Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 19 OCAK 2014 / SAYI 1452 Kendini değil, ülkesini zenginleştiriyor U ruguay’ın başkenti Montevideo’nun yakınlarında gezinirkenküçük bir çiftlikte, üç ayaklı köpeğiyle birlikte tarlasıyla uğraşan oldukça yaşlı ve sevimli bir çiftçiye rastlayabilirsiniz. İlk bakışta, bu adamın civardaki diğer çiftçilerle herhangi belirgin bir farkını görememeniz olası. Ancak bu isim büyük olasılıkla Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica’dır. Onu meslektaşlarından ayıran çok sayıda özelliği var. Mütevazilikte sınır tanımayan yaşam tarzı belki de bunlar içinde en dikkat çekici olanı. Politika gibi her an göz önünde olmayı ve bir anlamda imaj pazarlamayı gerektiren bir alanda, böylesine sıradan kişilikle varolmak büyük bir risk. En abartılı örneklerini ülkemiz ve ortadoğuda görsek de, Avrupa ve Kuzey Amerika’da da varolan ihtişamlı politik lider yaşam tarzının tamamen tersi bir portre çizen Mujica’nın, ne gayrimenkulleri, ne gösterişli villaları ne de gizemli malikaneleri var. Böylesi bir yaşamı seçmesinin önemli sebeplerinden biri geçmişi olsa gerek. Günümüzün Devlet başkanı Mujica, geçmişte azılı bir gerillaymış. Tam altı defa, şu an başında olduğu Devlet otoritesinin kurşunlarına hedef olmuş, 14 yılını da yine şu an yönettiği hapishanelerde geçirmiş. Dolayısyla gittiği her yerde uzun araç ve koruma konvoylarıyla DENİZ trafiği felç etmek yerine, 87 ÜLKÜTEKİN model Wolkswagen’ıyla pek kimselere görünmüyor olması oldukça doğal. Ne de olsa Mujica, yıllarınıherkesin pohpohladığı bir lider olarak değil, devlet tarafından düşman sayılarak geçirmiş. Yani devlet çinde varolan ihtişam ve zenginliklerin ne kadar aldatıcı olduğunun farkında. Hatta imajını o kadar önemsemiyor ki, Mujica’yı kabine toplantılarına, ayağında sandaletiyle katılırken görebilirsiniz. Öte yandan Mujica’yı tüm dünyada takdir gören bir lider yapan sırf mütevaziliği değil. Eğer yine mütevazi bri lider olup ülkesi adına ararlı işler yapmamış olsaydı, ne kendisi böyle önemli bir figür olurdu, ne de bu yazı. Sadece 3 Milyon nüfusa sahip, Latin Amerika’da arjantin ve Brezilya arasına sıkışmış ve bir anlamda zengin tarihini özleyen bir ülkeyi sadece bir yılda dünya ekonomisinin yıldızı haline getirdi. Bunu biz değil dünyaca ünlü ekonomi dergisi The Economist söylüyor. Hatta Uruguay’ın Türkiye’ye benzeyen ekonomik yapısıyla, bizim gibi istikrarsız büyüyen ve sonra yere çakılan ülkelere, istikrarlı ve kalıcı büyüme dersi verdiğini de ilave ediyor. Söylemeye gerek var mı? Bu başarı da en büyük pay Jose Mujica’nın. Sırf göz önündeki dünya liderlerinden değil, kendisiyle aynı kefeye koyulan Hugo Chavez gibi isimlerden de farklı birisi. Chavez ve Eva Morales, liberal ekonomi ve dünya üstündeki egemen güçlere muhalif olurken kendileri de bir anlamda medya yıldızları haline gelmişti, öte yandan mujica da ülkesini bağımsız bir ekonomik düzene oturtmayı amaçlarken, bunu Şirinler Köyü gibi bir ülke düşünün. Esrar dahil her şeyin serbest olduğu, ekonomik kalkınma modeliyle dünyada takdir gören, sadece üç milyon nüfusa sahip bir ülke. Uruguay sadece üç yılda bu rüyayı gerçeğe dönüştürdü. En büyük pay da hiç şüphesiz Devlet Başkanı Jose Mujica’nındı. Ancak eski gerillanın tek özelliği ülke yönetmeyi ve insanları mutlu etmeyi bilmesi değil. Mujica yaşam tarzıyla da meslektaşlarından çok farklı bir yerde. yapmak için “az laf çok iş” prensibini benimsemiş. Belki de bu yüzden onu televizyon ekranlarınızda nadiren görüyorsunuz. Ancak bu gözlerden uzak kişiliği, dünya çapında hayranları olması için engel değil. ABD’li ünlü rock grubu Aerosmith de Mujica’nın hayranlarından olduklarını açıkladı. Geçen Ekim ayında gerçekleşen buluşmada Mujica grubun şarkılarından birinin ismini söylemek bir yana dursun grubun ismini bile telaffuz edemedi. Bbu mütevazi çiftçinin, belki de tek eksiği popüler rock müzikle arasının iyi olmamasıydı. Ancak grubun lideri Steven Tyler, buna hiç bozulmamıştı. “Onun hayranıyız, çünkü dediklerine inanıyoruz. Mujica özgürlük için savaşıyor, biz de müzik yoluyla aynı şey için çabalıyoruz.” Onun döneminde Uruguay, hem ekonomik hem sosyal alanda çok sayıda radikal adım attı. Bunlar içinde en çok tartışılanı, ülkede esrar kullanımını serbest bırakmasıydı. Bunun sebebiyse, adete yoksul mahalleleri ve kırsalı ele geçirmiş olanuyuşturucu mafyasını yok etmekti. Yine Mujica döneminde, uruguay’da eşcinsel evlilikleri ve kürtaj yasal hale geldi. Elbette bu adımlar ülkedeki herkesin hoşuna gitmedi. Ancak Mujica, Uruguay’ı sınırsız özgürlükler ülkesi yapmaya kararlı görünüyor. Ekonomik anlamda ülkenin gösterdiği gelişmenin önemli sebeplerinden biriyse, Uuruguay’ın Mujica başa geçtikten sonra, rüzgar ve Mujica, Hugo Chavez’le. güneş enerjisi gibi, alternatif enerjileri kullanmada yaptığı patlamaydı. Mujica’nın dünya çapında “dünyanın en fakir devlet başkanı” olarak biliniyor. Aslında maaşı, hiç de fena değil, ayda 12 Bin Dolar kazanıyor. Ancak Devlet Başkanı bu paranın yüzde doksanını, fakirler için çalışan yardım kurumlarına bağışlıyor. Maaşının az bir kısmıyla yetinen Mujica’nın eşi de küçük çiftliklerinde çiçek yetiştirip satıyor. Öte yandan başkanlık makamını, olabildiğince gösterişsiz kılmak için çalışıyor. Evinde sadece iki koruma görevlisi çalıştıran bir başkan, heralde ölümden de korkmuyor olsa gerek, bir röportajında yaptığı alıntıyla hayata bakışını özetliyor aslında. “Bir Roma atasözü der ki, elindeki az olan değil, hep daha fazlasını isteyen fakirdir.” l denizulk@gmail.com Off the record Gıda ihtiyacı 2050’ye kadar ikiye katlanacakmış!.. Mecbur biz de katlanıcaz... Düşünsentır Haftanın sanat çizelgesi Kemancının çaldıkları kutulara doldurulacak. Söz’üm var Cesaret ve mutluluk taklit edilemez. Kemal Sümer Kuklaşop Misafir şair kedi uyarısı kediler sokakta meftun özgürlüğe böylece mehdî olmuşlar sokaklaşa sokaklaşa özenerek geziniyorlar hayatın melekhanesinde böylelikle kediler hanelerin de sevinci sokaktan ev içlerine bir avuçiçi sıcaklığı bir de uyarı sokağın ateşine onları üzmeyin lütfenRahmi Emeç Taşıtımızdaki motoru söksek, motorlu taşıtlar vergisinden muaf olabilir miyiz? N’apsak? Mehmet Tuncer “Sevgi kuşun kanadında” eksik. Sevgi kuşkunun kanadında desek daha doğru olur!.. İbrahim Ormancı Misafir çizer: Şevket Yalaz C M Y B