Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•KÜLTÜR• DOĞAN KUBAN Sürdürülebilirlik, Yalan Olabilir Sadece yükselen gelişme grafikleri bazen insana garip ve üçüncü dünya ülkelerini aldatan bir yalanın sürekli pazarlanması olduğu kanısını uyandırıyor. 1 9. yüzyılda termodinamiğin ikinci yasası olan entropi kavramı kanıtlanana kadar, insanların sonsuz gelişmeye inançları tamdı. Bugün dünyanın sonunun geleceğini biliyoruz. Fakat yaşamın sürdürülebilir olması koşullarını fazla bilmiyoruz. Altı milyarlık dünyada slam ülkeleri, Afrika’nın tümü, Güney Amerika’nın büyük çoğunluğu ve hatta büyüklükleri ve bilimsel ve sanayi potansiyelleri ile Çin ve Hindistan bile kırılgan bir insanlık kesimini oluşturuyorlar. Politikacıların ağzında ve medyada dile getirilen ekonomik gelişmeler Türkiye’nin geleceğini garantilemiyor. Çünkü dünyanın geleceği ticarete ya da iyi taşeronluk yapmaya değil, enerji üretimine, tarımsal üretime, iklimsel değişmelere karşı hazırlanan altyapıya bağlı. Geleceğe bu gözlüklerle bakılması gerekliliği giderek içeriksiz politik söylemlerin yerini almaya başlamıştır. Fukuşima felaketinden sonra Almanya’nın, 2023 yılına kadar atom santrallarını kapatma kararı anıtsal bir politik karardır. Enerjinin %75’ini nükleerden elde eden Fransa bunun ekonomik sıkıntı yaratacağını düşünse de, enerjisinin sadece %25’ini nükleerden elde eden ve Fransa’ya göre çok daha büyük bir sanayisi olan Almanya, bu açığın on iki yılda doğal enerji alternatiflerinden kapatılacağını hesapladığına göre, Fransa’nın yapamayacağını, en azından politik karar temelinde, başarmıştır. Türkiye’nin geri kalmışlığı hâlâ alternatif doğal enerji kullanımı için hiçbir atılım yapmamasından bellidir. D Ü N Y A G Ö S T E RG E L E Rİ Vizesiz seyahat ayrıcalığı Dünyanın herhangi bir ülkesine turistik bir gezi yapmak isteyen Afganlıların işi çok zor. Seyahate çıkmadan ön CBT 1275/2 26 Ağustos 2011 Bütün kapitalist toplumlarda ulusal gelirin çok büCAH LL KLE EMPERYAL ZME DESTEK yük bir payı küçük bir azınlığın elinde toplandığı için, Bu edilgen toplum psikolojisi Amerika ve Avruekonominin sayısal büyüklüğü ve büyümesi içinde büyük pa’nın slam dünyasını manipüle etme politikalarına da çoğunluğa düşen pay, yaşam kalitesini arttırmıyor. Enerji uygun düşen bir toplum yarattı. Tepkisiz bir cahil toppahalılaştıkça kentlere dolmuş halkın yaşamı aynı kalilum sadece hükümetlere değil emperyalist atılımlara da tede kalıyor. böylece destek olmuştur. Biçimsel değişmeler zorunlu olarak niteliksel değişHalkının uysallığı uluslararası programlara uygun olmeler olarak algılanmamalıdır. Eviniz 50 m2 iken 60 m2 duğu için dünyanın geleceğe ilişkin temel sorunları Türye çıkarsa, bu iyiye doğru bir niteliksel değişme olmayakiye’nin gündemine gelemiyor. Türkiye politikaları 2. bilir. Sadece grafiklerde %20 bir iyileşme gibi gösteriliyor. Hatta 60 m2 daha kötü bir yaşam ortamı da olabilir. Dünya Savaşından sonraki iç sorunlar olarak kalıyor. Fakat iş ticarete geldiği zaman politika küreselleşme ki çocuklu bir aile, üçüncü çocuklar olduğu zaman mantığıyla ve büyük bir hız ve etkinlikle çalışıyor. Ne biraz daha büyük araba alsalar bu ekonomide olumlu bir var ki Türkler dünyanın zengin ülkelerinden, geleceklegösterge. Ama yaşamda bir değişiklik getirmiyor. rinin inşa etmek için ne kalacağını hesap edemiyorlar. Aslında sayısal manipülasyonlar büyük ekonomik Çünkü geleceğin planlanmasına ilişkin bir halk baskısı yalanları örtbas eden yutturmacalar. Amerika’da artan yok. Yani gelecek planı da yok. Onun için her gün yeni inşaat ve halka verilen kredilerin artması korkunç bir krizle sonuçlandı. Yunanistan’ın adam başına ulusal geli bir inşaat projesi üretebilirsiniz. Oysa giderek daha çok zenginleşen bir dünya hayaliri Türkiye’nin üç katı. Ama ülke felç oldu. Sayısal artışnin içinde üçüncü dünya olmadığını Batılılar biliyorlar. lar, yükselen grafikler çok güzel ama, ne kadar yalan baGeçen gün gelen ünlü bir Nobel ödüllü konuşmacıya rındırdıkları üzerlerinde yazmıyor. sordum. ‘Onlar da kendi işlerini düzeltsinler’ dedi. Türkiye’de ailelerin %80’inin yıllık geliri 500 dolarmış; 1980’de bu sayının dünya ortalaması 200 dolarmış. Otuz yılda 100 /150 artmış. Fakat fiyatların otuz yılda ne YALANLA B R 100 YIL DAHA Bu daha zengin bir dünya yalanını fakirlere satmak kadar arttığını bilmezseniz bu artışın hiçbir anlamı kalkapitalist dünyaya bir yüzyıl daha kazandırabilir. Fakir maz. Yaşam kalitesi daha da düşmüş olabilir. ülkelerdeki çırakları için bu zengin gelecek hayalini işleTürkiye’de 1970’ten sonra iktidarların bir şansı varmek bir politik araçtır. Batılının otomobille, makinelerdı. Köylerden, kasabalardan kentlere akan halk kendi yörelerin le, uçaklarla ve reklamlarla donattığı bu gelecek dünya, çok uzun zaman okumuş, okumamışı ile, üçüncü dünyade hiçbir nın hayallerini doldurdu ve doldurmaya devam ediyor. modern Bu vaadin arkasında sürekli gelişen bir teknoloji ve konfora sanayi vardır. Bilim ve teknoloji Batı’dan, ham madde sahip olgelişmemiş ülkelerden. Sömürge çağında kurulmuş bu madığı için kent düzenin aynı şekilde devam etmesi zengin ülkelerin temel politikalarını bugüne kadar şekillendirmiştir. Bu polerdeki litikanım şiddet içerdiğini de görüyoruz. Asya Batı’nın yol, su, ce gidecekleri ülke konsolosluklarının vize kuyruklabu hesaplarını bozdu. Ne var ki Çin’in Batı’dan daha yuelektrik rında sıkıntılı saatler geçirecekleri gibi, görevlileri iltimuşak olması için bir neden yok. ca etmek gibi bir niyetlerinin ve eğitim Bütün bunlar anlaşılıyor. Ama Müslümanların halleolmadığına ikna etmek zorunolanakları rini aydınlatmıyor. dalar. Oysa bir İsveç vatandaonları şı, gitmek istediği pek çok ülkeye vizesiz seyahat edebiliyor. Henley & Partners isimli Tayfun Akgül uluslararası bir Hukuk Bürosu’nun her yıl düzenlediği endekse göre Kâbil, Bağdat ve Mogadişu’da yaşayan ülke sakinleri, diğer ülkelerde yaşayanlara göre daha fazla vize formu doldurmak zorunda. Oysa İskandinav ülkelerinde yaşayanlar toplam 223 ülkenin yaklaşık 175’ine ellerini kollarını sallayarak girebiliyorlar. Türk pasaportu taşıyanlar, vizesiz veya girişte vize alma koşulu ile 93 ülkeye girebiliyorlar (kaynak: wikipedia). Rusya, Libya, Sudan, Tunus, Bosna, Karadağ, Hırvatistan, Güney Afrika gibi ülkeler Türkleri vizesiz kabul ediyor. ZENG NL K AZINLIĞIN EL NDE KALDIKÇA memnun etmeye yetiyordu. Kentlerin büyümesine bağlı yoğun bir inşaat sektörü köyden gelen niteliksiz işçinin varlığı ile örtüştü. Türkiye ekonomisinin son yarım yüzyılı bu basit ekonomik mekanizmanın pompaladığı ve çığırından çıkardığı toplumsal ve politik süreçtir. Kendiliğinden iktidarlara destek olmuştur.