24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 DERGİDEN sra Açıkgöz röportajdan döndüğünde canının acısı yüzüne vurmuştu, konuşmadı, yemek yemedi, yazının başına oturdu, yazdı, yazdı. Bittiğinde de esnemedi yüzü, ihtimal benzeri her haberde daha bir kasılacak, acı ve çaresizlikle… Haberi yan sayfada okuyacaksınız, 12 Mart 1995’te Gazi Mahallesi’nde iki kahvehanenin taranmasıyla başlayan olaylarda ölen 22 kişiden ikisinin yakınlarının yaşadıklarını anlatıyor. Esra’ya anlattıkları gösteriyor ki bu, Tunç ailesinin yaşadığı ikinci katliam. 1979’da Kahramanmaraş’ta yüzü aşkın kişinin öldüğü katliamdan sağ kurtulmuşlar, ama şimdi iki kayıpları var. Biri askerden yeni dönen oğulları Fevzi, diğeri abisinin ölüm haberiyle kendini, başını duvara vurarak gün ışığından koparan Durna. Felçli. Ailesinden başka kimseyle konuşmuyor… Israrla “Neden, Durna’nın fotoğrafı yok” diye sormama, Esra’nın öfkeyle yanıt verişi bu yüzden, Esra ve foto muhabiri arkadaşımız Kaan Sağanak odaya girer girmez battaniyeyi kafasına çekiyor Durna, bir daha da hiç indirmiyor… İhtimal battaniyenin altından konuşulanları duyuyor, anne ve babasının kendi adına duyduğu endişeyi bir kez daha dillendirmelerine öfkeleniyor, ama suskunluğunu bozmuyor… Dahası hak arayışlarının sonuçsuz kalmasının yarattığı bir öfke var ailelerde. Yıllarca süren davanın sanıklarının çoğunun beraat etmesi, suçu saptananlara verilen cezanın azlığı acılarının değil, ama öfkelerinin şiddetini azaltacaktı elbette, ama olmadı, tıpkı Kahramanmaraş’ta, 1 Mayıs 1977’de, Malatya’da, Çorum’da, Şemdinli’de, Hrant Dink’in öldürülmesinde olduğu gibi… Hesaplaşılmamış, yüzleşilmemiş her toplumsal yara, bireysel travmalarımıza ekleniyor, farkında olsak da olmasak da her birimizde yeniden yeniden kanıyor, öfke oluyor, nefret çoğaltıyor, yakıyor, sevgiyi eksiltiyor, aşkı öldürüyor… Birkaç kuşağı birden soluksuz ve geleceksiz bırakıyor. Esra işte bu kuşakların son halkalarından biri olarak yakaladı Gazi Mahallesi’ndeki katliamı ve adaletsizliği… Bir kitapta okumuştum sanırım, “İnsanın bilmediği acı derisini yüzer” diyordu. Bilmediğimiz, ama duyduğumuz acılarla da yüzümüz kararıyor, katılaşıyor, neşeyi keşif süremiz uzadıkça uzuyor, oysa hepimizin yaşayacağı tek bir hayat var… Çığlığımız da, suskunluğumuz da bu hayat için. Tercih bizim. İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com 9 MART 2008 / SAYI 1146 ABD’nin Irak’ı işgalinden beri her yıl düzenlenen “Savaşsız Bir Dünya için Uluslararası Buluşma”ların bu yılki konukları eski ABD askeri, şimdinin savaş karşıtı Chris Capps ve Iraklı psikiyatr Numan Serhan Ali’ydi. 2003’ten beri süregelen savaşın tarafları olmak yerine barış ekseninde üçüncü cepheyi açan Capps ve Ali, hem kendilerinin hem de halkların kandırıldığını düşünüyor. Kendi kişisel tecrübelerini aktararak insanları harekete geçirmeye çalışıyor. E Savaş piknik değildir Deniz Ülkütekin İ kisinin hikâyesi bambaşka, ama birbirinden ayrılması mümkün değil. 2004’te 21 yaşında olan Chris Capps, para kazanıp ailesinin yanından ayrılmak için orduya yazıldı. O sırada Numan Serhan Ali, ABD tarafından işgal edilen Irak’ta psikiyatrlık yapmaktaydı ve hastalarının büyük çoğunluğu savaşın yarattığı ruhsal sorunlardan şikâyetçiydi. Chris Capps, 11 Kasım 2005’te Bağdat’taki Zafer Kampı’na atandı ve 11 ay görev yaptı. Burada, Dick Chaney’in eski CEO’su olduğu NBR adlı bir şirket kafeterya ve çamaşırhaneyi işletmekteydi. Çoğunluğu Filipinli ve Pakistanlı çalışanlarına yaptıkları kötü muamele ve yapılan ayrımcılık, Capps’ı, doğru şeyi yaptığı konusunda şüpheye düşürdü. 2006’da Almanya’da başka bir bölüğe atandı. Bölükle birlikte Afganistan’a gitmeden önce izin aldı ve süresi dolmasına karşın orduya geri dönmedi. Artık AWOL (Görevini İzinsiz Terk Eden Asker) olmuştu. Onursuz terhisle ordudan atıldı ve Almanya’da kaldı. Ancak yaşadıklarını insanlara aktararak, inanmadığı bu savaşı bitirmeye kararlıydı. Capps’ın ordudan atıldığı günlerde Numan Ali de kendi deneyimlerinin dünyadaki insanları harekete geçireceğini düşünerek, yerel ve uluslararası konferanslar düzenlemeye başladı. İşte bu iki savaş karşıtının yolu geçen hafta İstanbul’da, Doğu ve Batı’nın buluşma noktasında kesişti. Sorularımızı önce Chris Capps yanıtladı. Hayaliniz orduya katılmak mıydı? Ordunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyordum. Irak’a gideceğim de hiç aklıma gelmemişti. Sadece ülkeme hizmet edeceğimi sanıyordum. Ordudan ayrılmanız ve Irak’ta gördüklerinizi açıklamanız karşısında insanların yaklaşımı nasıldı? Benzer sebepler yüzünden ordudan atılan insanlar benimle bağlantıya geçti. İlk çavuşum, bana mail attı ve yaptığımdan vazgeçmemi istedi. Annem ve babam da derhal orduya geri dönmemi istedi, ama ben ne yaptığımı çok iyi biliyordum. Bu yüzden onları umursamadım. İnsanlar, askerleri birer kahraman gibi görüyor, ama orduda yaşadıklarımdan sonra her şeyin aslında emirlere itaat etmekten ibaret olduğunu anladım. AWOL olduğunuzda ordunun size karşı davranışı nasıldı? Şaşırtıcı şekilde toleranslılardı. AWOL olan insanların izini sürecek kaynakları yetersizdi. Tek yaptıkları annemi çağırıp evde saklanıp saklanmadığımı sormaktı. Bir de derhal orduya dönmem gerektiğini yazan bir mail attılar. ABD ordusunda, sizin gibi düşünen insanların sayısı ne kadar? Irak’ta olup bitenlerden hoşnut olmayan birçok insan var. Yine de benim yaptığım eylemin bir direnişe dönüşmesine yetecek sayıda değiller. Sizi rahatsız eden ABD hükümetinin tutumu mu, Amerikalıların ilgisizliği mi? Sanırım beni en çok rahatsız eden insanların umursamazlığı. CNN ve MSNBC gibi kanallar, Irak’taki savaşa saat başına iki dakika yer veriyorlar. Kalan zamanda ise Britney Spears’ın çocuğuyla ilgili haberleri yayımlıyorlar. Irak’ta yaşananları gördükten sonra televizyonları başından ordularının bir yerleri bombalamasını izleyip bundan gurur duyan insanlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Amerikan halkı, bu bombaların kendileri adına atıldığını fark etmeli. Iraklıların bunu her zaman hatırlayacağını bilmeleri gerekiyor. Savaşa karşı mücadele etmek için Türkiye’ye geldiniz ve burada bir Iraklı, Numan Ali sizinle aynı amaç için bulunuyor. Şu anda bir çatışmada karşı karşıya da olabilirdiniz. Numan Ali, bu amaçla karşılaştığım ilk Iraklı değil. Daha önce Roma’da karşılaştığım Felluceli bir adam, bunu başta biraz garip karşılamıştı. Tabii ki savaş ve ABD askerleriyle ilgili birçok kötü anısı vardı. Ancak ikimizin de savaş hakkındaki fikirleri aynıydı. Böylece diyalog kurmayı başardık. G Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı / Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 (554555) Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. no: 23 Yenibosna/İstanbul (0212) 454 30 00 * Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergicumhuriyet.com.tr NUMAN SERHAN ALİ Tahribat büyük... raklı psikiyatr Numan Serhan Ali, artık Ürdün’ün başkenti Amman’da, ama savaşın insanlarda bıraktığı hasarlarla mücadele etmeyi sürdürüyor. Bu arada kendi anılarını ve acılarını yok sayıyor. Sırf insanların değil, toplumun yaşadığı travmanın da büyük tahribat yaratacağını düşünse de umudunu kaybetmiş değil. Irak’ta, savaş nedeniyle genel olarak görülen psikolojik rahatsızlıklar nedir? Son birkaç yılda çok çeşitli travmalar sebebiyle başvurular oldu. ABD’nin Irak’a karşı uyguladığı yaptırımlar, zorunlu göç gibi sorunlar rahatsızlıkları ortaya çıkaran nedenlerden bazılarıydı. Hastalarımın büyük çoğunluğunun kaybettiği yakınları vardı. Televizyonda her gün gördükleri bombalamalar, patlamalar, kaçırılan insanlar ve bunların yarattığı güvensizlik duygusu travmaları yaratan diğer sebeplerdi. Sonuç olarak kendi kendinize korunma stratejilerinizi geliştirmeniz gerekiyor. Evde silah bulundurmak veya kapıyı kimseye açmamak gibi. Savaşla ilgili kişisel tecrübeleriniz de var. Hem bunlarla mücadele etmek hem de hastalarınızı iyileştirmeye çalışmak zor değil mi? Kesinlikle çok zor. İnsanlara yardım etmek için elimden geleni yapıyorum. Tamamen güvenlikte değilim. Aslında I Fotoğraflar: VEDAT ARIK benim için risk normal insanlardan daha yüksek. Doktor veya bir konuda uzmanlaşmış birisi olmak, kaçırılma riskini arttırıyor. Birçok kaçırılan psikiyatr ve doktor tanıyorum. Hastanenin dışında biz de travma kurbanlarıyız. Iraklıların kişisel travmaları yanında toplumsal travmalar da var. Evet. Biz Irak’ta işgalden önce birçok farklı din ve ırktan gelmemize karşın uyum içinde yaşardık. Bir köyün yarısı Sünni yarısı Şii olabilirdi. Ancak savaşla birlikte böl ve yönet politikası uygulandı ve bu insanlar birbirine girdi. Sonuçta kazanan ne Şiiler ne de Sünnilerdi. Irak’ta ABD ve Batı toplumlarına karşı doğal bir nefret var. Chris gibi sizinle aynı amaç için çalışan insanları gördüğünüzde ne hissediyorsunuz? Gördüğüm kadarıyla ordudaki birçok asker de aslında kurban. Oradaki insanların bu savaşı desteklediğine inanmıyorum. Önünde sonunda insanların fikirlerini yüksek sesle söyleyeceği bir an gelecektir. Dünyanın hiç bir yerinde savaş olsun istemiyoruz. Çünkü acılarını ve sonuçlarını biliyoruz. Irak’ta belki bir milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Neredeyse aynı sayıya yakın dul kadın var, tahribat, inanılmaz boyutlarda. Bence Chirs gibileri kandırılıyor. Birçok insan savaşa giderken bunu piknik ya da seyahat gibi görüyor. Gerçeklerle karşılaştıklarında ise acı çekiyorlar. Irak’a gelen her üç Amerikan askerinden biri psikolojik sorunlar yaşıyor. İnsanların, savaşa karşı duyarsız olmasının sebebi sizce nedir? Iraklıların acıları dünyaya tam anlamıyla yansıtılmıyor. İnsanların da bilmesi gereken çok şey var. Çok fazla bilgi sansürü yapılıyor. Savaşın bedeli, sırf ölen insanlardan ibaret değil. Yine de hayat devam ediyor. İnsanları öldürebilirler, evleri yıkabilirler, sokaklara bomba yağdırabilirler. Ancak bir ulusun ruhunu kimse yok edemez. İlk yazının yazıldığı ve ilk kanunların çıkartıldığı Irak, yüzyıllardır saldırılara karşın ayakta kalmayı başardı. G
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear