29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağlık CBT 1437/3 Ekim 2014 17 Çocuklarda aşı uygulamaları Bazı ülkelerde, aşı karşıtı gruplar, çocukların aşılatılmaması yönünde görüş bildirmektedirler, ancak bu görüşün hiçbir bilimsel veriye dayanmadığını belirtmek gerekir. Günlük yaşamda değişik sosyal ortamlar içinde yer alan, izole yaşamayan çocukların aşılanmamalarının sağlık açısından daha riskli olduğu unutulmamalıdır. Dr. Ayla Kamburoğlu Göksel VKV Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü Aşı nedir ve ne için yapılır? Aşı, zayıflatılmış mikroorganizmaların (bakteri veya virüs) sağlıklı canlıların vücuduna verilmesi işlemidir. Aşının amacı sağlıklı bireylerin bağışıklık sistemlerinin değişik virüs ve bakterileri tanıması, vücudun direnç mekanizmalarının bu mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar ortaya çıktığında iyi ve kuvvetli yanıt vermesinin sağlanmasıdır. İnsanları hastalıklara karşı korumak amacıyla uygulanan aşıların tarihi eskilere dayanmasına rağmen, büyük insan topluluklarının rutin olarak aşılanması özellikle 20. yüzyıl içinde uygulamaya girmiştir. Son ikiyüzyıl içinde aşıların yaygın olarak kullanımı ile bazı hastalıklar dünyanın belli bölgelerinde kontrol altına alınabilmiştir. Bu hastalıklar arasında çiçek, difteri, tetanoz, sarı humma, boğmaca, çocuk felci, kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve Haemophi sebep olabileceği komplikasyonlardan korurken, aynı zamanda hastalığa neden olan mikroorganizmanın bir kişiden diğerine yayılımını da önleyerek aşılanmamış bireyleri ve dolayısıyla tüm toplumu korur. Yoğun aşılama sayesinde, difteri ve tetanoz gibi hastalıkların gelişmiş ülkelerde görülme oranı azalmakla kalmamış, çiçek gibi tehlikeli bir hastalığın dünya üzerinden, çocuk felcinin ise tüm Amerika ve Avrupa kıtaları ile Güneydoğu Pasifik bölgesinden yok edilmesi sağlanmıştır. Aşı biyoteknolojisi ve bağışıklama politikaları çok hızlı bir şekilde ilerleme kaydetmektedir. Yeni aşılar geliştirilmekte, bu aşıların daha iyi ve etkin kullanımı için çalışılmaktadır. Aşılar nasıl olmalıdır? Bireyler ve bağışıklık sistemleri arasında çok çeşitli ve çok ince farklılıklar vardır. Aşıların etkinlikleri bireylere ya da aşıların cinsine göre değişiklik gösterebilmektedir. Genel olarak aşılar bazı özelliklere sahip olmalıdır: • Aşılar güvenilir olmalıdır. Aşının uygulandığı kişilerin büyük çoğunluğunda sadece minimal yan etkilerle (aşı yerinde ağrı ve kızarıklık gibi) koruyucu bağışıklık oluşturması gerekmektedir. Yan etkilerin daha az olması tercih edilir, ancak hastalığın ciddiyeti yanında yan etkiler kabul edilebilir. Örneğin bebeklerde çok ciddi koplikasyonları olan ve hatta ölüme neden olabilen boğmacaya karşı koruma sağlayan boğmaca aşısının, aşı sonrası ilk 2448 saat içinde yüksek ateş, huzursuzluk, aşı yerinde ağrı gibi yan etkileri kabul edilebilir yan etkilerdir. Ancak bilimsel çalışmalar ve aşı üretim teknolojisindeki gelişmeler, bu yan etkilerin dahi daha az oranda ve daha hafif görülmesini sağlayan asellüler boğmaca aşılarının kullanıma girmesini sağlamıştır. • Aşı immünojenik olmalıdır. Güçlü ve ölçülebilir bir immünojenik cevap oluşturmalıdır. • Aşı raf ömrü süresince stabil olmalıdır. Yani potensi, immün cevap oluşturabilecek düzeyde kalmalıdır. Inaktive aşıların çoğu kolay saklanabilen, liyofilize formda bulunan aşılardır ve soğuk zincirde (belli bir ısıda taşıma ve depolama) stabilitelerini korurlar. Canlı aşılar ise stabilite ve potens açısından daha hassastırlar, soğuk zincir yanında bazı özel koşullarda saklanmalıdırlar. Hastalığa neden olan mikroorganizmanın biokimyasal karakteristiğine ve ne tip bir immünite elde edilmek istediğine göre aşılar farklı şekilde geliştirilmişlerdir. Bunlar arasında inaktive aşılar, canlı aşılar, toksoid aşılar, konjuge aşılar ve rekombinant DNA teknolojisi ile üretilen yeni nesil aşılar sayılabilir. Genel olarak canlı aşılar da dahil olmak üzere, farklı aşılar birbirlerinin güvenirlilik ve etkinliklerini bozmadan eş zamanlı olarak uygulanabilirler. Uygulama yaşı uygun olan bir çocuğa birkaç aşının eşzamanlı uygulanmasının önerilmesinin iki ana nedeni vardır: 1. Elde edilmek istenen optimal korunmanın geciktirilmemesi. 2. Önerilen tüm aşı serilerinin tamamlanabilme ihtimalini arttırması. lus influenza tip b’nin neden olduğu hastalıklar sayılabilir. Bağışıklama, kişileri bağışık hale getirerek hastalıklardan korumaktır. Bağışıklık siteminin uyarılması amacıyla çoğunlukla aşılama yolu ile yani aktif bağışıklık şeklinde antijenler vücuda verilmektedir. Bağışıklama enfeksiyon hastalıklarını önlemede ve onları ortadan kaldırmada çok önemli bir araçtır. Temiz bir içme suyunun sunulması dışında, antibiyotikler de dahil olmak üzere hiçbir müdahale, enfeksiyon hastalıklarına yakalanmayı ve bu hastalıklara bağlı ölümleri aşılama kadar azaltamaz. Aşılama bireyleri hastalıktan ve onun • Tüm aşılar için önerilen bir minimum uygulama yaşı ve aynı aşının farklı dozları arasında bırakılması gereken bir minimum süre vardır. • Bazı aşıların tek doz uygulanmaları koruyucu antikor cevabı oluştururken, aşıların çoğunun bağışıklık cevabı oluşturması için birden fazla dozda uygulanması gerekmektedir. • Aşılar yarım veya bölünmüş dozlarda uygulanmamalıdır. • Birden fazla doz şeklinde uygulanması gereken aşılar için, normalde önerilen zaman aralığından daha uzun bir süre geçtiyse aşılama serisine yeniden başlamak gerekmez. • Farklı üreticiler tarafından üretilen aşılar genellikle birbirinin yerine kullanılabilirler. • Bir hastalığı geçirmiş ya da o hastalığa karşı aşılanmış bir kişinin aşılanmasında bir sakınca yoktur. AŞI UYGULAMALARI İLE İLGİLİ ÖZELLİKLER döküntü görülebilir veya rotavirüs aşısından sonra hafif kusma ve ishal ile seyreden bir klinik tablo ortaya çıkabilir. Aşılar çok nadiren ciddi hastalıklara neden olurlar. Toplumun bazı kesimlerinde eski dönemde yerleşmiş olan, aşıların kısırlığa neden olduğu algısı, tamamen yanlıştır. Ciddi yan etki görülme ihtimalinin artmasına neden olan durum, kontraendikasyon olarak tanımlanır. Kontraendike durumlarda aşı uygulanmamalıdır. Tüm aşılar için tek, gerçek, kalıcı kontraendikasyon, kesin bir riski tanımlaması nedeniyle, aşıya veya aşının içerisindeki herhangi bir bileşene karşı ciddi allerji veya anafilaksi (hayatı tehdit edebilen allerjik reaksiyon) olmasıdır. Aşıların büyük çoğunluğunun tampon ve aşı dışında, aşının üretimi sırasında ya da son ürüne eklenen prezervatif (koruyucu) gibi maddeler içerdiği akılda bulundurulmalıdır. Bazı ülkelerde, aşı karşıtı gruplar, çocukların aşılatılmaması yönünde görüş bildirmektedirler, ancak bu görüşün hiçbir bilimsel veriye dayanmadığını belirtmek gerekir. Günlük yaşamda değişik sosyal ortamlar içinde yer alan, izole yaşamayan çocukların aşılanmamalarının sağlık açısından daha riskli olduğu unutulmamalıdır. Tüm aşılar için aşının uygulanmamasını gerektiren en önemli durum, aşının daha önce uygulanmış herhangi bir dozundan sonra anafilaktik reaksiyon geçirilmiş olmasıdır. Hafif hastalık hali aşının uygulanması için bir engel oluşturmamaktadır. Orta ve ciddi hastalık geçiriliyor ise, hastalık düzelene kadar aşı uygulaması geciktirilmelidir. Canlı virüs içeren aşılar çocukların bağışıklık sistemini olumsuz etkiler mi? Canlı virüs aşıları sağlıklı çocukların bağışıklı sistemini olumsuz yönde etkilemez. Ancak çocukta bir bağışıklık yetersizliği durumu söz konusu ise canlı aşı uygulanmamalıdır. Çocuklara grip aşısı yaptırmak gerekli mi ? Grip aşısının bazı çocuklara yaptırılması özellikle önerilmektedir. Kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı, astım, böbrek hastalığı, bazı kan hastalıkları, diabet gibi metabolik hastalığı olanlar, uzun süreli aspirin tedavisi alması gereken çocuklar ve aynı evde yaşayan yüksek risk grubunda kişilerin olması durumunda çocukların aşılanması önerilmektedir. Bunların dışında diğer çocuklara da, kendi sağlık durumları göz önüne alınarak takip eden çocuk hekiminin önerisi ile grip aşısı yapılabilir. Yumurta alerjisi olan veya grip aşısının uygulanmasından sonra ciddi allerjik reaksiyon gelişen çocuklara bu aşı uygulanmamalıdır. Çocuklara uygulanan aşıların büyük bir kısmı lokal bir reaksiyona neden olur. Yani aşı yapılan yerde hafif kızarıklık ve şişlik olabilir. Aşıların bazıları ise, aşı sonrası ilk biriki gün ateş yüksekliğine neden olabilir. Bazı aşıların ise kendilerine özel yan etkileri vardır. Örneğin kızamık kızamıkçıkkabakulak aşısından sonra vücutta hafif bir ÇOCUKLARA UYGULANAN AŞILARDA YAN ETKİLER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear