22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

25 lye2022 3 Genç Cumhuriyet her alanda getirdiği yenilikleri sanatta da gerçekleştirdi Basın civan canova dilini mi yuttu? naz İf E g Üngö R anısına: Atatürk’ün Yazılı ve görsel basında dil kullanımında büyük yanlışlar yapılıyor. u yazıda ne tehdit altında- rıyla, yalnızca konuşma dilinde de- sanat devrimi ğil, yazı dilinde de sıklıkla karşılaşı- ki düşünce özgürlüğünden ne de sınırları giderek da- yoruz. Bu yanlışları gazetecilerin ya- ı ni kalem ustalarının sıklıkla yapması ralan basın özgürlüğünden Yeni kurulmuş olan Bsöz etmeyeceğim. Bura- ise şaşırtıcı. Anadilinde yazamayan, konuşa- da basının dil kullanım yetersizliğine Türkiye yokluklara karşın vurgu yapmak istiyorum. Eskiden, en mayan gazeteci, medya profesyoneli geri kalmışlığı bitirmek olur mu? Gazetecinin asıl işi toplum- azından 20-30 yıl öncesine kadar di- ö lin kullanımı açısından basın topluma da, ülkede olup bitenleri izlemek, an- ve halkı sanatla lamak ve anlatmaktır, yani yazmak örnek oluşturacak yeterlikteydi. Ga- buluşturmak için tüm zetelerde bir tek gramer hatası ya da ve konuşmaktır. Kendi anadilini hata- sız kullanamayan bir gazetecinin bü- olanaklarını seferber yanlış kullanımlı sözcük göremezdi- Şaduman Ha Lcıı niz. Yalnızca gazete köşe yazıları de- tün bunları layıkıyla yapmasını bekle- etmişti. sadumankaragozhalici@gmail.com mek boşunadır. ğil, haber metinlerinde de kusursuz bir Türkçe yazım ve anlatım görmek Anlayabilmenin ve anlatabilmenin Ağustos’tan beri yazmak istiyordum bu ya- şından bir uz- en temel koşullarından biri entelek- olanaklıydı. zıyı… Civan Canova’yı kaybettiğimiz o man getirilme- Aynı kalite sözlü basın için de söz tüel olmaktır. Anadilinde anlatmak- üzücü gün beni yine tarihte yolculuğa çı- sine karar veri- ta yetersiz kalan biri yeterli entelektü- konusuydu. İyi yazabilmek ve konu- 20karmıştı. Konservatuvarın ne büyük yok - lir. (Cumhuriyet, 26 şabilmek için basın/medya hepimiz el birikime sahip değil demektir. Gü- sunluklarla kurulduğu günlere götürmüştü. Türk vatanı- Kasım 1934). m ahir c anova için model oluş- nın emperyalistlerden kurtuluş coşkusu içinde hemen ya- Eğitim Bakanı Abidin turuyordu. Haber zamadım. Oysa o günler aynı zamanda Türk Devrimi’nin Özmen’in davetiyle Prof. Pa- spikerlerinin di- de başlangıcıydı. ul Hindemith, 6 Nisan 1935’te li kullanma biçim- Hedef bir daha emperyalizm çemberine alınmamak için Türkiye’ye gelir. Onun çalışmaları ile orkestra ve müzik leri, konuşma tarz- dünyadaki çağdaş gelişmeleri yakalamaktı. Mustafa Ke- okulu hazırlıkları hız kazanır. 6-12 Mayıs 1936 tarihin- ları onların karak- mal Atatürk ve devrimci kadro; hukuk, ekonomi, eği- de gerçekleştirilen öğrenci kabul sınavlarının ardından da terize edilmesini, tim gibi alanlarda attığı devrim adımlarını sanata da ta- eğitime başlanır. Eğitim Bakanlığı müzik bölümüyle eşza- farklılaşmalarını şımak amacındaydı. Çağdaş sanatların genç Cumhuri- manlı tiyatro ve opera bölümlerine yönelik çalışmalarını sağlıyordu. Gaze- yetle kökleşmesi için atılan ilk adım da Musiki Muallim sürdürür. Bakan Abidin Özmen’in başkanlığında yapılan tecilerin de kendi- Mektebi’ydi. Bu adım Canova- toplantılara Reşat Nuri Günte- lerine özgü yazım ların yetiştiği Devlet Tiyatroları- kin, Hasan Âli Yücel, Muhsin tarzları vardı. Ga- na giden sürecin de ilk halkasıy- Ertuğrul ve İsmail Galip katı- zete yazarlarının dı. Nasıl mı? lır. Devlet Tiyatrosu’nun ope- her biri birer ede- 1 Kasım 1924’te açılan Musi- ra, operet ve dram şubelerin- biyatçı ustalığıyla ki Muallim Mektebi 12 öğren- den oluşması kararlaştırılır. yazıyordu. ci ile öğretime başlar. 1935-36 Orkestra için yönetmen Dr. Oysa şimdi ga- ders yılında öğrenci sayısı 67’si Ernst Praetorius’un uzmanlı- zetecilerin çoğunda dilin kullanımın- nümüz gazeteciliğinin en temel sorun- kız olmak üzere 149’a çıkar. Öğ- ğına başvurulur. Tiyatro için larından biri budur aslında. Entelektü- da özensizlik dikkati çekiyor. En te- retmen kadrosunu güçlendirmek de Prof. Carl Ebert ile ileti- mel yazım kuralları ve noktalama işa- el birikimden yoksun olmak. amacıyla 1926 yılından itibaren şim kurulur. (Nesrin K. Er- retlerinin kullanımındaki beceriksiz- Gazeteci bil Gi üretmeli Avrupa’ya öğrenci de gönderilir. ten, Carl Ebert’ten Mektup- lik karşısında hayrete düşmemek elde Önce Halil Bedii (Yönetken) ve lar, s. 2). Bir meslekte kaliteyi yakalayabil- değil. Hatalarını gördükçe “Kasıtlı mı Nurullah Şevket (Taşkıran), ar- Carl Ebert, Almanya’da ti- mek için o mesleğin, içerisinde bulun- yapılıyor” diye sormadan yapamıyo- dından Ulvi Cemal (Erkin), Cez- yatro okullarının kurulması- duğu toplum içerisinde değer görmesi rum. En temel noktalama işaretlerini mi, Ekrem Zeki (Ün) beyler, şan na öncülük etmiş, Nazi bas- gerekir. Bugün gelinen noktada gaze- kullanmaktan, gramer kurallarını uy- için de Afife Hanım Avrupa’da kısı ile ülkesinden ayrılmış- tecilik mesleği özellikle de bizim top- gulamaktan bunca aciz olunabilir mi? Mahir Canova, Melek Ökte ve diğerleri Carl Ebert’le eğitime başlar. tır. Türkiye’de çalışma öne- lumumuzda önemli ölçüde bir değer Örneğin, Türkçede soru ekleri (mi, Maltepe’de, kampta. 1938 Sanatın koruyucusu cumhur- risini heyecanla kabul eder. yitimiyle karşı karşıya. Gazetecinin mı) ayrı yazılması gerekirken, bitişti- başkanıdır. “Hayatta musiki la- 28 Şubat 1936’da Ankara’ya yalnızca enformasyon aktarıcısı de- rilmesi hangi akla hizmet? Aynı şekil- zım değildir; çünkü hayat musikidir” diyen gelir. Türk tiyatrosunu, sorunlarını ince- ğil, bilgi üreten yanıyla da kabul edil- de ayrı yazılması gereken dahi anla- Atatürk, müziksiz devrim olamayacağını sa- ler. Raporlar sunar. Eğitim Bakanı Saf- mesi gerekir. Gazeteci düşünen, bilgi mındaki “da/de”nin bitiştirilip bitişik vunur. 1930 yılında Darülbedayi sanatçılarının fet Arıkan’ın girişimleriyle konservatuva- üreten, bakış açısı geliştiren ve bunlar yazılması gereken içinde anlamında- Ankara’da verdikleri temsilin ardından: “Efen- rın o yılın sonbaharında açılması kararlaştı- üzerinden bilgi aktarımı yapan kişidir. ki “de/da”nın ayrı yazılmasının man- diler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabi- rılır. 5 Ekim’de Muhsin Ertuğrul, Lohmann Bunun için de gazetecinin toplumun tığı ne olabilir? Bitmedi. “Ya da” söz- lirsiniz; hatta reisicumhur olabilirsiniz; fakat ve Markovitz’den oluşan kurul önünde gi- en entelektüel kesimi içerisinde yer cüğünü “yada” yazıp, “veya” sözcü- sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir riş sınavları yapılır. Devlet Konservatuva- alması, bilgi birikimiyle, düşünsel ye- ğünü neden “ve ya” yazıyorlar? Bağ- sanata vakfeden bu çocukları sevelim…” der. rı Tiyatro Bölümü 30 Kasım 1936’da 23 tisiyle, yazma ve konuşma becerisiyle laç anlamındaki “ki” ile “içinde an- (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşün- öğrenci ile eğitime başlar. (Turgut A. Ak- topluma örnek olabilmesi gerekir. lamındaki “ki” arasındaki fark neden celeri, s 153-158). ter, Tiyatro’da Yaşam: Anılar - Mahir Ca- Diğer yandan gazetecinin, kendisini anlaşılamıyor? Bunların yanında nok- Tiyatroyu önemser. 1933’te Ankara Hal- nova, s 69). nerede konumlandırdığı da önemlidir. talı virgül ile virgül arasındaki farkın kevi Temsil Kolu’nun Mesleki kalitenin öne çıkabilmesi için öğrenilmemesi masum kalıyor doğru- c arl Ebert Gelişme kolay olmadı sahnelediği oyunu iz- öncelikle gazetecinin kendisine öz- su. Öyle anlaşılıyor ki yazarlarımız bu Başlar ama gelişmesi kolay olmayacak- ler. Aralarında Nüzhet saygı duyması, kendisiyle toplumda- tür küçük ayrıntıları pek de önemse- tır. Ebert’in bakanlığa sunduğu raporlar da sanatta dev- Şenbay’ın da bulunduğu gençlere ki kişi, kurum ve özellikle güç çevre- miyorlar, ama her bir yanlış kullanım, rimin hangi yokluk ve yoksunlukları aşarak yapıldığının tiyatronun yalnız bir eğlenme ara- leri arasına belli bir mesafe koyması, tümcenin anlamını tamamen değiştiri- belgesidir. Bu yoksunluklar Ebert’in tiyatronun devamı cı olmadığını, bir milletin düşün- toplum yanlısı bir bakış açısı edinme- yor, unutmasınlar. konusunda heyecanını kırmıştır. İşte iki örnek: sel, toplumsal seviyesini yansıtan si, dolayısıyla da kendisini toplumun/ Bir de anlatım bozuklukları var. Ge- Öğrencileri özel yaşamlarında gözlemleyen Ebert’in büyük bir sanat olduğunu hatırla- halkın sözcüsü olarak görmesi gere- rek televizyon dizilerinin etkisi ge- ilk kaygısı öğrencilerde belirlediği “adabı muaşe- tır. O gün tiyatroya devletin gerekli kir. İşte o zaman anlamak ve anlatmak rekse de sosyal medya kullanımının ret” eksikliğidir. Raporuna şu notu düşer: “Genç sahne önemi vereceğini, en yakın zaman- konusunda çok daha özenli olur, ken- yaygınlaşmasıyla dilimizi neredey- sanatkârı, toplum hayatı gereklerini ilk defa olarak sah- da Ankara’da bir “Müzik ve Temsil di anadilini kullanmakta da bu denli se unutmaya başladık. “Yaptıydım”, nüzhet Şenbay nede öğrenemez.” İkincisi bayan öğrencilerin okula il- Akademisi”nin açılacağını da müj- yetersiz olmaz. “söylediydim” gibi söyleme tarzla- gi duymamasıdır. Bu ilgisizliği “yarım asır evvele kadar deler. (Nüzhet Şenbay, Söz ve Dik- her yerde hüküm süren zihiyet(e)” yani “aktör ve artistli- siyon Sanatı, s. 64). ği hakir görme(ye)” bağlasa da tiyatronun geleceğine dö- Müjde hemen yaşama geçirilir. Münir Hayri Egeli, baş- nük kaygısını korur. ta Viyana’da tiyatro yönetmenliği yapan Max Reinhardt Ebert’in başlangıçta kavrayamadığı Türk Devriminin olmak üzere dünya tiyatro merkezlerindeki konservatu- kararlılığı ve kadın-erkek Türk halkının ge- var müdürleri ile görüşüp raporunu hazır- lişmeye susamışlığıdır. Türkiye Cumhuriye- lar. Atatürk, rapordaki görüşleri onaylar. Hat- ti, “Cumhuriyetin şerefini artıracak olan dev- ta Reinhardt’ın raporunu temel alarak yasa let sanatkârlarının yetişmesini sabırsızlıkla metnini bizzat kendi el yazısı ile kaleme alır. beklemektedir”. (Ayın Tarihi, Sayı: 37, Aralık (Millet, Sayı: 54, 13 Şubat 1947, s 12). 1936, s. 572). 25 Haziran 1934’te kabul edilen yasa ile Onlarca yıl ihmal edilen Anadolu insanın ise “Millî Musiki ve Temsil Akademisi” kurulur. ruhu sanatçıdır. Ebert de kısa sürede bu gerçe- (Düstur, III. Tertip, C. 15, s. s 1329-1332). ği görür. Hatta yetenekli bulduğu öğrencileri- Yasa ile Temsil Şubesi’nin tiyatro, opera, nin yurtdışına gönderilmesi için gururla ara- bale ve koro kısımlarından oluşması, eğitimin cılık eder. İşte 1939 yılında gönderilen bu öğ- parasız ve yatılı verilmesi öngörülür. Aynı yıl rencilerden biri Ertuğrul İlgin diğeri de Civan kasım ayında Musiki Muallim Mektebi’nin Ertuğrul İlgin Canova’nın babası Mahir Canova olacaktır. konservatuvara dönüştürülmesine ve yurtdı- Kemal Urgenç OTOBÜSTEKİLER İmtiyaz Sahibi: Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. n Yayın Koordinatörü 25 EYLÜL 2022 SAYI: 1698 CUMHURİYET VAKFI adına Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 DENİz ÜLKÜTEKİN (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: reklam@cumhuriyet.com.tr ALEV COŞKUN n Sayfa Tasarım Genel Yayın Yönetmeni EMİNE BİLGET Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. ARİF KIzILYALIN Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul n Reklam Genel Müdürü Sorumlu Müdür Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr ESRA BOzOK ÖzGÜR SOYER K PRÜBaŞ lü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear