Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Birey bilgi sahibi oldukça aracılık, temsilcilik müesseselerine gerek kalmaz. Bitkilerin evriminde hayvanların rolü Bitkiler olmadan hayvanlar yaşamlarını ve soylarını sürdüremezdi. Ama bazı hayvanlar olmadan soyunu sürdüremeyen bitkiler de oldu. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com “Sosyal Medyadayım, Çünkü?” 3 Kasım 2012 Perşembe akşamı Siyaset Meydanı programına katıldım. Konu sosyal medya idi. Bayramdan önce yapılmış bir ilk raund daha ziyade anaakım medya ile sosyal medya kıyaslaması çerçevesinde gerçekleşince ikinci bir program yapma gereği duyulmuş. Program sırasında Twitter’da da #SosyalMedyadayimCunku isimli hashtag aracılığıyla izleyicilerle canlı etkileşim kuruldu. Bu çerçevede gönderilen bazı Twitter mesajları (tweet) şöyle: “TV’de olduğu gibi şöhretlere mecbur değiliz. Kimi okuyacağımıza, dinleyeceğimize, seyredeceğimize biz karar veriyoruz” (@GulenayB) “...herşeyden haberdar olmanın ve var olmanın en hızlı yöntemi” (@ilkeramanat) “En objektif haberleri, halkın gerçek sesini buradan öğrenebiliyorum” (@tekelisubasi) “Face’e oyun oynamak için giriyorum, Twitter’a da faceden sıkıldığım için giriyorum” (@tugbayigitt) “Bugüne kadar hayatımıza yön veren medyaya şimdi biz yön veriyoruz” (@tugluer) “Diğer medya bizim değil” (@milyonerhipster) “Kendi dünya görüşüme sahip hassasiyetlerdeki müslümanları bulup,kardeslerimin derdini öğrenip, tepkimi verebiliyorum” (@grena34) “Siz yandaş medyaların verdiğini değil kendi gündemimizi oluşturuyoruz” (@12fenerio) “ Ezilenlerin, sessizlerin, ötekilerin her alanda olduğu gibi bu alanda da örgütlü güce ihtiyacı var!” (@TheRedHack) “Anaakım medyamız, dünyanın en yandaş ve en korkak medyasıdır! Gerçekleri öğrenebildiğimiz yer burası!” (@selcukbayar) “Düşündüğünü özgürce ifade etmenin gücüne inanıyorum” (@pinarogun) “Burası benim, bana özel. İstediğimi yazabiliyorum, öğrenmek istediğime ulaşıyorum, her şeyden haberdar oluyorum.” (@mertvekendisi) Görülen o ki anaakım medyada haberlerin, bilgilerin filtreden geçirilmesine karşın sosyal medyada iletişimin, etkileşimin, bilgi akışının filtreden geçirilmeden paylaşılması nedeniyle sosyal medya daha çok tercih ediliyor. Benzer şeyi 2006 yılında dünya medya patronu Rubert Murdoch da ifade etmişti. ABD’li Wired Dergisi’nin kendisiyle yaptığı röportajda şöyle demişti: “Teknoloji, gücü editörlerin, yayıncıların, kuruluşların, yani medya elitlerinin elinden alıyor. Artık kontrol halkın elinde” Kontrolün halkın eline geçme süreci sadece medya ile sınırlı değil. Kademe kademe yaşamın her alanında bu süreç kendi hızında ilerliyor. Bu durum bilgi çağının doğal bir sonucudur. Birey bilgi sahibi oldukça aracılık, temsilcilik müesseselerine gerek kalmaz. C CBT 1338/ 12 9 Kasım 2012 anlı doğanın karmaşık ilişkiler ağı içerisinde bazı bitkiler başka bitkilere, bazı hayvanlar başka hayvanlara, bazı hayvanlar bazı bitkilere ve bazı bitkiler de bazı hayvanlara bağlı olarak yaşamlarını ve soylarını sürdürdüler ve bazıları da hâlâ sürdürüyor. Bunlar arasında, üreyebilmeleri ve nesillerini sürdürebilmeleri bir tür hayvanın varlığı Calvaria meyvesinin çekirdekleri. na bağlı olan bir bitki türünün (bir ağadolara muhtaç durucın) ilginç öyküsü, 1970’li yıllarda bilim insanları Dodonun temsili resmi. ma getirmişti. Çünkü arasında tartışma konusu olmuştu. Uçamayan dev bir güvercin türü olan dodo (12 bir dodonun taşlığınkilo veya daha fazla ağırlıkta), bir zamanlar Mauri da hayatta kalabilecek kalınlıktaki bir çekirdek, bu kez doğal ortamda embriyonun kendi kendine çimtius Adası’nda (Madagaskar’ın 800 km. kadar dolenip filiz verebilmesini de engelleyecek kalınlıkta ğusundaki bir ada) çok sayıda bulunuyordu. 15. oluyordu. Böylece Calvaria dodoya muhtaç duruyüzyılın sonunda keşfedilen bu adada, sonraki birma düşmüştü. Dodonun sindirim sisteminden parkaç asır içinde do çalanmadan fakat aşınmış olarak çıkmış olan çekirdekler doğal ortamda filiz verebiliyordu. (Dardonun soyu tüke win de çeşitli hayvanların sindirim sistemlerinden geçtikten sonra doğal ortamlarda çimlenen çekirtildi. Dodonun lez deklerden söz etmişti. Hatta Darwin bu olguyu bazı bitki türlerinin denizaşırı bölgelere yayılabilmesizetli yumurtaları nin bir aracı olarak da görmüştü). Temple, Calvana düşkün ria çekirdeklerini dodolara en çok benzeyen hindilere yedirerek deney yaptı. Hindilerin taşlıklarıninsanlar dan aşınarak ağızlarına geri gelen veya dışkılarınve adaya Calvaria ağacı. gelen denizcilerin ge dan çıkan 10 aşınmış çekirdekten üçü filiz verdi. Temple’in ilk makalesinin yer aldığı Scientirdiği domuzlar bu hayvanın soyunu 200 yıl içinde ce’daki yayınından sonra, Mauritius Adası orman kuruttular. işletmesinden Dr. Owadally da Science dergisine Büyük bir ağaç olan Calvaria da bir zamanlar bir yazı yazarak 5 madde halinde Temple’in görüşMauritius adasında çok rastlanan bir ağaçtı. Fakat lerine kuşku ile yaklaştığını duyurdu. Temple bu dodonun yok oluşundan sonra hiçbir Calvaria tobeş maddelik karşı çıkışı yanıtladı ve tezinin geçerhumu filizlenmemişti. Bu olguyu ilk kez fark eden liliğini savundu. Ünlü fosilbilimci Stephen Jay Gove araştırma konusu yapan Wisconsin Üniversiteuld da, Temple’ a destek verdi. Fakat Owadally’nin si’nden yaban hayatı uzmanı ekolog Stanley A. 4. itirazının, Temple’ın savını yanlışlama olasılıTemple şu düşünceyi ileri sürdü: Dodonun soyunun yok olmasından sonra yeni hiçbir Calvaria çe ğından söz etti. Owadally, itirazının 4. noktasında, kirdeği filizlenmemişti. Çünkü çekirdeğin kalın ka dodonun 1675 yılı civarında yok olduğunu fakat 1941 yılında yapılan bir araştırmada oldukça buğu, içindeki embriyonun büyümesine engel oluönemli bir sayıda 100 yaşından daha genç Calvaria yordu. O zaman şu sorunun sorulması gerekiyordu: nüfusunun bulunduğunun belirlendiğini söylüyor. Öyleyse çekirdek geçmiş yüzyıllarda nasıl filizlenStephan Jay Gould, 1941 yılında önemli sayıda mişti? 100 yaşından daha genç Calvaria ağacı varsa, bunTemple bu soruya şöyle bir açıklama getiriyorların filizlenmesine dodoların yardım etmiş olamadu: Dodo, Calvaria’nın meyvelerini ve çekirdeklerini yiyerek besleniyordu. Dodonun iskelet kalıntı yacağını söylüyor. Bu çıkarım elbette doğrudur. Ancak genç ağaçların varlığı doğru olsa bile (Temları arasında fosil Calvaria çekirdekleri bulunmuştu. Dodonun sert yiyecekleri parçalayabilen sağlam ple, 100 yaşından genç ağaç örneğinin bulunduğunu yalanlamaktadır) bu olgu Calvaria’nın geçmişte bir taşlığı vardı. Temple, Calvaria’nın meyve çesoyunu dodoların yardımıyla sürdürmüş olduğu tekirdeğinin olağanüstü kalın olmasının, çekirdeğin dodonun taşlığında parçalanarak yok olmasına kar zini yanlışlamaz. Sadece Temple’ın iddia ettiği gibi çekirdeğe yapılan yapay aşındırıcı müdahelelerle şı doğal seçilim yoluyla bir uyarlanma olarak gelişveya henüz bilinmeyen başka bir yoldan soyunu miş olmasından kaynaklandığını ileri sürdü. Çünsürdürmekte olduğunu gösterir. kü böyle bir uyarlanma olmasaydı, dodolar yeni Stephen Jay Gould; Pandanın Başparmağı, Calvaria’ların filizlenebilmesi için gerekli olan çekirdeklerin tümünü tüketip yok edeceklerdi. Fakat Doğa Tarihi Üzerine Düşünceler (Çeviren: Ülkün bu uyarlanma bu defa Calvaria’ları üremek için do Tansel), Versus Kitap, İstanbul 2010, s. 316326.