28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 4 EKİM 2020 İstanbul yarı maratonunda inanılmaz bir sürpriz beni bekliyormuş Koşuya gittim, akrobasi çıktı İstanbul’da bu yıl 15. kez yarı maraton düzenlendi. Yarının anlamı şu: Normalde bir kıtadan diğerine yapılan 42 kilometrelik olan değil de 21 kilometre mesafesi olan yarış. Normalde iyi bir koşucu değilim ancak İstanbul’da düzenlenen maraton, yarı maraton, kıtalararası yüzme yarışı ne varsa katılmaya çalışıyorum. Her seferinde başka bir İstanbul’u keşfediyorum. Trafik kapatılıyor ve yollar sadece size tahsis ediliyor. Bu kez ilk defa güzergâh da değişmişti. Tarihi Yarımada’da düzenlendi yarış. Ancak ben size hayatımda ilk kez yaşadığım bir deneyimi, bileğimin hakkı ile kazandığım akrobasi uçuşunu anlatacağım. 15.’YE BIR SÜRPRIZ VAR Pazar sabahı normalden biraz daha geç uyandım. Apar topar çıktım evden. Motosikletime atladım. Soluğu Yenikapı’da aldım. Yenikapı’daki dolgu alanında, çok büyük bir bölüme yayılmıştı hazırlıklar. Neredeyse her koşucu için 2 metreye 2 metrelik bir ısınma ve bekleme alanı hazırlanmıştı. Onlarca emanet çanta çadırı kurulmuştu. Herkesin farklı bir rengi vardı ve grup grup bu renklere göre start verildi. Yarışın başlama düdüğünü beklerken gökyüzünde bir uçak belirdi. Red Bull’un akrobasi uçağı havada sortiler yapıp taklalar atıp duruyordu. Bir yandan da şöyle bir anons duydum: “Bu yılın şanslı numarası 15, size bir sürprizimiz olacak, bizi takip edin...” Tabii ki hiç oralı bile olmadım. İlk düdükten sanırım 25 dakika sonra ben de koşuya başladım. Koşunun detaylarına fazla girmiyorum. 1500. KIŞI OLUNCA Son 1012 kilometre kala her zaman maratonlarda karşılaştığım Adım Adım’ın da Türkiye’de en çok bağış toplayan isimlerinden ve Bilgi Üniversitesi’nden öğretim üyesi arkadaşım Itır Erhart ile karşılaştım. Yanında da BM İyi Niyet Elçisi oyuncu Mert Fırat vardı. Birlikte koşuya devam ettik. Son 34 kilometreye kadar birlikte geldik. Sonra birden yavaşladım. O saniyeden sonra içimden koşmak gelmedi ve hayatımda ilk kez bir maratonda yürümeye başladım ve 3040 dakika daha geç bitirdim yarışı. Eve geldim, dinleniyordum ki telefonlarım acı acı çalmaya başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor İstanbul’dan arkadaşım Aziz Yiğit Gökalp, anlatmaya başladı. Meğer 15. yıl ödülü Red Bull’un akrobasi uçuşunu hediye etmekmiş. Bunun için de yarışın genel klasmanda 15. gelen koşucusunu aramışlar. Tabii bazı şartlar gerekiyor. 100 kilonun altında olmak, 1.92’den kısa olmak ve İngilizce biliyor olmak. 15. olan koSERKAN OCAK Maraton sabahı (20 Eylül) uyandığımda her şey normal geçecek gibiydi. İstanbul’da Tarihi Yarımada’da 21 kilometre koşacaktım. Yarışta elde ettiğim dereceyle ki bir ödül mü, ceza mı anlamadımdünyanın en iyi akrobasi pilotlarından Dario Costa ile Hezarfen’de macera dolu bir uçuş yaptım. Nasıl mıydı? Buyurunuz... EN HEYECANLILAR TÜRKLER u Biraz kendinizden bahseder misiniz? Merhaba ben Dario Costa, Red Bull sporcusuyum. Red Bull Sky Tour için buradayım ve buradaki gösterilerim öncesinde fazlasıyla çalıştım. Red Bull Sky Tour kapsamında Türkiye’deki ilk akrobatik hava gösterisi serisini gerçekleştirdik. İlk olarak 18 Ağustos’ta Dünya Ralli Şampiyonası için Marmaris’teydim ve burada bir gösteri uçuşu gerçekleştirdim. Daha sonra Vodafone İstanbul Yarı Maratonu’nda ve Caddebostan’da birer gösteri yaptım. Caddebostan’daki gösterimizde Türkiye’de ilk defa akrobatik flashmob’a imza attık. Son olarak Red Bull Sky Tour kapsamında Gaziantep’te düzenlenen TEKNOFEST’te gösteri uçuşları gerçekleştirdim. u Bundan önce de Türkiye’de gösteri yaptınız, buradaki tecrübenizi nasıl tarif edersiniz? İstanbul’dan önce Dünya Ralli Şampiyonası’ndaydım, burada şahane bir doğa manzarası bizi karşıladı. Sizinle de İstanbul’da çok eğlenceli bir uçuşu Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleştirdik. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’yi çok beğendim. Ülkeniz çok güzel. Her şey şahane. Ama sanırım burada tanıştığım insanlar en iyisi. Türkler çok sıcakkanlı ve arkadaş canlısı. Dünyanın hiçbir yerinde insanların bu kadar heyecanlandığını görmemiştim. Bu yüzden burada olduğum için çok mutluyum. Gösteri sırasında insanlardan tam olarak almayı umduğumuz şey bu. Türkiye’de olmayı çok seviyorum. BADIRELERE DEĞDI Dario Costa Dario, uçmadan önce “Uçak pervanesine mutlaka dokunurum” diyor. Gençlere mesajı şöyle: “Bu zor ama kimsenin sizi hayallerinizden uzaklaştırmasına müsaade etmeyin.” u Toplamda kaç ülkede uçuş gerçekleştirdiniz? 25 ülkede. İtalya, Hollanda, Belçika, Fransa, Portekiz, İngiltere, Hırvatistan, Almanya, Avusturya, Slovenya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, BosnaHersek, Bulgaristan, ABD, Kanada, Meksika, Japonya, Malezya, Rusya, Namibya, Güney Afrika, BAE ve Türkiye. u Peki en unutamadığınız manzara neredeydi? Elbette Türkiye olacak cevabım. u Uçuşlarınızdan önce korku yaşar mısınız? Korku benim içimde daima taşıdığım bir şey olmuştur. Her uçuşumdan önce korku yaşarım. Beni canlı tutan şey. Ve bunu yaşamayı severim. Uçuşlar sırasında korku yaşamam ama. u Gençlere tavsiyeleriniz var mı? Savaşmaya, hayal etmeye çalışmaya devam edin. Benim hayallerimi gerçekleştirmem 20 yılımı, hatta daha fazlasını aldı. Birçok badire atlattım. Ama değdi. şucu, “Ben İngilizce bilmiyorum” diyerek sırasını savmış. Bu kez 150. sporcuyu aramaya karar vermişler. O da İngilizce bilmiyormuş. Sonunda 1500. kim olmuş acaba diye baktıklarında karşılarına ben çıkmışım. Torpil yaptırmaya çalışsam bu kadar olmaz sanırım. Bir gazetecinin yine ayağına haber geliyor dedim içimden. Olayı anlattıklarında ve İngilizce biliyor musun diye sorduklarında pilotun İtalyan olduğu aklıma geldi ve İtalyanca bile konuşurum dedim... Ertesi gün Hezarfen Havalimanı’nda Spor İstanbul ve Red Bull ekibiyle buluştuk. Prosedür gereği Covid19 testimi de oldum. Parmağımdan kan örneği alıp, gebelik testi gibi olan kite damlattılar. Üzerine solüsyon döküp 10 dakika beklediler. UÇAĞIN ÖNÜ ÇOK MU KALKIK? Çift çizgi olsaydı pozitif olduğum anlaşılacaktı. Ama tek çizgi vardı. İkiden fazla çizgi olduğunda ise daha önce Covid olduğum ve antikor oluştuğu belli oluyormuş. Sonra ünlü pilot Dario Costa ile tanıştım. Gerekli bilgileri alıp minik akrobasi uçağının ön koltuğuna oturdum. Herkes heyecanlı olup olmadığımı soruyordu. Deli gibi heyecanlıydım ama üzerimdeki onlarca göze çaktırmamaya çalışıyordum. Bir yandan adrenalin tutkunu bir insan olarak da nasıl geçeceğini hayal edip duruyordum. Hezarfen’deki piste yaklaştıkça heyecan biraz korkuya dönüştü. Bir ara Dario ile sohbetimiz şu şekildeydi: “Dario uçağın önü çok kalkık pisti görebiliyor musun yol çok dar?” Dario’nun cevabı: “Göremiyorum, ama yan taraflara bakıp hissetmeye çalışıyorum...” Bu cevapla biraz daha ürktüm. Ben ön koltukta oturuyordum, burnumuzun ucunu ben de görmüyordum. Bildiğim birkaç duayı edip tekerleri yerden kestik. Dario’nun en çok uyardığı konu ayağımın altındaki pedallara basmamam oldu. Uçak bir eğitim uçağı idi aynı zamanda ve birçok düğme kol, pedal, benim önümde de vardı. Bilerek değil de sert dönüşlerde filan istem dışı bir yerlere dokunursam diye ödüm kopmadı değil. SONUNDA GÜLÜMSEME Dario bu tarz ‘armağan’ uçuşlarda misafirlerine nasıl davranacağını çok iyi biliyordu. Kademe kademe hareketleri zorlaştırdı. Ne yapacağını önceden söyledi. “Boynunu tut, şimdi sağa sert döneceğim, burada 6 G yiyeceğiz...” gibi uyarılarını aksatmadan yaptı. Normalde yenilere en fazla 4.50 G kuvvetlik hareket yapıyormuş, beni rahat görünce maksimum olan 6 G’ye kadar çıktı. Tüm uçuş 15 dakika sürdü ama sanki çok daha uzun geldi bana. İndiğimde yüzümde istemsiz bir gülümseme vardı. Bir daha ne zaman uçabilirim hayalleri kurarken bir yandan da Dario’ya aklımdaki soruları sordum... M emleketin içinden geçtiği ‘enteresan’ dönemlerin arkası kesilmiyor. Bir tarafta HDP’li vekiller, parti üyeleri, belediye başkanları “genişletilmiş” bir Kobani soruşturmasıyla gözaltına alınıyor; 4 günlük gözaltı sürelerine 4’er günden yenileri ekleniyor ve yandaş medya dediğimiz medyada eşzamanlı olarak hükümet propaganda haberleri, belgeseller yayımlanmaya başlıyor. Sanki hepsi tutuklanacakmış gibi bir hava anında oluşturuluyor. Tabii, başsavcının fotoğrafları da bu sürecin tamamlayıcısı oluyor. Ergenekon, Balyoz davaları döneminde Zaman gazetesinden kimin tutuklanacağını ve dava dosyası detaylarını öğrenirdik; bir benzerini şu anda yandaş medya hayata geçiriyor. Haberciliği unutan o gazetecilere ise üzülmemek elde değil. AT IZI IT IZINE KARIŞTI Bir tarafta ise Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaşa doğru evrilmeye meyyal çatışma durumunda milliyetçilik duyguları kabartılıyor. “Azeriler” diye cümleye başlasanız bir klavye canavarı çıkıyor “Hayır, Azeri Türkü” diyeceksin diyor. Uluslararası medyaya bakıyorsun, Suriye’deki cihatçıların Azerbaycan’a gönderildiğini yazıyor. Bir başka kaynağı deşiyorsun, ASALA ile çalışan silahlı bir grubun, Suriye’den Ermenistan’a gönderildiğini yaBu hafta gündemimizde gözaltılar, savaş, Katar Emiri’nin annesi vardı İçine çekildiğimiz girdap STATİK ENERJİ zıyor. Bir yandan sosyal medya enformasnı oluyor. Her konu birbirinin içine bir yon savaşlarının en yoğun yaşandığı yer; yumak gibi girmiş durumda. at izi it izine karışmadan doğru kaynaklaDiğer yandan Yeni Ekonomi Prograrı bularak dünyadaki haberleri yorumlamı açıklanıyor, Albayrak “Kur benim mak gerekiyor. için hiç önemli değil, hiç oraya bakmıUzunca bir süredir, Türkiye’nin kısır bir yorum. Sanayimiz güçlü. Oraya hiç baksiyaset alanından okunmayacağını düşümıyorum. Kur artık bizim elimizde” dinüyorum. Geçen hafta yazdığım FinCen Belgeleri’nde yer alan bilgiler de tekdüze bir siyasi okuma yapmanın yetersiz olacağını ÖZGE MUMCU AYBARS yor. Öncesinde hali hazırda açık olan Gaziantep’te 300 işyerine açılış töreni yapılıyor. Euro, dolar, pound yükseldikyeniden vurguluyor. Yani, Venezuela’daki çe yükseliyor. bir olayı araştırmak bazen Türkiye’de yeni Ama güçlü sanayimizi, kur zaten bibir bakış açısı sağlamanıza yol açıyor. Benzer şekil zim elimizde, dış güçlerin oyununu bozmak gerekide, Suriye’de, SMÖ ile YPG ya da Esad güçlerinin yor işte. Trollere de muhalefetin verdiği mesajı gölcoğrafyanın hangi alanlarında aktif olduğunu bilmek gelemek için bu mesajları bağırmak rolü düşüyor... önemli olabiliyor. Bir girdabın içine doğru çekildikçe çekiliyoruz. Ya da Kanal İstanbul’un yaratacağı doğa katlia Dibini görmek ne mümkün? Olan bu zamanda, mını konuşurken arsa planlarına bir bakıyorsunuz, gidişattan endişe duyan ve doğru mesajları Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza’nın Baklalı’da vermeye çalışan siyasetçilere, gazetecilere ve satın aldığı 44 dönümlük tarla, turizm ve ticaret ala vatandaşlara oluyor. Şeyha Moza
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear