Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 7 ŞUBAT 2021 Fotoğraf: Kurtuluş Arı DEVAMLILIK HATASI En iyi bildikleri formülü uyguluyorlar, bakalım bu sefer de işleyecek mi? STATİK ENERJİ Melih Bulu olayı, düşman yaratmak ve LBGT T arih 9 Aralık 2020. Ticaret Bakanlığı’ndan bir karar gündeme düştü. Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Reklam Kurulu, eticaret sitelerinde LGBT ve gökkuşağı temalı ürünlerin +18 ibaresiyle satışa sunulması gerektiğine karar verdi. Tarih 2 Ocak 2021. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’de bir dönem siyaset yapmış olan Prof. Melih Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadı. Bu atamanın ardından sosyal medyada “Kayyım rektör istemiyoruz” tepkileri başladı. gün gün neler oldu? Tarih 3 Ocak 2021. Öğrenciler “kayyım rektör istemiyoruz” diyerek kampus önünde bir araya gelme çağrısında bulundu. Tarih 4 Ocak 2021. Binlerce öğrenci hem üniversite içinde hem de önünde toplandı. Basın açıklamasının ardından üniversiteye girmeye çalışan öğrencileri polis gözaltına almaya çalıştı; tazyikli su ve biler cüppeleriyle rektörlük binasına sırtlarını döndüler, sessiz protestolarına başladılar. Bulu, bir televizyon programında istifa etmeyeceğini açıkladı. Tarih 78 Ocak 2021. Ankara’da Boğaziçi Üniversitesi’ne destek veren 30 öğrenci gözaltı11 21 Ocak tarihleri arasında öğrenciler ve akademisyenler rektörlüğe sırtlarını dönerek protestoya devam ettiler. Tarih 31 Ocak 2021. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin açtığı sergide, üzerine çeşitli amblemlerin konulduğu Kâbe fotoğrafının yerde fotoğraflanması üzerine soruşturma başlatıldı. Gözaltına alınan 5 öğrenciden 2’si tutuklandı. Soylu, gözaltına alınan öğrenciler için Twitter hesabından, “LGBTİ sapkını” dedi. Twitter, Soylu’nun bu paylaşımını nefret içeriği olduğu gerekçesiyle kısıtlama getirdi. Soylu telegramı kullanacağını açıkladı. aşağı bakmayacağız Tarih 1 Şubat 2021. Öğrenciler üniversite önünde bir araya geldi, gözaltına alınan ve de tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılması için çağrıda bulundu. Polis yaka paça 159 öğrenciyi gözaltına aldı. CHP ve HDP’li milletvekilleri ile İsninin Boğaziçi Üniversitesi’ndeki LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün kapatılması olduğunu iddia etti. AnÖzge Mumcu Aybars cak evrakın, protesto gösterilerinden sonra yani saat 18.15’te imzalandığı kanıtlandı. Ve de 3 Şubat tarihinde atanmış rektör Melih Bulu, “istifayı asla düşünmediğini”, 6 ay daha eylemlerin devam edeceğini öngördüğünü de söyledi. Bu atama krizi ve başlayan yeni anayasa tartışmaları, Türkiye’de bugüne kadar yaşadığımızın yeni bir perdesi aslında. Meclis genel kurulunda yeni anayasa kararı almak için yeter sayısı yok. Pandemi koşullarında iyice yoksullaşan bir halk, LBGT’lilerden yeni bir düşman yaratma, dağılmaya başlayan kendi kitlesini kutsal değerler üzerinden konsolide etmek, toplumu yeniden kutuplaştırmak, polis ablukasını artırmak ve tüm bunlar için dezenformasyonu kullanmak. Ve de muhtemel bir ber gazı sıktı. Üniversite kapısına kelepçe vuruldu. na alındı. tanbul Barosu’na bağlı avukatlar, öğrencilere hu baskın erken seçim ile anayasa referandumu… Bu Tarih 5 Ocak 2021. Öğrencilerin evine polis basTarih 9 Ocak 2021. İçişleri Bakanı Sükuki destek sağladı. Sosyal medyadan istifa çağrı formül en bildikleri ve denedikleri formül. Bakakını düzenlendi, bazı öğrencilerin ev kapıları kıleyman Soylu, İstanbul İl Başkanı Canan ları devam etti. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, lım şimdi işleyecek mi? Görelim, neticede aşağı rıldı. 28 öğrenci hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Kaftancıoğlu’nu ilk gün protestolara katılmıştı Twitter hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda bakmayacağımız kesin. Aynı gün devir teslim töreni vardı. Akademisyen – DHKPC’li olmakla itham etti. Boğaziçi Üniversitesi protesto gösterilerin nedeİyi pazarlar. Kaçırmayın ekmorlauhkısa u İş Sanat’ın ilk 20 yılı Dünyanın dört bir yanından farklı sesleri ve sanatın binlerce yüzünü seyircisiyle buluşturan İş Sanat, 20 yıllık sahne geçmişinden bir seçkiyi sanatseverlerin ilgisine sunuyor. “Hatırlıyorum: İş Sanat’ın İlk 20 Yılı” başlıklı sergiye www.issanat.com.tr ana sayfasından ulaşılıyor ve 360 derece sanal tur ile gezilebiliyor. u Rivayet Radyosu online Pandemi döneminde yaygınlaşan çevrimiçi etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. DasDas sahnesinde Sabahattin Ali’den hikâyeler okuyan ünlü oyuncu Mert Fırat’ın “Rivayetler Radyosu” da bunlardan biri. 13 Şubat Cumartesi akşamı saat 21.25’te başlayacak gösteride Fırat’a caz müzisyeni Korhan Futacı ve topluluğu eşlik edecek. u Lütfi Özkök’ün objektifinden Eczacıbaşı Fotoğraf Sanatçıları Dizisi’nin on birinci eseri Lütfi Özkök retrospektifi, kitabevlerinde yerini aldı. Eczacıbaşı Topluluğu’nun 50 yılı aşkın bir geçmişe sahip fotoğraf yayıncılığı geleneğinin bir parçası olan seri, her yıl değerli bir fotoğraf sanatçısını konu ediniyor. u Feyyaz Yiğit’ten ‘Gibi’ Son yılların parlak komedyenlerinden Feyyaz Yiğit yeni dijital platform Exxen’de başlayan “Gibi” ile izleyici karşısında. Birbirleriyle sürekli didişen iki yakın arkadaşın maceralarını anlatan dizinin senaryolarını Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi kaleme alırken, başrolde Yiğit’e Kıvanç Kılınç eşlik ediyor. u The Notwist geri döndü Bir dönem “Pick Up the Phone” adlı parçalarıyla büyük bir popülerlik kazanan Alman indie rock grubu The Notwist yaklaşık 7 yıl sonra yeni bir albüm yayımladı. 14 parçalık “Vertigo Days” adlı albümde gruba farklı isimler de eşlik etti. u Haftanın filmi: ‘Bliss’ Başrollerini Salma Hayek ile Owen Wilson’ın paylaştıkları “Bliss” Amazon Prime’da izleyiciyle buluştu. Mike Cahill’in yazıp yönettiği bilimkurgu türündeki film yeni boşanmış bir adamla, yaşadıkları dünyanın gerçek olmadığına inan bir kadının ilişkisini anlatıyor. The Dig, arkeoloji zengini topraklarda yaşayan bizleri ilgilendiriyor İnsan ruhunun kazısı EMRAH KOLUKISA 1 9 3 9 . Tam da tüm dünyayı derinden sarsacak bir savaşın eşiğindeki günlerde başlıyor The Dig. Birkaç yıl içinde İngiltere’nin de dahil olduğu (2. Dünya Savaşı) bu büyük çatışma milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanacak. Oysa daha 20 yıl önce bir önceki büyük savaş sonlanmamış mıydı? Dünya daha o savaşın yaralarını saramamışken bu acele neydi? Sahi nerdendi insanın bu bitmek bilmeyen hırsı, sevgi yerine düşmanlık hevesi, aydınlığa değil karanlığa hasreti? The Dig doğrudan bu büyük sorularla ilgilenmiyor ama hikâyesinin geri planında olup bitenler aracılığıyla akla bunları getiriyor ve bunları görmezden gelmeyerek insan ruhunun bir kazısını yapıyor. İngiltere’nin Suffolk bölgesinde yaşayan Edith Pretty (Carey Mulligan) kendisine ait arazide bir kazı yaptırmak ve toprağın altında olduğunu düşündüğü kalıntıları gün ışığına çıkarmak için amatör arkeolog Basil Brown (Ralph Fiennes) ile anlaşır. Sonuç neredeyse tüm AngloSakson tarihini yeniden yazdıracak denli önemli bir keşiftir. The Dig, gerçek olaylar ve gerçek kişilerden hareketle İngiliz yazar ve gazeteci John Preston’ın yazdığı romandan beyazperdeye uyarlanmış. zaman, hep zaman... Geri planına 2. Dünya Savaşı’nın ilk günlerini koyan filmin asıl derdi ise arkeolojiden hareketle zaman teması üzerinden insana dair çıkarımlar yapmak. Filmin başlarında Basil Brown ile Edith Pretty’nin yaptıkları kısa bir konuşma var ve Edith “Arkeolog Howard Carter’ın Tutankamon’un mezar kazısıyla ile ilgili yazdıklarını okuyordum. Mezar odasının kapısı eşiğinde durmuş ve 3000 yıl sonra orada bulunan ilk insan olarak hâlâ boyanın üzerinde duran parmak izlerini görmüş” dediğinde devamını Brown getirir: “Zaman anlamını yitirdi.” Belki de haklı... Ya da zaman yeni bir anlam kazandı diye de düşünmek mümkün belki. Sonuçta insan dediğin canlı kendi varoluşuyla ilgili meseleyi bir türlü anlamlandıramadığı ve buna bir anlam bulmak için çırpınıp durduğu için acı çekmiyor mu biraz da. Ve tarih, herkesin sıkça başvurduğu ‘dününü bilmeyen yarınını bilemez’ klişesine saplanmayacağım en azından bugünü anlamlandırmamız için bize birtakım veriler sunmuyor mu? İşte The Dig bu meseleyi son derece incelikli (neredeyse Çehovyen bir incelik) bir şekilde önümüze getiren ve bunu yaparken insan ruhunun da içine bakan, orada yaptığı kazıdan duygular, tutkular, hayaller çıkaran bir film. Çehovyen demem boşuna değil, karakterler ve onların aralarındaki ilişkiler bana Çehov oyunlarını anımsattı sık sık. Zamanlaması bir türlü uyuşmayan karakterler... Zaman, hep zaman... Anlamını yitiren (ya da bulan) zamana gelince... Bu yapacağım çıkarım biraz fazla iddialı görülebilir ama benim hissiyatım bu yönde: Simon Stone filmi kurgularken ses ve görüntü arasında zaman zaman uyumsuzluk yaratmayı tercih etmiş ve zamanla ilgili kendince bir oyun oynamış. Bu konuda en çarpıcı anlardan biri de filmin başlarında yer alan o müthiş kaza sahnesi... İzleyeni nefessiz bırakan bu olağanüstü sahnede kurgu çok bozuk (bunu kötülemek manasında söylemediğimi tahmin edersiniz) bir şekilde ilerliyor ve tabii ki bu bilinçli bir tercih... Filmin başrollerinden birinde yer alan Carey Mulligan bu yıl birbirinden iyi performanslarla çıkıyor karşımıza. Ben burada biraz yaşının üzerinde buldum ama yine de iyi bir iş çıkardığını yadsıyamam. Filmdeki yan karakterleri canlandıran Lily James, Johnny Flynn, Ken Stott ve Ben Chaplin de dikkat çekici varlıklarıyla hikâyeye katkıda bulunuyorlar. Ralph Fiennes’a ise özel bir vurgu yapmak gerek kanımca. Beden dilinden tutun da (toprağı kazan bir arkeoloğun öne doğru eğrilmiş sırtı, dik durmak için fazladan efor sarf etmesi...) eğitimsizliğin verdiği ezikliğe karşı kuyruğu dik tutmaya çalışan o yaşlanmış adamın vakarına kadar her şeyi çok büyük bir dikkatle etüt etmiş ve gerçek bir masterclass sunmuş. Ödül sezonunda adı sık sık geçecektir diye tahmin ediyorum. The Dig, arkeoloji zengini topraklarda yaşayan bizleri çok yakından ilgilendiriyor diye düşünüyorum. Göbeklitepe örneğin, benzer hikâyeler bizde de çok fazla yok mu? E peki hani filmler? Sutton Hoo kazıları 1937’de başlayan ve Anglosakson tarihinde çok önemli bir buluşa yol açan kazılarda büyük bir gemi iskeletine rastlandı. British Museum devreye girdi ve deneyimli arkeolog Charles Phillips kazı başkanlığını Basil Brown’dan devraldı. Aslında Sutton Hoo’da bir mezarlık olduğu uzun zamandır tahmin ediliyor ancak bunun Vikingler döneminden kalma olduğu düşünülüyordu. Bulunan gemi iskeleti ise daha öncesine ait bir Anglosakson yerleşiminin olduğunu kanıtladı. Çıkan eşyaların içinde (İngiltere’de bulunmuş en değerli hazine çıktı buradan) Bizans işi gümüş parçalar bile vardı. Simon Stone’un gerçek bir olaydan hareketle çektiği The Dig (Kazı) adlı filmi Netflix’te izleyicisini bekliyor. Carey Mulligan ve Ralph Fiennes’ın başını çektiği güçlü bir oyuncu kadrosunun rol aldığı film 1939 yılında İngiltere’de yapılan çok önemli bir arkeolojik buluş üzerine temellenen bir hikâyeyi anlatıyor.