23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

27 ŞUBAT 2005 / SAYI 988 11 Koronerleri geniş insan Gülşah Aybastı Kalp ve Damar Hastalıkları uzmanı. Kalbi heyecanı en kolay dışa vuran, "kırılgan", müziği olan, ritmi bozulan, en hassas organ olarak tanımlıyor. Ona ve meslektaşlarına göre gamsızlar, koronerleri geniş insanlar... Nilüfer Zengin G özlerin bile yalan söyleyebildiği anlar olur da, kalbimiz asla yalan söylernez... Ancak, kalbin kendine ait dilini çözmek kolay bir iş değil. Biz de, işin uzmanına danışalım dedik. Hacettepe Tıp Fakültesi mezunu ve Florence Nigh tingale Hastanesi Kardiyoloji ihtisaslı Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Gülşah Aybastı'yla kalp üzerine çok yönlü bir söyleşi yaptık. Kalp nedir? Kalp, vücutta kendi elektrik aktivitesini üreten, pompa görevi gören, yaşamın dinamosu olan sofistike bir organ. Dakikada yaklaşık 5 litre kanı vücuda pompalayıp dokuların oksijen ihtiyacını karşılar. Sizce neden duygusal meseleler, aşk kavramı hep kalple bağdaştırılır? Çünkü, heyecanı en kolay dışavuran organ kalp. Acıyı ya da sevinci göğsün ortasındaki bu küçük organın çırpınışıyla hissederiz. Kalp hastalıklarının stresle birebir ilişkili olması da duygu dünyamızla kalbin ne kadar ilintili olduğunun bir göstergesi. Aşkın tetikleyicisi beyin, ama hasarkalpte oluşuyor. Nitekim acı çektiğimizde daralacak veya spazma uğrayacak olan koronerlerimiz (kalp damarı). Biz kendi aramızda, gamsız kişilere "koronerleri geniş insan" diyoruz. Yani her kalp çarpıntısı bir hastalık belirtisi olmayabilir... ülmayabilir tabii... Sevinç, üzüntü, kızgınlık, efor sarfetme gibi fîzyolojik durumlar da kalp atım hızını arttıracağı için çarpıntı olarak hissedilebilir. Bu vücudun normal reaksiyonu, patolojik olan altta ritm bozukluğu yatıp yatmadığı. Ritm bozukluğu elektrokardiyografiyle anlaşılır ve aritmi teşhisi konulur. Aritmi nedir? Kalbin ileti sistemindeki bir aksaklıktan oluşan ritm bozukluğu... Çoğumuz zaman zatnan çarpıntı hissederiz, bunun ritm bozukluğu olduğunu nasıl anlayacağız? Hastaya holter adı verilen bir cihaz takılır. Bu cihaz 24 saat boyunca hastanın elektro kaydını yapar ve ritm bozukluğu olup olmadığı tespit edilir. Şimdi teknolojinin gelişmesiyle birlikte cihazlar küçüldü. Artık cebimize sokabileceğimiz kadar küçük EKG cihazları var. Hastalar, kalem bi le risk artışından söz ediliyor. Bunlar yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolestrol yüksekliği, obezite, fiziksel hareketsizlik, sigara, ailede kalp krizi geçirme öyküsü gibi faktörler... Erkeklerde kalp krizi geçirme oranı kadınlara göre 7 kat daha fazla. Menopozdan sonra bu riskin eşitlendiği biliniyor. tnsanlar kalplerinden şikâyederi olduğunda daha mı hassas davranıyorlar? Dünyada ölümlerin birinci nedeni kardiyovasküler hastalıklar olduğu için kalple ilgili en ufak bir şikâyet insanları tedirgin ediyor, o nedenle daha evhamlı oluyorlar. Kalp hayatı temsil eden bir organ olduğu için insanların daha hassas yaklaştıkları doğru. Kişisel bir soru... Neden kardiyoloji ihtisası yapmaya karar verdiniz? Ben hayatta hep önemli şeylerle uğraşmak istedim. Kalp doktoru olmak ve kalbin her şeyini bilmek insanı tedirgin etmiyor mu? Kalbin her şeyini bilebiliriz, ama göğüs ağrısını yaşayan bilir, biz ancak tarif edebiliriz, ta ki kalp krizi gcçirene kadar... Çoğumuz "tık diye kalpten ölmeyi" yeğleriz... Sanıldığı kadar rahat bir ölüm müdür sahiden? Kalp krizi geçirenlerin önemli bir kısmı olay sırasında veya hastaneye yetiştirilemeden hayatlarını kaybederler. Sağ kalanlarda kardiyak hasarın büyüklüğüne bağh olarak kardiyak rezervde azalma ve buna bağlı olarak da yaşam kalitesinde bozulma görülebilir. Gelişen komplikasyonlara bağlı olarak da felç, hayatı tehdit eden aritmiler, kalp yetmezliği gibi hayatı kısıtlayıcı faktörler devreye girebilir. Yani, her zaman sanıldığı kadar tcmiz ve kolay bir ölüm değildir. KALBİNİN SESİNİ DİNLE! Biraz da güzel bir şeyden söz edelim... Kalp müziği olan tek organ, değil mi? Evet... Bebekler ana rahminde kalbin ritmini dinler, doğduklannda annelerini kalp atışından tanırlar. Kalbin sesi, çocukla anne arasındaki bağı kuran, insanın duyduğu ilk sestir. Ayrıca kalbin müzikalitesi temel müzik ritimlerine esin kaynağı olmuştur. Bizim içinse çıkardığı anormal sesler önemli, çünkü teşhis yöntcmimiz. Nitekim kapak bozukluklarında dinleyerek duyduğumuz üfürümlerle kapak hastalıklarının teşhisini koyuyoruz. Üfürüm? Kalp kapaklannın daralması veya kapakçıkların yetersizliği durumunda çıkan sese üfürüm diyoruz. Üfürüm duyduğumuzda ekokardiyografi adı verilen kalp ultrasonografisi yapılarak kalp kapaklarını, yapı ve fonksiyonlarını, kalbin kasılma gücünü değerlendiriyoruz. "Kalbinin sesini dinle" o kadar da hamasi bir ifade değil demek ki... Biz doktorlar için öyle... Işimiz, kalbin sesini dinlemek... Ama her zaman "yüreğinin götürdüğü yere gitmeyi" tavsiye etmiyorum. Tabii kalp sağlığı açısmdan... Kalp kırılır mı? Bir kardiyolog olarak, "kalp kınlmaz, tamir edilir" diyorum...# çimindeki bu cihazı çarpıntı hissettiklerinde göğüslerine koyup kendi elektrolarını çekme şansına sabipler. Böylelikle ritm bozukluğunun teşhisinde gerekli olan EKG kaydını hasta her yerde ve her durumda kendi kendine yapabiliyor. Hatta bunu cep telefonları veya bilgisayar aracılığıyla uzaktaki bir merkeze ve ya doktora iletebiliyor. Bu, teknolojinin tıbba getirdiği önemli bir yenilik. Gülşah Aybastı'ya göre kalp, hayatı temsil eden bir organ olduğu için insanlar bu konuda daha hassas. YANILGI VE RİSKLER Gerçekten insan kalem kadar bir cihazla kendi elektrosunu mu çekiyor? Evet. Bu cihaz sayesinde holterle dahi yakalanamayan ritm bozuklukları, şikâyet anında spot EKG kaydı alınarak belgenelebihyor. Bu da teşhis ve tedaviyi kolaylaştırıp, çabuklaştırıyor. Ben, hastalarımın kayıtlarını bu şekilde dijital ortamda saklayıp, gerektiğinde bilgilere her yerden ulaşabilme olanağına sahibim. Genelde hastalar size ne tip şikâyetlerle geliyorlar? Göğüs ağrısı, çarpıntı ya da nefes darlığıyla gelirler. Koroner arter hastalığı göğüs ağrısmdan başka, kolda, sırtta, boyunda, çenede, midede ağrı şeklindc de çıkabildiğinden, hastalarda yanılgıya ve doktora başvurmakta geç kalmaya neden olabiliyor. Bazen de tam tcrsi panik atak, reflü, mide ağrısı, kaseklem ağrıları, safra kesesi ağrısı, bazı enfeksiyonlar sonrası görülen kalp zarıyla ilişkili ağrılar kalp kriziyle karıştırılabiliyor. Bazen hiç belirti olmayabilir de. Nitekim sessiz iskemi denen tabloda koronerlerdeki darlık yalnızca cfor testi yapılırsa anlaşılır. Şe ker hastaları da, ağrıyı hissetmediklerinden, şikâyederi olmadan kalp krizi geçirme yönünden yüksek risk taşırlar. Göğüs ağrısının ayıncı tanısında efor testini kullanıyoruz. Bu nedenle 40 yaş üstü ve yüksek risk taşıyan gruplarda periyodik efor testiylc takip öneriyoruz. Kalp hastalıklarının erkeklerde daha çok görüldüğü söyleniyor... Kalp hastalıkları tek bir etkene bağh değil, birçok faktörün bir araya gelmesiy Yıldızların Altında... Aylin Kotil "Yıldızların Altında" müzikali esprili bir toplum olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Y ıllarca hepimiz hayatımızın bir döneminde de olsa, bize farklı oyuncularla ama aynı senaryoyla sunulan Türk filmlerini seyrettik. Çoğunun, hatta hepsinin nasıl biteceğini bile bile izledik bu filmleri. Burada ufak bir parantez açmak istiyorum, bunda sanırım o dönemdeki yıldızların güzelliği ve günümüzle kıyaslanmayacak biçimde özel hayatlarını göz önünden uzak yaşamaları da etkili oldu. Çünkü hem güzeli hem de merak uyandıranı izlemek istedik hep. Şimdilerde pek merak uyanılmıyor çünkü her şeylerini biliyoruz. Tabii söz meclisten dışarı... Bu duygularla, geçen hafta sonu "Yıldızların Altında" adlı müzikali seyretmeye gittim. Dürüst davranmam gerekirse bir Candan Erçetin hayranı olarak benim bu müzikale gitmemdeki en büyük neden gene odur. Ancak oyunun başladığı ilk andan, bitene kadar oyuncuların hepsine hayran kaldığımı itiraf etmek durumundayım. En başta Nurhan Damcıoğlu'nu ne kadar özlediğimi fark ettim. Sergilediği performansın yani sıra, güzelliği ile de hâlâ çok çekici. Hele de finalde seyirciyi selamlarkenki performansı vc hayat dolu oluşunu görünce "umarım onun yaşında ben de öyle olurum" demekten kendimi alıkoyamadım. Diyorum ya; oyundaki tüm karakterler muhteşemdi, Hepsi sinemamızdaki oyunculardı müzikalde. Töreye karşı gelen kız kardeşlerini öldürmek için şchre gelen iki ağabeye Feride Çiçek'in (Candan Erçetin) sarf ettiği bir cümle beni bir kez daha düşündürdü: "Sizin töreleriniz küçük kızlaramıgeçiyor?" Oyunu izlerken Akdenizliliğimizin vermiş olduğu sıcaklıkla, kendimizle şakalaşabilen bir toplum olduğumuzu görmek beni ayrıca mutlu etti. Oyun boyunca kâh düşünürken, kâh gülerken acaba dedim, çok iyi Türkçe öğrenmiş bir Finlandiyalı bu oyunu izlese ne yapardı? Sanırım ne güldüklerimize güler, ne de düşündüklerimizi düşünürdü. Çünkü bizler o anda oyuncular konuşmasa bile bir mimiğe gülen konumundaki izleyicilerdik. Bir kez daha ülke olarak toplum olabilmenin keyfini yaşadım. Aynı ortak kültürden geliyor olmamız, aynı esprilere gülme, aynı sorunlar karşısında üzülme ortak hissini doğuruyordu. Tıpkı kardeş olmak gibi. Çünkü ancak aile içinde biri hastalandığında kardeşler birbirlerinin duygularını en iyi anlayabilir. Ya da en çok, bir ağabey, küçük kız kardeşinin büyüyüp iyi bir ünüversiteyi kazanmasına sevinebilir. Aile dışındakiler de belki bunlara sevinir ya da üzülür, ama aile içindekiler kadar değil. Ben müzikali seyrederken duygularımız ortak büyük bir ailenin ferdiymişim gibi hissetim. Salondaki izleyicilerle ortak duygularımız, ortak değerlerimiz, ortak espri anlayışımız ve dahası ortak bir kültür altyapımız vardı. Sevincin ve hüznün büyük kalabalıklarla paylaşdmasının tadını çıkardım. Final sahnesinde Nurhan Damcıoğlu'nun o enerji dolu selamlaması tebessüm ederek salondan aynlmama neden oldu. Çıktığımda yağmur yağıyordu. Gece olması zaten ayrı güzeldi. Bazen yukarıdaki ile aramızda gizli bir anlaşma mı var diye diişünürüm. Çünkü yolda giderken trafik öyle rahat akmıyordu. Arabada müzik çalarken Istanbul'un yollarında hafif tıkanmış trafiğin ışıkları seyrettiklerimi özümseme lüksünü sundu bana. En son oğluma daha çok şeyler yaşatmalıyım diye düşünerek uykuya daldığımı hatırlıyorum. • aylin@kotilsarigul.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear