23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

? 2 ocak 2022 4 me özelliğimiz statik bir biçimde durduğu Kostümlü siyasi eylemler, yerde duruyor çünkü doğal evrim, kültürel absürt evlilik seremonileri, Antik çağlardan postmodernizme... evrimden çok çok daha yavaş ilerliyor. sanal kimliklerle kullanılan Klasik modernizmde, 19. yüzyı- lın sonuna doğru bu olgu kendisini sosyal medya hesapları, roman “Doppelgänger” motifi ile gösteriyor. Mr. kahramanlarına öykünen Hyde, aslında Dr. Jekyll’in maskeli ver- siyonu, Dr. Jekyll’in tam anlamıyla “gizli insanlar... Kendine ikili bir evren rolü”. Aynısı Dorian Gray için de söylene- yaratma eğilimi, günümüzde Kim bilir. Klasik erkeklik ve kahramanlık ku- ve önümüzdeki metaverse rumu çözüldükçe, alenilik yok oldukça bu “bölünmüşlük” içsel olmaya başlıyor. Or- çapında belki de kanıksanmış bir talık “poker surat”lardan geçilmez oluyor. eylem olarak karşımıza çıkıyor, Pr O. Df . r POSTMODnrei ZMin e Tik Si çıkacak... Postmodernizmin n ve Za T k aya Postmodernizmde bu ikililiğin “yan et- hangi rolü mitleri, kolektif var oluş kileri”, yani dışsal tehditlerin asimetrik bir kimliklerini aşındırdığı çağımızda, biçimde yok olması, düşmanın belirsizli- ği, 11 Eylül gibi olaylar görünürde ütopik farklı “personalar” eşliğinde geç kapitalizm çağı bireyini baş edilemez yaşayan benliğimizin antropolojik bir paranoya ile baş başa bırakıyor. Eski- Postmodern nin aleni ve görünür “dış düşmanı” (haç- köklerinde var olan korku ve insan, lı ordusu, Müslüman ordusu, ABD, SSCB) oynuyor kendini güvende hissetme arayışı, yerini görünmez ve komplo teorilerinin bilincinde kendine yeni mecralar arıyor. salgın gibi yeşerdiği paranoyak biyotop- farklı bir lara bırakıyor. Dolayısıyla aynı zaman- Cevap ise kendinizi istediğiniz sürü kimlik da görünürde saldırganlığın “azaldığı” or- role büründürebildiğiniz tamda (dünyamızın hiçbir zaman şimdi ol- barındırıyor. “roleplay” evrenleri. duğu kadar barışçıl olmadığı söyleniyor) İlkel grup içi dinamikler de bundan nasibini alıp herkes kendi şahsına münhasır karşıtlık- dürtülerle lar topografyalarını yaratmaya, tasarlama- nsan ortaya çıktıktan sonra sosyal ya başlıyor: Bu da postmodernizmin doğ- önemli bir sorunla karşı karşı- kimliğimiz, rudan tanımlarından biridir kanımca. Ko- ya kaldı: Kendisini düşmanca lektifin bu denli alt gruplara bölünmesi, en kariyer bir çevre karşısında buldu. An- başta ortak anlatı, yani meta öykü denilen İ lamaya kapasitesi olduğu, an- odaklı ortak paydayı yok ettiği için her grup ken- cak bilgisiz olduğu için -hard disk var, ya- davranışları- dince “mikro-meta öykücükler”ini yarat- zılım yok da diyebiliriz buna- bu düşman- maya koyuluyor. mızla ahlaki ca çevreden hep kaçmaya çalıştı: Bütün ütopyaların, regresif arkadyaların, iyi du- idealarımız G Çilk al Tü ST rumda olunduğu halde hoşnut olmamanın İnternet ile birlikte bu alt gruplara bö- ve artık başlıca sebepleri bunlardır. Daha farklı bir lünme, “kamusal alandaki” rollerden fark- sanal dünya deyişle, insanı, insan yapan unsurun her lı “kimliklere” bürünme adeta salgına dö- halükârda bulunduğu durumla barışama- nüşüyor. Sosyal medyadaki sıradan he- avatarımız ma, boyun eğememe özelliği vardır denile- sap kimliklerinden tutun, pastiş misali ya- belli bilir. Arnold Gehlen bunun arkeolojik se- ratılan özgeçmişleri, terzide oluşturulmuş çatışkılarla beplerinin, insanın “kusurlu yaratık” olma- Dr. Jekyll ile birer kıyafetmişçesine üstlerine geçirilen sından kaynaklandığını belirtir. İnsanoğlu- Bay Hyde “persona”lar sayesinde “gerçeklik” kavra- tek bir nun ne hızlı kaçabilme ne de silah olarak mı tamamıyla altüst oluyor. “Gerçek”liği, bilinçte kullanabileceği zehri, iğnesi, pençesi, diş- olmayan rollere büründürmek günlük ek- leri, kanatları vardır. İnsanı insan yapan, yaşıyor. mek halini alınca roleplay artık roleplay onu maddi -ve bizim bağlamımızda çok fark olmadığı, “hayvanların” akraba oldu- Film seyrederken kahramanın kıyafetle- olmaktan çıkıyor, gerçeği “sanala”, “sana- Bunun önemli: manevi- her türlü şüpheye sevk ğu şeklinde kendisini gösterir. rini giymek (Rocky Horror Picture Show lı” da gerçeğe dönüştüren bir dinamik ola- sebebi de eden ortamdan kaçabilme özelliğidir. Ev- Hangi “hayvan” en önemli düşman ise rak karşımıza çıkıyor. Parçalanmış bir kol- - 1975) veya ülkemizde popüler Osman- rimsel olarak bu “kusurlu yaratığın” biyo- onunla transandantal bir akrabalık ilişki- lı dizileri izlenirken o dönemin kılık kı- lektifte de herkes karşı olduğu için bütün insanın lojik havuzdan kaybolmamasının yegâne kadim evrimsel mekanizmalar devreye gi si kurulur: Avrupa ve Asya için “likant- yafetlerine bürünmek, son derece ikircik- doğal sebebi “sıvışabilme” kabiliyeti olarak gö- ropi” (kurda dönüşme), Güney Ameri- li bir uğraş aslında: İlkinde “sallantıda” rerek bu rollerin gerçeklikle örtüşüp ör- evriminin rülebilir. Günümüzde yaşayan insanlar da ka için jaguara dönüşme gibi. Korku, gö- olan haklar savunulurken diğerinde taraf tüşmemesi önem teşkil etmiyor. Bu rolep- rüldüğü üzere “canavarı” antropomorfi- lay topografyaların en önemli “yan ürünle- dolayısıyla en başarılı biçimde kızışan or- olunan siyasi görüşün kalıcılığından emin kültürel tamlardan hayatlarını kurtarabilenlerin, ev- ze (canavar biçimli insan), insanı da “ca- olunmadığının göstergesi olarak da yo- rinin” başında “posttruth” (gerçeklik öte- gelişimle si) gelmektedir: Ne kadar mikro anlatı- rimsel bağlamda halefleridir. navarlaştırarak” keskin karşıtlığın olmadı- rumlanabilir. aynı hızda ğı bir “orta dünyada” buluşturuyor her iki lar mevcutsa o denli “doğrular” ve hatta Dolayısıyla başlangıçtan günümüze kül- i uilcikirk ğşar cephenin üyelerini. Türkler örneğin kurt- tür tarihine, sınırları gitgide bulanıklaşan, “doğa kanunları” vardır o evrenlere dair. ilerlememesi. Gayet tabii ki ilk mitolojik öğeler de yu- tan türemişlerdir mitolojiye göre. Mitolo- Oyunların bambaşka dünya simülasyonla- birbirine ozmotik biçimde geçiş yapan ma- karıda bahsedilen bilişsel “donanımımız- ji, böyle “metamorfoz” hikâyeleri ile do- rı inşa etmesi ile simülasyonların korkunç nikeik anlamda karşıt olan iki topograf- la” son derece ilintilidir: Bu paralel evren- ludur. Dinler tarihinin daha ileri dönem- ya eşlik ediyor: Bütün ötekileştirmelerin bir şiddetle “gerçeğe” dönüşmesinin de bu ler yaratarak rahatlama ilk mitik oluşum- lerinde bu “iki dünyayı” birleştirme ken- sürecin sadece bir yan etkisi olduğu yad- kaynağında birinci doğamıza (Carel van larda “hayvanlarla” “insanlar” arasında disini “Trickster” (Düzenbaz) figüründe sınamaz: ABD’deki okul katliamları bu Schaik) içkin olan bizleri sıkı biçimde bir- ve farklı dünyaların sentezlenmeleri ken- olayların hiç de münferit olmadığı gerçe- birimize bağlayan “iç grup” dinamikleri, disini “güven olmayan”, her an, her şeyi ğinin altını çizer niteliktedir. öte yandan bizi gerçek veya hayali biçim- mümkün kılan eserikli varlıklarla göste- Siberuzay, oyunlar, Hollywood sinema- de tehdit eden “dış dünya” unsurları. rir: Klasik Yunan mitolojisinin “Hermes”i sı, dark web, herhangi bir ada devletindeki POk Su Talr hem hırsızların hem de tüccarların tanrısı- banka hesapları: Kim hangi rolü oynuyor, dır hem tanrısal habercidir, baştanrının ke- “Bulanıklaşma” burada sadece dışsal kim hangi komplo teorisinin bir parçası so- Rocky, Horror olarak sınırların, ırkların, devletlerin ve lamını insanlara “aktarır”, “çevirir” hem ruları bütünü, balta girmemiş orman kar- Picture Show dogmaların -kısacası “meta öykülerin”- sı- de ölmüşlerin ruhlarına “psychopompos” maşasını andırdığı için, süreç bu düğüm- (ruhların rehberi) şekliyle öte dünya yol- vılaşmasını kastediyor. İçsel evrim mira- lerin çözülememesinden ötürü kendi yan- sında bu bağlamda kolay kolay değişim ol- culuklarında mihmandarlık eder: Hem en gınına körükle gitmiş oluyor. Bunun gayet “tepeye” hem de en “alta” ait olması, in- muyor. Demek oluyor ki eskinin emniyet tabii ki politik arenaya da dehşet bir etki- sanoğlunun dünyayı korkularını azaltmak duygusu veren “millet”, “din”, “emniyet” si var: Hangi demokratın hangi mafya üye- gibi kavramlar küresel biçimde aşınırken için bütün olguları gerçekçi hale getirme- siyle ilişki içerisinde olduğu, hangi ahlak sinin en klasik dışavurumudur. İnsanoğlu- bilişsel evrimimizin bir mirası olan, biri önderinin hangi insan kaçakçısı ile işbirliği nun bilişsel sistemi en eski çağlardan gü- emniyetli, diğeri tekinsiz “iki dünya” oluş- yaptığı, hangi parti üyelerinin hangi seçim- nümüze kadar bu hususta uzmanlık dere- turma alışkanlığımızda bir değişiklik ol- den sonra hangi partiye geçeceğini büyük cesinde evrimleşmiştir. muyor. “Sıvışma”, tehlikeli ortamı terk et- bir olasılıkla kendileri de bilmiyorlardır. Dildeki çürümeye karşı George Orwell ile bir hatırlatma ‘Düşünemeyeceksiniz’... azılarımı okuyunca görüşle- zıda M. Dikmen eksik bulduğu nok- rini bildirmek isteyen okurlar talama yüzünden Oya’yı eleştirmiş: e-posta gönderiyorlar, yazınızı “Türkiye bir noktalı virgül yüzün- Y şöyle okudum, böyle okudum den Limni’yi kaybetti, Oya Hanım” diye. Pek çoğu da devamını demiş. yazmamı, şunlardan da söz etmemi rica HHH ediyor. Ben de diyorum ki gazete yazıla- Cumhuriyet gazetesinin, yüksek rında boyut kısıtlaması vardır, olmalıdır dil duyarlılığına sahip okuru İpek da zaten. Çünkü gazete okuru kitap oku- Gürkaynak da bir başka yazımdan r eülk ru gibi değildir, okuyup geçer, anlayaca- sonra bana şunları yazmış: (Aynen ğı bir şey varsa onu anlar ve gazeteyi de alıntılıyorum çünkü çok “ekonomik ie atar. (Kitabı okuyup atan okur var mıdır, ve hızlı” bir dili var.) “Sıkıntı yok bilmem. Hiç duymadım.) Yine o okurlara konulu bir anekdot: Çok sevgili bir inceulker@ derim ki boyut kısıtlamasından dolayı ba- gmail.com arkadaşım var; neredeyse elli yıldır layca güdülebilecek insan tipini yaratmak için ne zen düşünceyi daha kapsamlı olarak ge- Londra’da yaşıyor, BBC Türkçe’den liğinin, usumuzda yarattığı tahribat…” Ben ya- yapıyor, biliyor musunuz? Bir dil komisyonu ku- zımda “düşünce tembelliği”nden söz etmemiştim, liştiremez insan ama yazımı okuyunca si- emekli. İki yıl kadar önce, Datça’da- ruyor ve o komisyonun en önemli işlerinden biri zin aklınıza bunlar geldiyse zaten yazı iş- ki yazlığından bana nefes nefese te- “usumuzda yarattığı tahribat”tan da söz etmemiş- dildeki sözcük sayısını azaltmak. Amaç ne? “Dü- tim ya da yazıyı bunları anlatmak için “yazmış” levini yerine getirmiş demektir. lefon etti, çabucak bir şey sormak istediğini söy- şüncenin hareket alanını daraltmak”. (Çünkü söz- HHH ledi. ‘Sıkıntı yok ne demek?’ Musluk onarımına ama bunlardan söz etmemiştim. Benim eksik bı- cüklerin sayısı ne kadar fazla olursa düşüncenin raktığım yeri gazetenin Pazar eki editörü Deniz “Bir Virgül Uğruna” başlıklı yazımdan sonra, gelen adam, arkadaşımın söylediği bir söz üzerine yayılım alanı da o kadar geniş olur.) Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşım olan, İn- ona bu yanıtı vermiş; arkadaşım hemen içeri koş- Ülkütekin tamamlamış. Yani düşüncenizi dile getirmek için aynı anlam HHH giliz dili ve edebiyatı bölümünün kahraman ho- muş bana telefon etmeye!” alanını paylaşan ve farklı yan anlamları ve kul- calarından Oya Başak, dikkat ve titizliğin vurgu- Demek ki bir “sıkıntı” var! Ben uydurmamışım. “Düşünce tembelliği” konusu çok önemli. Dil- lanım özellikleri bulunan sözcüklerden hangisi- le düşüncenin arasındaki ilişki konusunda bir ya- lanmasını çok önemsediğini söyledi ve devamı- Cumhuriyet gazetesinin 19 Aralık 2021 tarih- ni seçeceğinizi “düşünmeyeceksiniz” çünkü se- nı yazmamı istedi. Ama kendisi bana bırakmadan li Pazar ekinin dördüncü sayfasında yayımlanan zı yazmıştım. Bu kez George Orwell’ın 1984 ad- çeneğiniz olmayacak. Şu sözcüğü mü kullansam, lı romanından söz edeceğim. O romanda totali- devamını getirdi: Efendim, Murat Dikmen’in de- yazımın tanıtımı birinci sayfada şöyle yapılmış: bu sözcüğü mü kullansam, yok. “Düşünmemeye” kanlık yaptığı dönemde kendisi bölüm başkanıy- “Olur olmaz yerde sıklıkla kullanılan ve ucu söz- ter yönetim kendi işine gelecek insan tipini, da- buradan başlayacaksınız. ha doğrusu “düşünemeyen” ve sonsuza kadar ko- mış, bir gün Oya’nın dekanlığa gönderdiği bir ya- cük katilliğine kadar ilerleyen düşünce tembel- nc ra er ek er
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear