Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 EKÎM 2005 / SAYI 1021 Dünyanın bütün kadınları... Özlem Altunok 1 Sayfanın devamı Bu ayrımcılığın boyutları ırkçılığa kadar dayanıyor herhalde... Evet, Isveç'te kurumsallaştırılmış bır ırk çılık da söz konusu. Pek çok kadın biseksüel, yaşlı, "çirkin" ya da siyah oldıığu için dış lanıyor. Emeklilik yaşı 67 olduğu halde, 50 yaşın üzerindeki kadınların iş bulması neredeyse imkânsız hale geliyor. Her yıl 25 bin kadının polise gidip şiddete maruz kaldığı ıçin suç duyurusunda bulunduğunu bıliyoruz. 1.5 milyonluk Stockholm'de bu yıl, şimdiye kadar 147 kadın ırzına geçildiği içın polise gitti. Buna karşılık Stockholm emniyct müdürü yaptığı açıklamada "Kadınlar sokağa çıkarken dikkatli olmalı" dedi, Bu şu demek; kadınlar cinsiyetleri yüzünden belirli saatlerde dışarı çıkmamalı. Bir de bu ırza geçmc olaylarını daha çok yabancıların gerçekleştirdiği düşünülüyor. Oysa Isveçli crkcklcr bu gün Uzakdoğu ve Orta Avrupa'dan kadın ihraç ediyor, iki seneyi doldurmadan da yeni bir kadın getirterek kadınları sömürmeye devam ediyor. Çiinkü Isveç'tc bir kadının oturum izni alması için iki yılını doldurması gerekiyor. Isveçli bir erkekle ilişki yaşadığı için babası tarafından öldiirülen Fadime Şahindal olayıyla Isveç töre cinayetiyle de tanışmıştı... Evet, burada da töre cinayetlerı oluyor. Ama bence töre cinayeti, kadına şiddet uygulamanın farklı bir adı. Isveçli ya da Avrupalı erkekler de "kıskandım, sarhoştum" diyerek kadınları öldürebiliyor. Sonuçta erkekler toplumun verdiği izinle bu hakkı kendilerinde görüyorlar. Peki, Feminist InisiyatiPin kurulma zamanı, tsveç politikasında nasıl bir döneme denk geliyor? Zaten mevcut hükümetin yarattığı bir güvensizlik ortamı söz konusuydu, ama bu bızim için bir kazanç olmadı. Çiinkü sağ ya da sol politikalar bile bugün kcndilcrini feminist olarak tanımlıyorlar. Buna rağmen kadın sorunları parlamentoda hep bir detay şeklinde ele alınıyor. Bu nedenle ınisiyatife, örgütlülük aşamasında farklı kesimlerden insanlar katıldı. Mesela üç sözcüden biri olan Gudrıın Schyman, Isveç'in önemli politikacılarından. Uzun dönem Sol Parti'nin liderliğini yaptı. Feminist bir çalışmaya girişeceğini açıkladığında, pek çok feminist de beklenti içıne girdi ve bir araya gelmeye başladı. Bu farklı feminist ve politik anlayışlardan gelen insanlar hangi ortak paydada buluşuyor? Bu, muhafazakâr, sosyal demokrat ya da lıberal, birçok parti ıçin de geçerli. Hepsinin ıçinde ırkçısından, liberaline, sol görüşlüsüne kadar geniş bir yelpaze var. Bizde de sonuçta demokratik bir sistem geçerli. Patriarkal sistem, zaten bütun kadınlan bir araya getiriyor. Çünkü kadınlar sınıf, din, dil, etnik tark gözetilmeden şiddete ve haksızlığa maruz kalıyor. Dünyanın yarısı bu sistem yüzünden, yani sadece cinsiyeti yüzünden ezıliyorsa, bu insan hakları sorunudur. Amacımız da elbirliğiyle bunu değiştirmek. HER FEMİNİST DALGAYA DİRENİŞ... tnisiyatif içinde nasıl bir yapılanma var? Klasik anlamda bir lıder yok, örgütü uç sözcü temsil etse de, süreklı lokal grup ve örgütlerle bağlantıdayız. Politikayı bu üç sözcünün ve yönetim kurulunun dışında, politik çalışma grupları da belirliyor. Programınız yakın zatnana kadar açıklanmamıştı, şimdi ne durumda? Örgütümüz inisiyatif olarak yola çıktığında, önce katılım sağlamayı, sonrasında da demokratik bir oluşumu amaçladığı için, üyelerle beraber politikayı oluşturma kararı aldı Platformumuzdaki temel çerçevenin içinde ıse ırkçılığa, müitarizme, şiddete ve sisteme karşı durduğumuz genel bir yapı vardı. Bir ay önceki kongremizde programımız kabaca belli oldu. Kongrenin aldığı kararlar doğruJtusunda çalışma grupları, bütün isteklerimizi ve politik girişimlerimizi ortaya koyacak. Şu sıralar da feminist ekonomi politikası geliştiriyoruz. "Feminist ideolojiyle bir şehir nasıl kurulur" diye soruyor, şehir planlamasından, hastanelere, trafiğe uzanan ve kadını ikinci sınıf vatandaş konumundan çıkaracak politikalar için kafa yoruyoruz... Feminist İnisiyatif 2006 seçimlerinde parlamentoya girebilecek mi? Yüzde 4 barajı geçersek parlamentoya 16 milletvekiliyle girebiliyoruz. Hedefimiz tabii ki daha fazlası. Oy potansiyelimiz var, ama medya bize çok sert yaklaşıyor, aynca maddi sorun yaşıyoruz. Sizce 70'li yıllardaki kadın hareketinin kazanımları bugün yerini neye bıraktı? Bu duraklama döneminin sebepleri neler? Kadınlar bazı taleplerinde başarıya ulaşıp birtakım haklar kazanınca bir rahatlama oldu. Oysa feminist harekete karşı güçlerin sürekli uyanık olduğu unutulmamalı. Çünkü, feministlerin istekleri yerine geldikçe sistemin, yani erkelderin kayıpları olacak. Feminizmin dalgalar halinde gelmesinin sebebi de bu, çünkü her dalgaya karşı gelen bir güç söz konusu. Avrupa'daki feminist hareketlerle bağlantılarınız var mı? Oradaki gelişmeleri takip ediyor musunuz? Avrupa'da da gerileme var. Mesela Polonya 15 yıl öncesine göre bugün çok daha geri bir noktada. Isveç'te 6O'lı yıllarda kürtaj yasakken kadınlar Polonya'ya kürtaj olmaya giderdi, ama bugün Polonyalı kadınların kürtaj ve doğum kontrol hakkı yok. Bu kazanımların hiçbiri garanti değil, yani sistem kadınları ezmekten hiçbir zaman vazgeçmiyor. Bugün Avrupa'da çok fazla bir kadın hareketi yok, çünkü daha çok "etnosantrik" bir yapılanma var. Bu, Avrupalı'nın kendisine baktığı, kendisini en iyi gördüğü bir yaklaşım. Dünyada yaşananlara bakıp tecrübe ka zanmak yerine, "Biz bunu bütün dünyaya yayacağız" derler. ,' Türkiye'deki kadın fıareketlerini, feminist örgütlenmeleri takip ediyor musunuz? Bu ziyaretimde KADER'le görüştüm, onların da örgütlenmeleri bize benziyor. En önemlisi de bizden 8 yıl önce kurulmuş bir demek. KADERbunlardan sadece biri, Türkiye'de oldukça dinamik bir kadın hareketi olduğunu, kadın sorunlarının açıkça tartışıldığını ve öğreneceğimiz şeyler olduğunu görüyorum. Bu anlamda Türkiye ile Isveç arasında bir köprü olmayı da istiyorum. Iktidara geldiniz diyelim... Bu sistem içinde orada olmak sorun yaratmayacak mı? Bence güç önemli bir sorun. Bu yüzden dikkatli olmak lazım, "Onlar yönetsin bız gösterilerimize devam edelim" diyemeyiz. Bu yüzden amacımız sadece parlamentoya girmek değil. Bir diğer kanadımız da, sürekli feminist eylem, gelişim ve eğitimle ilgili olacak. Sonuçta îsveç'te kadınlar adına her kazanımda bu değişim, parlamentodan ya da kadın milletvekillerinden değil, kadın hareketinin çabasından geldi. DEVRİM MAVİ 1970 Urfa doğumlu. Ankara'da büyüdü. Babası 80 darbesiyle politik göçmen olarak îsveç'e sığınınca, 1984'te ailesiyle oraya yerleşti. Liseyi bitirdikten sonra uzun yıllar hastabakıcılık yaptı. Aynı zamanda ' Stockholm Üniversitesi'nde etnoloji, ekonomi tarihi ve düşünce tarilıi okudu. Daha sonra serbest muhabirlık ve "Mana" adlı antirasist bir dergıde editörlük yaptı. Son 3 yıldır Iskandinavya'nın en büyük sendika dergisi " Kommunalarbetaren " de gazetecilik yapıyordu. Feminist lmsiyatıf'le polıtikaya atılmaya karar verince istifa etti. Devrim Mavi, bu kararla birlikte serbest muhabirliğe geçerek çeşitli yayınlara politika dışında konularda yazacak, daha çok politikayla ilgilenecek. Kadına yönelik şiddet ve yoksulluğa karşı kadın dayanışması Kadınlardan 24 saat eylem Özgür Erbaş adına yönelik şiddete vc yok sulluğa karşı başlatılan küresel kadın eylemi, "Dünya Kadın Yürüyüşü" yarın Burkina Faso'da tamamlanıyor. Yürüyüş'ün son gününde kadınlar tüm dünyada "24 saatlik feminist aktivizm ve dayanışma ' etkinlikleri düzenleyecek. Dünyanın doğusundan batısına tüm kadınlar, saatler K 12'yi gösterdiğinde 1 saatliğine sokaklarda olacak. Pasifik adalarından başlayan eylem Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika'yla devam edecek. Böylece, gün batımına kadar 24 saat aralıksız eylem yapılmış olacak. Eylemin amaçlarından biri 10 Aralık 2004'te Ruanda'nın başkenti Kigali'de kabul edilen "Insanlık îçin Küresel Ka Dünya Kadın Yürüyüşü Quebec Kadın Federasyonu'nun (FFQ) girişimiyle 1995 Nisan'ında 850 kadın yoksulluğa son vermek için 10 gün boyunca yürüdü. Bu, bır Dünya Kadın Yürüyüşü düzenleme fikrine zemin hazırladı. BM'nin Pekin'de yapılan 4. Uluslararası Kadın Konferansı'nda ve 1996'da tekrarlanan çağrıya dünyanın dört bir yanından kadınlar ses verdi. Ekiml998'deYürüyüş Koordinasyon Komitesi'nin çağrısı üzerine 65 ülkeden 140 civarında temsilci Montreal'de buluştu. Yürüyuşun iki ana teması, dünyada yoksulluğun son bulması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi olarak belirlendı. Kadınlar, yüruyüşün 8 Mart 2000 tanhinde başlamasına ve Uluslararası YoksulJukla Mücadele Günü olan 17 Ekim 2000 tarihinde son bulmasına karar verdi. dın Şartı"na bir kez daha dikkatleri çekmek ve kadın dayanışmasını yükseltmek. Bütün kadın örgütlerinin bir arada yapması hedeflenen eylemde, kadınların benzerlik ve farklılıklanyla bir arada olduklan gösterilecek. Bazı bölgelerde kadınlar ziller ya da alarmlar çalarak insanların, eylemden ve Şart'tan haberdar olmasmı sağlayacaklar. Eylem planları arasında, kadın dayanışması zincirleri yapmak da var. Bugüne kadar 53 ülkeyi geride bırakan Yürüyüş sırasında kadınların hazırladıkları parçalardan oluşan kırk yama yorganı, kadın dayanışmasının ve Şart'ın simgesi oldu. Yorgan'ın geçtiği ülkelerde kadınlar, taleplerini bir kez daha dile getirdi. Eylemin Türkiye ayağı öncesi TBMM'ye giden kadınlar, Meclis Başkanı Bülent Arınç'a taleplerini iletmiş ve bunların takipçisi olacalclarını söylemişlerdi. Yürüyüş'ün sonunda kadınlar yine Meclis'te olacaklar. îstanbul'da,12.0013.00 arası Haydarpaşa'dan Kadıköy'e yürüyüş yapılacak, Ankara'da ise Insan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleşecek. Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye delegelerinden ve KESK Kadın Sekreteri Sevgi Göyçe, "Burkina Faso'ya ulaşan dayanışma yorganımızla, kadının yoksulluğu, sermayenin küresel politikalarına karşı eşitlik, barış ve dayanışma sesini yükselteceğiz" diyor. TBMM'ye iletilen taleplerin yerine getirilmediğini ifade eden Göyçe, Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu kurulmasını olumlu bir adım olarak değerlendiriyor ve eldiyor: "Pozitif destek programlarının bizzat devlet tarafından sağlanması için Anaya sa değişikliği yapılmasını istiyoruz. Taleplerimizi yineleyıp takipçisi olacağımızı ilgili makamlara ileteceğiz. Kamu emekçisikadınlar da 12.0013.00 arasında özgün sorunlarını dile getirmek için oturma eylemlerı yapacaklar. Yoksulluk, kamudaki istihdam politikaları, eşit işe eşit ücret talebimiz ile yükselmedeki ayrımcılık, taciz ve benzerı uygulamalar gündeme getirilecek." Göyçe aralık ayında, Avrupa'dan gelecek kadınlarla Yürüyüş'ün değerlcndirılmesi için bir toplantı yapacaklarını da sözlerine ekliyor. • Türkiye'de kadınlar, Haydarpaşa'dan Kadıköy'e yiirüyecek, işyerlerinde oturma eylemi yapacaklar. Taleplerinin takipçisi olduklarını bir kez daha söyleyecekler...