26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

25 ŞUBAT 2011 CUMA SAYFA 3 “Kent ve Planlama”nın Önemi... Adana 2. Kent Sorunları Sempozyumu programını hazırlamak için yarın düzenlenecek forum tarihsel önemde özellik taşıyor; çünkü, sadece Adana için değil, bütünüyle Çukurova'yı yakından ilgilendirecek bir öze sahip... Adana'da son bir yıldır belediyeler eksenli yaşananlar bile dikkate alındığında sorunsala bütüncül yaklaşım kendini dayatıyor... Dönemsel planlamaların tarih olduğu, planlı dönem anlayışının rafa kaldırıldığı sürece rastlayan bir yaklaşımla bakıldığında söz konusu sempozyumun çerçevesi Adana'yı aşacak nitelikte vizyonu gerekli kılıyor... Ne var ki, verili ön bilgilerle sempozyumda nelerin irdeleneceğine bakılınca, ilk sempozyuma oranla daha kapsamlı bir yaklaşım arayışı var sanılmasına karşın, dikkatli bir incelemeyle bu yaklaşımın yanıltıcı olduğu çıkıyor ortaya... Bunda büyük olasılıkla iki sempozyum programı arasındaki yaklaşım farkı etkili oluyor... İki program arasında bazı konularda ardışıklığın olmaması, ikincideki ön hazırlığın birinci dikkate alınmadan yapılması temel etmen gibi görünüyor... Örneğin 1. sempozyumda fütürist yaklaşımdan yoksun bir bakış söz konusuydu... Bu yıl ise “Kent ve Geleceği” içerikli iki başlık var... Bu olumlu... Kuşkusuz, daha önemlisi başlığın altının nasıl doldurulacağı... Burda duyulan kaygı ilk sempozyumdaki yaklaşımların kent bilimi açısından “postmodern” disipline daha yatkın izlenimi vermesinden kaynaklanıyor... Bununla birlikte Yumurtalık'ın etkisi düşünülmemiş, bölgenin Türkiye'nin 2. metropolü olacağı da hesaba katılmamıştı... Bu yıl ise “Kent ve Planlama” başlığı altında ele alınacağı belirtilen konulara nasıl bir disiplinle yaklaşılacağının vurgulanmaması ucu açık izlenimi veriyor... Buna karşın, bu yılki programda bölgesel sorunların ele alınacağının ipuçları var... Yumurtalık ya da 2. metropol olgusu, gerek bölgesel, gerekse uluslararası etkiler dikkate alınarak irdelenip irdelenmeyeceği, yine sınırlı disiplinlerle, sınırlı bir yaklaşıma mahkum olup olmayacağı merak ediliyor... Tarım, sanayi, enerji, ticaret, turizm, istihdam, gıda güvenliği gibi konuların “Kent ve Ekonomi” başlığı altında ele alınmak istenmesi olumlu, ancak bu yıl da program hazırlanırken “kültür, sanat, spor” konularının akla getirilmemesi, “kentçevre, küreselleşmenin etkileri, istihdamişsizliktaşeronlaştırma, üniversite arazileri üzerindeki oyunlar, İncirlik” gibi konuların da özel başlıklarla vurgulanmaması programı tasarlayanların söz konusu sorunsala yaklaşımı ya da bakış açısının ipuçlarını veriyor. Küresel ekonomi politikin yapılandırdığı gelişmelerin bölgemize etkisini içeren yapılanmalara “Kent ve İnsan” başlığı altında yaklaşım ise ya bilinçli ya özensiz ya da bilinçsiz bir tercihin ürünü izlenimi veriyor. Ülkenin en nitelikli üniversitelerinden mezun olmuş, üyeleri birikimli insanlardan oluşan örgütler adına yapılan çalışmaya “özensizbilinçsiz” tanımı uygun düşmüyor... O zaman geriye kalan tek seçenek olan yaklaşım bilinçliyse yorumun da bakış açısı değişiyor... Çünkü, “Gündem 21” başlığı altında ele alınarak irdelenmesi gereken, neoliberal dayatmalarla uygulamaya konulan ekonomi politiğe özgü “katılımcı demokrasi” gibi görünüşte masum, ama o ölçüde sosyal devlet yaklaşımının uzağına düşen, düzenleyici devlet yapılanmasıyla sermayeye kaynak yaratan / aktaran, hizmet üreten bir söylemin “kent konseyi” ve bu yapılanmanın ürünü yerel meclislerle birlikte ele alınırken bu yıl ÇKA (Çukurova Kalkınma Ajansı)'yla ilgili bir başlık açılmaması, 'acaba 1. sempozyumdaki eleştirel bakıştan yoksun bir yaklaşım mı var' yorumuyla değerlendirildiğinde “hemşehricilik”, “katılımcılık” gibi içeriği masum sözcüklerle açılan başlıkların pek bir anlamı kalmıyor; ayrıca kuşku artırıyor; mış gibi mi yapılıyor, kayıkçı kavgasıyla topluma sol sinyaller verilirken loncanın çıkarlarına mı bakılıyor sorularını gündeme getiriyor... Kendilerini dünyaya sol prizmadan bakan kişiler olarak tanımlayanlar tarafından hazırlanan böyle bir program taslağında “kent konseyi”nin adı geçerken “kalkınma ajansı”ndan söz edilmemesi kesinlikle kafa karıştırıyor... Dahası, programın özü itibariyle “yönetişim” yapılanmasına eklenme çabası izlenimi veriyor... Her şeye karşın, İKK (TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu)'nın ağır sorumluluklar içeren bu girişimini olumluyor, yukardaki görüşlerin de çağrı metnindeki “öneri” beklentisine bir karşılık olarak kabul edilmesi dileğiyle İKK yöneticileriyle Çukurova kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. “Büyük köy” masaya yatırılıyor “Adana Kent Sorunları Sempozyumu II” 2021 Mayıs'ta yapılacak ADANA(Cumhuriyet Bürosu) Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu'nca 2. Kent Sorunları Sempozyumu düzenlenecek. 2021 Mayıs'ta gerçekleştirilecek sempozyuma meslek odalarıyla emek ve demokratik kitle örgütleri de destek verecek. "Adana'da yaşanan kentsel, ekonomik ve sosyal sorunlara etkin çözümler üretmek" amacıyla yapılacak sempozyumda, "kent, kentleşme, kent sorunları ve çözümlerinin küresel, ulusal ve çevre etkenleriyle birlikte ele alınarak değerlendirilmesi" amaçlanıyor. Sempozyum öncesinde altyapı hazırlığı olarak yarın (26 Şubat) “Adana Kent Sorunları Forumu” düzenlenecek. Forumdan çıkacak sonuçlar sempozyuma ışık tutacak. nucunda kentlerde halkın ihtiyaçları gözetilmeden, ağırlıklı olarak yatırımcılar için 'yarışan yerellikler' ve 'marka kentler' yaratma anlayışının hakim olduğunu söyledi. Adana'nın ise bunların dışında, yanlış yatırım tercihleri, merkeziyerel yönetimlerin kente uygun olmayan ulaşımkentleşme politikaları, yerel yönetimlerdeki kaos, plansızlık, işsizlik ve yoksulluğun neden olduğu sorunlarla boğuştuğunu belirten Altıokka, uzun yıllar, 'Büyük Köy' olarak anılan Adana'nın, şimdilerde de, 'kimliksiz ve kişiliksiz bir kent' haline dönüşme tehdidi yaşadığını vurguladı. Çözüm üretmek... Çarpık yapılaşma ve betonlaşmaya dikkat çeken Altıokka, bu durumun yanlış kentleşme modeline Türkiye'de örnek haline geldiğini anlattı. Sempozyuma halkın katılımının önemini vurgulayan Altı okka şöyle devam etti: "Doğu Akdeniz Bölgesi'nin merkezinde yer alan Adana'da büyük ölçekli termik santraller, petrol boru hatları ve rafinerilerden oluşan 'Enerji İhtisas Bögesi', gemi yapımısökümü, demirçelik sanayi gibi ağır ve kirletici sektörlerle, lojistiğe dayalı 'Özel "Kimliksiz, kişiliksiz kent" İlki 910 Mayıs 2008 tarihlerinde gerçekleştirilen, ikincisi ise Mayıs ayında yapılacak olan sempozyumla ilgili Cumhuriyet'e açıklama yapan TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mustafa Altıokka, son yıllarda neoliberal politikalar so “Adana Kent Sorunları Sempozyumu II” kapsamında, “Gördüğüm Adana” konulu ödüllü fotoğraf yarışması düzenlendiği, bununla ilgili bilgilerin www.zmo.org. tr adresinden edinilebileceği bildirildi. Neler irdelenecek? S eyhan Oteli Güney Balo Salonu'nda iki gün süreyle gerçekleştirilecek sempozyumda, "Kent ve İnsan" başlığı altında, kent kimliği, Adanalılık, hemşehrilik bilinci, kent yönetimi, katılımcı demokrasi, kent konseyleri, yerel meclisler, ayrışmabütünleşme, zengin yoksul ayrılışı, uyum sorunları, dışlanmışlık, dezavantajlı kesimler, eğitim ve sağlık sorunları ele alınacak. "Kent ve Planlama" adı altında, kent ve il planlaması, yapılar, TOKİ uygulamaları, imar çalışmaları, tarım toprakları ve amaç dışı kullanımı, kanalizasyon, yağmur suyu, katı atıklar, ulaşım, rekreasyon ve peyzaj konuları irdelenecek. "Kent ve Ekonomi" bölümünde, tarım, sanayi, enerji, ticaret, turizm, istihdam ve gıda güvenlik tartışılacak. "Kent ve Geleceği" başlığı altında ise kentin geleceğine ilişkin senaryolar, kentin geleceği içinde sosyal, fiziksel, ekonomik yönetsel gelişmeler, yeni kent modellemeleri, önemi artan, azalan kentler, göç, bölgesel gelişme eğilimleri ve metropoliten alan olarak Çukurova konuları tartışmaya açılacak. Öte yandan sempozyum sekreteryasından yapılan açıklamaya göre belirtilen kurallara uygun olarak 11 Mart'a dek sempozyuma bildiri özetleri gönderilecek. Değerlendirmenin ardından bildiriler en son 15 Nisan'da ilgili yere teslim edilecek. Sanayi Bölgesi' kurulması planlanıyor. Adana, nostaljik geçmişi ile küresel güçlerin kendisine hazırladıkları muhtemel geleceği arasında sıkışmış, kentin sahiplerinin kentin geleceğini belirleme gücünü ellerinden kaçırıp, dış dinamiklere terketme ihtimaliyle yüz yüze kalmıştır. Kent çağdaş gelişmelerden payını alamamış, sahip olduğu, doğal, kültürel ve tarihi potansiyelini yeterince değerlendiremeyerek görece üstünlüklerini de yitirmeye başlamıştır. Tarım ve sanayi kenti olarak bilinen Adana'da kent sorunlarının mevcut durumu ve geleceğinin belirlenmesine ihtiyaç vardır. Yaşanan kentsel, ekonomik ve sosyal sorunlara etkin çözümler üretmek, kentleşme, kent sorunları ve çözümlerinin küresel, ulusal ve çevre etkenleriyle birlikte ele alınarak değerlendirilmesini amaçlıyoruz. Tüm tarafların ve halkın katılımını da bekliyoruz." Altıokka, ayrıca sempozyum öncesinde altyapı hazırlığı olarak yarın yapılacak “Adana Kent Sorunları Forumu”ndan çıkacak sonuçların sempozyuma ışık tutacağını belirtti. ATO, “Seyhan Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Bölgesi” raporunu açıkladı: SAVAŞ KÜRKLÜ İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı Adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni İBRAHİM YILDIZ Adana Temsilcisi ÇETİN YİĞENOĞLU Sorumlu Yazıişleri Müdürü MİYASE İLKNUR Reklam Sorumlusu İLKER İŞİSAĞ Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Yönetim Yeri: Prof.Nurettin Mazhar Öktel Sk. No:2 Şişli/İstanbul Tel: (0 212) 343 72 74 Faks: (0 212) 343 72 64 Adana Temsilciliği: Çınarlı Mh. İnönü Cd. 5 Sk. Aksoğan İşhanı Kat:1/1 Seyhan/ADANA Tel: (0 322) 363 12 09 363 12 11 Faks: (0 322) 363 12 15 Baskı: DPC Adana Tesisleri Ceyhan Karayolu 01260 ADANA Tel: (0 322) 346 16 00 Cumhuriyet’in haftalık ücretsiz ekidir. Yayın Türü: Bölgesel. ADANA Adana Ticaret Odası (ATO), Bakanlar Kurulu kararıyla 2006 yılında, “Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları Yönetmeliği” kapsamına alınan Kuzey Adana’nın ekonomik ve sosyal yapısına darbe vuran olumsuzlukların çözümü konusunda başlattığı girişimler kapsamında, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin farklı bölümlerinden öğretim üyeleri tarafından hazırlanan konuyla ilgili raporu açıklandı. Rapora göre, uygulamanın yeniden gözden ge çirilmesi gerektiğini vurgulayan ATO Başkanı Şaban Baş, “Kuzey Adana’da koruma sınırlarının yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz” dedi. Adana’nın kuzey kesiminin yönetmelik kapsamında koruma altına alındığı gerekçesiyle uygulanan inşaat yasağının, bölgede yaşayan 80 bin insanın yanı sıra. çok sayıdaki işyeri ve inşaatı zor durumda bıraktığını belirten Baş, hazırlanan rapora dayanarak yaptığı açıklamasında şunları söyledi: “Daha önce de çeşitli kuruluşlar tarafından haklı gerekçelere dayandı rılarak açıklamalar yapılan konunun daha bilimsel temellere dayandırılması amacıyla İTÜ’den konunun uzmanlarına rapor hazırlattık. İnceleme sonucu hazırlanan rapor bizi haklı çıkardı ve mevcut uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Bölgedeki gerek kamu, gerekse özel şahıslara ait binlerce yapının “kaçak” durumuna düşürülmesi, yapımı sürenlerin de ruhsat alamamasına neden olan yasaklamanın günümüze nasıl uyarlanabileceğine ilişkin İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Şaban Baş’ın, “Sınırlar yeniden düzenlenmeli” dediği yapılaşmanın göl kıyısına kadar indiği biliniyor. Mühendisliği’nden Prof. Dr. Seval Sözen, Prof. Dr. Orhan İnce, Doç. Dr. Süleyman Övez, Orman Mühendisliği’nden Prof. Dr. Ahmet Yeşil ile Şehir Bölge ve Planlama Bölümü’nden Doç. Dr. Ferihan Gezici’den oluşan ekibin hazırladığı detaylı rapor, ATO’yu bir kez daha haklı çıkardı. Söz konusu yönetmeliğin, ‘Köy ve beldelerin meskun mahallerinde, özel mülkiyet tapulu yerleşim alanları ile altyapı hizmetleri, konut, ahır, samanlık ve benzeri ek binaları, ibadethane, sağlık ocağı gibi ortak kullanım yerleri koruma sahaları için hazırlanacak olan plan hükümleri dışında kalır’ hükmüne aykırı olduğuna dikkat çekilerek, ‘Bölge mahallinde yapılan incelemede gözlenen ve bölgenin koruma sahası ilanından en az 15 yıl öncesinde inşa edilmiş büyük bir yapı stoku tespit edilmiştir’ denmesi ve yine, ‘Bu tespit, anılan meskun bölgeler, altyapılar ve ilgili faaliyetlerin olumsuz etkileri ve bu yöndeki gelişmelerin bölge sınırlarının belirlenmesi aşamasında mevzuatın gerekleri doğrultusunda dikkate alınmadığını göstermektedir’ şeklindeki saptamalar çok önemlidir.” Raporun, Baraj Gölü ve civarında kalan doğal hayatı koruma ve geliştirme adına büyük önem taşıdığını vurgulayan Baş şöyle devam etti: “Bu bölgede çok sayıda konut, işyeri ve kamu binası yıllardır kullanılıyor. Bölgede büyük çoğunluğunu konutun oluşturduğu binlerce yapının inşaatı ise sürüyor. Bu bölgeye yatırım yapan çok sayıda üyemiz de mağdur durumda. Çünkü mevcut yö netmelikten dolayı belediyelerden ruhsat alamıyorlar. Adana ekonomisini olumsuz etkileyen bu karmaşanın önlenmesi için, gerek doğal hayat, gerekse günümüz gerçekleri dikkate alınarak koruma sahasının tekrar belirlenmesi artık kaçınılmaz bir hale gelmiştir.” C MY B C MY B ZAYİ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’dan aldığım geçici mezuniyet belgesini kaybettim. Hükümsüzdür. Narin VURAL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear