23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 KASIM 2021 2 Şe HRib An k IRAÇ Yaylaların emekçi kadınları anlatıyor 4 bin yıllık bitki Ve Cdi Se Vği “Bir yerim bir yurdum var mı, vecdi.sevig@gmail.com bilmiyorum. Nerede karnımız Safran doyuyorsa, nerede çocuklarımıza bir gelecek olacaksa oralıyız. Sahi biz afran hasadının nı Hayri İrdal, Sinop Kale- Yılda üç kere göç yollarına sonuna geldik. si’ndeki siyasi mahkûmdan düşüyorum. Bu kolay değil, her Tarihsel kökeni gelen “Safranlı mürekkep- daim yatağım yorganım sırtımda.” Anadolu’nun gü- le ve kargacık burgacık ya- Sney ve batı kıyı- zılmış” mektuptan söz eder. Anlaşılan o mektubun ya- ları, Ege adaları olan değer- ülkız, Yeter, Zerrin ve daha nicele- li çiçek tozunun gramı 50 – zımında, cezaevinin işlikle- ri... Onların sofralarımıza gelen süt- nereliydik rinde kullanılan tavusi de- 60 liradan alıcı buluyor. Bu ? te, peynirde, yağda ve ette alın ter- gözde lezzet verici, günlük nilen mürekkep kullanıl- leri, geçmişleri, gelecekleri var. On- mış. Böyle mürekkepler sofralara, evlere pek sık uğ- Glar hem çoban, hem ahırı temiz- ramıyor ama saraylarda hır- parlak olur. leyen, hem sütü sağan, peyniri, yoğurdu ya- HHH sızlık-yolsuzluk aracı ola- pan. Yani bu işin başrolündekiler. Yaylaların rak kullanılabiliyor. 4 bin yıl önce Girit emekçi, mücadeleci kadınları... Kayseri’den, III. Selim döneminin ta- Adası’nda kültür bitki- Elbistan’a oradan Nurhak Dağı eteklerine sırf rihçilerinden Ahmed Ca- si olarak yetiştirilen saf- koyunlara taze ot bulmak için, iyi süt elde et- vid, “Sultanın aşçıları zer- ran Çukurova bölgesi- mek için, yem derdinden kurtulmak için yılda de için verilen safranı ken- ne gemiciler tarafından 3 üç kere göç ediyorlar. Şu sıralar Elbistan Ya- dilerine alıkoyarlar, zerdeyi bin 500 yıl önce getiril- lak köyündeler. Gelin, ömürleri göçerlikle ge- zerdeçal ile sarı ederler” di- miş. Geç Hitit dönemin- çen Yeter Can, Zerrin Ayyıldız’a ve Gülkız ye yazmış. Dr. Süheyl Ün- de Anadolu’da bol kul- Güzel’e kulak kulak verelim... ver de bu satırları günü- lanılan safranı Moğollar Yeter Can, 35 yaşında. 5 çocuk annesi. Ço- müzde Yiyecekler Sözlüğü Hindistan’a, Çin’e, Arap- cukların birinin doğumu, telefon çekmeyen, adıyla anabileceğimiz ki- lar İspanya’ya, Haçlılar da araba çıkmayan bir yaylada başlamış. Heli- taptan 1952 yılında yayım- Batı Avrupa’ya yaymışlar. kopterle hastaneye yetiştirmişler. Sabah 5’te ladığı çalışmasına kalkıyor, akşam yatağa girene kadar çalışıyor. aktarmış. Çocukların yemeği, kuzuların yemi, koyun ço- HHH banlığı, sütü sağması, peynir yapımı, çamaşır Saray aşçıları- bulaşık... Hepsi onun işi. “Bir yerim bir yur- nın haksız kazanı- dum var mı, bilmiyorum. Nerede karnımız do- mına olanak sağla- yuyorsa oralıyız. Yılda üç kere göç yol- yan zerdeçal, zen- larına düşüyorum. Bu kolay değil, cefilgiller aile- her daim yatağım yorganım sinden kök sapla- sırtımda. Baba evinde de rı toz haline geti- koca evinde de kendi- rilip kullanılan bir mi hep bir göç talaşın- baharat. Safran ise da buldum. Çocuk- süsengiller ailesi- larla üç ay bir yay- nin zarifliği nede- lada, beş ay başka niyle Arapça za- bir yaylada olmak, faran olarak anı- sıcak bir yataktan, lan çiçekten üreti- elektrikten, uzakta Zerrin Ayyıldız lir. Mardin’in ün- olmak zor. Aslın- lü Deyrulzafaran da yaşadığımız bü- Manastırı adını, Şehriban Kıraç, yük bir eziyet. Haya- geçmişte çevresi- Yalak köyünde. tımızın özeti bu aslında Gülkız Güzel ni bolca süsleyen eziyet. Neden mi göçe- safran çiçeklerin- riz! Belki iyi bir hayatımız den alır. olur diyoruz. Ama para kazana- Safranın yerine kullanı- Dilbilimci, yemek tarih- mayınca, gittiğimiz her yerde cep- lan bir başka ürün olan as- çisi Andrew Dalby, günü- ten harcayınca bu kadar göç etmek niye di- pir de “yalancı safran” di- müzden 2 bin 700 yıl ön- b i R eliğmliikem ye soruyoruz kendimize. Ama başka çaremiz ye adlandırılır. Safranın ba- ce Homeros’un safranı bil- de yok” diyor. haratçılardaki fiyatı, benzer diğinin kanıtı olarak İlyada ol SAdy I renk veren diğer iki türün metnini gösterir. Dalby’ye Cp e um onflete bile yok yüzlerce kat üzerindedir. göre Roma döneminde Si- y Ap AR m Idy Im? Can’ın çocukları yılda iki kere okul değiş- HHH lifke’deki şimdilerin turis- tirmek zorunda... Büyük kızı 8. sınıfta. Oğ- Gülkız Güzel 60’ına daha varmamış: “40 yıl- Ahmed Cavid’in sözü- tik yerlerinden Cennet Ce- lu Enes, bu yıl liseye başlayacaktı ama şim- dır yollardayım. Bir kuzunun, bir ineğin peşin- nü ettiği zerde ise Stefanos hennem Obruğu’ndan top- di çobanlık yapıyor. “Keşke” diyor Can, “Keş- de ömrümüz geçti. Para kazansak tamam diye- Yerasimos’un, Sultan Sof- lanan ürünler gözdeymiş. ke çocuklarım okusa da kendilerini kurtarsa, ceğim. Ama kazandığımız para yeme, samana raları adlı kitabında tarifi- HHH işte o zaman biz de kurtuluruz. Ben hayvan- gidiyor. Yem saman o kadar pahalı olmuş ki ka- ni verirken “Ramazan gece- Türkiye’de safran yetiş- cılık yapmasaydım ne iş yapardım diye düşü- sım ayı gelmiş, ben hâlâ inekleri otlatmaya çıka- leri, bayram ve kandil gün- tiriciliği adına yaraşır bi- nüyorum bazen. Ne olacak okumamışız, köy- rıyorum. Normalinde bu ayda hayvanları yemle- lerinde ikram edilir” notunu çimde Safranbolu’da sür- deyiz, ya tarlada olurdum ya çapada diyorum mem gerekiyordu ama hâlâ para bulup alamadık. düştüğü sade ve sütlüsü ya- dürülüyor. 14. yüzyıl- ötesi yok.” Ben bu işte hem ırgatım, hem çoban, hem sa- pılan bir tatlıdır. Ana malze- da Anadolu’yu dolaşan “Zenginliğin ölçütü cep telefonu deniliyor ğan, hem peynir yapan, hem ahırı temizleye- mesi pirinç, şeker, safran ve ünlü gezgin İbn Battuta, ya, benim telefonum da yok” diyor. Yılın yarı- nim. Ama emeğinin karşılığını alıyor musun? nişastadır. Bolu’nun Göynük ilçesin- sı yaylada, yağmurda, çamurda, sıcakta çadır- Yok işte. Karın tokluğu. Ona da şükür diyorum. Yüzyılların ötesinden gü- de “Safrandan başka bir şey da geçiyor. Aldığı çocukların yemeğine yet- En azından 3 çocuğumu bu işle büyüttüm. Şim- nümüze gelen yemek tarif- üretilmiyor” der. Ardından miyor, “ 25 kilogram un çuvalı 120 lira olmuş, di bir oğlum, gelinim eşim ve iki torunla evimiz- lerinden safranın balık çor- yolu, o zamanlar Borlu ola- haberiniz var mı? Bu yıl sadece kış için 2 bin den uzakta buradayız. Her işi kendimiz yapıyo- basında, kalkan balığı eti- rak bilinen Safranbolu’ya liralık un aldım. Geçen yıl yemin çuvalı 80 li- ruz, bir de çoban tutsak hangi paradan ödeyece- nin terbiyesinde, halepdol- düşer, konaklarda ağırlanır raydı, şimdi 210 lira, her hafta zam geliyor. ğiz. Bahar gelince yine yollara düşeceğiz. ması ve farklı adlarla anı- ama safranın adını anmaz. Geçen yıl kuzuyu 1000 liraya satmışız bu yıl Hayalimi soruyorsunuz, hayalim ne olacak, Yeter Can lan pilavların yapımında da Bir başka gezgin, çok son- yine 1000 lira” diyor. bir emekliliğim olsaydı bu işi yapar mıydım hiç?” kullanıldığını öğreniyoruz. raları, 17. yüzyılın başların- Acaba bu leziz yemekle- da geldiği Tokat’tan “Çok rin tadına varırken, duvar- ucuzdu” diye söz etme- da kendilerini gözleyen hat ye başlar ve “Asya’nın en HAy VAnl ARA, meey Çu VAll A p ARA d Ök Üoy Ru Z sanatının nadide eserlerin- çok safran çıkaran yeri bu- errin Ayyıldız, daha 29’unda. En ne. Öyleyse benim ürettiğim ürün bunca emeğe Kayseri’ye kendi köyümüze göçeceğiz. Haziran den çevreye yayılan albeni- rası olup en iyi mal olarak büyüğü 8 yaşında 4 çocuk annesi. bunca zahmete niye değmiyor diyorum. ayı başında oradan bilmem hangi yaylaya. Eylül li parlaklıktaki safran izini Hindistan’a ihraç edilir” de- Görümcesi Yeter gibi hayatını göç Benim çocuklar bu yıl ikinci sınıfa gidiyor. başında yine buraya geleceğiz. Evim neresi diye fark eden olmuş mudur? meyi de unutmaz. Birkaç yıl Z yollarında geçiriyor. Sabahın bir kö- Yazın yaylaya erken gidiyoruz, sonbaharda geç soruyorsunuz, evimi ben de bilmiyorum. Sahip- HHH önce, Tokat’ta yeniden saf- ründe kalkıp gecenin sonuna kadar hayvanlar- geliyoruz böyle olunca okuldan geri kalıyorlar. leneceğim bir evim, bir eşyam var mı, bir koltu- Ahmet Hamdi ran tarımına başlandığı ha- la uğraşıyor: “Boş zaman mı var, olsa ne güzel E yılın yarısında da yine göç ediyoruz, iki ayrı ğum, bir yatağım, bir buzdolabım, hayır yok. İl- Tanpınar’ın Saatleri Ayar- berleri basında yer almıştı. Çukurova bölgesinde yıllar olur. Geçen yıl peynirin kilosunu 30 liraya veri- okul değiştiriyor. Öğretmeni, arkadaşları sürek- le de sahiplenilecek bir şey varsa, sofranızdaki lama Enstitüsü romanını yordum, bu yıl 40 lira. Ama yeme, samana bakı- li değişiyor. Ben ister miydim bu rezilliği çekme- etin, sütün, peynirin el işçisiyiz, üreticisiyiz. Ama okuyanlar anımsayacaktır. sonra ilk safran hasadı da yoruz fiyatlar en az ikiye katlanmış. Resmen her yi ama başka çare var mı? sizin pahalıya yediğiniz o peynirin gerçek karşı- Romanın anlatı kahrama- bu yıl yapıldı. gün bir çuval para döküyoruz hayvanların önü- Şimdi haftaya tekrar Yalak Köyün’den lığını ben alıyor muyum hayır.” Mevsiminde haftada iki kez ağışıklık sistemini ko- u Düzenli balık tüketimi kemikleri güçlendirir. Romatoid artrit hastalarında görülen eklem romatizmasında ağrıların ruyor, hafızayı güç- lendiriyor, depresyona giderilmesini destekler. u İyottan zengindir, zekâ gelişiminde önemli rol oy- iyi geliyor... İşte balı- Kalp dostu balık Bğın saymakla bitme- nar. Özellikle hamileliğin ilk üç ayında düzenli balık tüke- ten annelerin bebeklerinde öğrenme, algılama gibi nörolo- yen faydaları: u Zengin bir folik asit, fosfor, kal- jik gelişme ve bebeklik döneminde kavrama gibi el fonk- siyonlarında ilerleme gözlenmiştir. siyum, iyot ve selenyum kaynağı. me RVe u Balığın Yüksek miktarda B1, B3, B6, B12, A u Hamilelikte balık seçimi yapılırken civa miktarları dik- SAAt Çi depresyona karşı kate alınmalı. Midye, kılıçbalığı, köpekbalığı yüksek civa ve D vitamini içeriyor. koruyucu etkisi Beslenme u Balık diğer hayvansal kaynak- içeren balıklardır. var. Özellikle somon, Uzmanı u Hamilelikte yüzeysel su balıkları ve küçük balıklar lı besinlerin aksine doymuş yağ yeri- uskumru, sardalya ve ne, doymamış yağ asitlerinden yani ome- tercih edilmeli. Sardalya, hamsi, istavrit, somon, dilbalığı, tonbalığı omega 3’ten palamut ve uskumru civa oranı çok az olan güvenle tüketi- ga 3’ten zengin. Omega 3 yağ asitleri, vücudun oldukça zengin üretmediği dolayısıyla besinler ile dışarıdan alınması gereken lebilen balıklardır. Ayrıca hamilelikte çiğ ve konserve ba- balıklardır. lık tüketimi sakıncalı. önemli bir yağ grubu. u Sahip olduğu EPA ve DHA yağ asitleri sayesinde kan u Balık satın alırken taze olmasına dikkat etmelisiniz. Gözlerinin parlak, solungaçlarının kırmızı-pembe, derisinin pıhtı oluşumunu engelleyerek, atardamarın tıkanmasını ön- ler, bu sayede kalp krizi, felç ve hipertansiyon riskini azaltır. gergin olması ve dokunduğunuzda parmağınızın bıraktığı izin hemen düzelmesi balığın taze olduğunu gösterir. Omega 3 yağ asitleri kötü kolesterolü (LDL) düşürür iyi ko- lesterolü (HDL) artırır. u Balık pişirirken kızartma yerine; buğulama, ızgara, fı- rınlama gibi pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Bol sala- u İyi bir protein kaynağı, büyüme ve gelişmeyi, hücre ona- rımını destekler, bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksi- ta ile vitamin, mineral emilimini maksimum seviyeye çı- karabilirsiniz. yonlara karşı savaşır. dyt.mervesaatci @gmail.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear