25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 as otsğu 2022 5 Hacı Bektaş ve #olduğungibisin ve evrensel felsefesi Hacı Bektaş’ı anlayamazsak, Anadolu’yu anlayamayız, kendimizi hep yabancı gibi hissederiz. her halinle güzelsin er ağustos ayında Hacı Bektaş’ı (*) anma et- oplum bir kadından ne bekler? “Kadın kinlikleri nedeniyle şu dediğin, güzel, bakımlı olacak, sırma Hsözler gündeme gelir; saçları olacak, psikolojisi bozulduğun- Bir kadının “Hararet nardadır, sacda değildir/ da kuaföre gidecek.” Aslıhan Begüm Keramet baştadır, taçta değîldir/ Her saçlarını kaybetmesi TGökçınar’ın öyküsünün güzelliği bu ne ararsan kendinde ara/ Kudüs’te, sözlerde gizli. Toplumun dayattığı çerçevenin dı- ne demek hiç Mekke’de, Hac’da değildir.” şında hisseden bir kadının kendi benliğini yeniden İnsanın düşünce alışkanlığını ya- ayşe acar düşündünüz mü? oluşturma ve dışlanmış hissedenlere esin olma yol- pı söküme uğratan bu ifadeden et- culuğu. Buyurun kendisinden dinleyin. Peki kaybından kilenmemek mümkün değil. Ha- cı Bektaş’ın söylediği her söz sanki geçmişten değil u Müzik ve dansla iç içe sonra tekrar de henüz gelmemiş bir gelecekten söylenmektedir. bir çocukluk geçirmişsiniz. nasıl ayağa “Bizim nazarımızda kadın, erkek farkı yok, eksik- Biraz o günlerden, yaşamı- lik noksanlık senin görüşlerinde.” “Dili, dini, rengi nızı nasıl şekillendirdiği- kalkabileceğini… ne olursa olsun iyiler iyidir.” “Yetmiş iki milleti bir nizden söz eder misiniz? Aslıhan Begüm bilmeyen bizden değildir.” Ankaralıyım. Annem öğ- Bu sözlerin tamamı, “bütün insanlığı ilgilendiren” retmen, babam bürokrat. Bir Gökçınar “alopesi” anlamındaki evrensele gönderme yapar. Hacı Bektaş ablam var. Ben küçükken ab- hastalığı öncesinde (Hünkâr) bir anlamda şunu diyor: Biz, evrensel ol- lam Hacettepe Üniversite- duğunu bildiğimiz “iyi” ile ilgileniyoruz. Biz, kadın ve sonrasında deniz si Devlet Konservatuvarı’nda veya erkek ile değil, insanla ilgileniyoruz. yarı zamanlı şan bölümün- ülkütekin yaşadıklarını, de okuyordu. Ne zaman kon- İnsan Merkezc İl İk ve Hünkâr herkese umut servatuvara gitse, ağlıyor- Anadolu Alevi – Bektaşi geleneğinin kurucu öz- dum “Beni de alsınlar, ben de şarkı söylemek verecek öyküsünü nelerinin başında gelen Hacı Bektaş, insanı merke- istiyorum” diye. Ablamın bir öğretmeni gör- ze alan düşünce dünyasından dolayı genellikle “in- paylaştı. dü ve “hevesim kırılmasın” diye son derse gir- san merkezcilik” (hümanizm) bağlamında ele alın- meme izin verdi. Hatta, final konserine bile çı- maktadır. Söz konusu olan Hünkâr ise bu bağlamın kardılar. Düşünün, Cumhurbaşkanlığı Senfoni hatalı olduğunu belirtmeliyiz. İnsan merkezcilik, in- Orkestrası’nda dönem konseri veriliyor. Herkes sanlık ailesine dair bir duyarlılığa işaret etmez; 14. konservatuvarlı. Arada şarkı söyleyen bir bızdık yüzyılda ortaya çıkan akım, insanı salt ussal bir var- var, o da ben! Çok hareketli bir çocuktum, öğret- lık olarak ele alır. Bu ele alışta insan, başta Tanrı ol- menlerim aileme “Bu çocuğu dansa falan yolla- mak üzere usu aşan tüm şeylerin karşısına konula- yın, enerjisini atması lazım” demiş. Ailem de öğ- rak merkeze alınır. Hacı Bektaş’ı insan merkezcilik retmenlerimi dinlemiş. Böylece, 16 yıllık dans bağlamında ele almak onu Hızır’dan, Kırklar Mec- maceram başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı lisinden koparmak demektir. Fakat Hünkâr, Hızır’la Gençlik Halk Dansları Topluluğu’na girdim. Ha- yan yana iş yapan bir Kalenderi - Melami’dir. ni bir şarkı vardır ya “Acılarım oldu, herkes gi- bi ve kimseye kısmet olmayan sevinçlerim” di- eHl İ Beyt ve Hünkâr ye… Gerçekten de kimseye nasip olmayan se- Nasıl oldu da ellerinde keşkül, yalın ayak gezen Ka- vinçlerim oldu. İlk temsilimi, Barış Manço’nun lenderiler içlerinden tüm insanlığa seslenen bir filo- Japonya’da Kara Sevda’yı söylediği salonda Ja- zof ve bir toplum kurucu çıkardılar? Nasıl oldu da 12. pon Prensi’nin huzurunda verdim. Paris’te Ey- yüzyılda da birileri kadın erkek ayrımını aşıp “Yetmiş fel Kulesi’nin karşısında dans ettim. İnanılmaz iki milleti bir bilmeyen bizden değildir” diyebildi? anılar biriktirdim. Üniversiteden sonra Anado- Hacı Bektaş, tarihte birden bire ortaya çıkmış de- lu Ateşi’ne davet ettiler. Böylece, İstanbul mace- ğildir. Köklü bir geleneğe bağlıdır. Horasan Me- ram başlamış oldu. lamiliği ve onun da dayanağı olan Ehli Beyt’tir bu dönemden geçiyorduk, stresten olabileceğini dü- u Peruk takmayı bıraktığınız ilk gün yaşa- kök. Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Ha- u İstanbul’a nasıl hedeflerle geldiniz? şündüm. Hemen sonra biraz daha saçımı kaybet- mınızda bir dönüm noktası olsa gerek. san ve Hz. Hüseyin’den oluşan Ehli Beyt’in ne de- Anadolu Ateşi’nde bir süre dans ettikten tim. Sonra da vücudumdaki bütün tüyleri… Kaş, O tuz ruhunu kafama sürdürdüğüm dönemde diğini kavramış, “güzel ahlak” tanımıyla etik özne- sonra farklı bir yol çizmeye karar verdim kirpik, her şeyi... O çok beklediğim iş görüşme- bir gün 6 -7 yaşlarında, saçları çıksın diye bu acı- ye yapılan vurguyu içselleştirmiş bir “yol” yenileyi- ve bir etkinlik ajansında işe girdim. Ba- sine giderken kafa derimdeki boşlukları boya- ya maruz kalan ve çok ağlayan bir kız çocuğuyla cisidir Hacı Bektaş. Geleneğini çağının gereklerini bamın bir lafı vardır: “Neyi yapmak mak durumunda kaldım. Doktorlar hastaneye karşılaştım. Göz göze geldik ve devam edemeye- dikkate alarak yenilemiş bir velidir. istiyorsan, en iyisini yapmaya çalış.” yatmam gerektiğini söyledi. Ama işe kabul aldı- ceğimi anladım. O akşam sponsor olduğumuz bir Hünkâr’ı en iyi anlatacak kelimedir bu. Sorumlu, Ben de işi en ince detayına kadar ğımı öğrendim. İyi bir haber gibi, değil mi? Ama konser düzenliyorduk ve sahneye çıkacak mü- dost, koruyucu anlamına gelen “veli” kelimesi tüm öğrenmeye çalıştım. Hayalim olan hayır, kel bir kadını neden işe alsınlardı ki? Ko- zisyenler arasında eski arkadaşlarım vardı. An- yaptıklarını özetler. Yaşadığı toplumun, insanlığın kurumsal bir firmaya geçeceğim vulacağımı düşünüyordum. Önceki işimden ay- cak henüz hiçbir arkadaşım bu halimi bilmiyor- ve çağın, hatta geleceğin, sorumluluğunu omuzlarına dönemde, bir sabah kalktım ve rılırken aldığım maaşımın neredeyse yarısına bir du. Ömrüm boyunca dik durdum, herkes beni alıp ona bir dost ve koruyucu olarak yol göstermiştir. saçlarımın bir bölümü yoktu! peruk aldım. Fakat, o peruktan nefret ediyordum. böyle bilirdi ve peruğun altındaki güçsüz “ben”i u O gün nasıldı? İşe giderken peruğu takıyordum, ama iş çıkışın- görmelerini istemiyordum. Ama o gece kendimle O sabah aklımdan git- da... Levent metrosunda ATM’lerin orada bir ka- ve herkesle yüzleşmeye karar verdim. Tanıdığım miyor. Kalktım. Saçla- pı vardır, kimse bilmez ama ben çok iyi bilirim, birçok kişi konsere geliyordu ve insanlar gelme- rımı topladığımda, ön- her gün oraya geçip peruğumu çıkarıyordum. ye başladıklarında ben kapıda peruksuz duruyor- ce enseme dokunu- dum. Hiç beklemediğim kadar güzel tepkiler al- u Ayağa kalkmayı nasıl başardınız? yorum sandım, çün- dım. Rahatlamaya başlamıştım. Bu toplumda kadın olmak ne demek... Bunu kü kafamın alt bö- düşündüm. Kadın dediğin, güzel, bakımlı olacak, lümünde büyük WIll sMItH’İn tokad I sırma saçları olacak, psikolojisi bozulduğun- bir parça yoktu. da kuaföre gidecek. Rimeller, şampuanlar, boya- u Alopesiyle ilgili farkındalık yaratmak Önemseme- lar, ağdalar, lazer seansları, epilasyon ürünleri… için #Olduğungibisin başlığıyla oluşturduğu- dim; çünkü, Hiçbirini kullanamıyorum. Toplum kadından ne nuz bir hareket var. Bu girişim nasıl başladı? yoğun bir istiyorsa, onu veremiyorum. Bir yandan kovulur Bir sosyal medya paylaşımımdan sonra bir an- muyum korkusu yaşıyordum, bir yandan da ken- ne bana mesaj attı. Sekiz yaşındaki oğlu benim- dimle yüzleşiyordum. Aynalar parçalandı evim- le aynı hastalığa sahipmiş ve annesi beni gös- de. “Bu hale nasıl geldim” krizleri yaşandı. Ni- terip onu motive ediyormuş. Hatta bu güzel ço- hayet, teşhis koyuldu, “alopesi.” Bağışıklık sis- cuk, bazı akşamlar fotoğraflarıma bakarak uy- temim, saçlarımı virüs zannediyor ve döküyor. kuya dalıyormuş. Mesajdan sonra, başıma ge- Çok sayıda deneysel tedavi yöntemi denedim. len bir şeyi kabul ederek her şeyin nasıl daha da Bir örnek; saç hücrelerimi canlandırdıklarına güzelleşeceğini anlatmak istedim. Çünkü benim inandıkları bir yöntemle kafa derimi 3 günde bir gibi kendini toplumdan soyutlamış insanlar ol- tuz ruhu gibi bir solüsyonla yakıp bulaşık sün- duğunu görüyordum. Kimi peruk takıyor, kimi geriyle zımparaladılar. Yaptırdım bunu! Sonun- durumunu gizliyor ya da evden çıkmıyor. Ön- anadolu ve Hünkâr da tek bir atışım kalmıştı; kabul. Kabullenmek- ce bir dergiye röportaj verdim, sonra çeşitli ko- le başladı her şey. “Eski halime nasıl dönebi- nuşmalar yaptım. Kendini “öteki” hisseden her- Günümüzden 800 yıl önce yaşamış bir insan- lirim” diye düşündüm. Fotoğraflara bakıyor- kes adına söylemek istediklerimi anlattım. “As- dan bahsediyoruz. “Kimdir Hacı Bektaş?” Bu soru- sun, dönemiyorsun. Kendini paralıyorsun, lında hiçbirimiz farklı değiliz. Sonuçta bu bir in- ya nitelikli yanıtlar verilmediği sürece bu topraklar- dönemiyorsun. O zaman kabul edip yolu- san hikâyesidir ve belki de tahmin ettiğiniz ka- da birer yabancı olarak kalmaya devam edeceğiz. na devam etmen dar uzak değildir, tahmin ettiğiniz kadar büyük Anadolu’yu mayalayan kişidir Hacı Bektaş... lazım. bir felaket de değildir”, diyordum sürekli. Anadolu’yu tanımıyoruz. Anadolu; “İnsanlık ailesi- Will Smith’in Oscar gecesi attığı tokat- nin tamamını kıymetli görmeyen bizden değildir” di- la hepimiz tokat yemiş gibi olduk. yen insanların yaşadığı yerdir. Anadolu; başında kö- fl Benim gibi “alopesi” hastası kı- yün yıldızları parlarken tüm varoluşu hesaba katarak zı olan arkadaşım Ela Başak söz söyleyen insanların yaşadığı yerdir. Anadolu, Ha- Atakan’ı aradım. Hislerimiz cı Bektaş’ın içine tüm dünyayı sığdırabildiği yerdir. karşılıklıydı. “Bir şeyler Anadolu’yu tanımıyoruz… Kimimiz kendini Doğu’ya, yapmalıyız” dedik. Yönet- kimimiz Batı’ya ait hissettiğini düşünüyor. Bu da ya- “Teknede na- menimiz Cihangir Ateşa- nılgı. Hissedilen ne Doğulu ne de Batılı olmaktır. Bir sıl yaşayabi- ğaoğlu, ben, Ela, Ayşe tür yabancılaşma, kendini tanımayıştır. lirim” diye dü- Bali ve Selim Kemah- Hacı Bektaş; iyilik, doğruluk ve güzellik arasında- şünürken tek- lı video çekerek, “alo- ki ilişkiyi kavramış ve ardından sorumluluğun bilin- pesi” konusunda far- ne kiralamaya ci olan özgürlüğe dikkat çekerek söz söylemiş kişidir. karar verdim. İlk kındalık yaratmaya ka- “Her ne ararsan kendinde ara rar verdik. Hiçbir mad- teknem Elan 340. Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.” İstanbul’un en soğuk di beklentimiz olmadan, Bu tanım; varlığının sorumluluğunu al ki özgür günlerini vebastosu ol- “alopesi”yi anlatmaya ça- olasın demektir. mayan bu teknede geçir- lıştık. Hareketin adını “Ol- Hacı Bektaş’a derin saygılarımızla… dim. İki ay önce evlendim duğun Gibisin” koyduk ve ve iş değiştirdim. Şimdi ba- kendini “öteki” hisseden her- (*)Asıl adı Bektaş’tır. Hünkâr ismi öğretmeni ta- zen karada bazen teknede ka- kesi kapsamasını istedik. Um- rafından verilmiştir. “Hacı” kelimesi hace, hoca (öğ- lıyoruz. Bu deneyimin berrak madığımız yoğunlukta paylaşım retmen) anlamına geldiği gibi, Hacegân koluna da bir zihinle daha sade bir yaşamın oldu. En son raporda 41 milyon izle- gönderme yapar. kapılarını açtığını söyleyebilirim. meye ulaştığımızı öğrendik. Yelken bir tutkuya dönüştü Bir gün, avrupa ya- kasından anadolu ya- kasına geçerken aşağı- daki Boğaz yarışını gör- düm ve büyülendim. “yel- kenle mutlu olur muyum” diye düşünmeye başladım. Hemen o zamanki çalıştığım kurumun spor kulübünde baş- langıç seviyesi yelken eğitimi al- dım. Geçmişinde yelkende bir- çok başarıya imza atmış olma- sına karşın, eğitim aldığım dö- nemde kurumumuzda aktif bir yelken takımımız yoktu. yıllarca profesyonel spor yapmış biri- nin hobi olarak sporla ilgilenme- si zor oluyor. Bitmek tükenmek bilmeyen zorlamalarımla yelken takımını aktieştirdik. Sekiz yıl - dır türkiye’nin tüm denizlerinde yarışıyorum. Bu yıl ise kadın yel- kenciler Spor kulübü derneği is- tanbul şube Başkanı oldum. ka- dınların ve erkeklerin bir ara- da yarışabildiği sayılı spor dallarından biri olması- na karşın erkek spo- ru olarak görünen yelkenin pahalı ve çok güç ge- rektirdiği algı- sını yıkmak ve yat hayatı- na daha faz- la kadını da- hil etmek te- mel amacı- mız. Fotoğraf: Vedat Arık
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear