Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Jeoloji Mühendisleri Mersin Temsilcisi Erkan Demir “Nükleer santral alanı deprem riskli bölgede” ABİDİN YAĞMUR Termik Santral karşıtlarının Erzin’deki eylemine, ‘Don Kişot’ olarak tanınan Osman Akkuş’da katılarak destek verdi. Termik santral karşıtları Erzin’deydi OSMANİYE (Cumhuriyet)İskenderun Körfez yayı içerisindeki, Osmaniye ve çevresini kapsayacak 30 km.lik bir etki alanında 7 adet termik santral kurulması tehdidi ile karşı karşıya kalan bölge halkı, termik santrallere karşı Hatay’ın Erzin ilçesinde bölge halkıyla birlikte büyük bir miting düzenledi. Erzin kasabası İçmeler kavşağından başlayan yürüyüş Cumhuriyet Alanı’ndaki mitingle son buldu. Erzin Burnaz arasındaki kıyıya yakın bölgelerde 6’sı ithal kömürle, biri doğal gaz ile çalışacak santrallerin yaratacağı olumsuzluklara karşı, ekonomisi narenciye üretimine dayalı olan bölge halkı, yaşama hakkını bu mitingle dile getirdi. Erzin Çevre Derneği Başkanı Cemal Ertaç, Erzin ve yöresini yaşanmaz hale getirmek isteyenlere karşı tüm bölge halkına çağrıda bulundu. Doğu Akdeniz çevrecileri adına konuşan Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Figen Doran, Erzin üzerinden oynanan oyunlara dikkat çekti, “Bizler, hep birlikte bu oyunu bozacağız. Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtı önünde söz veriyoruz. Termik santralleri bu topraklarda kurdurtmayacağız” dedi. Mitinge, kalkanı, mızrağı, atı Rozinantesi ile katılan, çevrecilerin “Donkişot Osman” adıyla tanıdığı çevre eylemcisi Osman Akkuş da, “Yaşamımızın dinamiği olan kadınlarımızın da istemediği termik santral olayı gerçekleşmemelidir. Çünkü kadnıların da istemediği bir şey yapılmaz. Bu yörede kimse tek çivi bile çakamaz.” diye konuştu ve tüm yöre kadınlarını termik santrallere karşı daha duyarlı olmaya çağırdı. Erzin’deki tüm siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını, bünyesinde bir araya getiren Erzin Termik Santral Karşıtı Platform’a, Yeşilkent ve Erzin Sulama Kooperatifleri., Ticaret ve Sanayi Odası, Zeytin Üreticileri Birliği, Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Erzin Turunçgil Üreticileri Birliği, ERNAR Koop, ÇETKO, Erzin Ziraat Odası, Erzin Çevre Derneği, Eğitimsen, Çukobirlik Koop, Erzin Aşağı Burnaz Köyü, Erzin Gönüllüleri Derneği, siyasi partilerden AKP, MHP, CHP, DP, EMEP,TDH’liler ile Osmaniye’den de Doğu Akdeniz Çevrecileri, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Anadolu Halk Bilimleri ve Kültür Derneği, Alevi Dernekleri Federasyonu, Eğitimİş, EğitimSen, Çiftçiler Derneği ve Osmaniye Çevre Dostları ile (ÇEVDOST) Platformundan oluşan Osmaniye Kastabala Çevre ve Kadirli Çevre Platformları bileşenleri katılarak destek verdi. MERSİN Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin Temsilcisi Erkan Demir, nükleer santral kurulması planlanan Gülnar’a bağlı Büyükeceli beldesinin deprem kuşağında olduğunu söyledi. Tarihsel kayıtlarda yörenin depremle yıkıldığına dair bilgiler olduğunu, Ecemiş fay hattında 300 yıldır büyük deprem olmadığını kaydeden Demir, “Nükleer santral projesi jeolojik veriler de dikkate alınarak yeniden ele alınmalıdır. 1970’li yıllardaki proje ile nükleer santral kurmak felaket olur” dedi. 35 yıl önce projelendirilen ancak ihalesi tamamlanama yan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili görüşmelerin sürdüğünü, anlaşma sağlanması durumunda işin ihaleye gerek kalmadan Rusya’ya verileceğini söyleyen Demir şöyle konuştu: kiinin batısındaki Aydıncık’ta da Roma döneminde deprem nedeniyle yıkımlar olduğu bilgilerine arkeolojik kazılarla ulaşıldığını anımsatan Demir şöyle devam etti: Tehlike kayıtlarda “Nükleer santralin kurulacağı Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli beldesi depremsellik açısından tehlike taşıyor. Bu, tarihsel kayıtlardan ve yöreyi etkileyebilecek fay hatlarının durumundan anlaşılabiliyor. 15131514 yıllarında Malatya, Tarsus ve Adana’yı etkilediği belirtilen büyük ve yıkıcı etkileri olan bir depremin gerçekleştiğinin kayıtları da bunu gösteri Segmentlerin etkisinde “1900’lü yıllardan itibaren, Mersin’e yakın alanlarda Orta Anadolu Fay Zonu üzerinde büyüklüğü 4.2’den fazla 13 deprem kaydı alındığı bilgisi var. Akkuyu Nükleer Santral alanı da bu fay hattının yasıra, KıbrısAnamur ve Namrun segmentlerinin etkisi altındadır. Tarihsel kayıtları baz alan sismik hareketlilik incelendiğinde bu bölümlerin nis JMO Başkanı Erkan Demir yor.” SoliPompeiopolis kentinin M.S. 525 yılında gerçekleşen büyük bir depremle yıkıldığını, Akkuyu mev peten suskun olduğu gözlenmiştir. Ecemiş fayı üzerinde 67 büyüklüğünde bir depreme 300500 yıldır rastlanmamış olması en son 1940 yılında 5.8 büyüklüğünde bir deprem olması bu bölge için düşündürücüdür.” Demir, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu talimatnamelerinde, nükleer santral kurulacak alanların depremsellik tehlikesinin yanı sıra yeraltı suyu, yeraltı çökmeleri gibi jeolojik durumunun da incelenmesi gerektiğinin yer aldığını kaydetti, bundan dolayı Akkuyu ve çevresi ile ilgili yapılan çalışmaların yeni koşullar ve yeni bilgiler çerçevesinde güncellenmesi gerektiğini söyledi. “Bölgede fay hattı korkusu yaşanıyor” BEKİR ŞAHİN Gaziantep Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Canpolat: Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü’nden İSKEN savunması ADANA (Cumhuriyet Bürosu) İSKEN yöneticileriyle bazı bilimadamları hakkında suç duyurusunda bulunan Yumurtalıklı balıkçıların Avukatı İsmail Hakkı Atal’ın, “Bilgi Edinme Yasası” kapsamında yanıtlanması istemiyle yönelttiği soruları yanıtlayan ÇÜ Rektörlüğü, soruşturmanın halen sürdürüldüğünü, söz konusu savların Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Banu İnanç başkanlığında, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayzin Küden ile MühendislikMimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Beşir Şahin’den oluşan bir komisyon tarafından incelendiğini açıkladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Rifat Ulusoy imzasıyla yapılan açıklamada, balıkçıların iddialarında adı geçenlerin ifadelerine başvurulduğu belirtilerek İSKEN Sugözü Enerji Üretim Santrali Ekolojik İzleme çalışmasında hiçbir ayni yardım alınmadığı, alınan ayni yardımların İskenderun Körfezi ile ilgili bir başka araştırma projesi olduğu belirtilerek şöyle denildi: Hizmet talebi esaslara göre kabul edilir “2547 sayılı kanunun 37. maddesinde, “Yükseköğretim Kurumları dışındaki kuruluş veya kişilerce üniversite içinde veya hizmetin gerektirdiği yerde, üniversiteler ve bağlı birimlerden istenecek, bilimsel görüş, proje, araştırma ve benzeri hizmetlerle üniversitede ve üniversiteye bağlı kurumlarda hasta muayene ve tedavisi ve bunlarla ilgili tahliller ve araştırmalar, üniversite yönetim kurulunca kabul edilecek esaslara bağlı olmak üzere yapılabilir. Bu hususta alınacak ücretler ilgili yükseköğretim kurumunun veya buna bağlı birimin döner sermayesine gelir kaydedilir, hükmüne yer verildiği, üniversitemiz fakültelerinin kapsadığı bilim alanları ile ilgili konularda, bilimsel araştırma, veri toplama ya da inceleme yapılması talebinde bulunan kurum ve kuruluşların, ilgili fakültelere dilekçeleri ile başvurdukları, araştırılması istenen konuya göre, dilekçenin fakülte dekanlıklarınca ilgili bölüme havale edildiği, ilgili bölüm tarafından istenen çalışmanın, öğretim üyelerinin uzmanlık alanlarına göre yapılıp yapılamayacağı ve eğer yapılacaksa maliyetinin ne olduğunun fakülte dekanlığına bildirileceği, istekte bulunan kuruluş, koşul ve ücreti kabul ederse fakülte yönetim kurulu kararının ve üniversite döner sermaye işletmesi yürütme kurulunun onayı alınmak suretiyle ilgili kurum ve/veya kuruluşla imzalanan sözleşmeye göre araştırmanın yapılacağı, elde edilen gelirin 2547 sayılı kanunun 58. maddesi çerçevesinde dağıtıldığı.....” Avukat İsmail Hakkı Atal ise, ÇÜ Rektörlüğü’nden aldıkları yazıyı önümüzdeki hafta içinde değerlendireceklerini belirtti. GAZİANTEP Elazığ depreminden sonra gözlerin çevrildiği Doğu Anadolu’daki Bingöl Karlıova’dan gelen ve Gölbaşı, Pazarcık, Narlı, Türkoğlu, Nurdağı, İMO Başkanı M. Gündüz Vali Atış ve JMO Yönetim Kurulu Üyeleri toplantıdan sonra birarada JMO’dan Vali Atış’a , ‘deprem’ ziyareti “Rantçılık bilimi geride bırakıyor” ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) yeni yönetiminin Vali İlhan Atış’ı ziyeritinde, ‘deprem’ konuşuldu. Şube Başkanı Mehmet Tatar, “Ne yazık ki Jeoloji Mühendisliği afetlerden sonra gündeme gelmektedir. Şehircilikte ‘rant’ önde olduğu için bilim geri planda kalmaktadır” dedi. Yönetim kurulu üyeleri Mehmet Yıldırım, İsmail Ergan, Meltem Akdoğan ve Aysun Aksu ile Adana Valisi İlhan Atışı makamında ziyaret eden Tatar, Vali Atış’a, kent sorunlarıyla ilgili kısa bir görüş belirttikten sonra şunları söyledi: “Ne yazık ki Jeoloji Mühendisliği afetlerden sonra gündeme gelmektedir. Şehircilikte ‘rant’ önde olduğu için bilim geri planda kalmaktadır. Oysa, deprem konusunun gündemden düşmediği ülkemizde zemin etütlerinin önemli etken olduğu gerçeğinin göz önünde tutulduğunu pek söyleyemiyoruz. Oysa, yeni yerleşim alanları imara açılırken mutlaka jeoteknik etütler yapılmalı, bu zorunlu tutulmalıdır. Deprem gibi afetlerde can ve mal kaybı olmaması için belediyelerde görev yapan jeoloji mühendisleri olmalı ve bu etüdler mutlaka yapılmalıdır.” Jeoloji, maden ve petrol mühendisliği ile mimarlığını çok önemsediğini belirten Vali Atış ise şunları söyledi: “Emniyette çocuk şube bölümü, belediyelerde imar bölümü ne kadar önemliyse sizlerde en önemli mesleklerden birisiniz diye düşünüyorum. Türkiye deprem bölgesi. Jeologlar açısından çalışma alanı çok ama nedense jeologlara iş yok. Sizler mesleğinizi iyi tanıtmalısınız. Gençlerinizin yaratıcılık heyecanını tecrübeyle birleştirerek baskı unsuru olmalısınız. Ülkemizi yerle bir edecek depremlerde alınabilecek önlemleri bilmemiz lazım. Sizlerin belediyeler ve kamuda yer alabilmeniz için bana düşen görevi yerine getirmeye hazırım.” Fevzipaşa, İslâhiye, Kırıkhan üzerinden İskenderun Körfezi’ne inen fay hattının bölge için bir tehdit oluşturduğunu kaydeden Gaziantep Jeofizik Mühendisleri Odası Temsilcisi Burhan Canpolat, “Deprem kapsama alanı içerisinde olan Gaziantep için hiçbir tedbir alınmadığını üzülerek gözlemledik” derken, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Metehan Gündüz de, yapı güvenliği ve kaliteli bir yapı standardına temel oluşturacak plansız, denetimsiz, kalitesiz yapılaşmayı engelleyecek, can ve mal güvenliğini sağlayacak bir düzeneğin kurulması gerektiğini kaydetti. Doğu Anadolu fay hattının Gaziantep merkezinden 40 km. uzakta olduğunu bu nedenle fazla hissedilmeyeceğini vurgulayan Canpolat, ancak Gaziantep sınırlarında yer alan Nurdağı, Fevzipaşa ve İslâhiye’nin fay hattı üzerinde olması nedeniyle Elazığ faciasının aynısının her an yaşanma riski bulunduğuna dikkat çekti. Gerek yetkililer, gerekse bölge halkının bunu bir uyarı olarak değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Canpolat şöyle konuştu: “Eğer tüm bu yaşanan olaylara, ölümlere rağmen fay hattı üzerinde ve çevresindeki halk halen oralarda yaşamaya devam ediyorsa, bu göz göre göre faciaya davetiye çıkarmaktır. Gerek siyasiler, gerekse kent yetkilileri harekete geçerek, bölgede çalışma başlatmalıdır. Fay hattı üzerindeki konutlar belirlenmeli ve boşaltılmalıdır. Hatta bu bir devlet projesi olarak ortaya kon birlerin iyi öğrenilmesi gerektiğini kaydetti, şunlarıg söyledi; “Deprem her an heryerde olabilir. ‘Şu gün şu saat şurada olacak’ diyen bir teknoloji henüz dünyada yok. Ancak, deprem JMO Temsilcisi B. Canpolat malıdır.” Korkmak değil, korunmak gerek İMO Başkanı Gündüz de, depremlerden korkmaktan ziyade, korunma yollarının alınacak ted tehlikesini ve risklerini bilmek, oluşacak kayıpları azaltmak için yeterli mühendislik bilgisine ve teknolojisine sahibiz. Depreme dayanıklı bir yapıda yaşanıyorsa sorun olmaz. Fakat deprem güvenliği olmayan bir yapıda yaşanıyorsa risk yüksektir. Yapıların depreme karşı güvenli olmasının en kolay ve en ucuz yolu doğru mühendislik hizmetinin verilmesidir. Yapıları depreme karşı güvenli olarak üretmenin maliyeti, güvensiz yapıların bir deprem durumunda neden olacağı sorunlar ve getireceği maddi ve manevi yükle kıyaslanamayacak kadar azdır. Bundan dolayı yapılar mutlaka mühendislik hizmeti görerek, deprem yönetmeliği dikkate alınarak yapılmalı ve yer, zemin şartları iyi bilinmelidir.” C MY B C MY B