23 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Başbakan memleketi demir ağlarla ördüğünü(!) söylemiş. Bunu duyunca ne hikmetse benim aklıma da ortasından tren geçen bir kent geldi... 22 Eylülde gece süresi gündüze eşit Hasan H. Esenoğlu İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü [email protected] CBT 1328/8 31 Ağustos 2012 Son yıllarda gazetelerde, yeniden üretilen bir kent ve o kenti yeniden üreterek, yaşadıkları büyük kentlerin adeta boğduğu başka kentliler için bir çekim merkezi haline getiren belediye başkanı hakkında neredeyse yüzlerce yazı yayımlandığının siz de farkındasınızdır. Evet, o kent, o kentli olmakla övündüğüm Eskişehir; Belediye Başkanı da sınıf arkadaşı olduğum için onur duyduğum Yılmaz Büyükerşen... Ama o kentle ilgili her yazıyı okuyuşumda kafama üşüşen sorular insanı rahat bırakmıyor ki, yazılanların keyfini çıkarayım. İşte o sorulardan biri: Eskişehir’i ziyaret eden diğer kentliler acaba o kentin, genç Cumhuriyetin önemli sanayi merkezlerinden biri olduğunun ve o dönemdeki sanayi atılımına tanıklık ettiğinin farkındalar mı? Belki ziyaretçiler, kentin ortasında birdenbire karşılarına çıkan eski fabrika bacaları çevresinde, o bacaların simgelediği onurlu bir geçmişe duyulan saygıyla, onların tarihini yok etmeden yaratılmış yaşam alanlarını gördükçe kentin önemli bir sanayi geçmişi olduğunun da farkına varıyorlardır. Belki de, neredeyse her an kentin ortasından geçen ya da göklerinde dolanan makinelerden, trenler ve uçaklardan, o kentte bir farklılık olduğunu düşünüyorlardır. Gerçekten de o kent, genç Cumhuriyetin sanayideki atılımının önemli bir merkeziydi. Acaba böyle bir misyonu yüklenmesinde, 1894 yılında, buharlı lokomotif ve vagon tamiri için, Almanlar tarafından kurulan AnadoluOsmanlı Kumpanyası adlı küçük bir atölyenin o kentte bulunmasının rolü olmuş muydu? Hani, İsmet Paşa’nın anılarında: “İlk esaslı vazifem orduyu hazırlamaktı. Muhtelif depolarda kamaları alınmış, boru halinde bulduğum topların kamalarını Eskişehir Demiryol Atölyesinde yaptırdım ve Sakarya’da kullandım” dediği ve daha sonra ‘[Devlet Demiryolları] Cer Atölyesi’ olarak anılan atölye... Bunu bilemem ama, o atölyenin, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk sanayi bilgi ve deneyimini edindiği merkezlerden biri olduğu kesin. Sonra 1926 yılında kurulan Hava İkmal Bakım Merkezi var. Adı ‘bakım merkezi’ ama, onun da, kuruluşundan hemen sonra, o dönemlerde Hava Kuvvetleri’nce kullanılan uçakların hemen hemen bütün parçalarının imal edilebileceği teknik imkânlarla donatılmış bir fabrikaya dönüştüğünü unutmayın. 1933 sonunda açılan Şeker Fabrikası var... O da yalnızca bir şeker fabrikası değil. Onun da daha baştan, neredeyse fabrikanın bütün makinelerini yeniden imal etmeye yarayacak bir tezgâh yeteneğiyle donatılmasının öngörüldüğü bir makine bakım atölyesi var! Dahası, modern tarım teknikleriyle, modern tarım girdileriyle, fabrikanın çiftliğinde özel olarak üretilen pancar tohumuyla, modern besicilikle çiftçileri tanıştıran; çiftçiyi sanayi ile tanıştıran çok amaçlı bir merkez... Sonra ne oldu derseniz... 1940’lı yılların sonlarından başlayarak, önce, Hava İkmal Bakım Merkezi’ndeki muhteşem tezgâhların üstü brandalarla örtüldü. Dökümhanesi, komutanlar gelip gidene anı olarak versinler diye, masa üstüne konacak jet uçağı modellerinin dökümüne tahsis edildi. Çünkü zaman Marshall Planı zamanı... Sonra, yine aynı plan sayesinde Türkiye demiryolculuktan vazgeçti... Ama Şeker Fabrikası o dönemde de ayakta kaldı. Çünkü, onun misyonu ülkeye biçilen role uygundu. Marshall Plânı’na dayanarak Türkiye’ye yapılan yardımlar, ülkenin modern bir tarım ülkesi olması öngörüsü üzerine kurgulanmıştı. Tarım makineleştirilmeli; modern tarım girdilerinin kullanılması yaygınlaştırılmalıydı. Diğer şeker fabrikaları gibi Eskişehir’deki de bu misyon için yararlanılabilecek çok iyi bir yerel imkândı. Şeker fabrikaları Demokrat Parti’nin de göz bebeği olmaya devam etti. Konuyu daha fazla uzatmadan bu üç fabrikadan bugüne nasıl bir miras, nasıl bir bilgi ve deneyim birikimi kaldı, onu söyleyeyim, diyecektim ama, sözün gerisi haftaya kaldı. Eskişehir Yazılarının Anımsattığı Sorular... EYLÜL’DE GÖK OLAYLARI GÜNLÜĞÜ gün sa da 2 01 Venüs Pollux’un 9 derece güneyinde 2 07 26 Batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 9 derece yüksekte 3 03 Uranüs Ay’ın 5 derece gü neyinde (resimde verildi) 3 07 57 Batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 15 de rece yüksekte 7 09 Ay Yer’e en uzak 8 14 Jüpiter Ay’ın 0.6 derece kuzeyinde ve örtülü yor GÜNEŞ 22 Eylül 2012 tarihinde saat 17:49’da Güneş gökküresi üzerinde hayali Sonbahar (gama–g) noktasında bulunacağından bu tarihte gece gündüz süresi birbirine eşitlenecektir. 22 Eylül’den itibaren geceler uzamaya ve gündüzler de kısalmaya başlayacaktır. Bu tarihte Güneş’in batış saati (18:00:57) hayali Sonbahar noktasına yakın olacağından yeri kestirilebilir. 8 16 9 12 10 16 12 20 SON DÖRDÜN Seres Ay’ın 0.6 derece güneyinde ve ör tülüyor Merkür Güneş’in tam arkasında Venüs Ay’ın 4 derece kuzeyinde YENİ AY Plüto sabit görünümde Spica Ay’ın 0.8 derece kuzeyinde ve örtülüyor Satürn Ay’ın 5 derece kuzeyinde Ay Yer’e en yakın Mars Ay’ın 0.2 derece kuzeyinde ve örtülüyor Gece gündüz süresi eşit 16 17 18 18 19 19 22 05 24 08 17 06 24 18 22 23 İLKDÖRDÜN 23 10 Plüto Ay’ın 0.4 derece kuzeyinde ve örtülüyor 24 18 04 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 17 derece yüksekte 25 06 Pallax–Yer–Güneş dizilişi ile karşı konumda 25 17 51 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 14 derece yüksekte 26 17 38 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 11 derece yüksekte 27 14 Neptün Ay’ın 6 derece güneyinde 27 17 24 Batıda Güneş doğuda Ay ufuktan 8 derece yüksekte 29 10 Uranüs–Yer–Güneş dizilişi ile karşı konumda 30 06 30 08 DOLUNAY (resimde verildi) Uranüs Ay’ın 5 derece güne yinde Resimde 2012 Eylül ayında sol(sağ)dan sırasıyla: gece (tam karanlık; Güneş ufuktan 18 dereceden çok aşağıda iken), astronomik tan (koyu gri; Güneş ufuktan 12–18 derece aşağıda iken; bilimsel astronomik gözlemlerde kullanılır), deniz tanı (gri; Güneş ufuktan 6–12 derece aşağıda iken), günlük tan (açık gri; Güneş ufuktan 6 dereceden az aşağıda iken) ve gündüz (tam beyaz; Güneş ufkun üzerinde iken) gerçek saatlerinde verildi. Karanlıktan aydınlığa ya da tersine gündüzden geceye geçişlerde 3 ayrı gri ton arasında 6 derece fark görülüyor; bu da yaklaşık yarım saat kadar bir zamana karşılık gelir. Gündüz–gece–gündüz geçişlerinin BİR ELDE GÜNEŞ DİĞERİNDE AY Gün (Eylül) Saat Batıda Doğuda Ufuktan Yükseklik d e r e c e :d a k . 2 07:26:26 Ay Güneş 09:28 3 07:56:58 Ay Güneş 15:00 24 17:24:17 Güneş Ay 16:36 25 17:37:51 Güneş Ay 13:48 26 17:51:08 Güneş Ay 11:03 27 18:04:14 Güneş Ay 08:19 Tan Saatleri (saat:dakika:saniye) Tan 1 Eylül Başlama Akşam Günlük tan 19:36 Deniz tanı 20:04 Astronomik tan 20:38 Bitiş 20:04 20:28 21:13 05:29 06:03 06:31 15 Eylül Başlama Bitiş 19:13 19:40 19:40 20:13 20:13 20:46 05:11 05:45 06:17 05:45 06:17 06:45 30 Eylül Başlama Bitiş 18:47 19:15 19:15 19:47 19:47 20:19 05:28 06:00 06:32 06:00 06:32 07:00 Sabah Astronomik tan 04:54 Deniz tanı 05:29 Günlük tan 06:03 Gök Cisimlerin Doğuş–Yükseliş–Batış Saatleri (saat:dakika) Gök Cismi Ay Merkür Venüs Güneş Mars Jüpiter Satürn Uranüs Neptün Plüto 1 Eylül Doğuş En yüksekte Batış 19:13 01:12 07:20 05:43 12:33 19:23 02:50 10:04 17:18 06:31 13:04 19:36 11:20 16:33 21:46 23:51 07:15 14:38 10:26 16:01 21:35 20:41 02:51 09:01 19:16 00:37 05:59 15:58 20:49 01:39 15 Eylül Doğuş En yüksekte Batış 05:54 12:18 18:32 07:05 13:17 19:28 03:07 10:12 17:17 06:45 12:59 19:13 11:13 16:14 21:15 23:01 06:25 13:49 09:39 15:11 20:43 19:45 01:54 08:04 18:16 23:37 04:58 15:03 19:53 00:44 30 Eylül Doğuş En yüksekte Batış 18:11 00:38 07:12 08:16 13:48 19:19 03:32 10:22 17:10 07:00 12:54 18:47 11:07 15:57 20:46 22:04 05:28 12:52 08:48 14:18 19:48 18:44 00:53 07:02 17:16 22:37 03:57 14:04 18:55 23:45
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear