28 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağlık Meme kanserinde erken tanı Mamografi meme kanseri tanısında ve taramasında kullanılan primer görüntüleme yöntemidir. Mamografide saptanan meme lezyonlarına yaklaşımda, lezyonların doğru değerlendirilmesi kanserin erken tanısında çok önemlidir. Dr. Sevtap Durmaz, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Radyoloji Bölümü Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olup, tüm kadın kanserlerinin %28’ini oluşturmaktadır. Bir kadının yaşam süresi boyunca meme kanseri olma olasılığı %12.5, meme kanserinden ölme olasılığı ise %3.4 olarak hesaplanmıştır. Kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada meme kanseri gelmektedir. Meme kanseri (Japonya hariç) gelişmiş ülkelerde, gelişmekte olan ülkelerden daha sık görülmektedir. Meme kanseri sıklığı Kuzey Amerika’da 99.4/100.000, Batı Avrupa’da 89.9/100.000, Asya’da 22.1/100.000,Doğu Afrika’da 19.3/100.000 olarak bildirilmiştir. Türkiye’de meme kanseri sıklığının, doğu bölgelerde 20/100.000 batı bölgelerde 4050/100.000 olduğu tahmin edilmektedir. Meme kanseri sıklığında son 25 yılda artış görülmüştür. 2000’li yıllardan itibaren ise hafif bir azalma izlenmektedir. Bunda 2002 yılında yayınlanan çalışmayla, menapoz sonrası hormon tedavisinin meme kanseri riskini arttırabileceğine dair verilerden sonra hormon kullanımının azalmasının etkisi olabilir. Meme kanseri sıklığındaki artışla birlikte başlangıçta meme kanserine bağlı ölümlerde de artış görülmüştür. 1990’lı yıllardan itibaren mamografi tarama programlarının yaygınlaşması, erken tanı oranının artması, tedavideki gelişmeler ile meme kanserine bağlı ölümlerde %30’a varan azalmalar saptanmıştır. Meme kanseri gelişiminde rol oynayan faktörlerden beslenme ve beslenmeye bağlı olanlar, özellikle menapoz sonrası kilo artışı, Batı tipi beslenme, alkol kullanımı; hormonal olanlar, erken yaşta adet görme, geç menapoz, doğum kontrol hapı ya da menapoz sonrası hormon tedavisi kullanımı, geç doğum yapmak ya da doğum yapmamaktır. Çocuk doğurma yaşının artması, doğum sayısında azalma, daha az emzirme, hormon tedavileri, obezite, fizik aktivitedeki azalma gibi yaşam tarzı değişikliklerinin meme kanseri sıklığındaki artışta rol oynadığı düşünülmektedir. Memede görüntüleme yöntemleri; bulgusu olmayan olgularda tarama; bulgusu olan olgularda tanı ve tedavi planlaması, takip; tedavi edilen olgularda takip amaçlıdır. Mamografi meme kanseri tanısında ve taramasında kullanılan temel görüntüleme yöntemidir. Mamografi ile tümör erken evrede saptanırsa hastalığın seyri daha iyidir. Meme kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte, özellikle 40 yaşından itibaren artar, 5065 yaş arası riskin en yüksek olduğu dönemdir. Tarama amaçlı mamografi 40 yaştan itibaren yılda bir kez rutin incelemeler şeklindedir. Tarama mamografilerinde amaç, şüpheli bulguları ve varsa olgunun eski tetkikleri ile karşılaştırarak yeni oluşan bulguları saptamaktır. Tanı amaçlı mamografi ise klinik muayenede bulgusu olan olgulara uygulanır. EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ kanseri bulunması, ailede erkek meme kanseri olgusu olması, kişinin BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonu taşıması ve meme dokusunda kanser riskini arttıran bazı bulguların saptanmasıdır. Kişisel meme kanser riskini belirlemek ve BRCA gen mutasyonu olasılığını saptamak amacıyla Gail, Claus, BRCAPRO gibi bazı istatistiksel modeller kullanılmaktadır. Dijital mamografide X ışınları memeden geçer, dijital dedektör tarafından algılanır ve görüntüye dönüştürülür. Dijital mamografide kullanılan dedektör sistemi ile yüksek tanı değerine sahip görüntüler elde edilmektedir. Dijital mamografinin teknik avantajlarından en önemlisi yoğun meme dokusunun değerlendirilmesinde kolaylıktır. Dijital mamografi, memenin sıkıştırılma oranını dokunun yoğunluğuna göre otomatik olarak ayarlar, bu da incelemenin az ağrılı olmasını sağlar. Meme kalınlığı ve yoğunluğuna göre uygun dozun ayarlanması ile meme dokusunun aldığı radyasyon dozunun azaltılması sağlanır. Çekim süresi daha kısa olup, görüntüler digital ortamda yüksek çözünürlüklü monitörlerde incelenmektedir. Ayrıca görüntülerin digital olarak transferi ve arşivlenmesi mümkündür. Dijital mamografi sisteminde x ışını kaynağı komprese memeye dikey konumda sabit pozisyonda kalmakta olup, dokuların üst üste gelmesi nedeniyle lezyonların görülmesi zorlaşabilir. Dijital mamografide yeni teknoloji olan tomosentez meme dokusunun 3 boyutlu olarak değerlendirilmesini sağlayan mamografi tekniğidir. Dokuların üst üste gelmesinden kaynaklanan değerlendirme problemlerini çözer. Tomosentezde meme standart yöntemle sıkıştırılır ve X ışını tüpü 20 derece açı ile dönerek her 1 derecede çekim yapılır. Sonuçta farklı açılardan seri dijital görüntüler oluşur. Tomosentez ile lezyonun görülebilirliği artar, lezyon konturlarının analizi kolaylaşır. Meme hastalıklarının tanısında mamografiyi tamamlayıcı en önemli görüntüleme yöntemi meme ultrasonografidir. Ultrasonografi hem tarama hem de tanısal amaçlı kullanılmaktadır. Meme ultrasonografi çekilme nedenleri; • Mamografik olarak saptanan lezyonların tanımlanması ve karakterizasyonu, katı lezyonlar ile kistik lezyonların ayırıcı tanısı • Yüksek riskli olgularda ve yoğun meme dokusu olan kişilerde mamografik incelemeyi tamamlayıcı • Hamilelik ve emzirme dönemi ile genç kadınlarda kullanılacak ilk yöntem • Meme kanseri saptanan olgularda varsa farklı odakların belirlenmesi, lenf dokularının taranması ve karşı memenin değerlendirilmesinde mamografiyi tamamlayıcı • Yerleşimi nedeniyle mamografinin görüntü alanına girmeyen veya meme yoğunluğu nedeniyle mamografide görünmeyen ancak klinik bulgu veren lezyonların değerlendirilmesi • Biyopsi işlemlerinde öncelikle tercih edilen kılavuz yöntem • Enfeksiyon olan memenin değerlendirilmesi • Meme implantları ile ilgili problemlerin değerlendirilmesi • Erkekte memenin değerlendirilmesidir. MR yüksek kontrast çözünürlüğü, dinamik kontrastlı incelemeye olanak tanıması nedeniyle meme görüntülemede tanı koydurucu ve problem çözücü bir yöntemdir. MR memedeki klinik ve mamografik olarak saptana DİJİTAL MAMOGRAFİ Dr. Sevtap Durmaz mayan lezyonları saptayabilir. Memedeki lezyonun 3 boyutlu, kontrastlı, dinamik MR verileri ile morfolojisi, kontrast tutma hızı ve özellikleri değerlendirilir. Meme MR çekiminde ideal zaman menstrüel siklusun 714. günleri arasıdır. Hormon replasman tedavisi alan kadınlarda hormon kesildikten 6 hafta sonra MR yapılmalıdır. Meme MR çekilme nedenleri • Yüksek riskli olgularda tarama amaçlı • Klinik ve radyolojik olarak problemli olgularda tanısal amaçlı • Meme kanseri tanısı olan olguda, tümör boyutunun ve yayılımının değerlendirilmesi, varsa farklı lezyonların araştırılması, karşı memede tümör araştırılması. • İmplantlı olgularda implantın ve meme parankiminin değerlendirilmesinde kullanılır. MR eşliğinde gerçekleştirilen biyopsilerde mamografi ve ultrasonografi ile tespit edilemeyen lezyonların doku tanısı sağlanabilmektedir. Memede görüntüleme yöntemleri ile saptanan ya da klinik bulgusu olan ve kanser şüphesi taşıyan meme lezyonlarında biyopsi ile doku tanısı yapmak gerekir. Biyopsi işlemi lezyonun lokalizasyonu ve özelliğine göre, uygun görüntüleme eşliğinde, en uygun yöntem seçilerek yapılır. MEME KANSERİNİN NEDENLERİ TOMOSENTEZ BİYOPSİ İŞLEMLERİ MEME ULTRASONOGRAFİSİ TARAMA Meme kanseri taramasında erken tanının önem taşıdığı bir grup, yüksek riskli olgulardır. Tüm meme kanserlerinin yaklaşık %1015’i aileseldir. Yüksek riskli olgularda hastalığın erken yaşta görülme sıklığının artması nedeniyle taramaların erken başlaması önerilmektedir. Meme kanserinde yüksek riskin belirlenmesinde önemli faktörler; Aile öyküsünde 1. ve 2. derece yakınında meme ya da yumurtalık kanseri ya da menapoz öncesi dönemde tanı konan meme MEME MR CBT 1295/17 13 Ocak 2012 YÜKSEK RİSKLİ OLGULARDA TARAMA • İNCE İĞNE ASPİRASYON BİYOPSİSİ: Sonografi kılavuzluğunda lezyondan hücre alınmasıdır. • KOR BİYOPSİ: Görüntüleme yöntemleriyle saptanan lezyonların doku tanısında sonografi eşliğinde kalın iğne biyopsileri en sık tercih edilen, hızlı ve güvenilir bir yöntemdir. Kor biyopsi; iyi huylu lezyonların cerrahi biyopsi gerekliliğini ortadan kaldırır. Preoperatif tümör tanısının elde edilmesi, cerrahi tedavinin planlanmasını ve tek basamakta yapılmasını sağlar. Varsa birden çok sayıda odağın belirlenmesi tedavinin şeklini değiştirebilir. Lokal anestezi ile yapılır, cerrahi biyopsiye göre daha basittir, daha kısa sürer. • VAKUM EŞLİĞİNDE BİYOPSİ: Yalnızca mamografide görülebilen kalsifikasyonların örneklemesi için bilgisayar eşliğinde lokalizasyon yapılarak vakum destekli biyopsi uygulanır. • AMELİYAT ÖNCESİ TEL YERLEŞTİRİLEREK LEZYON LOKALİZASYONU: Klinik muayene ile saptanamayan meme lezyonu saptanan ve cerrahi olarak çıkarılması planlanan olgularda, görüntüleme eşliğinde lezyonun lokalizasyonunu yapılır. Sonografi ile görülebilen tüm lezyonlarda sonografi eşliğinde, yalnızca mamografik olarak görülebilen mikrokalsifikasyonlar mevcut ise mamografi eşliğinde tel yerleştirilerek lokalizasyon belirlenir. Sonuçta, meme kanserinin tanı, tedavisi ve takibinde meme cerrahisi, radyoloji, patoloji, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisinin ekip olarak çalışması, ortak tanı, tedavi ve takip yöntemlerini kullanmaları çok önemlidir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear