Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KT SAT PENCEREMDEN En fazla yatırım bilimsel araştırmalara Avrupa, Horizon 2020 Programı çerçevesinde 201420 yılları arasında en fazla yatırımı bilimsel araştırmalara yapmayı planlıyor. Ancak bilimde %45’lik büyüme hedefinin tutturulabilmesi için tarım ve ekonomik gelişmeye ayrılan bütçede kısıtlama yapılması gerekiyor. AVRUPA KOM SYONU: B L MDE KISINTI YOK Oktay Yenal yenal9@gmail.com Son zamanlarda sık sık “Türkiye nasıl olsa zenginleşecek, fakat acaba uygar bir ülke olacak mı?” diye sorduğum, okuyucularımın herhalde gözünden kaçmamıştır. Daha özel sohbetlerde de “acaba adam olacak mıyız?” diye aynı soruyu arkadaşlarımla paylaşıyorum. Türkiye’nin Uygarlık Düzeyi Uygarlığın herkese göre değişen bir sıfat olduğu kesin. İktisatçıların çok kullandıkları kişi başına gelir kavramının, yani zenginliğin oldukça iyi bir kalkınma endeksi olduğu da kuşkusuz. Üstelik, insan haysiyetine uygun şekilde yaşamın demokrasi ve insan hakları gibi konularda ülkeleri sıralamak zorluklarla dolu olabilir. Fakat insan gibi yaşamanın, kişi başına gelirden başka bazı önemli ölçüleri olduğunu da kabul etmek lazım. İşte Birleşmiş Milletlerin 1990 yılından beri hazırladığı ve Türkçe çevirisi biraz tuhaf kaçan İnsani Kalkınma Raporu, (Human Development Report) zenginlik anlamına gelen kişi başına gelire bazı diğer endeksleri de katarak, ülkelerin yaşam düzeylerini ve sıralamasını yapmağa çalışmaktadır. Bu endekse bakınca ülkemizin, ikide bir iddia edildiği gibi toplam milli gelir sıralamasında dünyanın en büyük 16. ülkesi, kişi başına sıralamada dünyanın 53. ülkesi (hatta bugün ilan edilen milli gelir artışında bu yılın birinci çeyreğinde milli gelir artışında birinci olduk) gibi kendimizi pohpohlıyan iddialar yanında 2010 Birleşmiş Milletler’in insani gelişme sıralamasında ise Türkiye’nin 83. olduğunu görmek bazılarını şaşırtabilir. Bu noktada Birleşmiş Milletlerin “insani gelişme endeksi”ndeki alt endekslere bakmakta yarar var. Bu endeksde kişi başına gelire ek olarak dikkate alınan göstergeler nelerdir? Endeks olarak bir rakamın basit olması kuralından hareket eden Mahbubul Haq gibi iktisatçılar başlangıçta bu endeksi basit birkaç değişkene bağlamışlardı. Örneğin insanların doğuşta ortalama olarak kaç yıl yaşama beklentisi ve ortalama okul yılı gibi değişkenlerle, sağlık ve eğitim unsurlarını da de kişi başına gelir endeksine eklemişlerdi. Zamanla Birleşmiş Milletlerin İnsanı Gelişme Raporu, toplumların uygarlık yolunda ilerleme çabasında yol alırken karşılaştıkları ya da geçtikleri diğer kilometre taşlarını da bu endekse katmağa çalıştılar. Fakat akıllı bir tercihle, ek endeksleri ilk değişkenlere bağlıyacaklarına, asıl endeksi basit tutarak gelir dağılımı, kadınerkek sorunu ve diğer değişkenleri ayrı endeksler olarak geliştirdiler. Örneğin 2010 raporunda Türkiye’nin 83’üncü olduğu sıralamaya ek olarak, üç endeks daha geliştirdiler. Bunlar vatandaşların gelir eşitliği, kadınerkek farklılıkları ve sosyal katılım gibi endekslerdi. Bizim için önemli olan, ne tip ülkelerin bizden yukarda, ne gibi ülkelerin ise bizden aşağıda olmasıdır. Aşağıda böyle bir tablo vermeğe çalıştım: Endek s Sırası Insani G el i ş m e Endek s i (yıl) D oğum da Yaş am a Beklentisi (yıl) Eğitim Ortalaması P ek çok ülke yönetiminin yaptığı gibi, Avrupa Birliği (AB) de kemer sıkma stratejisini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Ancak AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu, bilimsel araştırmalara ayrıcalık tanıyarak, araştırma ve inovasyon bütçesini önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde arttırmayı hedefliyor. Komisyon’un 29 Haziran tarihinde verdiği önergeye göre ARGE harcamaları, 20072013 dönemindeki 55 milyar Avro’dan 201420 arasındaki dönem için öngörülen 80 milyar Avro’ya çıkartılacak. Ne var ki bilime bu kadar büyük bir pay ayrılması tarıma ayrılan payın azaltılmasını gerekli kılıyor. Bu durumda çiftçilere verilecek sübvansiyonlar büyük ölçüde düşürülecek. Toplam olarak bir trilyon Avro’ya ulaşan bütçenin diğer temel kalemlerinde bir değişiklik öngörülmüyor. CBT 1269/9 15 Temmuz 2011 Bu önerge, Çerçeve Programları (ÇP) olarak nitelendirilen AB’nin bilimsel programları sürecinde bir dönüm noktası. 20072013 yıllarını kapsayan 7. ÇP’den sonra yürürlüğe girecek olan 8. ÇP, “Horizon 2020” olarak tanımlanıyor. Euroscience adı verilen bilimsel kurulun başkanı Peter Tindemans, bütün bu gelişmelerin, AB’nin bilimsel araştırmalardan sorumlu komisyon üyesi Maire GeogheganQuinn’in başarısı olduğunu belirtiyor: “GeogheganQuinn diğer komisyon üyelerini bu yönde ikna etmeyi başardı. Bir artış olacaksa bu yalnızca araştırma alanında olmalıdır diyerek herkesin önergeyi kabul etmesini sağladı.” GeogheganQuinn, Nature’a yaptığı açıklamada, “Bu öneri bilim için çok sağlam bir güvenoyudur, ancak bilim insanları da bu kararın hayata geçirilmesinde üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir –özellikle kendi ülkelerinde . Çiftçiler sübvansiyonlarını arttırmak için nasıl lobicilik faaliyetlerine ağırlık veriyorsa, bilim insanları da aynısını yapmalıdır” diyor. Komisyon üyelerinin verdikleri bilgiye göre 201420 yılları için toplam AB bütçesi, 20072013’e oranla %5 oranında artacak. Araştırma ve inovasyona ayrılan pay ise 2007’deki AB Araştırma Komisyonu Üyesi Maire GeogheganQuinn %4.5’dan 2020’deki %9’a ula(soldan ikinci) inovasyon için daha fazla para istiyor. şıncaya kadar sürekli olarak artacak. GeogheganQuinn bu önergenin dayandığı üç temel direği şöyle açıklıyor: “Bunlar bilimde mükemmeliyet, gıda güvenliği gibi büyük sorunlara çözüm bulmak ve rekabeti güçlendirmektir. Öncelikle büyük sorunlara çözüm getirme konusuna odaklanacağız. Bunun da motoru Avrupa novasyon Ortaklığı denilen güçlü komiteler olacak. Bu ortaklıkların ilki “sağlıklı yaşlanma” konusunda çalışmalarına başladı. Bu yıl başlayan bu proje gayet başarılı bir şekilde ilerliyor.” Bütçe planı, 2013 yılında nihai şeklini alıncaya dek 27 AB üyesini temsilen Avrupa Parlamentosu ve Bakanlar Konseyi tarafından enine boyuna incelenecek. Parlamento’dan araştırma ve inovasyon için daha büyük pay ayrılması talebi gelebilir. Ancak aynı anda üye devletlerin pek çoğu kısıtlama önerisinde bulunabilir. Reyhan Oksay, Kaynak: Nature 475, 5 Temmuz 2011 tarihinde online yayın. B L ME GÜVENOYU N TEL Ğ NDE KARAR 22. Yunanistan 0.855 46. Arjantin 0,775 58. Bulgaristan 0,743 63. Peru 0,723 67. Azerbaycan 0,713 70. İran 0,702 76. Ermenistan 0,695 8 3 . Tür k i y e 0 ,6 7 9 79,7 75,7 73,7 73,7 70,8 71,9 74,2 7 2 ,2 10,5 9,3 8,9 9,6 10,2 7,2 10,8 6 ,5 Kişi B aş ı na G el i r (GNI per capita PPP 2008 $) 27,580 14,603 11,139 8,424 8,747 11,764 5,495 1 3 ,3 5 9 Endeks ayrıntılarını incelemek istiyenler elbette İnsani Gelişme Raporunu inceleyebilirler. Fakat bu seçimin gösterdikleri de acı gerçekleri ortaya koymaktadır. Görülüyor ki Gelişme Endeksi bakımından 83. olmakla birlikte, yukarıdaki seçilen ülkelerden geriyiz. Üstelik, kişi başına geliri bizden daha az (yani Yunanistan ve Arjantin dışında) ülkeler arasında ve hatta bizim yarımızdan az kişi başına geliri olan Ermenistan’a göre bile ortalama eğitim yılı rakamımız daha düşük. Bu, eğitimdeki geriliğimizi göstermiyor mu? Gerçekten kişi başına düşen gelir yanında bu ortalama gelirin paylaşılması, sağlık harcamaları, kadın erkek farkları gibi unsurlar katılırsa daha da geriye düşüyoruz. Kısaca bu göstergelere uygarlık düzeyi diye bakarsak, yukardaki tablo tam olmaktan uzak olsa bile uygarlık yönünde epeyce yolumuz olduğunu gösteriyor.