Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 EYLÜL 2019 Evlilik ama kiminle? O partiden biriyle asla! Boşanmalar hızla artıyor ama evlenmek isteyenler de çok. Bütün mesele ise doğru insanı bulmak. Sahi gerçekten de doğru insan var mı? Doğru insan olmak mümkün mü? Commeetment bu işe ciddi kafa yormuş bir modern çöpçatanlık şirketi. Ekipte uzman klinik psikolog, imaj ve stil danışmanı var. Şirketin kurucusu Erhan Erol ve psikoloğu Gökçe Ünal’a merak edilenleri sorduk. SEDA UÇAR Neden Doğru İnsan Yok, A7 Kitap’tan çıktı. Erol ve Ünal, mutlu evliliğe giden yolda atılması gereken u İlk adım nasıl atıldı? Arkadaşım, ortağım fikri çok sıcak karşıladı. Kültürümüzü inceledik. Evlilik kurumu nedir? Çöpçatanlar kimlerdir? Literatürü taradık. Bu bir ihtiyaç. Çok yoğun çalışma/vakitsizlik, ikincisi de güvensizlik var. Aslında her zamankinden daha fazla birbirimize bağlıyız ama bir o kadar da birbirimizden uzaklaşmış durumdayız. İşte o noktada bizim gibi aracılara ihtiyaç oluyor. Ekim 2016 yılından beri fa u Sizin gibi başka bir örnek adımları aliyetteyiz. var mı Türkiye’de? Birtakım iyi niyetli girişim ler olmuş, 2006’dan itibaren. Bi özetliyor. Aşkın u İlk çiftiniz hâlâ evli mi? Boşanmalarımız başlamadı. zim gibi uzman klinik psikolog, stil ve imaj danışmanı ilebu işi yapan yok. Sadece tanıştırma, tehlikeli hallerine dair u Süreç nasıl işliyor? Önce sosyal medya kontrollerimiz var. Sonra ofisimize çağı eş bulma değil, kişisel farkında uyarıyor! rıp tanışıyoruz. Tanışma görüş lık ve ilişki danışmanlığı hizme melerini ben yapıyorum. Bu gö ti de veriyoruz. rüşmede tuzak sorular da var. Üyelik, kişi sel verilerin korunması ve gizlilik sözleşme hayata dokunmak istedim lerini imzaladıktan sonra süreç başlıyor. İlk u Nereden çıktı bu fikir? Stratejik marka yöneticisiyim. Şirketlerde yeni ürün ve hizmetler çıkaran departmanları da yönettim... Etrafınıza baktığınızda böyle bir ihtiyacı görmemeniz için kör olmanız lazım. Herkes aynı dertten muzdarip. Etrafta insan çok neden doğru insan yok? Zaten kitabımız da bu konu üzerine. Kurumsal hayatın getirdiği birtakım yabancılaşma ve yozlaşma da oluyor. Yaptığınız işten uzaklaşmaya başlıyorsunuz. Ben de dedim ki daha çok hayatın içine girmek istiyorum, insanların hayatı üç ay, randevu yok. Bu sırada yedi görüşme gerçekleştiriyoruz, 6’sı psikoloğumuzla, biri imaj ve stil danışmanımızla... Kişinin anne baba evliliğini de sorguluyoruz. Hayattaki en büyük tutkusunu da... Hayvansever mi? En sevdiği çizgi film karakterinden, en sevdiği çiçeğe kadar detay bilgilere giriyoruz. Son görüşmemizde, başarılı buluşma için birtakım tavsiyelerimiz oluyor. İlişkiye başlarlarsa, ilişki takip süreci var... İlişkinin evliliğe evrilip evrilmediği aşağı yukarı altı ayda belli oluyor. Toplam bir yıllık süreçten bahse na doğrudan temas etmek, değişim gerçekleş diyoruz. Bu bir yılda yirmiden fazla görüş tirmek istiyorum... Böylece doğdu bu fikir. me var. 7 Erhan Erol Gökçe Ünal Kadın ve erkek ne istiyoru Herkes üye olabiliyor mu? Seçicilikle seçkincilik arasında ince bir çiz ?gi var. Seçkinci bir şirket değiliz. Beğenilmey kendini geliştirmek istemesini, espri anlayışının olmasını istiyor. Sosyal ortamın, problemin değil çözümün le ilgili herhangi bir risk gördüğümüz kişile bir parçası olsun gibi beklentileri var. Erkekler ri kabul etmiyoruz. Burayı Esra Erol’a çevirmek istemiyoruz. Samimiyet ve açık iletişim olmazsa olmaz prensibimiz. Kimseye sizi reddettik demiyoruz. Commeetment olasılığı ar de kadınlardan yoğun tempolu bir işi olmasın, ailesine düşkün olsun, organizasyon yeteneği de güçlü olsun, aileyi çekip çevirebilsin istiyorlar. Öğretmen, erkekler için favori meslek ama... tırıp riski minimuma indiren bir şirket. Nüfus kayıt örneği, kaç kere evlilik yaptığı, sabıkasının olup olmadığı ve eğitimiyle ilgili belgeleri kontrolden geçirerek, psikolojik testler yaparak ilerliyoruz. u Gökçe Hanım, siz hangi roldesiniz? “Eş olarak ben ne kadar doğruyum” sorusuna üyemizle birlikte yanıt arıyoruz. Bağlanma, aşk stilleri, kısır döngüler, geçmiş romantik ilişkiler üzerine çalışıyorum. eğitim, dini inanç önemli Biz duyguları çok tanıyan bir toplum değiliz. Sadece mutluluk, mutsuzluk ve öfke u Üyelerin istedikleri ne oluyor? var. Oysa 80 ana duygu, kültürden kültüre Daha çok insancıl özelliklere vurgu yapılı değişen 100 duygu var, hepsi farklı anlam yor ama herkes eğitim olarak birbirine denk larda... Bunları konuşuyoruz... lik istiyor. Mesela doktorası olan en az lisans eğitimi olsun diyor. Kadınların gelir du tutkulu aşk biter rumuyla alakalı beklentisi var. Çoğu kadın, eşinin geliri kendisinden düşük olursa ileride problem olacağını düşünüyor. Erkeğin yaşının daha büyük olduğu evliliklere talep var. Kadınlar 12 yaş küçük, 810 yaş büyük istiyor. Erkekler de 12 yaş büyük, 1015 yaş u İlk buluşma tavsiyeniz neler? Çok derin konuşmalardan ve yüzeysel kalmaktan uzak durulmalı. Geçmiş romantik ilişkiler derinlemesine konuşulmamalı. Boşanmış biri, nedenini söyleyip konuyu kapatmalı. Hobiler, en son izlenen film ya da okunan ki küçüğe kadar inebiliyor. Dini inanç önem tap konuşulabilir. Tatil planlarından bahsedi li. Özellikle muhafazakârlar muhafazakâr eş lebilir. İlk randevu şu; hayata bakışımız aynı istiyor. Liberaller, “bana karışmadığı sürece doğrultuda mı? Görmemiz gereken şey bu. muhafazakâr olabilir” diyor. Toplum çok politize olmuş durumda. Herkes siyasi görüşüne benzer kişilerle evlenmek istiyor. Direkt parti ismi söylüyorlar. Şu partili olmasın gibi. Aşırı alkol tüketimi istenmiyor. Boy, vücut tipi önemseniyor. u Hep söylenir “Aşk her şeyi halleder” mi? Aşkın bir süresi var. Tutkulu aşk biter. En tehlikeli aşk tipidir. Evliliğin temeline sadece aşkı koyduysak o bittiğinde evliliği bitirmek istiyoruz. Aşktan gözümüz körken o evliliğin içine geleceğe yönelik ortak u Maddiyat ön planda mı? bir vizyon, amaç enjekte edersek sürdürü Kadın, erkeğin işine tutkuyla bağlı olmasını, lebilir bir ilişki oluyor. Karl Marx, ailesindeki kadınlar sayesinde var oldu Kız babası Marx... Atilla ÖZSEVER H er anne baba doğal olarak çocuklarının iyi bir yaşam sürmesini ve mutlu olmasını ister. Ancak ebeveynler, erkek çocuk evden ayrıldığında biraz mahzun olsalar da çok fazla üzülmezler. Oysa babalar, kız çocuklarının evlenip evden ayrılmasına epey hüzünlenirler. İster ünlü, ünsüz ya da tarihi bir kişilik olun, baba açısından bu durum pek fazla değişmiyor. Şimdi bu olguyu filozof, bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx üzerinden anlatmaya çalışalım. Marx’ın, eşi Jenny’den altı çocuğu olur. Bunlardan üçü büyük ölçüde yoksulluk nedeniyle bebekken ölürler. Kızları Jennychen, Eleanor ve Laura ise daha uzun yaşarlar. FLÖRTÇÜ TAVIRDAN vazgeçin Karl Marx, çalışmalarından fırsat bulduğunda çocukları ile yakından ilgilenirdi. Onları sırtına alıp bir at gibi gezdirirdi. Kızlarından Eleanor, bu olayı şöyle anlatır: “Mağribi’ye (siyahi görünümlü, zenciye benzettikleri babalarına böyle hitap ederlerdi) at gibi binmeyi tercih ederdim. Omuzlarına oturur, siyah gür saçlarına sıkıca yapışırdım. Minik bahçemizde ve evin çevresinde muhteşem at gezintileri yapardık”. (Francis Wheen: Karl Marx, e yayınları). Marx ve kızları gezmeden eve dönüşlerinde Alman halk şarkıları ya da zenci ilahiler; söylerlerdi. Zaman zaman da Shakespeare ve Dante’den uzun pasajlar okurlardı. Yine Eleanor’dan dinleyelim: “Babam, Homeros’un tümünü, Don Kişot’u ve Binbir Gece Masalları’nı anlatırdı. Daha altı yaşındayken Shakespeare’den birçok bölümü ezbere bilirdim”. (Erich Fromm: Marx’ın İnsan Anlayışı, Arıtan Yayınevi). uzun bir sınama dönemi Kızlarından Laura, ülkemizde “Tembellik Hakkı” olarak bilinen kitabın yazarı, 1871 Paris Komünü’nün kuruluşuna ve ayaklanmalarına katılan Paul Lafargue’ın sevgilisidir. Marx, Lafargue’a şu mektubu yazar: “Kızımla ilişkilerinizi sürdürmek istiyorsanız halihazırdaki ‘flörtçü’ tavırlarınızdan vazgeçmek zorundasınız. Gayet iyi biliyorsunuz ki, henüz hiçbir şeye karar verilmediğinden henüz bir bağ oluşmamış durumdadır. Ve eğer Laura resmen sizinle nişanlanmış olsaydı bile bunun uzun süreli bir durum olduğunu unutmamanız gerekiyor.” Yine Marx, evliliği onaylamadan önce Lafargue’a şöyle bir mektup gönderir: Karl Marx “Biliyorsunuz ben tüm servetimi devrimci mücadeleye feda ettim. Bundan pişmanlık duymuyorum. Tam tersine hayatımı yeni baştan yaşama imkânım olsaydı aynını yapardım. Bununla birlikte evlenmezdim. Benim elimde olduğu sürece, kızımı, annesinin yaşamını mahveden kayalıklardan sakınmak isterim...Evliliği düşünmeden önce hayatta bir şeyi başarmış olmalısınız, ayrıca siz ve Laura için uzun bir sınama dönemi gerekiyor”. (Wheen, a.g.e) Evet görüldüğü gibi Marx, neredeyse klasik bir baba tavrıyla kızını korumak istiyor ve eşi Jenny’e çektirdiği yoksulluğu Laura’nın da yaşamasına gönlü razı değil. Hayat ise bildiğini okuyor. Marx’ın bu mektubu göndermesinden sadece bir ay sonra Eylül 1866’da iki genç nişanlanıyor ve 2 Nisan 1868’de de evleniyorlar. Laura ve Paul Lafargue, Marx’ın yakın arkadaşı Engels’in yardımlarıyla Paris dışında yaşarlar. Kasım 1911’de Paul 69, Laura ise 66 yaşında iken artık yaşamak için hiçbir neden kalmadığını belirterek birlikte intihar ederler. Son yıllarda Karl Marx üzerine yapılan kapsamlı biyografik çalışmanın yazarı Mary Gabriel de, “Aşk ve Kapital” isimli kitabında (Yordam Kitap) şu yorumda bulunuyor: “Marx ailesindeki kadınlar olmasaydı Karl Marx var olamazdı ve Karl Marx olmasaydı, dünya bugün bildiğimiz dünya olmazdı.”