21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

GÜNDEM ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Susuzluk ve İklim Değişikliği, Demokrasicilik Oyunlarına Son Verebilir... Bir kaç sayı önceki CBT’nin kapak konusu “Bir damla su bile geri kazanılmalı, tuvaletten musluklara” başlığını taşıyordu (Sayı 1425).. Yoo hayır konu Türkiye değildi sadece, bütün dünya idi! İçme suyu dünyada hem tükeniyor hem maliyetleri artıyor. Ama bilim de durmadan yeni teknolojilerle çok aşamalı arıtma yöntemleri geliştiriyor, öyle ki “konutlardan ve ofislerden atılan pis sular, doğrudan musluklara bağlanabilecek kadar güvenilir” yapılıyor.. San Diego kentini besleyen iki nehir kuruma kuruma noktasına gelince, dışarıdan su getirtmenin müthiş pahalılığını hesaplamışlar, saflaştırma yöntemiyle kanalizasyon sularını geri kazanma yöntemine başvurmuşlar, böylece hem daha ucuza, hem de kentin su ihtiyacının %40’ını karşılayabilecekler. Dört aşamadan geçiriliyor sular, mikrofiltrasyon, ters osmoz, ileri oksidasyon ve ozon dezenfeksiyonu. Sistem tamam, sadece onay bekleniyor. En büyük engel, halktaki iğrenme duygusu imiş. Alışırlar! *** Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, “bir damla suya bile muhtaç olacağımız günlerin yakın” diyor. İki neden, su altyapılarının büyük yetersizliği ve iklim değişikliği. Birinci neden: Dünyada su naklinde kayıplar ortalama yüzde 1020 civarında, Türkiye’de belediyelerin çekip dağıttığı sularda kayıp oranı ortalama ise %43! Yani bu yolla sadeec su kaybedilmiyor, muazzam paralar da kaybediliyor; yaptığınız onca yatırım çöpe.. TÜİK’e göre, İstanbul bölgelerinde kayıp oranı %38! Yani İstanbul Belediyesi bu kayıpları normale indirecek önlemlere yatırım yapabilseydi, İstanbul ortalama %25 daha daha fazla suya sahip olacaktı. Özetle, altyapı yetersizliği su krizinin pek çok nedeninden başta gelenlerinden biri.. Diğer önemli neden de, tabii ki iklim değişikliği.. Yağışların azlığı.. Su uzmanı Dursun Yıldız’ın yan sayfadaki derli toplu yazısı, 2015 2016’da İstanbul’u susuzluk felaketi beklediğini ortaya koyuyor. Varolan suyun kalitesinin bozulacağı, önemli ölçüde içme suyu niteliğini kaybedeceği gibi, bu durumun yol açacağı sağlıkla ilgili salgın hastalıklar gibi felaketler de kapıda duruyor demektir. İstanbul’un “esas yöneticisi” Tayyip Erdoğan’ın öncelikle kuzey ormanlarını yok eden ve su havzalarını daraltan “büyük projeleri” de, kenti bitirecek. Kentin yanıbaşındaki ormanları kendisini destekleyen medya ve lokanta patronlarına peşkeş çekme politikası da, böyle giderse, İstanbul’u iyice yoksullaştıracak. Büyük Patron, İstanbul’u susuz bırakmış görünüyor. Su kullanımını kısıtlayıcı büyük önlemlerin açıklanması ve uygulanmaya konması gerekirken, Erdoğan’dan da ve belediyesinden de tıs yok. Cumhurbakanlığı seçimlerinin sonunu bekliyor olmalılar. Türkiye, adım adım, “Avrupa ve Orta Asya bölgesinde aşırı iklim olaylarına en çok maruz kalacak 3. Ülke” sürecinde ilerliyor.. (Dünya Bankası 2009 Raporu) .. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nce (IPCC) geçen 31 Mart tarihinde yayımlanan önemli rapora göre “Bu gezegen üzerinde yaşayıp da iklim değişikliğinden etkilenmemiş kimse kalmayacak..”. Gelecek sayımızda yayımlayacağımız bir haberden: “İklim değişikliği zaten var olan bir gerçeklik ve etkilerini tüm anakaralarda yaşayan insanlarda ve denizlerde çoktandır belli ediyor. Fosil yakıt tüketimi, ormansızlaştırma ve daha başka insan etkinlikleri sayesinde dünya topu topu birkaç on yıl öncesine kıyasla çok farklı bir iklime sahip.” İklim değişikliği konusunda yapılan bilimsel araştırmaların sayısını merak eder misiniz: 12 binden fazla! Bir ekip 12 bin araştırmayı elden geçirmiş ve ortak yönlerini ortaya çıkarmış. Kesin bilgi: Tüm dünya ulusları hemen şimdi iklim değişikliği sonuçlarına uyum sağlamalı.. Atmosferin baş düşmanı karbon gazı. “1880 yılından bu yana havaküreye 531 gigaton (milyar ton) karbon salındı, küresel ısınmanın 2C derecenin altında tutulabilmesi için salımların 800 gigatonu aşmaması gerekli. Bu eşiğin aşılması durumunda dünya üzerindeki tüm ekosistemler ve toplumlar ciddi biçimde zarara uğrayacak.” Dünya daha kötüye gidiyor: Yanıbaşımızda yaşadığımız savaşlar, dünyada yaşanacakların yanında devede kulak kalabilir: Su savaşları! Su sıkıntısı, tarım ürünlerinin yeterince sulanamaması; buğday, mısır kıtlığı.. Sel baskınları ve aşırı kızgın güneş ve hastalıklar.. Şu kadarını yazayım sadece: “Kimi deniz canlıları alışık oldukları soğuk iklim koşullarına kavuşabilmek amacıyla yaşam alanlarını 400 kilometre kadar uzağa taşıdılar..” Peki doğanın bir parçası olan insanlar ne yapacaklar dersiniz?! Nerelere kaçacaklar, çekilecekler, dayanacaklar, yüzbinler, milyonlar halinde?! Hangi sınırlarda insanlar telef olacak? Bir noktayı belirteyim bir katkı olarak: Demokrasicilik oyunlarının sonu görünebilir. Demokrasiler, yerlerini gelecekte yeni yönetim biçimlerine bırakabilirler... Yoo hayır otoriter ve totaliter demiyorum.. Bütün sorunlara halkın doğrudan ortak olacağı ve kendi hakkında kararı vereceği yeni kolektif yönetim biçimleri.. Dünyanın üzerine gelen gökyüzü çapındaki felaketin hakkından gelecek başka bir yönetim modeli düşünemiyorum.. Kişi, grup, şirket, görüş çıkarları yok.. Tek bir çıkar var: Ülkenin ve tüm ulusun ortak yararı.. Sosyalizm bu yolla ve zorunlu koşullarda mı geliyor dersiniz?! *** Tayyipgiller ne yapıyorlar? Ülkeyi 2023’e hazırlayacaklar, programlarına baktığınızda susuz, aç, pahalı, hastalıklı bir ülke gözüküyor uzakta.. Buna karşılık bir önlemleri, düşünceleri, minicik bir akılları var mı? Meclis’e getirdikleri ve tüm akarsuların özel şirketlere 49 yıllığına peşkeş çekilmesini öneren tasarılarına bakılacak olursa, yok. Tek dertleri, iktidarlarına para akışını sağlayacak ve kendilerinin ve adamlarının keselerini dolduracak alsat yöntemleri.. Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle.. SOSYALİZM Mİ GELECEK !? Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1429 8 Ağustos 2014 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Aykut Küçükkaya GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM İKLİM TOPUNUN AĞZINDA BİR ÜLKE CBT 1429 2 /8 Ağustos 2014 Genel Müdür: Özlem Aydan, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü, Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya, Reklam Müdürü: Ozan Altaş, Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul www.cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear