Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 OCAK 2004 / SAYI 928 Yaş 55, yolun yarısı îÜIkü l.Giray ilim adamları, insan vücudunun en az 110 yıl yaşayabilecek biçimde programlandığını söylüyorlar. O halde "yaş 35" değil, "yaş 55 yolun yarısı eder." Kulüp 55, buna inananların kulübü. Biz, Kulüp 55'in kurucuları, "Yaş 70, iş KULÜP • • KISA HABERLER i/ Luciano Pavarotti, 68 yaşında yeniden baba oldu. • Dünyanın en yaşlı sürücüsü, 93 yaşında bir Italyan hanım. i/ Mick Jagger, 61 yaşında Ingiltere Kraliçesı'nden asalet unvanı aldı. t/ însanlarda da bulunan bir enzim üzerinde oynayan bilim adamları, meyve sineklerınin ömrünü 50 kat uzattı. \/ Kadınlann.erkeklerden daha uzun yaşama sırları aralandı. Aslında hepimiz uzun yaşamak istiyoruz, ama hiçbirimiz yaşlanmak istemiyoruz.Bunun bir nedeni, yaşla ilgili önyargılar. Biz, Kulüp 55 üyeleri, bu ön yargılara da karşı çıkıyoruz. Önyargı'ya kendimden bir örnek vereyim: Birkaç gün önce çok zinde, neşeü ve şık bir hanımla tanıştım. Bana 71 yaşında olduğunu söylediğinde, "Inanamıyorum" dedim !. Ve bu söz ağzımdan çıkar çıkmaz kendimden utandım. Demek ki, ben de 60lı, 70'li, 80'li yaşlara karşı önyargılıydım. (7î\ "YAŞ", sadece yaşadığımız yılların süresini ölçen bir birim olarak ele alınmalı. Bu birim, yaşam biçimimizi ve niteliğini değil, sadece niceliğini ölçen bir birim olmalı: Üretkenliğimizi, yaratıcılığımızı, hele hayallerimizi hiç kısıtlamamalı. Unutmayın ki, ileri yaştakiler yaptıklarından çok, isteyip de yapmadıkları ya da yapamadıkları şeylerden pişmanlık duyuyorlar. 55 yaşını aşan Kulüp üyelerımize soruyorum: Şimdiki aklınız olsaydı, neleri yapar, neleri yapmazdınız? Lütfen bana yazınız. Yaşı, yaşlanmayı Ally MacBeal gibi takıntı haline getiren gençlere de sözümüz var: Çevrenizde sizden yaşlı olanlara bakınız ve hâlâ ne kadar genç olduğunuzu hatırlayınız. Son Söz: îhtiyar genç olmaktansa, genç yaşlılar olalım. Haftaya buluşmak üzere... EDİTÖRDEN cumdergi@cumhuriyet.cotn.tr 'Eski Dergi'den mektup eçen haftayı sizlerle birlikte geçirdik. 10 yıldır Cumhuriyet Dergi'yi hiç bu yoğunlukta aramamıştınız. Zaman zaman maddi bir hata yaptığımızı söylemek için arar dergiye de bir iki iltifat ettiğiniz olurdu. Kaç kere sayfalarımızı azaltıp çoğaltmıştık ama sizler hep büyük bir olgunlukla karşılamıştınız. Gel gelelim, 28 Aralık'ta sayfa sayımızı artırıp derginin boyutlarını değiştirince garip bir şey oldu. Büyük sessizlik bozuldu. Telefonlarımız susmaz oldu. Biz geçen hafta unutamayacağımız bir okurdergi ilişkisi yaşadık. Ne güzel olmuş, elinize sağlık diyenler bile serzenişlerini eksik etmiyor, şimdi biz buna nasıl alışacağız diyorlardı. Dergi'nin boyunu büyütmek bizim için de kolay olmamıştı. Büyük sayfaya tamamen yabancıydık. Oldu mu olmadı mı endişesi içinde gece yarılarına kadar çalışıp size kendimizı beğendirmeye çalışmıştık. Ama siz değişiklikten huylanmıştımz... Rakıbimiz ise yıllardır hazırladığımız küçük boy, dergi idi. "Eski dergimizi istiyoruz" diyenlere sevinelım mi üzülelim mi bilemedik. Onu da hazırlayan bizdik bunu da... Telefonları da böyle yanıtladık. Bu sayı, Logo'nun altına yeniden DERGİ yazdık. 18 senelik dergimizin kıymetini bilelim diye... Ben başlangıçta depresyona girdim. Ardından gelen telefonlara sevinmeye başladım. Müthiş bir iletişım kurulmuştu aramızda. Magazine bulanmışsınız, diye şıkayet edenlerden rica etmeye başladım. Lütfen okuyup bizi yeniden arayın, bir önceki küçük boy dergiye göre ne eksiği var? En çok neyi yadırgadınız söyleyin, dedik... Bize yardımcı olabilmek için okuyup yeniden arayanlar şöyle dediler: "Evet haklısınız, içerikte bir problem yok ama bu boy ve görüntü aynen öteki gazetelere benziyor. Bizım dergimiz, çok sempatikti. Biriktiriyorduk. Farklıydı, çantamızda taşıyorduk. Dergiydi, ek olmuş. Bizim dergimiz tekti.." TEK OLMANIN ZARARI Değişime yol açan sorun biraz da "tek" olmaktan geliyordu. Bütün hafta sonu ekleri benzer reklamlan alırken biz alamıyorduk. Yıllardır reklam yoksulu olarak çıktığımızın farkında olmalısınız. Bu durumun boyutla bağlantısı var diyenlere kulak vermek zorunda kaldık. tlanlar gelirse de haklı çıkacaklar. îşin en can alıcı faslına gelince, logosunu değiştirip, boyunu büyüttüğümüz Dergi, o sizin çok sevdiğinizi söylediğiniz derginin ta kendisi. Maksadımız daha geniş bir kadro ile dergimizi büyütmek ve zenginleştırmekti. Kulüp 55'i anlatacak yer kalmadı... Geçmiş yılların unutulmaz spikerlerinden Ülkü Giray, her yaşta genç kalmak isteyenlerle birlikte dergimiz sayfalarında bir kulüp kuracak. Kendisine eposta yoluyla ulaşmanızı bekliyor. Bu haftaki kapak konumuz yakında gösterime girecek olan Vızontele Tuuba. Iki yıldır bu filmle yatıp kalkan Muhsin Kızılkaya filmi doğuran ortamı yazdı. Sevgiyle... ÎPEK ÇALIŞLAR yılı geride bıraksak da yaşlandık : diye hayıflanmayalım. Kulüp 55 üyesi Üplmak için lütfen bana yazınız. n bitmiş".. ya da "Kırkında saza başlayan, kıyamette çalar" gibi safsatalara inanmıyoruz. Biz, insanın her yaşta üretici olabileceğine inanıyoruz. Hatta bir yıb daha geride bıraktığımız halde, yaşlandık diye hayıflanmıyoruz. Bugün hayatta olsalardı, kimler üyemiz olurdu, biliyor musunuz? îşte, birkaç örnek: • Babası 77 yaşındayken dünyaya gelen ve meşhur "Seyahatname"sinin 10. cildini 70 yaşında tamamlayan Evliya Çelebi... • 60 yaşındayken, Ingilizleri protesto etmek için 200 mil yürüyen Gandi.. • 84 yaşında en büyuk eseri Selimiye Camii'ni yapan Mimar Sinan... Yani, ileri yaşta da üretmemize yaş değil, olsa olsa hastalıklar engel olabilir. Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı bir araştırmaya göre, gelişmiş ülkelerde 60 yaşın üstündekilerin yüzde 75'i hâlâ çalışır durumda ve kendine bakabilmekte. Artık, bütün dünyada ortalama insan ömrü uzuyor: Koruyucu ve tedavi edici hekimliğin gelişmesi, yaşam ve çalışma koşullarının kolaylaşması ve dengeli beslenme bilincinin artması vb. etkenlerle insanlar daha uzun, daha kaliteli yaşıyor. Hatta bazı bilim adamları yaşlılara, "Dişinizi 10 yıl daha sıkarsanız, ömrünüzü daha da uzatacağız" diyorlar. /7T) FAHRİ ÜYELERİMİZ • 73 yaşında yepyeni bir oyunla sahnelere dönen Yıldız Kenter. • 80 yaşında, arkadaşlarıyla, 7 CD'lik albüm hazırlayan Recep Birgit. • 74 yaşında Anadolu Üniversitesi'nden mezun olan Mustafa Ağaoğlu. • 82 yaşında, yabancılara yatırım danışmanlığı yapan Fuat Süren. %/ 82 yaşında ilk fotoğraf sergisîni açan Cafer Tayyar Türkmen. • 80 yaşında, karikatür çiziminin 60. yılını kutlayan Turhan Selçuk. Imtiyaz Sahibi: Yedi Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ adına Ühan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yıldız Sorumlu Mudür: Mehmet Sucu Yayın Yönetmeni: îpek Çalışlar Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Baskı: Basın Yatırım Sanayii ve Ticaret AŞ Esenboğa YoluAkşam Tesisleri tdare Merkezi: Türkocağı Cad. No:3941 Cagaloğlu, 34334îstanbul. MerkezReklam Tel: (0212) 512 05 05 ARKEOLOJİ/KİTAP ğu ve estetiği oldukça etkileyici bir manzara sergiliyor. BİR TlCARET KENTt... Küçük Menderes Vadisi'ne hâkim konumda kurulmuş olan Metropolis'ın tiyatrosu ise Anadolu'nun taştan yapılmış en erken örneklerinden biri sayılıyor. Helenistik zevki tüm inceliğiyle yansıtan 4 bin kişilik tiyatro çok iyi koruna gelmiş. Bir bölümü restore edilerek 900 seyirci alabilecek duruma getirilen mekân, kabartmalarla süslü soylu koltukları ve sunaklarıyla 2200 yd öncesinin atmosferini neredeyse birebir sunuyor. Metropolis' in bir diğer gözde yapısı da ekmek fiyadarından idam kararlarına dek, kent topluluğunu ilgilendiren tüm kararlann alındığı meclisi. Ancak özene bezene yapılmış bu yapının tam ortasmdan, MS1213. yüzyıllara ait oldukça kalın bir Bizans kale duvarıgeçiyor. ALIMLIVEDÜZENLt "Ana tanrıça kenti" anlamına gelen Metropolis, dönemin inançlarına göre, sırtını yasladığı "Gallession Dağı"ndan adını aJan Mater (ana) Gallessia'ın korumasındayaşamınısürdürmüşhep. Kentin 5 km. uzağındaki bir mağarada ele geçen oturur şekilde betimlenmiş pek çok ana tanrıça heykelciği ve sikkeler, dağ başında oturan Metropolislilerin bu tanrıçayı baş tacı yaptüdarını gösteriyor. tnsanların, erozyondan dolayı oluşan kalın moloz dolgusu ve konumu nedeniyle kazı ekibini bugün hayli terleten böylesi eğimli bir alanda, üstelik böylesi alımlı ve düzgün bir kent kurmalarındaki zorların a gelince Meriç bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: " En başta güvenlik ve savunma. Ayrıca, bütün güneye giden yollar kentin önünden geçiyor. Hem konaklama hem de Metropolis'in zengin tarımsal ürünlerinin ve mermerinin ihraç edilmesi yönünde önemli bir istasyon niteliğinde. Antik coğrafyacı Strabon'un yazdığına göre şarabı da ünlüymüş. Yazıtlardan oldukça yoğun bir ticaret yapıldığını anlıyoruz. Hatta aralarında Hegesias adında bir banker, hayırsever yurttaş olarak anılan Apollonias gibi, kentin gelişmesinde oldukça büyük katkıları görünen kişilerin izlerini yakalıyoruz." Son yıllarda Metropolis'in kökeniyle il Ana Tanrıça kenti Nermin Bayçın orbalı ilçesi (tzmir) yakınlannda, Yeniköy ile Özbey köyleri arasındaki bir tepenin üzerinde binlerce yıldır saklı duran birkent: Metropolis. Kent, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Recep Meriç başkanlığında sürdürülen arkeolojik kazılarla her geçen yıl biraz daha ortaya çıkıyor. Bugüne kadar yapılan kazıların sonuçları ise bir kitapta toplandı. Prof. Dr. en güzel çağını bu süreçte yaşadığını söyleyen Meriç, "Helenistik Çağ, bilimin, akılcılığın, sanatın ve mimarinin en önde tutulduğu bir dönem. Oysa çoğu kentte, örneğin Efes'te, Roma yapıları bu çağı tamamen örtmüş durumdadır. Metropolis, bu anlamda, çok az değişikliğe uğramış tiyatrosu, ince işçiliği ve özenı yansıtan meclis binası, 70 m. uzunluğundaki stoası yani üstü kapalı gezinti yolu gibi anıtsal yapılarıyla Helenistik süreci çok iyi temsil edenyerlerdenbiri" diyor. Nüfusunun 810 bin olduğu düşünüJen Metropolis'teki bu kamusal yapılar zengin yurttaşların katkılarıyla yapılmış. Özellikle stoadaki her bir sütun üzerinde bağış yapanın yani onu diktirenin adının yazılı olması, günümüz sponsorluk anlayışının bilinen ilk örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor. Kazılarda, kentin inşaat faaliyetlerinde desteğı olanlarm yer aldığı bunun gibi daha birçok yazıt ele geçmiş. UMUMİ TUVALET VE HAMAM Titizlikle organize edilmiş ve planlanmış bir kent olarak öne çıkan Metropolis'in üst kodlarında meclis binası, stoa, umumi tuvalet, hamamgymnasium kompleksi gibi kamusal yapılar, daha aşağıda ise konutlar bulunuyor. Tüm bu gösterişli yapı gruplarının dışında, gelişkin kanalizasyon ve su sistemlerine, kenti bir uçtan diğer uca, tepeyeya da aşağıya ulaştıran sokaklara, caddelere ve dükkânlara da ayrı önem verilmiş. Özellikle, akropolise kadar çıkan merdivenli yolun uzunlu Metropolis f Şaşırtıcı derecede düzenli bir kent. En şaşalı dönemini M.Ö 2. yüzyılda yaşamış. Tiyatrosu, ince işçiliği Helenistik süreci anlatıyor. Metropolis kentinin kitabı bugüne kadar yapılan kazı çalışmalarını yürüten Prof.Dr. Recep Meriç tarafından kaleme alındı. Meriç'in kaleme aldığı "MetropolisAna Tanrıça Kenti"nin yayın danışmanlığını Gelal Üster, yayın yönetmenliğini ıse Ayşegül Hatay üstlendi. Kitap Philip Morris tarafından yayımlandı... Bahadır Taşkm'ın fotoğraflarıyla zenginleşen kitap 152 sayfa. Metropolis, Anadolu'daender rastlanılan Helenistik yapılarıyla dikkat çekiyor. Kentin MÖ 2. yüzyılda parladığını ve Bouleuterion' da bulunmuş klasik tarzdaki baş Hellenistik dönemden... Fotoğraf Bahadır Taşkın gili yapılan araştırma ve kazılardan elde edilen bulgular ışığında, kentin tarihinin Tunç Çağı'na, MÖ 3000'lere dayandığı keşfedilmiş. Ayrıca, Akropolis'te bulunan bir mühür ve Metropolis'e kuş uçumu 6 km. uzaklıktaki Bademgediği Tepesi'nde açığa çıkarılan Hitit tabakalarınrn (MÖ 2. bin), Metropolis'in yine Hitit yazılı kaynaklarındaadı geçen "Puranda" kentiolduğuna dair savı güçlendirdıği öne sürülüyor. Kazı ve restorasyon çalışmaları, 1992 yılından beri Philip Morris/Sabancı tarafından destekleniyor. Şirketın Metropolis'i Sevenler Derneğı'ne bugüne kadar aktardığıkatkı 1 milyondolarıbuldu.#