Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
I
S
A
R
A
R
A
L
S
U
22 EKİM 2023
4
Türk tasarımcı Tuğcan Dökmen’den Londra’da moda ve sanatı birleştiren bir sergi
meremy palr ak
Tüllerin içinden
nkara’da başlayan yaşamöyküsünü boyutlu tekstil işlerim, ve büyük ölçekli açık karakterlerdeki kadın resimleri çizerdim.
Londra’da sürdüren ve farklı hava enstalasyonlarımın fotoğrafları yer alıyor. Doldurduğum bu defterlerle başladı moda
açılardan baktığı dünyayı farklı Enstalasyon fotoğraflarını eşim Felix Koch tasarımı merakım. Simdi görüyorum ki
disiplinleri bir araya getirerek ile birlikte çektik. Çerçevelenmiş işlerimdeki büyüyünce nasıl bir kadın olacağıma karar
Aanlamlandıran bir isim Tuğcan tülleri bazen beş kat, bazen de 100 kata kadar vermeye çalışmışım. O his benimle. Hâlâ
Dökmen. Küçük yaşlarda başlayan moda tasarım üst üste koyarak düzenliyorum. Her kat bir büyüyünce nasıl bir kadın olacağıma
ilgisini eğitimle biçimlendiren sanatçı, sonrasında öncekinden daha kısa kesildiği için renkler karar vermeye çalışıyorum. O yüzden
Londra ve Paris Moda haftalarında yer aldı. transparandan opaklığa derece derece geçiyor. Bu tasarımlarım ve tarzım arasında
Hüseyin Çağlayan, Diane von Furstenberg, geçişlerde oluşan çizgilere farklı formlar vererek bir mesafe var. Hayal dünyam ve
Beymen gibi modaevlerinde çalıştıktan desenler oluşturuyorum. Her kat tül elle kesilip gerçekte olduğum dünya. Saydam,
sonra Koreli sanatçı Do Ho Suh’nın ekibinin kompozisyona yerleştiriliyor. Dikkat ve emek renkli, hafif, uçuşan tüller de bana
parçası oldu. Şimdi ilk kişisel sergisi “Tül” isteyen, zamanla geliştirdiğim bir teknik. Sergi, kendimde daha çok görmek istediğim
ile Londra’daki LOT Projects’te 27 - 29 Ekim doğal manzaradan esinlenerek şeffaflığı, opaklığı, vurdumduymaz, rahat, neşeli havayı
arasında sanatseverlerle buluşmayı bekliyor. ışığı, renk tonlamasını, mekanı, iki boyuttan üç çağrıştırıyor. Kendi benliğim ile
Yaratımla sürecini kendisinden dinleyelim... boyuta geçişi araştırıyor. Renklerin işimde önemli ideal benliğim arasındaki uçucu sınırı
bir yeri var. Gündoğumu ve batışı sırasındaki hatırlatıyor olabilir. Annem babam
u Bu bir moda sergisi değil de yaratıcı bir sanatsal
Tuğcan
gökyüzüne ve ufka olan hayranlığım, kat kat üst psikolog olduğu için fazla analiz ediyor
birikimin dışavurumundan kalanlar diyebiliriz
Dökmen
üste koyduğum tüllerin renk seçimine ve renk da olabilirim tabii!
sanırım.
geçişlerindeki düzenine esin oluyor. Doğadan
Her alanda disiplinlerarası siyah-beyaz
esinlenip çerçevelediğim kompozisyon
sınırların ortadan kalkmaya başladığı bir
ve renkleri, büyük ölçekli açık hava
dönemdeyiz. Tül bir moda sergisi olmamasına
enstalasyonlarımda doğal manzarayla tekrar
karşın moda işlerimden esinlenen bir sergi.
Bozkıra dönüş
bütünleştiriyorum.
Dediğiniz gibi yaratıcı birikimin doğal bir şekilde
kendiliğinden dışavurumu. Sergide farklı renk u Sergide Tuz Gölü kenarında, tarlada ve
u Tülün sembol dünyanızda nasıl bir anlamı var?
uçsuz bucaksız alanlarına dönme ihtiyacı
ve yoğunluklarda düzenleyip iki cam arasına Anadolu bozkırlarında yaptığınız enstalasyonlar
Bir çok küçük çocuk gibi ben de farklı
hissediyorum. Sergi uzun süredir sıkışıp
da yer alıyor. Çalıştığınız alanlar bana
sıkıştırarak çerçevelediğim tüllerden oluşan iki
tarzlarda giysiler giydirdiğim değişik
kalan tül katmanlarımın serbest bırakılması,
sadeleşmeyi, öze dönmeyi ve boşluklara yer
yıllar sonra yeni bir anne olarak eve dönüşün
bırakmayı çağrıştırıyor.
getirdiği ruh halini yansıtıyor.
Hamileliğimin yedinci ayında eşimle
u Serginin açılışı Cumhuriyetimizin 100.
Londra’dan Ankara’ya gittik. Pandemi
yıldönümüne de denk geliyor. Bu bilinçli bir tercih
dönemiydi ve kızımı doğurduğumda aileme
miydi?
yakın olmak istedim. 16 yıldan beri ilk defa
Bilinçli değildi ama denk gelmesine
Ankara’da bu kadar uzun süre kaldım.
sevindim. Çünkü Cumhuriyetin 98. yılı
Yarım kalmış bazı işlerimi, hislerimi tamama
için Kızılay’a asılan bayraklardan da
erdirdiğim, sanatıma çok katkısı olan bir
esinlenmiştim. Ankara’da tarlalarda
süre oldu ve sergideki işlere yansıdı. Bir
gerçekleştirdiğim enstalasyonlar Kurtuluş
çeşit yurda ve öze dönüş güzellemesi. Kat
Savaşı’nın yaşandığı bölgede. Bu bir
kat, üst üste koyduğum farklı renklerdeki
tesadüf ama sonradan fark ettiğimde tam
tüllerle yıllardır çalışıyorum. Genelde
da Sakarya Savaşı’nın yapıldığı topraklarda
birleştirip giysi yapıyorum veya iki cam
tüllerimin dalgalanması bana çok hoş geldi,
arasına sıkıştırıp çerçeveliyorum. Ankara’da
hüzünlendirdi. Yıllardır yurtdışında olmak
içimden bu sıkışıp kalmış tülleri ferahlatmak,
gelgitler içinde yaşamama yol açıyor. Bir
özgürleştirip açık alana yaymak geldi. Kendi
gözüm dünyada, bir gözüm Türkiye’de. Sergi
yarattığım bir çeşit baskı ve kaygıyla geçirdim
yurtdışı yıllarımı. Sansürlediğim, dışarı benim için öze dönmekle, döndüğün yeri yeni
çıkmak isteyen bir yanım var. Ankara’da bir gözle görmekle ilgili. Sergilenen işlerim
Tuz Gölü
yaşarken ilgimi hiç çekmiyordu ama şimdi bu tür duygular içinde kızımı doğurduğum
hayatımın önemli anlarında bozkırın dönemi yansıtıyor.
İklim krizine karşı yanıt panruhçuluk olabilir mi?
Panruhçuluğun
‹ S T A N B U L
yükselişi
atrix, dünyayı algılama ABD yapımı filmde kahraman kişi ABD’li
biçimimize etki eden bir asker olan Jake Sully’dir. Neytri’ye olan
filmlerin başında gelir. aşkı sayesinde kutsal yaşam ağacı Eywa’nın
KITAP
Burada bulunan gerçeklik hakikatini anlayan Jake, insan oluşun
Molarak deneyimlediğimiz doğasına dönüp hepimiz adına bir tarafın
dünya filmin repliklerinde yapı söküme temsilcisi olur.
uğratılır. Neo, dünyayı kastederek “Bu
AğAç mı bilge insAn mı?
gerçek değil mi” diye sorar. Morpheus’un
ayşe acar
“İnsanın doğası ağaçla, hayvanlarla
yanıtı şöyledir: “Gerçek nedir? Gerçeği
paylaşılan bir doğadır ve hatta bir bilgelik
nasıl tanımlarsın? Eğer hissedebildiğin,
hiyerarşisi söz konusu olacaksa bir ağaç tek başına
FUARI
koklayıp, tadıp, görebildiğin şeylerden söz
insandan daha bilgedir.” Bu nahif düşüncede ağacı
ediyorsan ‘gerçek’ beyne iletilen elektrik
daha bilge yapan şey onun insan gibi bozulmamış
sinyallerinin yorumlanmasıdır.”
olması ve bu nedenle varoluşun kaynağına
Film, gerçekliğin sorgulanmasında büyük bir
insandan daha yakın olmasıdır. Panruhçuluk bize
başarı sağlar. Bu dünyanın sahici olmadığına
şöyle der: “Her dağın, çiçeğin, ağacın içsel yaşamı
gönderme yapan (post-modern) tüm mistik
vardır ve bu yaşam tek bir şeyden kaynaklanmakta
öğretiler “Matrix”ten hareketle savlarını
ve bu ‘bir’ paylaşılmaktadır. İnsan kendi doğasına
sağlamlaştırma yoluna giderken dünya kendisinden
dönmek istiyorsa bu doğa tabiat (tab edilmiş,
el etek çekmeyi marifet bilen insanlarla bir çöle
damgalanmış, zorunluluğa tabi) olarak varoluş
dönmeye devam eder.
sahnesinde var olan şeydir.” Panruhçulukta insan
Elbette gerçek beyne iletilen elektrik sinyallerinin
kendi varlığının sorumluluğunu doğadan alan ve
yorumlanmasıdır ancak bu gerçekliğin var olmadığını
böylece özerk ve özgür olabilen bir varlık değildir.
bize söylemez. Bilimsel olarak da onaylanan bu durum
Kapitalizm insan denilen varlığın omuzlarında
duyusal gerçeklik için geçerlidir ve duyusal gerçeklik
büyük bir yüktür. Yalnızca doğayı değil insanı da
-tüm gerçeklik düzeylerinde olduğu gibi- zaten özneden
üretim ilişkilerinin sürdürülmesinde bir nesneye
bağımsız bir “şey” değildir.
dönüştüren büyük bir beladır. Fakat kapitalizmin
Nes Nede N öz Neye
inşa ettiği yaşamdan kaçışın alternatifi panruhçuluk
“Matrix”, “Gerçeklik nedir” sorgulamasında bilimsel olmamalıdır. Her geçen gün biraz daha büyüyen
olgunun çarpıtılarak nesneden (bu dünyadan) özneye iklim kriziyle panruhçuluk da yükselişe geçmiş
kaçışa neden olan ve bu nedenle Stoa bilincini tarih durumdadır. İklimde yaşanan kriz insanlar
sahnesine yeniden çağıran bir filmdir. arasında varoluşsal bir krizi de hepten tetiklemiş
“Matrix”ten 10 yıl sonra gösterime giren bir görünmektedir.
başka bilimkurgu film “Avatar” da dünyayı İklim krizine sahici bir çözüm doğanın
algılama biçimimize etki etmiş ve “panruhçuluk”un kutsallaştırılmasından ziyade tüketim
yükselişine neden olmuş bir filmdir. alışkanlıklarımızın kitlesel hareketle değişiminde
Dünyayı paraya çevrilecek hammadde olarak aranmalıdır. Tüketim alışkanlıklarının
gören askeri bir şirket, Pandora gezegeninde değiştirilmesinin örgütlenmesi yerine “son kalan
yaşayan Navi’lere huzur vermez. Şirket, madde doğa”ya dönüp ona hammadde olarak değil ama
Ziyaret Saatleri hazzıyla vahşileşmiş modernizmi temsil ederken bu kez insanın varoluşsal krizini çözecek bir bilge
tuyapkitapfuari
Hafta sonu* : 10.00 - 20.00
kitapfuari
doğayla mutlak bir uyum içinde gerçekliği olarak sarılmak, onu kutsamak ve övmek iklim
Hafta içi : 10.00 - 19.00
www.istanbulkitapfuari.com
(*5 Kasım : 10.00 - 19.00) deneyimleyen Navi’ler insanlığın saf haline, krizine bir çözüm sunmamaktadır.
modern öncesi geçmişe gönderme yapar. Panruhçuluk mevcut sorunlardan ve insanın hakiki
B Ü Y Ü K ÇE K M E CE
TÜYAP FUAR VE
“Eğer dünyanın kurtarılması gerekiyorsa onu doğası olarak görülmesi gereken “özgürlük”ten bir
KONGRE MERKEZİ İSTANBUL
da biz yaparız” mesajını vermeyi ihmal etmeyen kaçış olmaktan başka bir şey değildir.
BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.
L
U
28 Ekim
5 Kasım
2023