29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Facebook’ta dünya dördüncüsüyüz. Dünya bizi sosyal bir toplum olarak yorumlarken biz kendimizi nasıl yorumluyoruz? Bu yorumların yanı sıra bilimsel araştırmalar yapıp da ortaya bilimsel tezler atabilmiş miyiz? Yoksa meydan başkalarına mı kalmış? İlk kadın kimyacımız Remziye Hisar ÜLKEMİZİN İLK KADIN KİMYACILARI, REMZİYE HİSAR (GÜRSEY) İLE ONDAN ÇOK KISA BİR SÜRE SONRA KİMYA SERTİFİKASI ALAN SAFFET RIZA (ALPAR)’DIR. Ülkemizde kimya sertifikası alan ilk kadınlar, İstanbul Darülfünunu Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden 19201921 öğrenim yılında mezun olan Aliye, Hasibe, Meliha ve Übeyde hanımlardır. Ancak bu kimyacılarımızın mezun olduktan sonra kimya alanında çalışma yapıp yapmadıkları hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Osman Bahadır, [email protected] (1942) ve Toksikoloji Notları (1945), Metal Kimyası Dersleri III (1962) ve Anorganik Kalitatif Analize Giriş (1969) adlı telif eserler yayımlamıştır. Saffet Rıza (Alpar) hanım (İstanbul 1904, 1981) ise ilk ve orta öğrenimini Almanya’da gördükten sonra İstanbul’a dönmüş ve 1924’te Kandilli Kız Lisesi’nden mezun olmuştur. 1925’de Hamburg Üniversitesi’ne kaydolmuş ve 1932’de kimya doktoru olarak bu üniversiteden mezun olmuştur. (Saffet Hanımın doktora tezinin başlığı, “Die Synthese der Muttersubstanz der Chinaalkaloide” dir.). Bu durumda, Saffet Rıza hanım doktorasını Remziye hanımdan bir yıl önce tamamlamış olmakla birlikte, kimya sertifikasını alması onunkinden iki yıl kadar sonra olduğu için ilk kadın kimyacı olarak Remziye Hisar’ı anmamız gerekmektedir. Saffet Rıza Oldukça Sosyal Bir Ülke Olmalıyız New York’taki bir konferansta Türk gazetecilerle de görüşen Facebook’un teknoloji başkanı Bret Taylor, Türkiye’nin ABD, İngiltere ve Endonezya’dan sonra dünyada en çok Facebook kullanıcısı olan dördüncü ülke olmasıyla ilgili yaptığı yorum bu: “Oldukça sosyal bir ülke olmalısınız!” Taylor’un verilerine göre toplam 500 milyonun üstünde üyesi olan Facebook’ta 22 milyon 600 bin Türk üye var. Bir başka deyişle ülkemiz nüfusunun neredeyse %30’u Facebook’a üye. Taylor Endonezya’nın durumunu, Endonezyalı gazetecilerle görüşüp onlara da “oldukça sosyal bir ülke” olup olmadıklarını sormuş mu bilmiyorum. Ancak benim dikkatimi bu haberi internette yayımlayan sitelere bizim Türklerden gelen yorumlar çekti. Bazı örnekler “Sokakta bir arkadaşı yokken face’de bin sözde arkadaşı olan bir çöpçatan sitesi” “Sokakta arkadaşını tanımamazlıktan gelen, ikili cinsiyet ilişkilerinden çekinenlerin, söyleyecek sözü olmayan insanların üye olduğu bir site işte” “Sahte ve geçici dostluklara bile muhtaç olduğumuzun göstergesi” “Facebook kullanım oranı bir milletin aczini, boşluğunu, antisosyalliğini, baskı altında olduğunu, kaytarmacı olduğunu ve sevgisizliği gösterir, övünülecek bir şey değil” “Türkiye ve Endonezya... Bastırılmış toplumlar” “Bir ülkenin neden gelişmediğinin en büyük göstergesi” “Ne sosyalliği millet işsizlikten bu sitede vakit harcıyor. İşsizlikte ülke kaçıncı sırada bi bakın anlarsınız” “Sosyal olma özelliğimizden değil arkadaş, paramız yok maalesef beleş eğlence işte bir de kapalı toplumuz bir kıza söyleyemeyeceğimiz şeyleri facebooktan söylüyoruz” *** Görünen o ki Taylor’ın verileri ve yorumu facebook kullanıcıları açısından bambaşka bir anlam ifade ediyor. Hatta işi iyice ilerletip, bir kişinin özellikle “kız tavlamak” için birden çok hesap açtığı da belirtilerek aslında 22 milyon 600 binlik üye sayısının 22 milyon 600 bin Türk’e karşılık gelemeyeceğini iddia eden de var. Facebook gibi sosyal ağların belli bir açığı kapatmaya hizmet ettiği tartışılmaz bir gerçek. Bundan dolayı bu tür siteleri eleştirmek sorunu ıska geçmek anlamına gelecektir. Daha ziyade bir toplumun üyelerinin bu tür bir siteyi (Facebook ya da benzeri başka siteleri) ne amaçla kullandığını, ne kadar süre ile kullandığını, hayatlarında ne tür bir açığı kapattığını tespit etme gibi içinde yaşadığımız toplumu daha iyi anlamamızı sağlayacak hususlara odaklanılması gerekir. Bu açıdan irdelendiğinde bu siteler üniversitelerimizin sosyoloji dallarının üzerine profesyonelce eğilmesi gereken doğal birer araştırma alanıdır. Toplumumuzu daha iyi anlamak için sosyoloji bölümleri bu bol ve bedava veriden istifade ediyor mu bilemiyorum ama ortada toplum hakkında ahkam kesme konusunda uzmanlaşmış pek çok sözde sosyoloğun olduğu kesin. Kendilerini her gün medyada izliyor, toplumu nasıl tanımladıklarını, onu nasıl manipüle ettiklerini ve kendi tezlerini doğrulamak için toplum üzerinde nasıl kalıcı hasar oluşturduklarını görüyoruz. Açık (ya da özgür) bir toplumda kabahatin sadece suiistimal edicilere ya da beceriksizlere tahvil edilmesi ne kadar sağlıklı? R CBT 1230/ 12 15 Ekim 2010 emziye Hisar, 1902’de Üsküp’te doğdu. 1919’da Çapa Kız Muallim Mektebi’nden mezun oldu ve İstanbul Darülfünu’nun Kimya Bölümü’ne kaydoldu. Ancak buradaki eğitimini yarıda bırakarak Baku’ya gitti ve orada bir yıl kadar öğretmenlik yaptı. Orada tanıştığı Cumhuriyetin ilk fizikçilerinden Reşid Süreyya (Gürsey) Beyle evlendi ve Türkiye’ye dönerek 1922’de Adana Muallimat’ta öğretmenlik yapmaya başladı. 1923 yılında eşi Reşid Süreyya beyin tedavisi için gittikleri Paris’te, Sorbonne Üniversitesi Fen Fakültesi’nde kimya öğrenimine başladı. 1926’da uygulamalı kimya ve genel kimya, 1927’de biyokimya ve 1928’de de genel fizik sertifikalarını aldı. Remziye Hisar bu öğrenimini devlet bursuyla görüyordu. Doktoraya başlamayı düşündüğü sırada bursunun kesilmesi ve Erenköy kız Lisesi’ne kimya öğretmeni olarak atanması üzerine Türkiye’ye döndü. Remziye Hisar doktorasını, Paris’e tekrar giderek 1933’te tamamlamıştır. 1933 üniversite reformunda, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne umumi kimya doçenti olarak atandı. Ancak Prof. Arndt ile arasında çıkan bir anlaşmazlık üzerine 1936’da üniversiteden ayrıldı. 19361942 yıllarında Ankara Merkez Hıfzısıhha Enstitüsü Farmakodinami şubesinde uzman olarak çalıştı. 1 9 4 2 ’ d e Eczacılık Okulu’nda analitik kimya ve toksikoloji doçenti oldu. 1947’de önce İTÜ Makine Saffet Alpar Fakültesi’nde ve daha sonra da İTÜ Maden Fakültesi’nde kimya doçenti oldu. 1959’da İTÜ Maden Fakültesi’nde kimya profesörü oldu. 19631973 yılları arasında İTÜ Kimya Fakültesi’nde analitik kimya kürsüsünün başkanlığını yaptı. 1973’te emekli oldu, 1992’de İstanbul’da vefat etti. Büyük fizikçimiz Feza Gürsey’in annesi olan Remziye Hisar, yerli ve yabancı bilim dergilerinde birçok araştırma makalesi yayımlamış, ayrıca Mufassal Fiziki Kimya adıyla W. Lewis’in eserini çevirmiş Remziye Hisar (sol başta ayakta), Sorbonne Üniversitesi’nde arkadaşları ve meslektaşlarıyla. hanım 19321933 öğrenim yılında Erenköy Kız Lisesi’nde öğretmenlik yaptıktan sonra 1933 üniversite reformuyla birlikte, sınai kimya doçenti olarak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne atanmıştır. Ocak 1934’ten itibaren Prof. Reginald Herzog’un derslerini Türkçeye çevirmeye başlamış, Şubat 1935’te Herzog’un ölümü üzerine onun derslerini, Herzog’un yardımcısı Dr. Rabinowitch ile birlikte vermiştir. 1941’de doçent ve 1950’de profesör olan Alpar, 1972’ de Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne rektör olarak atanmıştır. Saffet Alpar, böylece ülkemizin ilk kadın rektörü olmuştur. 1974 yılında emekli olan Alpar’ın çeşitli bilim dergilerindeki makalelerinin yanısıra, Su ve Teknolojisi (1944), Sınai Kimya Analiz Metotları (1946), Organik Sınai Kimya (1969) gibi telif eserleri de vardır. Yararlanılan kaynaklar: Sevtap İshakoğluKadıoğlu; İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tarihçesi (19001946), İstanbul Üniversitesi yayını, 1998. Füsun Oralalp; “Bir Çalışuşu Öyküsü: İlk Kadın Kimyacımız Remziye Hisar, Bilim ve Teknik, Sayı 333, Ağustos 1995, TÜBİTAK, Ankara. Prof. Dr.Gözen Ertem; “Fen Fakültesi’nde Kimya Öğretiminin Geçmişi”, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Çeşitli Bilim Dallarının Gelişimi ve Uluslararası Bilime Katkısı (Ed: Ahmet Yüksel Özemre), İstanbul Üniversitesi yayını, 1982.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear