Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Bilim ve Düşünce Tarihi CBT 1489/2 Ekim 2015 12 OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu tanolturkoglu@gmail.com Yüksek Mühendis Mektebi’nden İstanbul Teknik Üniversitesi’ne Yüksek Mühendis Mektebi’nin üniversiteye dönüşmesinde Maarif Vekili Hasan Âli Yücel’in büyük bir rolü oldu. Global ETicaret Hacmi 2014 yılında tüm dünyada gerçekleşen perakende (B2C) eticaret hacmi ne kadardır? 1 trilyon 943 milyar dolar mı? 839,8 milyar dolar mı? 1 trilyon 471 milyar dolar mı? Konuyla ilgili kaynak sayısı arttıkça, gerek geçen yıllardaki gerçekleşen, gerekse de gelecek yıllardaki gerçekleşecek olan diye açıklanan değerler de farklılık gösteriyor. Zaman zaman eticaret ile ilgili bazı istatistikler açıklanır. “Geçen yıl global eticaret hacmi şu kadar oldu; gelecek yıl şu kadar olması bekleniyor” gibisinden. Bu tür haberleri ya da değerleri gördüğümde aklıma hep aynı soru geliyor: Geçen yıllarda ne tahmin edilmişti, gelecek yıllarda ne tahmin ediliyor? Tahmin ile gerçekleşen arasındaki (varsa) farklı görmek benim için gerçekleşen rakamları açıklayan kaynağın sürekliliği ve güvenilirliği açısından bir göstergedir. Aksi durumda açıklanan değerlerin spekülatif olma olasılığı yükselir. İşin içine bir de farklı kaynakların aynı dönemi farklı değerlerle açıklaması girdiğinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu tespit etmek daha da zorlaşmakta. Bir süre önce 2014 ile ilgili değerler açıklandı (Kaynak: eCommerce Europe; http://www.ecommerceeurope.eu). Buna göre global perakende (B2C) eticaret hacmi bir önceki yıla göre %24 düzeyinde artarak 1 trilyon 943 milyar dolara ulaşmış. Artış oranı %24 olduğuna göre demek ki 2013’te hacim 1 trilyon 567 milyar dolar imiş. Internetten başka kaynaklara bakınca, global eticaret ile ilgili başka değerler ortaya çıkmakta. Örneğin ATKearney’e göre 2014 global eticaret hacmi 839,8 milyar dolar. 2013 hacmi ise 694,8 milyar dolar. Artış oranı ise %21. Statista.com sitesinin 2015 yılına ait hesaplamalarına göre 2013 değeri 1 trilyon 233 milyar dolar, 2014 içinse 1 trilyon 471 milyar dolar. (eMarketer.com sitesinin Temmuz 2014 tarihli bir sayfasında da aynı değerler yer almakta). Öte yandan Emota.eu sitesinden bir rapora göre 2013 yılında global eticaret hacmi trilyon dolar düzeyine ancak ulaşmıştır (1 trilyon 64 milyar dolar). Daha geçmiş yıllarla ilgili elde herkesin üzerinde mutabık kaldığı istatistiklere sahip değilken, gelecekle ile ilgili yapılan tahminlere nasıl güvenilebilir? Örneğin ecommerce Europe’un sitesindeki tahmine göre 2015’te büyüme bir önceki yılın %24’lük büyüme oranıyla kıyaslandığında azalacak ve %16 düzeyinde kalacak. Bu demektir ki 1,943’lük değer 2,253’e çıkacak. Yani 2 trilyon 253 milyar dolara. Oysa ATKearney’e göre 2015 yılında bu değer ancak 994,5 milyar dolar olacak. Aradaki fark ihmal edilecek düzeyde değil. Statistica ve eMarketer sitelerinde grafiklere göre ise bu değer 1 trilyon 700 milyar dolar olacak. Kaynak sayısı artırılsa belki de farklı farklı değerler bulunmaya devam edecek. Hadi diyelim ki gelecek yıllarla ilgili olanlar, “tahmin” olduğundan farklı olması normaldir. Ancak geçen yıllarla ilgili istatistiklerin çeşitlilik göstermesi neyle açıklanacak? Ayrıca şu soruyu da sormak lazım: İş eticarete değil de normal bildik ticarete geldiğinde acaba dünyada mutabakat sağlanmış, güvenilir, tek bir kaynak var mı? Yoksa oradaki değerler de eticarette olduğu gibi çeşitlilik gösteriyor mu? Ülkeden ülkeye aynı olmasa da kayıt dışı ekonomi olgusu tabloya dahil olduğu sürece belki de bu konudaki gerçekler hiçbir zaman tam manasıyla bilinemeyecek. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com M ühendis Mektebi’nin 1928 yılında Yüksek Mühendis Mektebi adını almasından sonra okulda yeni uzmanlık şubeleri açılmıştı. Bu okul Cumhuriyetin yeni kalkınma hamlelerine önemli katkılarda bulundu. Okulun Nafıa Vekaleti’nden Maarif Vekaleti’ne devrinden sonra bağımsız ve daha verimli çalışmalar yapması amacıyla yeni girişimlerde bulunuldu. Özellikle Maarif Vekili Hasan Âli Yücel’in bu alanda önemli katkıları oldu. Yücel, Yüksek Mühendis Mektebi’nin bir üniversiteye dönüştürülmesini istiyordu. Bu amacın gerçekleştirilmesinin ilk adımı olarak Yüksek Mühendis Mektebi’nde 4 Şubat 1943 tarihinde okuldaki bütün profesörlerin de katılımıyla büyük bir toplantı düzenlendi. Bu toplantının Yüksek Mühendis Mektebi tarihinde önemli bir yeri vardır. Çünkü okulun üniversiteye dönüştürülmesinin ilk adımı bu toplantıda atılmıştır. Bu toplantıya şu profesörler katılmıştı: Tevfik Taylan, Nami Serdaroğlu, Ferruh Şemin, Neşet Kasımgil, Ratip Berger, Tevfik Biren, Hilmi İleri, Fuat Külünk, Burhaneddin Sezerar, Necdet Eraslan, Mustafa Santur, Mukbil Gökdoğan, Sait Kuran, Sadettin Tümay, İhsan Göze, Feridun Arısan, Emin Kalmuk, Peach, Bekir Bircan, Burhanettin Berken, İhsan İnan, Hamdi Peynircioğlu, İlhami Civaoğlu, Ali Yar, Malik Sayar, Hasan Âli Yücel Salih Murad Uzdilek, Marcel Fouche, Clemens Holmeister, Abdullah Türkmen, François Duscio, Emin Onat. Rıfat Ilgar, Rıfkı Ardaman, Langede, Fuat Şarman, Ziya Kocaman, Necati Engez, Hulki Erem, Kerim Erim ve Rıza Berke de mazeret bildirerek bu toplantıya katılmamışlardı. Toplantıda müfredat programları, kitap yayınları ve Yüksek Mühendis Mektebi’nin üniversiteye dönüşümü konuları ele alındı. Hasan Âli Yücel, “Gayet mühim bir mesele üzerindesiniz. Mühendis okulu denince bunun bize göresi olmaz, ileri memleketler nasıl yapıyorsa ona uymak zorundayız. Bunun hakiki adı politekniktir. Bize göre köprü olmayacağı gibi bize göre mühendis okulu da olmaz. Başka memleketlerde bu okullar üniversiter bir sisteme gitmektedir. Bizdeki gibi paltosundan çamaşırına kadar bütün malzemesini verip talebe yetiştiren müessese yoktur. Başkalarının yaptığına erişmek, tekamül etmek için çare aramak lazım. Neyimiz eksikse onu sarih olarak tespit etmek lazım.” dedikten sonra Yüksek Mühendis Mektebi’nin üniversite haline gelmesi konusunda mektebin profesörleriyle aynı fikirde olduğunu belirtmiştir. Hasan Âli Yücel daha sonra da; “Biz eski mektep tarzını idame ediyoruz. Bunu bu bakımdan organize etmek lazımdır. Fakülteler olacak, rektör ve dekanlar bulunacak. Bu kabuğu kırmak lazım. Cüretle, samimi olarak her şey söylenmeli. Dışarı ile temas etmelisiniz. Güç meseleler buraya gelmeli, dışarı hayat ile münasebet kurulmalı, gidip yapılanları görmeli, müteahhitler, iş yapanlar buraya gelmeli, konferanslar vermeli, teknik ve imara alaka duyurmalısınız. Bu müesseseyi bir politeknik olarak organize etmek için ne yapmalı? Fikirler söylenmeli, hatta doçentler de çağrılarak fikirleri alınmalı, onlar da bu işe alıştırılmalı. Rektör, dekan, senato, kürsüler vesairesi ile böylece bir proje hazırlayıp Vekalete yollamanızı rica ediyorum. Biz de münasip olan ilk fırsatta realize edelim.” diyerek eğitimden sorumlu bir devlet yöneticisi olarak okulun bir üniversite haline gelmesini teşvik etmeye çalışmıştır. Okulun üniversiteye dönüştürülmesi konusu daha sonraki öğretim kurullarında da görüşülmeye devam etti. Maarif Vekaleti’nin okul müdürlüğünden öğretimin bir an önce sona erdirilmesini istemesi üzerine 18 Ocak 1944 tarihli toplantıda derslerin Nisan ayında kesilmesi kararı alındı. Artık okulun üniversiteye dönüştürülmesi kararlaştırılmıştı. Fakat bazı öğretim üyeleri üniversite eğitiminin ders programlarına vereceği esneklik yüzünden öğrencilerin çalışmalarından geri kalacağını ileri sürüyordu. Bazıları da disiplin ve verim kaybı olacağı gerekçesiyle okulun eskisi gibi kalmasını istediler. Okulun üniversiteye dönüştürülmesini destekleyen öğretim üyelerinin bir kısmı da, “Bir şehirde iki üniversite olmamalıdır. Onun için Yüksek Mühendis Mektebi, İstanbul Üniversitesi’nin bir fakültesi olmalıdır” düşüncesini savunuyordu. Nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Temmuz 1944 tarihinde kabul ettiği 4619 sayılı kanunla, İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi, bütün hak ve yükümlülükleriyle birlikte İstanbul Teknik Üniversitesi olarak teşkilatlandırıldı. İlgili kanun Resmi Gazete’nin 20 Temmuz 1944 tarihli 5761 sayılı nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yüksek Mühendis Mektebi’nin İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüştürülmesi nedeniyle 20 Kasım 1944 tarihinde üniversitenin Gümüşsuyu binasında 501 nolu anfide büyük bir açılış töreni yapıldı. Tören Maarif Vekili Hasan Âli Yücel’in konuşmasıyla başladı. Yücel ve mektebin son müdürü Osman Tevfik Taylan konuşmalarında okulun tarihi gelişimi ve yeni yapısı konusunda bilgiler verdiler.