harcamalarının, 35 milyar dolara çıkmasına neden olacak. Krizin temel nedeni Doğalgaz krizinin temel nedeni dünya kamuoyuna, Ukrayna’nın Rusya’ya olan borçlarını ödememesi olarak yansıtılmasına karşın, uluslararası enerji çevreleri ise durumu farklı değerlendiriyor. Buna göre, sorunun temelini Rusya’nın doğalgaz fiyatlarını tekeline almak için, Petrol Üreten Ülkeler Birliği’ne (OPEC) benzer bir doğalgaz örgütünü işler hale getirmek istemesi oluşturuyor. Moskova ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ