Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 MART 2018, PAZAR SAYFA 7 Diyalog ÇAĞNUR ÖZTÜRK Vizyona yeni giren filmleri ‘Ailecek Şaşkınız’ vesilesiyle Ahmet Kural ve Murat Cemcir’le konuştuk ‘Bir iyilik filmi yaptık!’ Onları ilk kez “İşler Güçler” dizilerinin setlerinde ziyaret edip, sette bir gün geçirip yakından tanımıştım. Beni o mizahın peşine düşüren ise ekibin beyni Selçuk Aydemir’in “Üsküdar’a Giderken” dizisine olan hayranlığımdı. Onları tanıdıktan sonra da, farklı mizah kafalarını hep takip ettim. Özellikle televizyonda yaptıkları, aracın doğasına bir ödüldü. Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in yeteneği Selçuk Aydemir kaşifliği ve yazma yeteneğiyle birleşti 8 yıl önce ve televizyonda “İşler Güçler”, “Kardeş Payı” gibi dizilerle farklılık yarattıktan sonra “Düğün Dernek”te filmleriyle de gişe başarısı elde ettiler. Şu anda ise yine Selçuk Aydemir’in yazdığı, yönettiği, 8 yıldır birlikte çalışan bir ailenin içine en çok sinerek yapmış olduğu “Ailecek Şaşkınız” filmleriyle vizyondalar. ? Ailecek Şaşkınız, diğer filmlerinizden daha farklı bir yerde, sizce nasıl bir film oldu? Murat Cemcir: Ciğerler temiz. Hastaneden yeni aldık raporu ? Ahmet Kural: Espriyle başlayalım değil mi? ? M.C.: Ama film de öyle… İzledikçe içinizi ferahlatan bir film. A.K.: Röntgen filmi gibi film yaptık… M.C.: Ciğerleri temiz, şeffaf, görüyoruz her şeyi. ? A.K.: Farklı bir film oldu bu kez evet, filmde değişmeyen tek şey biz ikimiziz. Senaryosu farklı. Yeni oyuncularla çalıştık. Cengiz Bozkurt, Saadet Işıl Aksoy, Ayda Aksel, Mustafa Alabora… Müzikleri de farklı oldu. Tamamına yakını acapella yapıldı. Doğal nesnelerle yapılan müzikler var. M.C.: Esasında yenilenmeye gittik. 8 yıldır beraber çalışıyoruz. Bir yenilenelim duygusuyla yaptık. Yeni bir görüntü yönetmeni, yeni lensler, reji haricinde yeni bir ekiple çalıştık. Anlatım yeni. Böyle üzerine koyarak gitmek denir ya… “Düğün Dernek” nasıl yeniydi o zamanın gerçekliğinde, bu da yeni… A.K.: Diğer filmlerimizde hiç olmadığı kadar, kadın ön planda. Kadınerkek ilişkileri var. Diğer filmlerimizde 45 adam bir hikâyenin peşinden giderdi. Kadın, pilot bu filmde. M.C: “Düğün Dernek”te de 4 tane adamın hikâyesini izliyoruz. İsmail ve arkadaşlarının… “Çalgı Çengi”de de iki adamın hikâyesini izliyoruz. Burada Ahmet’in oynadığı karakter Ferhat’ın hikâyesini izliyoruz ama ana merkezde kadınlar var; Saadet Işıl Aksoy, Günay Karacaoğlu var, bir aile var… A.K: Olayın seyrini değiştiriyor bu karakterler… M.C.: Reji anlatımı, oyunculuklar, renkleri, estetiği, her şeyiyle yeni… A.K.: Biz bir kere bu kez düzgünüz filmde. ? absürtlük yok. M.C: Tabii yine komedyenliğimiz var ama ayakları çok yere basan, daha reel bir haldeyiz. Kendi hayatını sev, başkasının hayatını niye seviyorsun? ? Gişesi nasıl olur bu kez? A.K.: Neyin ne olacağı gerçekten belli olmuyor. Eğer seyirci gerçekten inanıp beğenirse güzel olur. Cengiz Abi, Saadet de hakikaten çok komik oynadılar. M.C.: Çok iyi bir rakamdan öte, seyircinin sevmesi önemli. Devam filmi olmadığı ve yeni bir şeyler denediğimiz için bir şey söyleyemem tam. A.K.: Bu beğenilirse işte, ikincisini çekeceğiz, Ailecek Şişkiniz diye ? ? Ailecek Kaçkınız olur belki… Bu film, artık gişe açısından çok tatmin olduk farklı şeyler deneyelim, hikâyeye eğilelim filmi olmuş… A.K.: Bir iyilik filmi yaptık. İyiliğin karşılığı kesinlikle iyiliktir diyoruz. M.C.: Filmin temaları o kadar tatlı ki... Evet hayatta böyle insanlar da varmış, evet hayatta böyle olmalıyız dedirtiyor. Hayat böyle bir şey, hayata böyle bakarsak mutlu oluruz, dostlarımız olur, âşık oluruz gibi sonuçlar çıkıyor filmden. Şu ana kadar yaptığımız filmler içinde en çok içimize sinen filmimiz oldu, benim de, Ahmet’in de, Selçuk’un da… Herkes birisinin yerinde olmak ister ya, bu soru hep sorulur: Kimin yerinde olmak istiyorsun? Çocukken de sorulur, bu soru bize hayatın içerisinde o kadar nüfuz etmiş bir soru ki… Ne kadar saklasak da hepimiz bir şe kilde bir başkasının yerinde olmak istiyoruz. Bir ünlüyü, bir starı takip etmek de öyle, onun hayatını yaşamak istiyoruz. A.K.: Ama işte belki oraya göre programlanmamışsındır. (gülüyorlar) Şuradaysan buraya gitmemen gerekebilir ve senin için en yüksek yer şurası olabilir. Ferhat’ın hikâyesi de o, fazla abartmamak lazım, kapasiten bu. Vizyona yeni giren filmleri “Ailecek Şaşkınız”da Cemcir ve Kural, kla Kendini bil, kendini yaşa yani… M.C.: Evet, ken sikleşmiş ve başarılı ko di hayatını sevse mik ikili performanslarını ne, başkasının haya sürdürüyorlar. tını niye seviyorsun, arzuluyorsun? Ken di hayatını, çevreni güzelleştir, bunu yap tığın zaman mutlu olursun diyoruz. Mutlu luk kavramsal olarak bir süreç değil ki, an lık bir şeydir. Dolayısıyla anları çoğalttığın zaman süreklilik arz eder. O yüzden de her anını sevip çoğaltman lazım. Biz de haya ta bu açılardan baktığımız için, bu film bi zi de çok mutlu etti. Üzerimizde ilk defa bir ağırlık yok. 3 yıldır ekranlarda yokuz, sine ma sinema gittik ve içimize sinen bir film yap tık, mutluyuz. A.K.: Dizi de yaparız ama ? ‘Mizahta eleğimiz büyüdü’ ? İşler Güçler’den Ailecek Şaşkınız’a gelen süreçte sizlerde neler değişti? A.K.: Mizah anlamında biraz daha eleğimiz büyüdü. Eskiden çok seyircimiz olmadığı için çok rahat fütursuzca espriler yapıyorduk, şimdi çok seyirci olunca bir şekilde daha dikkatli oluyorsunuz. Kontrol mekanizmamız daha çok devrede artık. M.C.: Daha fazla araştırmaya, izlemeye, görmeye başladık. Ben eskiden dizi izlemezdim. Artık her şeyi izliyorum. Mesela “Dark” diye iyi bir dizi izledim en son, bir de “La Casa de Papel”… Her şey çok hızlı değişiyor, sosyal medya çok fazla. Dolayısıyla herkes şaka yapıyor, her şeyi takip ediyor. Biz de takip edip, biliyor olma zorunluluğu hissediyoruz. ? Biraz herkeste de ah bir komedyen olayım, keşfedileyim hali de var değil mi? A.K.: Olabilirler de, insanlar içlerinden iyi olanı ve komik olanı çe Çağnur Öztürk, Murat Cemcir ve Ahmet Kural’la. kiyor zaten. Başarılı da oluyorlar. ? Size geliyorlar mı hiç, “abi bak ben de çok komiğim” diyerek? A.K.: Yok gelmiyorlar. Yardıma ihtiyaçları yok ki, telefonları var. M.C.: Merhaba ben Murat Cemcir, YouTube kanalıma hoş geldiniz, bitti. Herkes medya patronu oldu. Düşünsene herkesin artık bir kanalı var. Bir bedel ödemiyorum, bedel ödüyorlar bana. ? Kişisel anlamda peki neler değişti? Esasında sende bir değişim olmuyor da, etrafındakiler değişebiliyor. Onlar senin değiştiğini zannediyor, senden beklentileri değişiyor daha doğrusu. Onların sayısı azalıyor. Yanındaki insanlar değişiyor sadece sen değişmiyorsun. Kendimde bunu gözlemliyorum. Atıyorum mesela arkadaşlarımla sorunlar yaşadım, çok fazla çalışıyoruz dedğimde hep. Nasıl çok çalışıyorsunuz? dediler. ? Biraz görüşememekten gelen kopmalar olmuş… M.C.: Evet evet, bu yüzden de dizi yapmadık bir süre. Biraz sosyalleşelim, hayatı yaşayalım istedim. Şimdi dizi yapma vaktimiz geldi. A.K.: Daha fazla tanınır olduk sadece başka bir şey değişmedi, karakter değişiyorsa zaten sıkıntı vardır. Bu da biraz dışarı çıkarken zorluk yaşamamıza sebep oluyor ama onun dışında her şey çok güzel. M.C.: İstediğin yere gidip rahat rahat davranamıyorsun, o kadar. hayat bir yandan sana şunu diyor, buraya buraya rahat gidemezsin ama şu kadar da para kazanacaksın. O yüzden gidemediğim yerler karşılığında kazandığım para mutlu ediyor beni. ? Bedelini ödüyorum diyorsun… M.C.: Evet, aslında ödemiyorum ödeme alıyorum. Bir bedel ödemiyorum, bedel ödüyorlar bana. ? o yüzden güzel bir şey, ödeyen de seyirci, seyircinin gülmesi. Selçuk bir şeyler yazıyor, biz de bir hayalin peşinden gidiyoruz, seyirci izliyor ‘Aile güven ortamıdır’ ? Filmin odağında aile var… Peki Aile kavramının sizce önemi ne? M.C.: Baba işçi emeklisi ? aile çok değerli bir şey, her an seninle olan tek varlık. Ne yaparsan yap, senin yaptığın her şey; koşulsuz kayıtsız destekleyen, belki o an desteklemiyor, belki kavga ediyorsun ama değiştiremezsin aileni. Aile çok belirleyici bir şey. Aile, başarısız başarılı olmanı, dostlarınla nasıl ilişkiler kurduğunu, ne kadar sahtekâr ne kadar karakterli olduğunu belirleyen tek şey annen, baban, abin, kız kardeşin… bu kadar. A.K.: Ben de yıllarca lojmanda yaşadım, polis çocuğu olduğumdan. Üniversiteye kadar hep ailemle geçirdim ben hayatımı. Güven, sadakat, “kadın”a nasıl bakarsın, kadın senin için nedir? Annede, ablada onu görürsün. Aile güven ortamıdır benim için. Seni belirleyen şey aile. Şirket olarak baktığımda da para. Yapımcımız Murat Cemcir ve şirketi. Biz bir aileyiz TR 40 33 olarak. (gülüyorlar) gülüyor, mutlu oluyoruz. Bu, her gün şükredilmesi gereken bir şey. Her sabah uyanınca şükrediyorum, düşünsene her sabah uyanıyorsun, starsın ? eskiden alçakgönüllülükten ölüyordum ama şimdi tadını çıkartma evresine geçtim. ? Ahmet, sen biraz şikâyetçi gibisin? Şöhretten şikâyetçi değilim. Alıştık artık. Umurumuzda da değil aslında. İşimizi yapıyoruz biz sadece. Normal yaşıyoruz zaten. M.C.: Bazısı star gibi yaşar, star gibi yaşamak bizim anladığımız şeyler değil. ? İşler Güçler’de sektörün koşullarını, sorunlarını hicvediyordunuz, şu an nasıl koşullar sizce? A.K.: Hâlâ aynı devam ediyor, hiçbir şey değişmedi. M.C.: Ama tabii biz kendi sistemimizi kurduk. Bizim dizilerimizin hep süreleri uygun oldu. “İşler Güçler”de belki daha çok çalışıyorduk, “Kardeş Payı”nda çok rahat çalıştık. 10 saatten fazla hiç çalışmadık. Aynı şekilde filmlerde de öyle, erken paydos verelim, insanlar evlerine gitsin, özel hayatına da vakit ayırsın istedik. İyi şartlarda çalışıyoruz, çalıştırıyoruz ekipleri… A.K.: Şikâyet ettiğimiz şeylerin tam tersini uyguluyoruz biz. ? Ben hepinizi çok yakın tanıdığımdan artık biliyorum ki, Selçuk’la ta nışmasanız komedi yapmazdınız değil mi? A.K: Şu anda “Çukur”daydım ben. (gülüyorlar) M.C.: Ben yapmazdım. Ben de “Sen Anlat Karadeniz”deydim. ? Benim senaristlik yaptığım bir dönem de var. Ama baktım Selçuk benden daha iyi yazıyor, bıraktım. Bana sen komiksin dedi, ben de Ahmet’e dedim… 8 yıldır birlikteyiz. ‘Yaza, dizi geliyor’ ? Var galiba bir şeyler yine Selçuk’un kafasında televizyona dair… M.C.: Evet, şu anda Selçuk’lar çalışıyorlar bir şeyler. Biz daha okumadık ama. Selçuk ne yazdığını hiç paylaşmıyor bizimle. Düşünsene filme yapımcı olacağım, ofisine gidiyorum, senaryoyu hiç önceden okumamışım, neye para yatıracağımı, ne oynayacağımı bilmiyorum; öyle rahatız, o kadar güveniyoruz birbirimize. Dizi yapmak da kesinlikle istiyoruz. Şu an senaryo ça lışıyorlar… A.K.: Yapacağız yapacağız evet ya za, onlar yapmazsa ben başka diziye gideceğim. M.C.: Şu an ciddi, güzel bir senaryo çalışıyorlar. A.K.: Tabii, diğerlerinden daha iyi olması gerek bir de, “İşler Güçler” ve “Kardeş Payı”ndan. M.C.: En son “Kardeş Payı”nı yaptık. Şimdi onun üzerine çıkıyor olmamız lazım. C MY B