Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kadınlar kusursuz bir cilt ister a yf a S 9 Sayfa 7 Portakal Çiçeği Festivali Olimpik yalanlar... İstanbul’da düzenlenecek bir olimpiyatın hayali bile bir sporseveri heyecanlandırmaya yeter. Ancak olimpiyat, pek çok büyük spor organizasyonunun aksine spor dışındaki pek çok kalıcı etikiyi de düzenlendiği şehirlere taşıyor. Öncesinde olimpiyat düzenleyen ve gelecekte olimpiyat hazırlığı yapan şehirler bu dertlerden mustarip. Peki İstanbullu bunların farkında mı? Deniz Ülkütekin / Sayfa 5 Bu albüm bize gaz olsun; Yalnız Değiliz! Hüsnü Arkan, yeni solo albümüyle karşımızda. “Yalnız Değiliz” de itirazı olan şarkılarla bize bir çağrıda bulunuyor. Sayfa 3 Keçileri gibi inatçı çoban Ahmet Karaçam, “İnat da bir murattır” atasözünü yaşama geçiren bir çoban. Köylülerin tamamı maden şirketinin verdiği yüksek paralar karşısında yelkenleri indirirken o, hem şirkete hem de hükümetin kamulaştırma kararına karşı direniyor. Ozan Yayman / Sayfa 7 Kolaj: EYLEM ZOR “Kol” kırılır, “sır” kışla içinde kalır! Sevag Şahin Balıkçı, Mazlum Aksu, Mustafa Beker... Onlar, kışlada ölen askerlerden birkaçı. Resmi açıklamalara göre “intihar” ya da “kaza” kurbanları. Ailelerine göreyse cinayet! Üstelik sadece üç kişi değiller, son on yılda kışlalarda 965 asker “intihar”, “kaza” nedeniyle öldü; bu, çatışmada ölen asker sayısından bile fazla. Dahasını, Asker Hakları İnisiyatifi’nden, Sevag’ın annebabası Ani ve Garabet Balıkçı, Mazlum’un kardeşi Mecnun Aksu ve Mustafa’nın kardeşi Özgür Beker’den dinleyin. ESRA AÇIKGÖZ evag Şahin Balıkçı, Mazlum Aksu, Ramazan Altay, Ahmet Demir, Abdurrahman Çiftçi, Lütfü Esmer, Ahmet Volkan Eç, Uğur Kantar... Neredeyse her gün askeri kışlalardan bir “intihar”, “kaza” haberi geliyor. Milli Savunma Bakanı’na göre, 19922012 arasında 2221 asker “intihar” sonucu öldü. Bu rakamdan AKP’nin iktidar olduğu son on yıla düşen pay, 965. Son on yılda çatışmada ölen asker sayısının 818 olduğu düşünülünce durumun vahameti daha net anlaşılıyor. Üstelik bu sayıya kaza sonucu ölenler dahil değil. Afyonkarahisar’da mühimmat deposu patladığı ve 25 askerin yaşamını yitirdiği “kaza” benzeri olayların istatistiği bile tutulmamış. Konunun gündeme gelmesinde katkısı olan Asker Hakları İnisiyatifi ve çocukları ölen ailelerle konuştuk. S askerhaklari.com’un kuruluş fikri nasıl oluştu? Zorunlu askerler Türkiye’de en fazla hak ihlaline maruz kalan, hakkını arama imkânı en düşük kitle. Haklarını savunan, destek veren oluşum yoktu; askerhaklari.com 2011’de kurulana kadar. Kışlalardan birbiri ardına ölüm haberi geliyor, kimine “intihar” deniyor, kimine “kaza”, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Öncelikle bunlar ne yeni, ne de son dönemde arttı. Bir kısmının hazırlanmasında rolümüzün olduğu soru önergeleriyle öğrendiğimiz veriler son 22 yılda ortalama her yıl 100 askerin intihar şüphesiyle öldüğünü gösteriyor. Çoğu zorunlu askerler. Bu rakamlara kaza ya da diğer nedenlerle ölenler dahil değil üstelik. Bir ülkenin gençleri, “vatana hizmet” gerekçesiyle zorunlu şekilde devlet tarafından 15 ay gibi uzun bir süre alıkonuluyor, bulundukları ortam, karşılaştıkları muameleler nedeniyle “intihar” ederek yaşamını kaybediyor. TSK ya da MSB intihar rakamlarını soru önergelerine ihtiyaç bırakmadan düzenli açıklamalı. “İntihar” olsa dahi bu askerlik sisteminde büyük bir sorunun göstergesi kuşkusuz. Asker Hakları olarak ölümlerin intihar ya da cinayet olması arasında kategorik bir ayrım yapmıyoruz. Birinin kafasına silah dayayıp öldürmekle, eline silah verip, kendisini öldürmesi için tüm koşulları, nedenleri yaratmak arasında fark yok. Bu, yetkililerin sorumluluğunu azaltmaz. AİHM’de ölümün şüpheli olması üzerinden değil, intiharın önlenmesi için tedbirlerin alınmaması nedeniyle de Türkiye tazminata mahkum edildi. Devamı 4. Sayfada C MY B