05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

İSTANBUL’DA ÖNEMLİ VİRÜS HASTALIKLARI KONUŞULDU Virüs salgını bizde ve dünyada ne durumda? 2730 Eylül 2009 tarihleri arasında, Avrupa Klinik Viroloji Derneği’nin (European Society for Clinical Virology) 12. yıllık kongresi İstanbul’da yapıldı (1). Dernek 1997’den beri, virüsler ve yaptıkları hastalıklar hakkında bilginin artmasına katkıda bulunmak amacıyla faaliyet göstermekte ve ilgi alanı içinde, virüshastalık ilişkilerinin anlaşılması, virüslerin yol açtığı hastalıkların tanısı, testlerin standardizasyonu, tedavi ve korunma ile bu alanda çalışan çeşitli kuruluşlar (Dünya Sağlık Örgütü, vb.) ve üyeler arasındaki işbirliğini arttırma var. lıkların artmasının kene popülasyonunun artmasına neden olduğu ileri sürülebilir. •Hastalık, kanamalar, kas ağrısı ve ateş ile seyreder. Hastalığın erken fark edilmesinde kene tutunmasını takiben kan sayımının takibi önemlidir. Trombosit sayısının azalması önemli bir bulgudur. Karaciğer enzim düzeyleri, keratin fosfokinaz ve laktat dehidrogenaz düzeyleri artar, kanama zamanları uzar. Hastalığın patogenezinde endotel hücre enfeksiyonu gelişimi önemlidir. Endotel hücreleri ve makrofajların enfeksiyonu sonucu çok sayıda etkin moleküller salınır ve şoka benzer bir tablo oluşur. •Kesin tanı enzim bağlı immunoassay (ELISA) ve polimer zincir reaksiyonu (PCR) ile konulmaktadır. Başkalarına bulaştırıcılığın engellenmesi açısından erken tanı önemlidir. • Destekleyici tedavinin yanı sıra, virüsü etkileyen ilaçların (ribavirin) erken kullanımda etkin olabileceği ileri sürülmektedir. Ribavirinin erken kullanımı yararlı olabileceği için erken tanı çok önemlidir ve hayat kurtarıcı olabilir. • Bugüne kadar toplam 25 sağlık çalışanı hastalığa yakalanmış ve bu yıl da ülkemizde bir hemşire hayatını kaybetmiştir. Henüz kabul edilmiş etkinlikte bir aşı yoktur. Türkiye’de yapılacak çalışmalara destek verilip verilmediğinin takibi basın tarafından da dikkatlice izlenmelidir. Bu açıdan bilim insanları desteklenmelidir. Kongrede ve hemen arkasından gerçekleştirilen SoGAT (‘Standardization of Genome Amplification Techniques’) toplantısında tartışılan başlıklardan biri de enfeksiyon hastalıklarının tanısında kullanılan yeni yöntemler ve nükleik asit saptama esasına dayalı testlerin (NAT) standardizasyonu konusuydu (2). Bu alanda en önemli sıkıntının bazı NAT’lar için standartların bulunmaması olduğu belirtildi. Yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin çalışmalar sunuldu. Uluslararası standartların geliştirilmesi için Dünya Sağlık Örgütü ve NIBSC (‘National Institute for Biological Standards and Control’, İngiltere) önderliğindeki projelerin desteklenmesi önerildi (2). 1. 2. www.escv.org www.nibsc.ac.uk E le alınan konular arasında ülkemizi de yakından ilgilendiren, influenza virüsü, KırımKongo Kanamalı Ateş (KKKA) virüsü, sindirim sistemini etkileyen virüsler, hepatit virüsleri, ve insan papillomavirus (HPV) de bulunmaktaydı. Dünyada giderek yayılan domuz kökenli yeni H1N1 tipi influenza virüsü konusunda çok sayıda sunum yapıldı. Fransa’nın ve Avrupa’nın önde gelen virologlarından Prof. B. Lina, konferansında aşağıdaki noktaları vurguladı: • Pandemiye yol açan yeni influenza virüsü (H1N1v), tarihte daha önce de görüldüğü gibi, farklı influenza virüslerinin domuzda bir araya gelerek gen alışverişi yapmaları sonucu ortaya çıkmıştır. Yeni virüste, insan, kuş ve domuz influenza virüslerine ait gen parçaları bulunmaktadır. • Virüs, insandan insana bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Yeni virüs ile infeksiyon bildirilmeyen ülke sayısı sınırlıdır. • Bazı Afrika ve Asya ülkelerinde yeni virüsün yanısıra normal mevsimsel insan influenza virüsü de aktiftir. Bu durum, yeni salgın virüsü ile diğer influenza virüsleri arasında gen alışverişi olasılığını arttırabilir. • Tarihteki influenza pandemileri incelendiğinde, hastalığın ilk dalgası ile sonraki dalgalarının yol açacağı etkiler hakkında bir öngörüde bulunmak mümkün olmamaktadır. • ABD’deki olguların yaşla ilişkisi değerlendirildiğinde, infeksiyonun sıklıkla 024 yaş grubunda görüldüğü, 04 yaş grubundaki olguların daha sık hastaneye yatırıldığı, ölümlerin yaklaşık %40’ının 2549 yaş grubunda meydana geldiği görülmektedir. İngiltere’deki H1N1v enfeksiyonu sonucu ölümler incelendiğinde, ölen hastaların yarısında ciddi başka sağlık sorunları olduğu belirlenmiştir. Hastalar, sıklıkla virüsün yol açtığı pnömoni (akciğer infeksiyonu) sonucu gelişen solunum yetmezliği ile kaybedilmektedir. Ölümcül enfeksiyon açısından risk taşıyanlar: gebeler, 06 ay arası bebekler, aşırı şişmanlar, mevsimsel influenza için de risk taşıyan hastalığı olan kişilerdir. • Grip benzeri hastalık geçirenlerin bir kısmında, influenza dışındaki virüsler (nezle virüsü, vb.) saptanmaktadır. Bu nedenle belirtiler, hastalığın tanınmasında yeterli ledi. Fakat Maillet bu fikrini kilisenin tepkisinden korkarak yayımlamaktan çekindi. Onun bu tezi ölümünden 10 yıl sonra 1748’de yayımlandı ve fazla bir etki yaratmadı. Darwin’in kitabı yayımlandığında dünyanın yaşı konusundaki en etkili bilimsel otorite, ünlü İngiliz fizikçi William Thomson’du. (Lord Kelvin) Thomson, 1846 yılında dünyanın bugünkü sıcaklığına ulaşabilmesi için gerekli olan sürenin 100 milyon yıl olduğunu söyledi. Ancak bu varsayımının tahmin aralığını da, her olasılığı göz önünde tutarak 20 milyon ile 400 milyon yıl aralığı olarak genişletmişti. (Thomson bu süreyi evrim için yeterli bulmadığından Darwin’in evrim kuramını yaşamının sonuna kadar kabul etmedi). Başta İngiliz jeoloğu Sir Charles Lyell olmak üzere bazı jeologlar dünyanın çok yaşlı olduğunu düşünseler de, bilim çev değildir, uygun testlerin yapılması gerekir. • Bugüne dek elde edilen veriler, yeni influenza virüsünün (H1N1v), sağlıklı kişilerde genellikle hafif bir hastalığa yol açtığını göstermektedir. Ancak, virüsün, halen kullanılmakta olan ilaçlara direnç kazanmasından ve daha ölümcül hastalık yapabilir hale gelmesinden korkulmaktadır. Dirençli suşlar nadir de olsa saptanmaya başlanmıştır. • Konuya ilişkin iyi haber ise, geliştirilen aşının etkili olmasıdır. Tek doz aşının bile yeterli koruma sağlayabileceğine ilişkin veriler bulunmaktadır. Bu durumda üretilen aşı ile daha çok insanın aşılanması sağlanabilir. TÜRKİYE’DE DURUM Kırım Kongo Kanamalı Ateşi üzerine değerli çalışmaları bulunan Doç. Dr. Önder Ergönül ise hastalık ve Türkiye’deki durum hakkında bilgiler sundu. Sayın Ergönül’ün verdiği bilgiler şöyleydi: • Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), ülkemizde olgu sayısı her yıl bir önceki yıla göre artış gösteren bir enfeksiyon hastalığıdır. Ülkemizde ilk olarak 2002 yılında saptanmış, 2002 ve 2009 yılları arasında toplam 4000’in üzerinde kanıtlanmış hasta kaydedilmiş ve bu hastaların 250’si hayatını kaybetmiştir. Hastalananların ölüm oranı yaklaşık % 5’tir. Hastaneye daha ağır seyirli hastalar başvurduğu için, hastanelerde bu oran %15 dolayındadır. Bu yıl, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 1300 dolayında doğrulanmış hasta saptanmıştır. • Avrupa’da daha önce Arnavutluk, Bulgaristan ve Kosova’da görülürken, 2008 yılında ilk kez Yunanistan’dan bir olgu bildirilmiştir. Bu yıl Rusya, İran, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Tacikistan ve Kazakistan’dan olgular bildirilmiştir. Afganistan’da bir Amerikan askeri kene tutunması nedeniyle enfekte olmuş ve tedavi edildiği Almanya’da bir hastanede hayatını kaybetmiştir. •İnsanlar esas olarak kene tutunması sonucunda virüsü alırlar. Ayrıca, enfekte olan insanların kanı ve vücut sıvılarıyla temas sonucu da enfeksiyonu almak söz konusudur. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin dünyadaki yayılımı, Hyalomma türü kenelerin dünyadaki yayılımı ile paralellik gösterir. Enfeksiyon yayılımında iklim değişikliği ve biyotik değişikliklerin önemli rolleri vardır. İkibinli yıllarda sıcakrelerinde ve toplumda Thomson’ın düşünceleri daha büyük etki yaratıyordu. Ünlü Amerikalı yazar Mark Twain bile bu konuda Thomson’ın düşüncelerinin esas alınmasını tavsiye etmişti.* Charles Darwin’in oğlu, evrim bilimci George Darwin, Thomson’a yazdığı 1878 tarihli bir mektupta şöyle diyordu; “Türlerin doğal seçilim yoluyla evrimi için birkaç yüz milyon yılın yeterli olmayacağı yolundaki görüşünüzde haklılık göremiyorum. Evrimin hangi hızla etkili olacağını gösteren somut bir veriye sahip olmak mümkün mü?” Charles Darwin, dünyanın gerçek yaşını öğrenemeden öldü. Dünyanın gerçek yaşını saptayan bilgiler, önce radyoaktivitenin keşfiyle, sonra da kozmolojiyle geldi. Radyoaktif bozunum sürecinin, hızının ve mekanizmasının anlaşılmasıyla kayaçların yaşlarının kesin olarak tayini mümkün hale geldi. Daha sonra da 20. yüzyılın ilk yarısında termonükleer reaksiyonla 12. ESCV Yıllık Toplantısı Yerel Düzenleme Kurulu: Gülendam Bozdayı (Gazi Üniversitesi), Dilek Çolak (Akdeniz Üniversitesi), Selda Erensoy (Ege Üniversitesi), Yeşim Gürol (Yeditepe Üniversitesi), Tijen Özacar (Ege Üniversitesi), Seyyal Rota (Gazi Üniversitesi), Arzu Sayıner (Dokuz Eylül Üniversitesi), Salih Türkoğlu (İstanbul Üniversitesi), Ayşın Zeytinoğlu (Ege Üniversitesi), Gülden Yılmaz (Yeditepe Üniversitesi) rın anlaşılması, güneşin ve güneş sisteminin yaşının saptanmasını sağladı. Buna göre dünyamızın 4.5 milyar yıl yaşında olduğu anlaşıldı. Evrim kuramına kozmolojiden gelen bu destek, sadece Darwin’in tüm canlıların ortak bir atadan geldiğini öngören kuramı için yeterli süreyi sağlamakla kalmadı, evrimin cansız evrenin de en temel niteliklerinden birisi olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Evrim olgusu anlaşılmaksızın, sadece biyolojideki değil, evrendeki hiçbir şey anlaşılamaz. * Mark Twain, 20. yüzyılın başında “Dünya insan için mi yaratılmıştır? ”adlı skecinde şunları yazmıştı: “Jeolojinin sağladığı bulguları dikkatle hesaplayan bazı büyük bilim adamları dünyamızın olağanüstü yaşlı olduğuna karar verdiler ve belki de haklılar. Ama Lord Kelvin, dünyanın onların sandığı kadar yaşlı olmadığından emin. Halen bilimde yaşayan en büyük otorite de Lord Kelvin olduğuna göre, ona inanmalı ve görüşlerini kabul etmeliyiz sanıyorum.” gelen destek CBT 1180/15 30 Ekim 2009
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear