23 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Aynı Gökyüzünün Altında Yrd. Doç. Dr. Hacer Gülşen (İstanbul Kültür Üniversitesi) dı kırık canlılar adına. Akşam eve gittiğimde çok üzüntülüydüm. Bizim ülkemizde de bir hayvan polisi ekibi olması gelk bakışta Eminönü’nde dolaşan sahipsiz körektiğini düşündüm. Hani “Animal Planet” adlı peklerden biriydi nazarımda. Tam meydanda kanalda, barınaklarla ele ele çalışan, hayvanlara sırtını soğuk kaldırım taşlarına vermiş, ayaklazulüm yapan, iyi bakamayanları gerekirse mahkerını yukarı kaldırmış yatıyordu. Önce merak ettim bu soğukta neden ayaklarını havaya kaldırarak ya meye veren bir ekip var ya, işte onun gibi bir ekip. Sonra gazeteyi aldım elime ve sokağa fırlatılan zatıyordu? Sonra yanından geçen insanları görünce vallı köpeğin akıbetini okudum. Yaptığı cezasız kakalkıp toparlandı. Doğrulunca bacağının sakat ollacak binlerce olaydan yalnızca biriydi bu. Parayı duğunu gördüm. Sanki kırık ayağını düzeltmeye saydığı için ona istediğini yapabileceğini sanan bu çalışıyor gibiydi. Ama nafile. Üzerine basamıyor, kendini bilmezin, bilmezlerin o akılsızın ve akılsızacı çekiyordu. ların cezalandırılması gerekiyordu. Ama kim bu Ayağa kalkar kalkmaz martılara baktı. Gökyüduyarlılığı gösterecekti? züne. Bugüne kadar hiç gökyüzüne bakan bir köSonra bir başka haber okudum. Araba bir köpek görmedim. Genelde etrafıyla ilgilenir köpekpeğe çarpıp kaçmış. Bir başka köpek arabalar durler. Bu hareketinin nedenini sonra çok iyi anlasun diye arabaların önüne atmış kendisini. Hangisi dım. Çünkü onun tek arkadaşı, onu tek anlayacak insan diye düşündüm. Çarpıp kaçan mı? Yoksa argökyüzündeki martılardı. Onların kanadı vardı. Onun ise kanadı kırıktı. Kim bana yardım eder di kadaşını kurtarsınlar diye kendisini arabaların önüne atan bu köpek mi? Ne yazık ki ülkemizde ye düşündüm. Bir taksiye atıp veterinere nasıl götürürüm diye bakınana kadar o, seke seke soğuk ve hayvanlara değer verilmiyor. Gidin bir bakın örneğin Fatih Camii içinde hasta ve ölmüş bir sürü keyarı kararmaya başlamış ara sokaklara daldı. Kim bilir kim ayağını kırmıştı? Hangi hain el, ya da ara diyle karşılaşacaksınız. Belediyelerimizin daha bir ambulans arabası bile yok. Ancak sahipli hayvanba? Boynuna sarılıp ağlamak istedim. Bütün kana lara ücretli yardım yapıyorlar. Birçok hayvan toplanıp ıssız ormanlara bir gece içinde gidebiliyor. Orada açlık ve susuzluktan ölüyor. nsanların hakları kadar diğer canlıların da hakları korunmalıdır. Aynı gökyüzünün altında, ayağı kırık köpek dostum gibi ben de, martılara bakıyorum şimdi. Ben de onun kadar kırık ayağından dolayı acı çekiyorum. Ben de kaldırımların soğuk yüzünü öpüyorum şimdi. Sahipsiz bıraktığımız binlerce kurtarılmayı bekleyen hayatlar olduğunu bilerek. Onu bekliyorum, ayağı kırık dostumu. Hava zehir gibi soğuk, Eminönü meydanı ıssız. O bu akşam saati yok. Eğer onu görürseniz Eminönü’nde yardım edin olur mu? Benim çok beklediğimi de söyleyin. Bir de martılardan selam söyleyin, kanadı olan binlerce canlı adına. Edebiyatçılarımızı anlamak Prof. Dr. Elçin Efendiev, 13 Ocak 2011 tarihinde İstanbul Kültür Üniversitesi’ne onursal doktora unvanı almak için geldi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencilerinin sorularını cevaplandırdı. Ülkesinde başbakan yardımcılığı görevini başarıyla yürüten Elçin Bey, aynı zamanda eserleriyle de tanınan bir sanatkâr. Yrd. Doç. Dr. Hacer Gülşen (İstanbul Kültür Üniversitesi) E CBT 1253 / 14 25 Mart 2011 lçin Bey, Azerbaycan halkının Nâzım Hikmet’i sevmesinin en önemli nedeninin ideolojisi olmadığını söyledi. Sağ veya sol ideolojide olmanın ötesinde, Stalin döneminde kürsüye çıkıp, güzel Türkçemizin sesini duyuran şairimiz, o güzel şiirleriB ni okuduğu zaman, örneğin “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında” dediğinde bu sese hasret kalanlar için büyük bir mutluluğa neden olmuş. Kuşkusuz Türkçenin ses bayrağını dalgalandırmıştı Nâzım Hikmet. Her dönem öğrencilerime sunum ödevleri veririm. Genellikle en sevilen sanatkârlarımızdan biri Nâzım Hikmet, diğeri de Necip Fazıl’dır. Öğrencim ödev konusunu kendisi belirlediği için ben biraz da en çok hangi yazar ve şairler okunuyor ve seviliyor, bunu belirleyebiliyorum. Öğrencim bana sorar: “Hocam, acaba bir sakınca var mı?” Bu soru aslında şunu sorgulamak içindir: “Bu şairin görüşleri size uyuyor mu?” Neden bir sakıncası olsun? Diye sorarım. Hepsi aynı bahçenin çiçeği değil mi? Kokuları birbirinden farklı olsa da hepsi bizim bahçemizin sanatkârı değil mi? Hepsini okumalarını öğütlerim onlara. Albert Camus, “Benim yurdum dilimdir” derken ne güzel söylemiş. Bizim sanatkârlarımız da bu yurdun dili değil mi? Her milletin sesini duyuran, dilinin zenginliğini ve güzelliğini en güzel şekilde yansıtan sanatkârları var. Bizim sanatkârlarımız da bu ülkenin derdini, aşkını, sevincini, gözyaşını, kısacası bütün duygularını yine bu ülkenin diliyle en güzel şekilde dile getirmekte. Kimi hayat mer diveninin basamağından ağır ağır çıkar. Kimi bir tepeden sevdiği şehre şöyle bir bakar. Vatan toprağı kadar aziz olan sanatkârlarımız bizim. Onların sesi bizim sesimiz, bizim dilimiz, bizim yurdumuz. Tutuklu kaldığı hapishanede güneşe, toprağa hasret, gökyüzünün mavisine hasret Nâzım Hikmet bizim. Hani “Bugün Pazar” şiirinde ne diyor şair: “Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün Bu kadar benden uzak Bu kadar mavi Bu kadar geniş olduğuna şaşarak Kımıldamadan durdum.” Kaldırımlar üstünde kimsesiz ve yalnız, kaldırımların öksüz çocuğu Necip Fazıl da bizim. “Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.” Sanatkârlarımızı bilmek için okumak, araştırmak her Türk gencinin en önemli görevlerinden biri olmalıdır. Zira insan bilmediği şeyin düşmanıdır. Bu konuda hiçbir zaman önyargıyla hareket edilmemelidir. “Ben Türk şairlerini sevmiyorum, bu yüzden onları okumuyorum ya da sadece Batılı sanatkârları okuyorum” diyen gençlerle karşılaşmamak için bu ülkenin yetişecek gençlerine öncelikle kendi yurdunun sanatkârları sevdirilmeli, oradan evrensele gidilmeli, diğer Batılı sanatkârlar da öğretilmeli ve sevdirilmelidir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear