Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 EYLÜL 2021
2
Göremediklerimizi görünür kılar
Sinemanın büyüsü
aha önce sinemanın Neden? Bunun nedenini de bi-
büyüsü konusunda bir yologlar biliyor. Canlı varlıkların
yazı yazmış, sinema- kendi çevrelerinde meydana ge-
DENZI Dnın herkesçe çok sevi- len değişiklikleri algılama eşikle-
len, çok etkileyici bir sanat olması ri farklıdır. Örneğin insan evladı
ÜLKÜTEKIN
ve giderek etkisini artırması gerçe- saniyenin ancak on sekizde birin-
ğinin dikkatimi çektiğini, bunu an- de meydana gelen değişiklikle-
lamak istediğimi belirtmiş, bu soru- ri algılayabiliyor oysa, sözgelimi
ya edebiyattan bazı yanıtlar aktar- salyangoz ancak saniyenin dörtte
mıştım. Ancak kuramsal bir açık- birinde meydana gelen değişik-
lama bulma gereksinimiyle bir si- likleri algılıyor. O yüzden de bir
nema kuramı yazısı da okumadım salyangozun çevresinde olup bi-
Elif
değil. O yazı şimdilik benim bilim- ten değişikliklerin neredeyse hiç-
Çağlar
Caz
sel açıklama gereksinimime yanıt birini algılamasına olanak yok.
sahnesinin
verdi. Anlatayım. Saniyenin dörtte biri süresin-
HHH de yer değiştiren bir nesneyi ha-
en çarpıcı Elif Çağlar, bu sene üçüncü kez en iyi caz müzisyeni seçildi
Şimdi düşünün, ilkbaharda kır- reket eden bir nesne olarak algı-
isimlerinden
da dolaşıyorsunuz, kırlar yemye- lıyor ama ondan daha kısa ya da
şil, çimenlerle kaplı, çiçekler aç- uzun bir sürede yer değiştiren bir
Elif Çağlar
mış -laleler, papatyalar- kelebek- nesneyi hareketsiz bir nesne ola-
küçük
ler uçuşuyor, arılar vızıldıyor. rak algılıyor.
yaşlardan
Bunları görüyor, ses- Bu kıssadan çıkara-
Hem disiplin
leri duyuyor, çimen ve cağımız hisse ne: Bel-
beri ruhuna
toprak kokusunu alı- li bir anda ve belli bir
düşen caz
yorsunuz. Ama aynı mekânda biz insan-
tutkusunu kırlıkta bir ağacın üze- ların algılayabildiği-
rinde bir dişi kene var. miz şeyler, belki baş-
ve müzikle
O kene ancak üç uya- ka canlı yaratıklarınki-
şekillenen
rıcıyı algılayabiliyor: ne göre daha fazla ama
hem özgürlük
Biri güneş ışığı, biri bizler de çok hızlı ya
hikâyesini
memelilerin derilerin- da çok yavaş meyda-
ÜLKER
anlattı.
den çıkan bitürik asit na gelen değişiklikleri
az boyunca birçok müzik festi-
bilir misiniz?
INCE
kokusu, biri de bir me- ya da çok küçük ya da
valinin kadrosunda yer alan ve
İlk seneler çok önemli elbette. Sah-
u Türkiye’deki caz
melinin damarlarında- çok uzak şeyleri algıla-
bu sene, üçüncü defa Radyo inceulker@
ne deneyimi kazanmaktan kendi sesi-
dinleyicisini nasıl
Y ki kanın ısısı. Yani o yamıyoruz. Bizim algı-
Boğaziçi tarafından en iyi gmail.com
mi bulmaya, yer yer sancılı bir mü-
değerlendiriyorsunuz?
kene için dünya bu üç larımız da sınırlı.
caz müzisyeni seçilen Elif
zikal arayışta olduğum, bir yandan
Müthiş ilgili, tutkulu
şeyden oluşmakta. Ke- HHH
Çağlar, caz sahnesinde “kült” statü-
da hayatın içinde profesyonel ola-
ve güzel bir dinleyici
ne güneş ışığı uyarısı- Oysa sinema yakın çe-
süne doğru yükselmekte olan bir mü-
rak bunu nasıl konumlandıracağı-
na karşı ağaca tırmanıyor, bitürik kim, ağır çekim, hızlı çekim gibi
görüyorum.
zisyen. Başarılı müzisyen, oradan ora-
mı anladığım bir dönem oldu. Sek-
asit kokusu alır ve bir memelinin tekniklerle, zaman ve mekân kısıt-
ya konserlere koştururken bize de ke-
törün nasıl işlediğini açıkça görüp du-
gövdesindeki kanın ısısını algı- lamalarının dışına çıkma yetene-
yifli bir sohbet için vakit ayırdı.
ruşumu kaybetmeden nasıl bir yol izle-
larsa kendini ağaçtan yere bırakı- ğiyle bizim o kendimize özgü sı-
STEVIE
yeceğimi anlamaya başladığım ve bağımsız
u Caz müzik sahnesinde uzun süredir
yor ve aşağıya düşüyor. nırlamaları aşmamızı sağlıyor. Ör-
müzisyenlik kararı verdiğim, İngilizce sözlü mü-
WONDER yer alan başarılı bir müzisyen olarak takipçileri-
HHH neğin saniyenin on sekizde birin-
zik yapmanın bile bir mücadele olacağını görüp sinir-
niz arasında çok özel bir konumunuz var. Yine
Biyologlar bilimsel yöntem- den daha uzun ya da kısa zaman-
VE
lerimi çelikleştirmeye başladığım yıllar.
de sizi bilmeyen okurlarımıza kendinizi tanıtacak
lerle bu gerçeği saptamışlar ama da değişiklikler geçirdiği için açı-
olsanız neler söylerdiniz?
MICHAEL
başka gerçekler de var: Kırlarda lışını göremediğimiz çiçeğin açı-
IÇINDE TEK BIR AŞK ŞARKISI VAR
Şarkı söylemeyi çok seven, hikâyeler anlatmak is-
dolaşan, sesleri, renkleri, kokula- lışını sinemada hızlı çekim saye-
JACKSON
teyen, caz odaklı olsa da türler arasında gezen, kendi
u İkinci albümünüz “Hafif Batı Müziği” ise
rı algılayan insanların hepsi dün- sinde rahatça görebilir hale geli-
şarkılarını yazan bir müzisyenim. tarzınızın daha keskinleştiği bir çalışmaydı bana
yayı aynı şekilde algılamıyor. Bir yoruz. Kafasının içinden nelerin
u Müzikteki
göre. Siz neler söylersiniz?
u Müzikle ilk temasınız nasıl oldu?
yetişkinin dünya algısı bir çocu- geçtiğini merak ettiğimiz bir in-
ilk ilham
Kısa formatta, yazdığım Türkçe sözlü hikâyeleri de
Klasik bir çocuklukta tanışma hikâyesi. Evdeki
ğunkinden farklı, bir avcının or- sanın düşüncelerini kesin şekilde
kaynaklarınız
paylaşmaya cesaret kazandığım bir çalışma oldu. Olum-
orgun oyuncağım haline geldiği, çok müzik dinlenen
man algısı, avcı olmayan biri- okuyamayız ama sinema sayesin-
kimlerdi?
lu bir deneyim olarak daha başka projeler için de Türk-
bir evde müziği günlük hayatın vazgeçilmezi bilerek
nin algısından farklı. Jorge Luis de o insanın kafasının içine girip
Stevie Wonder,
çe şarkı sözleri yazmamı teşvik etti. Yeni Türkçe şar-
büyüdüğüm ve duyduğum melodileri çalmaya çalış-
Borges’in dediği gibi “Gemi yol- düşüncelerini okuyabiliyoruz. Hiç-
Ella Fitzgerald,
kıları da sırası gelince paylaşacağım.
tığım, ilkokul veya az öncesi zaman aralığında.
cusunun gördüğü halatlar tayfa- bir zaman hırsızlık yapmayacağız,
çocukken
u “Misfit” ise hemen “Hafif Batı larınkiyle aynı değil.” Yani aynı bir hırsızın hırsızlık yaparken ne-
televizyon
KURALLARI YIKMAK ISTEDIM
Müziği”nden sonra geldi. Bir anlamda kardeş
dünyada yaşayan insan teklerinin ler düşünüp hissettiğini bilmeye-
ve radyoda
albümler... Ancak “Misfit” albümü belki de
tam anlamıyla ortak bir dünyaları ceğiz, belki bir uzaylıyla konuşa-
dinlediğim u Bana soracak olursanız caz kültürünü ses
cazın eleştirel yanına da bir gönderme yapıyor ve
yoktur. Ortak bir dünyaları olma- mayacağız ama sinema sayesinde
tonunuza yansıyacak derecede içselleştirmiş bir
Michael Jackson
kendinizi ifade edişiniz çok etkileyici.
dığı gibi o farklı dünya algıları da bunları deneyimliyoruz. Uzun la-
müzisyensiniz. Cazın kural tanımayan isyankâr
gibi zamanının
“Misfit”, genel olarak sistemi, hayatlarımızı sor-
zaman ve mekânla sınırlıdır. Ya- fın kısası sinemanın bize büyülü
doğası ile kendi karakteriniz arasında bir yakın-
birçok popüler
gulayan, yer yer tepkili yer yer yaşamın içindeki ka-
ni insan tekleri, içinde bulunduk- gelmesinin en önemli nedeni bi-
lık bulup bulmadığınızı merak ediyorum. Caz
ismi... Çok
bullenişlerle dolu bir albüm. İçinde tek bir aşk şarkısı
okumayı tercih etmenizde bunun etkisi oldu mu? ları zaman diliminde ve mekânda ze hayatımızın, türümüzün sınır-
eklenen
var, gerisi sistemin düzeninden evrenin düzenine, ha-
Çok teşekkür ederim. Kesinlikle. Utangaç ve kural- farklı biçimde de olsa bazı şeyle- lamalarının dışına çıkma yanılsa-
var Miles
yatın farklı dönemlerine dair hissettiklerimizle ilgili
lara uyan bir çocuk olarak yetiştim bir yanım da hep ri algılarlar ama görmedikleri bir ması yaşatmasıdır. Sinema -iyisi
Davis’ten Tom
geniş bir yelpazede. Nihayetinde bana umut, mutlu-
isyankârdı. Konu hele müzik olunca kuralları hem bil- yerdeki, örneğin kutuplardaki bir kötüsü bir yana- göremedikleri-
Jenkinson’a,
luluk getirmiş bir albüm.
mek hem de yıkmak istedim hep. Bir müzisyen olarak görünümü, sesleri, renkleri algı- mizi görünür, duyamadıklarımızı
öyle uzun bir
köklü geleneğini uzun süre çalışmazsanız tam olarak ne layamazlar. duyulur, algılayamadıklarımızı al-
liste ki... u Son yıllarınız hareketliydi...
olduğunu anlayamayacağınızı düşündüğüm caz, hem HHH gılanır kılarak bize hayatta sahip
“Misfit”ten sonra birisi pandemide olmak üze-
bir disiplin hem de yeterli özgürlük alanı vermesi se- Bir başka gerçek daha var: İn- olamayacağımız bir olanak sunar.
re iki albüm çıkardım. “The Art of Time” ve tamamı
bebiyle doğal tercihim oldu. Konservatuvarda okumak san dolaştığı kırlıktaki çiçekle- Ne tuhaf, edebiyat da sinemanın
İtalyan müzisyenlerce kaydedilmiş “Come Me Come
istemedim caz bölümü gibi bir seçme şansım olunca. ri algılar ama o çiçeklerin çiçek bireysel planda büyüsünün kay-
Te” bunlar. Aynı zamanda pandemide ikisi grubu-
açış sürecini gözüyle izleyemez, nağı konusunda aşağı yukarı bu-
muz Sonic Boom, ikisi de solo vokal ilk projelerim
u İlk profesyonel sahne deneyiminizden ilk
açmış hallerini görür yalnızca. nu söylüyor!
olmak üzere dört tekli yayımladım...
albümünüz “m-u-s-i-c”e uzanan süreci anlata-
çullanmak için Türkiye’den geçmek istediğinde
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 41 yıl geçti, acısı dün gibi taze
Meclis’ten onay verilsin diye ısmarlama, yalan ha-
berler yazdı. Yönettiği gazetenin patronunun aynı
zamanda, ABD ordusu ülkemizden geçerken araç-
larına alacağı petrolü satmak isteyen bir petrol fir-
masının sahibi olduğunu dünya âlem biliyordu oy-
Kırk bir bin kere lanet olsun
sa. Komşu ülkenin felaketinden nemalanmak iste-
yen bir piyasacı olarak “Irak’ta bir koyup üç ala-
ırk bir yıl geçti. Ülke üze- rek yok. Vatan kurtardılar (!) dar-
cağız” diyen adama taptılar.
rine örttüğü karanlık o ka- beciler. Yargısız infazlar gerçek-
PEKI SOLUN HIÇ HATASI YOK MU?
dar koyu ki hâlâ çıkış için leştirerek, faşist saldırılara arka
I
bir mum ışığına ihtiyacı- çıkarak, katliamlar yaparak oluş-
Cunta şefi olan uğursuz “Ben de imam çocuğu-
K mız var. Türkiye’nin üçün- turdukları ortamdan “kurtardılar” yum” diye konuşmalar yaptı gittiği kentlerde. Ül-
cü ama diğer ikisinden çok daha korkunç dar- vatanı. Bu kurtarma işinden IMF
kemizin doğusunda helikopterlerden dini içerik-
besiydi 12 Eylül. Sınıf çatışmasının yükseldi- başta olmak üzere emperyalizmin li bildiriler attılar. Okullarda din derslerini zorun-
I
ği bir dönemde “anarşi” bahane edilerek ülke mali kurumları memnun oldu en
lu hale getiren cuntacılar karşısında “laikliği” de-
MUSTAFA K.
yönetimine el koyan darbeciler tarihin gördü- çok. ABD “bizim çocuklar” diye- mode gören malum tipler Özal için “bir elinde ku-
ğü en kapsamlı, en korkunç uygulamalara gi- rek sahiplendi darbeyi, darbecile-
ran bir elinde bilgisayar” tanımları yaptılar. Son-
ERDEMOL
riştiler. Belirlenebilen rakamlar bu korkunç- ri. Sermayenin en has adamı olan ra “Müslüman demokratlar” geldi iktidara. Emek-
luğu gözler önüne seriyor: Tam 650 bin kişi Demirel’e bile, adı geçenin de-
çi, sol, laiklik düşmanlığında aynı mirası sürdür-
gözaltına alınmış, 52 bin kişi de tutuklanmış- mokrat oluşundan değil, uygular- dü. Osmanlıcı, fetihçi anlayışlarla ülkemizi kom-
tı. Resmi rakamlara göre 14 kişi cezaevlerindeki sa altından kalkamayacağı için kabul ettiremediği
şularına düşman yaptı. Kendi sınırlarını bile tar-
açlık grevlerinde, 171 kişi işkenceli sorgularda öl- 24 Ocak kararlarını politika haline getirdi cunta. O tışmalı hale getirdi. O malum tipler buna “açılım”
dürülmüştü. Cunta mahkemelerinde açılan 210 bin kararların mimarı sermayenin adamı Özal’ın baş-
dediler. Ülke şimdi 12 Eylül’ün yarattığı, hâlâ açı-
Erdal
davada 230 bin kişi yargılanmış, 7 binden fazla ki- bakan yapılmasının da önünü açtılar. lamayan karanlığın içinde yol alıyor. Solu etkisiz-
Eren
şi için idam cezası istenmiş, 517 kişi “ölüm ce- Ne oldu sonra kurtarılan (!) vatanda? “Ben zen-
leştirdiler, düzen içi sola bile tahammülsüz bir re-
zasına” çarptırılmış, bunlardan 50 kişi idam edil- ginleri severim” diyenlerin bu sevgiye uygun jim oluşturdular.
mişti. En acısı yaşı büyütülerek idam edilen Erdal emekçi düşmanı politikaları yaşama geçirildi. Za-
Peki bildiğimiz solun hiç hatası yok mu? ABD’de
ekonominin büyük devrimcisi” ilan ettiler Özal’ı.
Eren’di tabii. ten ülkede hep mevcut emperyalizmin ülkeye mali birkaç kez başkanlığa adaylığını koyan din insan Jes-
Büyük güçler yanında saf tutmayı iyi becerenlerdi
açıdan da Özal aracılığıyla el koyma girişimi, “de-
se Jackson’ın bir kampanya sırasında ettiği şöyle bir
RAKAMLARA BAKAR MISINIZ?
bunlar. Hayatında solun kenarından geçmemiş tip-
ğişim” adı altında onursuz bir biçimde güle oyna- sözü vardır: Ben hatalar yaptım. Ama inanın o hata-
Tam 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmış, 100 ler, “kendimi yazdım kimse kızmasın” başlıklı iti-
ya karşılandı. “Bugüne kadar bizim anamız ağladı,
lar kafamdan kaynaklandı, kalbimden değil. Solun
bine yakın kişi “örgüt üyesi olma” suçundan yargı-
rafnameler kaleme aldılar. Ülkenin dışa açılmasını
şimdi de işçilerin ağlayacak” diyen dönemin Tür- hataları da kalbinden kaynaklanmadı. Ama 12 Ey-
lanmış, 30 bin kişi ise “sakıncalı” olduğu iddiasıy- küresel kapitalizmin pazarı olmak sandılar. Sen-
kiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)
lülcüler, küreselciler, Özalcılar, Erdoğancılar onu o
la işlerinden kovulmuştu. Bin film yasaklanmış, 4
dikacılık öldürülürken sesini çıkarmayan tiplerdi
Başkanı, hiç de “narin” olmayan biçimde savurdu temiz “kalbinden” bıçakladılar.
bin öğretmen, yüzlerce akademisyen işten atılmıştı. bunlar. Hâlâ öyleler.
küfürlerini emekçilere.
Kırk birinci yılında lanet olsun cuntacıla-
Bir ansiklopedi maddesini dolduracak kısalıkta
Araştırmacı, gerçeğe bağlı gazeteciliği demo-
Sonra ne oldu? Yakın zamana kadar ra, onaylayanlara, gizli gizli alkış tutanlara, 12
bilgiler bunlar. Darbenin psikolojik kurbanlarının de ilan edip “patronlarının işini takip” eden med-
Erdoğan’dan “demokrat” çıkarmaya çalışan aynı
Eylül’ün yarattığı fırsattan yararlanıp gericiliğe
sayısının ise milyonları bulduğunu söylemeye ge-
ya figürleri yarattılar. Onlardan biri ABD Irak’a
tayfa, o zamanlar “ülkeyi 12 Eylül’den çıkaracak, destek olanlara. Tümüne lanet olsun.
B DÜNYA NSAN