06 Ekim 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SERGİ 2 MAYIS 2004 / SAYI945 GUNTER GRASS Kitap yazdığına bakmayın, o aslında bir ressam... Alman yazar Günter Grass, okurunun pek bilmediği bir yüzüyle karşımıza çıkıyor. Yazann 1977'de 'Pisi Balığı' romanı için yaptığı gravürleri Milli Reasürans Galerisi'nde sergilenecek. nuençok 1957'dekalemealdığı, Almanya faşizminde büyümek istemeyen küçük Oscar'ın öykusunü anlattığı 'TenekeTrampet'letanıyoruz. BirdeNasyonal Sosyalist rejim döneminde yetışen ama muhalifliğini bugüne taşımış bir aydın olarak... Ama hepimizın üzerinde uzlaştığı, 'Yüzyılım', 'Yengeç Yüruyüşü', 'Kedi ve Fare', 'Kafadan Doğumlar' gibi kitaplarıyla çağdaş Alman edebiyatının önemli yazarlarından olduğu... Elbette O Günter Grass'dan söz ediyoruz. Grass şimdi okurun pek bilmediği bir yüzüyle karşımıza çıkacak.. 1977 'de 'Pisi Balığı' romanı için yaptığı gravürleri, 4 Mayıs12 Haziran tarihleri arasında Millı Reasürans Galerisi'nde sergilenecek. Grass, bir yazar, bı r ressam ve kesıntisız bir muhalif. Bu yüzden 1960'h yıllardaki hareketliliğin içınde sosyal demokratlann saflarında politikaya aktıf olarak katılması, barış hareketlerinde ve insan hakları mücadelesindeentelektüel tavrın simgesi olması bugün onu sakınleştirmeyeyetmiyor. Kâh Roma Edebiyat Festivali'nde ' 100 Yılım' adlı kıtabından parçalar okuyarak Avrupa'da yükselen sağdan sosyal Jemokratların sorumluolduğunu, ancak sağdankurtulmanın yolunun yine de sosyal demokratlardan geçtiğini söylüyor, kâh Almanya'nın başına Berlusconigibi birinın gelmemesi için savaş vereceğini açıklıyor. Bununla da kalmıyor Bush'u dünya barışını tehdıt etmekle suçluyor, ısrarla Israil'in Filıstin topraklarını gasp etmesinin vegöç polıtikasmın kriminal olduğunuvurguluyor 1999 Nobel Edebiyat Ödülü'nü 'Tarihin unutulmuş yüzünü kara mizahla portrelemesi' nedeniyle aldığında "Bu ödül benim için çok büyük bir tatmın, çok mutlu vegururluyum" diyordu. Yine de popüler politikalardan kendini uzak tutmadı, son kitabı 'Son Danslar'ı, Frankfurt Kitap Fuarı'nda ilginç bir yöntemle kamuoyuna tanıttı. Kitabmdan parçalar okurken 'Funny Valentines' grubunun eşliğinde bir dansçısıyla gösteri yaptı. AYAKLANMA PROVASI... Günter Grass, 1927 'de Polonya'da tüccar bir ailenin oğlu olarak doğdu. 16 yaşındayken askere çağrıldı, 1945 'te bir çatışmada yaralandı; aynı yü Amerikan askerlerince esir ahndı. Savaş sonrasında Düsseldorf'ta taş ustalığı eğitimi alınca, Düsseldorf Sanat Akademisi'nde grafik ve heykeltıraşlık okuması da kaçınılmaz oldu. Berlin'de grafikveheykelçalışma Giinter Grass, yazar, heykeltıraş, ressam ve kesintisiz bir muhalif. larını sergilediği 1956 yıh, aynı zamanda ilk yazarlık denemelerine başladığı yıldı. Bu erken gelen ün plastik sanatlarla erken ve sağlam kurduğu ilişkisini zedelemedi. Birçok kitabında illüstrasyon, gravür ve skeçlerineyerverdi.sergiaçtı. Profesyonel olarak yazmayabaşladığında genç sayılmazdı. Ilk küçük başarısını ise şair olarak kazandı.îlk oyunu 'Onkel, Onkel' (Hey Bayım), Köln'desahnelendiğinde, 'Teneke Trampet' de henüz basılmamış kopyasıyla 'Gruppe 47' ödülunü aldı.Yıl 1959'du.Ardından'Kedi ve Fare' ve 'Köpek Yılları' ile bir yandan anlatı ustalığını ortaya koydu, diğer yandan da politik moralist olarak tanındı. 'Die Plebejer proben den Aufstand' (Aşağı Sınıf Ayaklanma Provası Yapıyor) (1966), 'Davor' (Ondan Önce) (1969) ve 'Örtlich betâ ubt' (Lokal Anestezi Altındakiler) gibi eserleri siyasi angajmanının ürünü yapıt larıydı. 1977'de yayımlanan 'Pisi Balığı (Der Butt) romanı, epik yazar olarak ününü pekiştirdi. Kitaplarında kullandığı eleştirel ve politik tutumunu gündelik hayatın içine taşı dığı pek çok etkinliğekatıldı. Henüzbirleşmemış Almanya'nın iki yakasında, Federal Alman siyasetine ve Demokratik Alman Cumhuriyeti 'nde özgürlüklerin kısıtlamasına karşı protestocuların arasındaydı. îki ülkenin birleştirilmesi gündeme geldiğınde de Grass," anayasanın 23. maddesine dayanarak iki Almanya'nın hiç tartışılmadan ve çabucak birleştirilmesine" karşı çıkarak, yavaş yavaş, ve federal yapıda bir Alman kültür ulusu oluşturacak şekılde bütünleşmeyi savun acaktı. Muhalifliğini önde tutması birtakım aynlıklar da yaşattı Grass'a. 1982'de üye olduğu Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nden (SPD) sığınma hakkının değiştirılmesini protesto etmek amacıyla 1993 'te aynldı. Güvenlik nedeniyle Salman Rüştü'ye destek toplantısı düzenlemeyi reddeden Sanat Akademisi üyeliğinden ise 1989'daıstifaetti. Alman halkının hem kendileri, hem de doğu komşularıyla barışık yaşayabılmelerini sağlamak amacıyla 'Unkenrufe' (Kara Kurbağa'nın Çağrısı) öyküsünü yazdı 1848 devriminden başlayarak yakın dönem Alman tarihinin panoramasını çizen, 'EinweitesFeld' (Derin Bir Konu) romanını 1995'te tamamladı. 1997'de ise 'Dresdner Gesprâche' (Dresden Konuşmaları) çerçevesinde verdiği bildiride iki Almanya'nın yeniden birleşmesinin eski sınıfsal yapılanmayı canlandırdığından yakındı. Aralarında Almanya Sosyal Demokratları ve Yeşil • ler'in bulunduğu bir grup tarafından Kohl hükümeti'ni devirmek amacıyla hazırlanan'ErfurtDeklarasyonu'nuilkimzalayandı. 19Ekim'de, Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü'nün Yaşar Kemal'e. verilişi sırasında yaptığı konuşmada, uy', guladıklan Kürt politikası nedeniyle Türk Hükümeti'ne çatarken sığınma yasasın^ değiştiren Alman hükümetine de aynr sertlikte çıkıştı. < ÖMÜR BAKIRER SERGİSİ Kocaman seramikfırının camdan işleri Nevin Ünalın nne bunları da fırında pişirsene!" dediğinde henüz üçyaşındaydı Ömür Bakırer. Pişmesini istediği ise çamurdan yaptığı köftelerdi. Annesi ısrarlarına dayanamamış, pişirmişti çamurları. Toprak ve fırın böyle giriverdiBakırer'inyaşamına...Onyaşındayken ailesi Manisa"dan özel killer, boyalar ve o zamanlar Türkiye'de bulunmayan verniği yurtdışından getirterek hayal ettiği bir çalışmaortamısağladılarBakırer'e. 15 yaşında aldığı Milli Piyango biletine ikramiye çıktığtnda ise dünyalar onun oldu. Ailesi ne almamızı istersin diye sorunca "Ne isteyeceğim, kocaman bir seramik bir fırın!" dedi. Evde koca fırını koyacak yer yoktu. Yatak odasında fırınla piyanosu arasında güç bela bir yer bulunabildi yatağına. Müziğe de, seramiğe de aynı önemi verdi, hergun saatlerce çalıştı. Parmakları pıyanonun tuşlarına değdiğinde notalar toprağın derinliğine akıyordu. Seramik çalışırken piyanosundan çıkan müzikten esinleniyordu... Piyano hocası çamurla uğraşmasını hiç istemiyordu. Parmakları için tehlikeliydi kil. Hocası haklıydı. Toprağın mikrobundan iki kez kas iltihabı olacak ve sonun da ameliyat edilecekti. O sancılı tedavi sürecinde bile tek bir şikâyeti vardı; kilden ayrı kalmak... Liseyi bitirdiğinde Istanbul Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümüne gitmek istedi. Babası bunun mümkün olmadığını, çünkü îstanbul'da yalnız yaşamayacağını söyledi. Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi bölümüne yazılıp, yine çalışmalanna devam edebilir, hatta sergi açabilirdi. Hiç istememesine rağmen babasını kırmadı, ama fakültede dersleri sık sık kırıp zamanını seramiğe verdi. tlk kişisel sergisini üniversite ikinci sınıfta Ankara SanatsevenlerDerneği'ndeaçtı. Çalışmalarıokadar büyük bir beğeni toplayacaktı ki, sergiyi ızleyen Türkiye'nın Italyan Büyükelçisi Italyan Hükümeti'nin bursuyla "Florans da Istıtuto Stutale della Arte"a davet etti. Floransa'daki sanat eğitiminden döndüğünde sanat tarihine bakışı değişmişti. Selçuklu, Mezopotamya medeniyetlerini yakından inceledi. 1962 yüında Sanat Tarihi'nden mezun olduğunda "Fullbright" bursuyla ABD Chicago Üniversitesi'ne, 19711972 yılında New York ve Harvard Üniversitelerine Ford Vakfı bursuyla gitti. 19681987 vıllarında "Cam Teknikleri Üzerine Araştırma için" ABD Alfred Üniversitesi'ne yine Fullbright bursuyla katıldı. 1970'li yıllarda kilden cama geçti... Bu geçişin izleri camlarındagizü. Camın billur dokusuna seramiğin kili serpiliyor adeta... Renkleri nokta nokta kum taneciklerinden oluşan camın o berrak dokusunda beliriyor; heykel, çanakoluyor. Çanağında denizin en mavisini, turkuazını, heykelinde yaprağı, gelinciği, kültüründe idolleri, balerinleri, öyküsünde ilişkileri, aileyi, kadın ve erkeği görüyorsunuz. ODTÜ.TürkArapBankası, Hacettepe Üniversitesi, Kültür Bakanlığı, DOSÎM, Tandoğan Ordu Pazarı, Ankara Ulusoy gibi büyük kurumlarda eserleri bulunan Bakırer'in kildencama sanat öyküsü "Cama Yansıyanlar" Ankara As'Art Galeri'de 8 Mayıs'a kadar görülebilir. • ZAMANISÜRÜKLEYENYAZILAR : 1999'dayayımlanan 'Yüzyılım' 20. yüz '• yılın her yılı için, bir öykü anlatıyordu ve'. her öykünün başka bir anlatanı vardı. Ay ] nı yıl yazarhğını Nobel Ödülü'yle perçin" leyen Grass, kitaplarıyla olduğu kadar re; sim ve heykelleriyle de pek çok kez izleyi' ciylebuluştu.BuözelliğihenüzTürkçeye1 çevrilmeyen 'Son Danslar' kitabında seks, • ölum ve savaşa dair dizelerine eşlik eden • erotik illüstrasyonları dikkat çekici. • Bütün bu anlatılanlardan sonra sorma '• mak mümkün değil... Günter Grass, bir! ressam mı, yoksa bir yazar mı? Yazar,! 1980'de kaleme aldığı'Yazı ve Resim Üze', rine' yazısında bu soruyu şöyle yanıtlıyor:' " Her zaman resim yaparım, resim yap; madığım zamanlarda; ya yazıyorumdur ya ; da bir yoğunlaşma içinde hiçbır şey yap' mıyorumdur. Resim yaparken başka bir kâğıdın üzerinde başlamış olan cümleler • kendilerıniyazmaya devameder. Yazmak, • sıkıştırarak ya da peşinden sürükleyerek ', zamanı yok eder. Daha dar alanda ifade ! kendini resim yapmakta bulur..."• Derleyen: ÖZLEM ALTUNOK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear