25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 ŞUBAT 2007 Ener ji ve Yaşam C TASARRUF Işık kirliliği başımıza dert eceleyin çevremizi neden aydınlatıyoruz? Bu sorunun cevabı tabii ki çok basit. Daha iyi görebilmek için. Peki gördüklerimizin güzel bir görünümde ve ahenk içerisinde olması bizler için önemli değil midir? Ne yazık ki hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde kötü aydınlatma uygulamaları var ve bu uygulamalar bilinçsizce yapılarak dünyamızı ve dolayısıyla bizleri tehdit altında bırakıyor. Yol, cadde ve sokak aydınlatmaları; park, bahçe ve spor alanlarının aydınlatmaları, turistik tesislerin, binaların dış cephe aydınlatmaları; reklam panoları, güvenlik amacıyla aydınlatma, evlerden, binalardan taşan ışıklar, kullanılan armatürlerin ve lambaların yanlış seçimi ve yanlış yönlendirilmesi; ışık tecavüzü, göz kamaşması, dikine ışık ve aşırı miktarda ışık oluşmasına neden oluyor. Işık kirliliği; hava kirliliği, su kirliliği gibi zehirleyici olmasa da gereğinden fazla ve yanlış yerde ışık kullanmak para kaybına neden olup ülkelerin bütçelerinde önemli bir yer oluşturuyor. Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği’nin yaptığı bir araştırmaya göre, yanlış uygulamalarla dış aydınlatmalarda kullanılan ışığın yüzde 30 kadarının boşa gittiği tespit edildi. Bu yanlış uygulamaların maliyetinin ABD’de yılda 2 milyar dolar olduğu İngiltere’de ise yanlış ışıklandırmanın yılda 53 milyon sterlin tutarında enerji kaybına neden olduğu belirtiliyor. TÜBİTAK tarafından hazırlanan farklı raporlar Türkiye’nin büyük şehirlerinde aydınlatmanın yanlış yapıldığını vurguluyor. Rakamlara göre G Türkiye’de yanlış aydınlatma yüzünden kişi başına 2.3 kw/h ışık boşa gidiyor. Türkiye genelinde ise bu rakam 19 milyon 950 bin YTL’ye kadar çıkıyor. Bu da ışık kirliliğine karşı önlem almanın yaklaşık bir elektrik santralı kurmak anlamına geldiği gerçeğini ortaya koyuyor. Oysa bu kirliliğin mali boyutundan çok, doğal hayata hatta kültürel hayata etkisini de ciddiye almak gerek. Öyle ki göçmen kuşlar için ışık kirliliği yeni bir tehlike oluşturuyor. Göçmen kuşların ışık saçan tesislerden nasıl etkilendiğini araştıran Shell, göç yolları Kuzey Denizi üzerinden geçen Göçmen kuşlar, şehir ışıklarından etkileniyorlar. kuşların, geceleri tesislerin güçlü ışıkları nedeniyle dikkatlerinin dağıldığını, bunun da platformlar çevresinde bir süre dönmelerine, bunun sonucunda da vücutlarında bir miktar yağ ve su kaybına yol açarak göç sırasında daha fazla yorulmalarına neden olduğunu tespit etti. Bunun üzerine tesis ışıklarının güçleri çok büyük oranda azaltıldı. Ancak bu kez de yetersiz aydınlatma nedeniyle çalışanlar açısından emniyet risklerinin doğduğu görüldü. Çare, Philips’e başvurmakta bulundu. Şimdi Philips, kuşların dikkatini dağıtmayacak ancak yeterli aydınlatma da sağlayacak farklı bir renkte aydınlatma sistemi arayışı içinde. Sebep olduğu katliamı görmezlikten gelen insanoğlu hâlâ önlem almamakta diretirken her yıl milyarlarca haşereyi, sineği tüketen, milyarlarca bitki tohumunu yayan kuşlar ya yorulup düşünceye kadar ışık saçan yerlerin etrafında dönüyor ya da doğrudan binalara çarpıyor. Bu şekilde bir gecede binlerce kuşun öldüğü haberleri sadece o an gözlerimizin dolmasına neden oluyor. Denize ulaşmak için deniz ile kara arasındaki aydınlık farkını kullanan kaplumbağalar için de durum pek farklı değil. Yapay ışıklandırmanın kurbanı olan kaplumbağalar, karaya yönlendirilen ışık nedeniyle hayatlarından oluyorlar. AMAN DİKKAT! Amacımızın göğü aydınlatmak olmadığını düşünürsek bu konuda dikkate almamız gereken birkaç kıstas olduğunu öncelikle öğrenmemiz gerek. (1) Işığın göğe yönelmesini kesmek ve aydınlatılacak yere yöneltmek, (2) Birim enerji başına daha çok ışık veren kaynakları kullanmak, (3) Zamanlayıcılarla reklam ve ilan ışıklandırmaları gibi gereksiz aydınlatmaları belirli bir süreden sonra kapatmak. Bu kapsamda Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) Yönetim Kurulu, 4 Temmuz 1998’de bir bildiri ile Birleşmiş Milletler’i uyararak, ışık kirliliğini önleyici her türlü çalışmayı desteklediğini duyurmuştu. Başta ABD, İspanya olmak üzere birçok ülkede yerel yönetimlerin çoğu ışık kirliliğine karşı özel yasalar ve yönetmelikler çıkarmakta ve uygulamayı yaygınlaştırmaya çalışmakta. Dünya üzerinde saygın bir ülke konumuna gelmeyi isteyen Türkiye de doğaya ve canlılara önemini göstererek amacını gerçekleştirme yolunda en büyük adımını atabilir ve bu konuya gösterdiği ilgiyle niyetlerinde tutarlı olduğunu gösterebilir. 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear