Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
R PAZAR 1 8/11/07 15:25 Page 1 PAZAR EKİ 1 CMYK YIL 21 SAYI 1129 / 11 KASIM 2007 BIRAKIN TOPRAK KONUŞSUN... Ayfer Karamani, seramikle geçirdiği 50 yılını bir sergi ile kutluyor. Duygularını toprağa döküyor, üstelik ona doğallığını kaybettirmeden. “Yani” diyor, “çamur benim değil, ben onun eline düşmüşüm, 50 senedir”... Esra Başıbüyük Sayfa 4 Bu kare, Türkiye’nin 196080’lerini konu alan “Hatırla Sevgili” dizisinden; Deniz Gezmiş, bir eylemde... Dizi, 68 ve 78 kuşağından olanlar için üzerinden çok da zaman geçmemiş bir anıyı canladırıyor. Daha sonraki kuşaklar için, ülkede yaşananlara kapı açıyor. Sağcısı da, solcusu da çok eleştiriyor, yine de izleniyor. Unutmayanlar için... Müge Serçek H atırla Sevgili, Türkiye için bir televizyon dizisinden daha fazlası oldu. Kimileri diziyle anılarının peşine düşüyor, kimileri de geçmişi diziden öğreniyor. İzleyenler arasında 19601980 yılları arasında devrimci gençliğin içinde bulunmuş, sayısız eyleme katılmış insanlar, yani 68’liler ve 78’liler de var. Tepkilerini de esirgemiyorlar, örneğin Taylan Özgür’ün vurulma sahnesi ablası Hale Kıyıcı’yı kızdırdı, dizi ekibini tarihi çarpıtmakla suçladı. Evet, yakın, üstelik çok can yakan bir tarihi popüler dille anlatmak riskli bir iş, biz de filmin yönetmeni Ümmü Burhan’a tarihe nasıl baktıklarını, yansıtırken nelere öncelik tanıdıklarını sorduk. Dizinin sıkı izleyicisi bir 68’li ile 78’li de, televizyon başında hangi hislerle oturduklarını anlattılar… Bir dönem dizisi çekiyorsunuz, bunun ne gibi zorlukları var? Aslında dizi çekmek başlı başına bir zorluk, bir de dönem dizisi çekiyorsanız iki kat zorluk yaşıyorsunuz. Biz daha çok mekânsal anlamda bir sıkıntı yaşıyoruz, çanak antenler, pimapenler, boy boy reklamlar o kadar çok ki sokak çekimlerini yaparken çok zorlanıyorum. Kamerayı çekim yaptığımız eski konağın biraz sağına çevirsem bütün camları pimapen, mermer kaplı koskocaman bir bina görünüyor. Çok hassas ve detaycı çalışıyoruz. Dönem kıyafetlerini özel olarak tasarlayıp diktiriyoruz. Saç ve makyaj da diğer dizilere oranla daha fazla zamanımızı alıyor. Aksiyon sahneleri sizi zorluyor mu, örneğin figüranları sağ ve sol grupların kavga sahnelerine nasıl hazırlıyorsunuz? Yurt baskınını çektiğim bölümde bütün figüranlara neler yapmaları gerektiğini anlattım. “O dönemde polis ilk defa yurda girmiş. Sizleri yataklarınızdan kaldıracak, vurmaya başlayacaklar ama uyku sersemisiniz ve hiç bir şey yapamıyorsunuz taa ki Vedat Demircioğlu camdan atılana kadar. Bunu görür görmez polis barikatını aşmaya çalışıyorsunuz” dedim ve çekime geçtik. Polisi oynayan kendini gerçek polis sandı, devrimciyi oynayan kendini gerçek devrimci sandı, sağcı oyuncular kendini sağcı zannetti. Onları ayırmak mümkün değildi. Bas bas bağırdım “kestik, tamam, bitti” ama beni dinleyen yoktu. Burnu kanayanlar, hâlâ kendini alamayıp birbirini yumruklayanlar... Biz figürasyon anlamında da profesyonel çalışmaya gayret ediyoruz. Her şey yansıttığımız döneme ilişkin ayarlandığı için figüranların saçı o döneme göre kesiliyor ve o dönemi yansıtan kıyafetler figürana göre dikiliyor. Solcuyu oynayan figüranla sağcıyı oynayan figüran arasında saç, sakal ayırımı yaptık. Tüm figüranları rollerine göre hazırladık. Dolayısıyla sürekli aynı figüranlarla çalışmak zorundayız. Devamı 67. sayfalarda NİCE YILLARA İRENE MELİKOFF... İrene Melikoff, 90. yaşını kutluyor. Rusya'da başlayıp, ParisTürkiye ve Strasbourg üçgeninde geçen bu yaşamdan, Türkiye'ye düşense, AlevilikBektaşilik çalışmaları... Server Tanilli/Miyase İlknur Sayfa 8 Kraliçe’nin İngilizcesi kurtarılabilir mi? Çimen Turunç Baturalp’in yazısı. Sayfa 3