25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

9 OCAK 2022 8 Puanı: 7m /10 Matrix’in yönetmeninin ilham kaynağı bu tabloydu Wachowski’yle Rembrandt’ı düşünmek Aleksandre Koberidze’nin mistik bilincinin üçüncü yansıması subde Bir Gürcü İzleyicilerini âdeta ikiye peri masalı b k a b ak bölen Matrix’in yönetmeni ilham kaynağı basakbicak @gmail.com li bizi izlediği halde umurumuzda olmayan kame- olarak Rembrant’ın Aziz Pavlus 2017’de çektiği ralar ya da her gün tenimize değip geçerken hisset- Olarak Otoportresi’ni gösterdi. Let The Summer mediğimiz rüzgâr veriyor korkunç haberi Lisa’ya. Bu eseri daha yakından tanıyarak Never Come Again İki âşık, kötücül büyülerin etkisinde başkalaşım geçiriyorlar ve sahip oldukları tek yeteneklerini Lana Wachowski’nin filme ile Kafkasya’nın örselenmiş ruhani de kaybediyorlar. Birbirilerini tanıyamadıkları gi- kattığı ruh halini yeniden kökenlerine göz atan genç kuşağın bi Lisa tıp okumaya, Giorgi ise futbola devam ede- Rembrandt; Aziz miyor ama kader onları aynı kafede bir araya getir- değerlendirmek sıra dışı yönetmenlerinden Aleksandre Pavlus Portresi mekten de geri durmuyor. mümkün. Koberidze, yeni uzun metrajında Gürcistan’ın sahil kenti Kutaisi’nin yaz ayların- “Gökyüzüne Baktığımızda Ne da, bir yanda Dünya Kupası maçları, diğer yan- yılında, Wachows- ruh halinin kayıtları gibidir. da maç izleyen insanlar, oynayan çocuklar, park- Görüyoruz” diye soruyor. Ve bizi yine ki Kardeşlerin yö- ç gi zi a tsla Bu portre de resmin genelinde ta dolaşanlar, etrafımızda bize eşlik eden hayvan- 1999 Kafkas coğrafyasında bu kez masalsı bir netmeliğinde iz- hâkim olan gölge, uzun ve yorucu bir lar, gölgeler, sesler, konuşmalar... Yönetmen Ko- leyici ile buluşan Matrix filmi fel- hayatın özeti niteliğindedir. Sanat- beridze, hayatın telaşının aksine usul usul gezdiri- aşk yolculuğuna çıkarıyor. sefe, bilimkurgu öğeleri üstüne in- çı, bu portreyi yaptığı sırada eşini ve yor kamerasını Kutaisi’nin sokaklarında ve insan- şa ettikleri hikâyeleri ve sinematik çocuklarını kaybetmiş, yaşadığı ülke ökyüzüne baktığımızda ne görürüz? Pe- larının arasında... Tercih ettiği kadrajları ve ka- başarısıyla izleyicileri derinden et- olan Hollanda’da itibarını yitirmeye ki, ya denize, ormana? Etrafımızda olup sıtlı olarak uzun tuttuğu planları yer yer Terren- kilemiş ve ardında iki devam filmi başlamıştı ve ekonomik sıkıntılarla bitenlere, şehrin keşmekeşine? Belki ce Malick’i hatırlatan bir dikkatle ve özenle stilini ile karşımıza çıkmıştı. Geçen gün- yüzleşmekteydi. Rembrandt, bu ka- de şöyle sormalıyız: içinde yaşadığımız hikâyesine yedirdiğini kanıtlıyor. Bir peri masalı lerde ise uzun bir aradan sonra, La- ramsar ruh halini Barok resminin be- Gdünyaya gerçekten bakıyor muyuz? Ya sahnesini süslemesi gereken her detayı incelikle, na Wachowski bu kez tek başına yö- lirleyicisi olan keskin ışık-gölge etki- da baktığımızda görüyor muyuz? ustalıkla gözlemlemekle kalmıyor; adeta Lisa ve s netmen koltuğunda yer alarak Mat- si ile yansıtmıştır…. Gürcü yönetmen Aleksandre Koberidze, bu so- Giorgi’nin büyülü aşklarını anlatmak istediklerine r odo Pul rix Resurrections’da bizlere yeni bir rulara yanıt aradığı üçüncü uzun metraj filmi Gök- malzeme yapıyor. ışnaklışk ve ukork hikâye sundu. serra.rodoplu yüzüne Baktığımızda Ne Görüyoruz? (What Do Sanatçı, yaşadığı buhranlar son- @gmail.com sait vb e anlamlı Filmin “premier”inde kendisine We See When We Look At The Sky?) ile alışık ol- rasında dini konulu resimler yap- Resurrections’ın daha esprili bir ton- Gökyüzüne Baktığımızda Ne Görüyoruz?, duğumuz masalsı üsluptan uzak bir aşk öyküsü an- maya başlar ve kendini bu otoport- da olup olmadığı olduğu sorulduğun- Lisa’yla Giorgio’nin aşklarının filmi değil. Ba- latıyor. Normal şartlarda bir aşk hikâyesinin arka rede, Hıristiyanlık tarihinde, karşı- da, Wachowski çıkış noktası ola- zen aşka, bazen hayatımızdaki sorunlara, belki ev- planı olacak tüm öğeleri filminin harcı, çekirdeği laştığı pek çok zorluk ve acıya rağ- rak, anne babasını, arkadaşlarını liliğimize, belki de işimizdeki problemlere, gele- oluşturacak unsurları ise çeperi haline getiriyor ve men yazdığı mektuplarla, yaptı- kaybettiği, bitmek bilmeyen yas cek korkularımıza ka- bir peri masalı kisvesi altın- ğı gezilerle Hıristiyanlığın dünya- sürecinin, onu hem aşina olduğu pılıp kaçırdığımız “şey- da seyircisini varoluşsal bir ya yayılmasında etkin rol oyna- hem de kendi hayal gücüyle do- lerin” filmi. Etrafımıza yolculuğa davet ediyor. yan asker Aziz Pavlus gibi resme- nattığı Matrix dünyasına tekrardan bakarken görmedikleri- Hikâyenin “Bu aptallar der. Rembrandt’ın, Aziz Pavlus’un girmeye teşvik ettiğini belirtiyor. mizin, görürken anlama- hiç kuzgun görmedi” di- sembolü olan şehitlik kılıcı, pe- Çünkü, dile getirdiği gibi kişisel dıklarımızın, anladığımı- ye başlaması da bundan... lerin ve el yazmalarını izleyiciye olarak kendini kötü hissetmesi, ne zı sanırken aslında üze- Bu sözlerin peşi sıra izledi- doğru gösterdiği eser, sanatçının yapacağını bilmemesi sonucunda rine kafa dahi yormadık- ğimiz sahnelerde yaşamın İncil’den bir karaktere büründü- ortaya çıkıyor bu film. Yönetmen, larımızın filmi. Evlilik, “anlarına” odaklanan film- ğü tek portresidir. Rembrandt, bu bu süreçte kendini Rembrandt’ın ilişki, meslek derken sü- de bir süre, okuldan çıkan otoportresinde, Aziz Pavlus’un son dönemlerinde yaptığı Aziz Pav- rekli bıkmadan usanma- çocukları, onları alan ebe- öğretilerinden, ruhaniliğinden lus Olarak Otoportresi ile özdeşleşti- dan “isim koymaya” ça- veynlerini, başıboş köpek- yola çıkarak kendi kusurluluğu ile ğini belirtiyor. Bu da bizi asıl konu- lışmalarımızın, isimlen- leri ve sokağın karmaşasını gözlemliyoruz. Ka- Tanrı’nın merhametine sığınma ve muza getiriyor... dirdiğimizde değişen bakış açımızın ve tüm bunla- mera sakince olanları izlerken kadraja iki kişinin bağışlanmayı betimlemektedir. Rembrandt’in, Aziz Pavlus olarak otoportresi, rın peşinde koşarken, mütemadiyen hayatı kaçırışı- ayakları giriyor. Robert Bresson’un elleri gibi, Ancak, Aziz Pavlus’la özdeşleşerek kendi- bugünden 361 yıl önce 1661 yılında, sanatçının mızın bir tezahürü... Bilhassa filmin finalde verdiği anlatısını ekseriyetle ayaklar, bacaklar, kollar ve ni “karanlıktan kurtulmuş bir günahkâr” olarak hayatında her şeyin ters gittiği ama tam olarak ne yanıt, 150 dakika boyunca anlatılan bir hikâyenin eller üzerine inşa eden Koberidze, girizgâhla bir- betimleyen Rembrandt’ın yüz ifadesine bak- yapacağını bilmediği bir dönemde bir köşeye çe- alabildiğine basit ve bir o kadar anlamlı özetine likte üslubunu da açık etmiş oluyor bir bakıma... tığımızda, Romalı bir asker ve kahraman olan kilip en yakından bildiği konuyu incelemeye ka- dönüşüyor. Koberidze, Faraz Fesharaki’nin büyü- Aziz Pavlus’tan umduğumuz gibi sert ve ken- ik aorlolkftınla rar vererek ortaya çıkmıştır; kendi yüzü… lü gerçekçi kamerasının yakaladığı her enstanta- dinden emin değildir; Kendini alçakgönüllü, sı- Masallara uygun bir biçimde öyküye eşlik eden dış ne ve kompozisyonla evrenin bütününde görmek- çisaını ydünyansıttı radan biri olarak yansıtmaya çalışmıştır. Hatta, sesle birlikte bu ikilinin ana karakterlerimiz Lisa (Ani ten vazgeçtiklerimizi “fark etmeye” davet ederken, Otoportreler, sanatçının kendi kendisiyle baş suratında tam olarak ne yaptığına dair emin ol- Karseladze) ve Giorgi (Giorgi Ambroladze) olduğu- gördüklerimizi de kısa süreliğine de olsa “düşün- başa kalarak ve kendi gerçekliğini yansıtmak mayan şaşkın bir ifade vardır, sanki, ruhani bir nu öğreniyoruz. Aynı gün içerisinde iki kez karşılaş- meye” zorluyor. için aynayı kullanarak yaptığı resimlerdir. Bu kahramanın karakterine bürünmek istese de ya- tıktan sonra birbirlerine âşık olan ve buluşmaya ka- Şu bir gerçek ki Koberidze’nin meramını di- yüzden otoportre, tarihsel süreçte sadece görüne- şadığı sıkıntılar içinde şaşkınlığını, korkusunu rar veren çiftimizin başı, elbette folklorik bir anlatı- le getirirken kullandığı dolambaçlı yöntem bir la- nin yansıtılmasından öte sanatçının kendi varlığı- gizleyemiyor gibidir… ya yakışır bir biçimde dertten kurtulmuyor ve lanet- birenti andırsa ve pek çok seyirci için sıkıcı olsa nı sorguladığı bir resim türü olmuştur. Matrix’in son filminin çıkış noktası, yönetme- leniyorlar. Bu laneti esas kızımız Lisa’ya haber ve- da zaten nihai hedefi “parçalar” olduğu için anlaşı- Sanat tarihinde kendi gerçekliğini, otoportre- nin ilham aldığı detayları öğrenince, 20 senelik renler ise Koberidze’nin fark ettirmeye çalıştıklarıy- labilir hale geliyor. Fakat yine de filmin uzun tut- leri üzerinden aktaran ilk sanatçı Rembrandt van bekleyiş ardından seyircilerin üzerinde yarattığı la uyumlu. Çünkü gündelik hayatın koşuşturmacası tuğu bazı planların filmin duygusunu zedelediği- Rijin olabilir. Rembrandt, Gece Nöbeti (1642), şaşkınlık daha anlaşılır hale geliyor. Bambaşka içerisinde muhtemelen gözden kaçırdığımız detay- ni ve bazen bu detayların filmi boğduğunu da söy- Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi (1663) gibi yüzyıllardan iki yaratıcı ruh, ikisi de hayat karşı- lardan mürekkep: küçük bir fidan, bir yağmur olu- lemeliyim. Evet, Gökyüzüne Baktığımızda Ne Gö- barok dönemin başarılı eserlerini verdiği coşkulu sında donup kaldığı, ümitlerinin kesildiği anda, ğu, bir güvenlik kamerası ve rüzgâr... rüyoruz?, izlemesi zor bir film ama tuhaf bir bi- gençlik yıllarından, sıkıntılarla baş ettiği, yalnız- güç bulmak ve yaşamaya devam edebilmek için Her gün işe, toplantıya, okula, spora ya da biri- çimde, bir o kadar da kolay. Çünkü aslında sade- lıkla boğuştuğu yaşlılık yıllarına kadar otoport- işlerine ve en tanıdık konularına tekrardan yöne- leriyle buluşmaya giderken hiç dikkat etmediğimiz ce “bakmanızı” öğütlüyor. Film, 7 Ocak’ta MUBI releri aracılığıyla kendi iç dünyasını yansıtmış- liyorlar. Bunu yaparken de hayatlarında bir mik- oluklar, üzerine bastığımız fidanlar, otlar, sürek- Türkiye’de gösterime girdi... tır. Bu yüzden, gençlik yıllarından beri resmetti- tar yönlerinin şaşmış olduğunu yansıtmaktan çe- ği 90’dan fazla otoportresi, sanatçının benliğinin, kinmiyorlar… i knrb adzi berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr v Korkuyu Beklerken v Kundura v Bülent Ortaçgil & Kaan ürk edebiyatının usta kalemi Oğuz Dedektifleri Tangöze konseri Kültür rotası TAtay’ın aynı adlı öyküsünden Fabrika’da! uyarlanan Korkuyu Beklerken oyunu üçükçiftlik Park kış sahnesinde “%100 Akustik kon- seyircileriyle buluşmaya devam edi- Kserleri” başlıyor. Konserlerin ilkinde usta müzisyen, ocukla- yor! Yalnızlık, başarısızlık gibi kor- Ç yorumcu, besteci, aranjör ve söz yazarı Bülent Ortaçgil’i rın eğlenir- kularından başka silahı olmayan bir ağırlanacak; öncesinde ise sahnede rock müzik camiasına ken öğrenme- adamın mücadelesini anlatan oyun 10 yön veren gruplardan Duman’ın solisti Kaan Tangöze ola- lerini hedefle- Ocak saat 22.30’da, Kadıköy Halk Eği- cak. Ortaçgil ve Tangöze, çok sevilen şarkılarının akustik yen Kundura tim Merkezi’nde izlenebilir. versiyonlarını 14 Ocak, saat 19.00’da seslendirecekler. Dedektifleri Fabrika’da atölyesi, “Kundura’nın Hafızası: Bir Fabri- v NASA’dan Uzay Sergisi v Kahve konserleri kaya Sığan Dünya” sergi turuyla başlıyor ve Hafıza Atölye’de ya- v Vahşet Tanrısı ASA’nın 50 yıllık uzay deneyimlerini urukahveci Mehmet Efendi’nin 150. yı- ratıcı drama ve oyunlaştırma yön- Nyansıttığı dünyanın en büyük gezici ser- Klı kapsamındaki “Kahve Konserleri”, İstan- temleri ile devam ediyor. Beykoz asmina Reza tarafından yazılmış, Tony Y gisindeki koleksiyon eserleri, ziyaretçileri- bul Oda Orkestrası ile Süreyya Operası’nda baş- ödüllü bir tiyatro oyunu “Vahşet Tanrısı”, İlyun Kundura Fabrikası’nı endüstri ni, evrende yolculuğa çıkarıyor. “Space Ad- lıyor. Açılış, Oğuzhan Kavruk yönetimindeki or- Bürkev mirası yapan değerlerin çocuklar- ebeveynlerin hikâyesini eğlenceli bir dille seyir- venture” Uzay Sergisi, kestraya eşlik edecek Pietro Bonfilio ile gerçek- cisine aktarıyor. Binnur Kaya, Dolunay Soysert, la keşfedildiği, her ayın ikinci pa- HUPALUPA Metro- leşecek. İlyun Bürkev 16 Ocak’ta, Can Özhan- zar günü yapılan ve 9-11 yaş gru- Güven Kıraç ve Levent Ülgen gibi başarılı isim- pol İstanbul AVM’de Çağdaş Özkan 23 Ocak’ta, Ozan Akkol-Ece Sö- leri kadrosunda bir araya getiren, oyun 18 Ocak bu çocukları ağırlayan atölye, 13 ziyaret edilebilir. zer 30 Ocak’ta sahne alacak. Şubat’a kadar görülebilir. akşamı 20.30’da DasDas’ta izlenebilir. raen er erra ıç şa ro
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear