05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com Temel mesele, teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım firmalarının çoğunlukta olması değildir. Ama hangi gelecek vaadiyle, hangi ulusal stratejinin sonucu olarak onlar oradadırlar ve oralardaki üniversitelerimizin bu stratejideki işlevleri nedir? Avrupa Birliği’nde enerji, iletişim ve bilgi toplumu gelişmeleri Teknoloji Geliştirme Bölgelerimizde Hal ve Gidiş (6) Yazılım firmaları bu bölgelere adeta akmışlar; peki, diğerlerinde niçin aynı heyecanı görmüyoruz? Cezbeden vergi avantajıysa aynı avantaj sektör farkı gözetilmeksizin bütün firmalar için geçerli. Ancak, arada önemli bir fark var. İşini ciddiye alan her yazılım firması bu bölgelerde yer alabilir, üstelik aslî faaliyetinin tamamını bu bölgelere aktarabilir ve “…münhasıran bu bölgelerdeki yazılım faaliyetlerinden elde ettiği kazançları gelir ve kurumlar vergisinden; bölgede çalışan yazılımcılarının da ücretleri her türlü vergiden muaf” tutulur. Ama diğer firmalar, ancak ARGE yapmak için bu bölgelerde yer alabilirler ve işlerinin ancak ARGE bölümünü buralara aktarabilirler. Çünkü bunlara tanınan muafiyetler “münhasıran” bölgedeki ARGE faaliyetleri ve ARGE personelleriyle sınırlıdır. Oysa, ülkemizde ARGE yapan firma ya da biyoteknoloji, nanoteknoloji gibi gelecek vaat eden teknoloji alanlarında yeni ürün geliştirme iddiasındaki girişimci sayıları, bilindiği gibi, pek fazla değil. Bunların bölgelerdeki sayıca azlıklarını her şeyden önce Türkiye’nin bu gerçeğine bağlamak, sanıyorum, yanlış olmaz. Önemli bir fark daha var: ‘Yazılım faaliyeti’ bir tür ‘masaüstü üretim’ biçimidir. Üretimin aslî unsurları ‘yazılımcılar’; aslî üretim araçları da masaüstündeki bilgisayar[lar]dır... Bir yazılım firması bu ‘kuvve’ ile bir bölgede kolaylıkla yer alabilir; hem de aslî faaliyetinin tamamını orada yürütmek üzere... Ama, imalat sanayiindeki bir firmayı düşünün. Diyelim bu firma, imalat yeteneğine ek olarak, yeni ürün geliştirmede de yetenek kazanmak istedi; bir ARGE ve ürün geliştirme birimi kurdu. Tanınan muafiyetlerden yararlanabilmek için, kurduğu birimdeki ‘ARGE personeli’ni, kullandıkları araştırma, tasarım geliştirme, doğrulama ve test donanımıyla birlikte, imalat faaliyetini yürüttüğü yerden ayırıp teknoloji geliştirme bölgesine taşımak zorundadır. Burada, imalatçı firmanın organizasyonunda coğrafi bir bölünme söz konusudur. Kabul etmek gerekir ki, imalatçı firmalar için bir bölgede yer almak yazılım sektöründeki kadar kolay değildir ve bölgelerde sayıca az olmaları bu tür zorluklardan da kaynaklanmaktadır. Yine bu tür zorluklar nedeniyledir ki bazı firmalar, bölgelerle ilgili yasa çıktıktan sonra, eğer ARGE faaliyetinde bulunuyorlarsa, bir bölgede yer alma şartı aranmaksızın kendilerine de vergi muafiyeti ya da benzeri avantajlar sağlanmasını istemişler; sonuçta, 28 Şubat’ta kabul edilen 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında[ki] Kanun’la, örneğin en az elli ARGE personeli istihdam eden firmalar için, ARGE’yi nerede yaparlarsa yapsınlar, “kurumlar vergisi ve gelir vergisinde indirim”, “çalıştırdıkları ARGE personelinin gelir vergisinden belli oranlarda muaf tutulması” gibi imkânlar getirilmiştir. Bu, belli ARGE birimi büyüklüğüne erişmiş firmalar için bölgelerin cazibesinin bundan böyle daha da azalması demektir. Bu durumda, ancak belli konularda, fevkalade bir bilgi birikimi ve laboratuvar imkânıyla birlikte işbirliğine yatkın bir ortamın üniversitede bulunması bölgeyi çekici kılabilir. Üniversitenin yönlendirme çabaları da elbette çok önemlidir; ama bütün bunlar tek başına yetmez. Türkiye’nin ne zaman ve hangi alanlarda ne yapacağını belirleyen uzun vadeli sosyoekonomik hedefleri; bu hedeflere ulaşabilmeyi destekleyecek bilim, teknoloji ve sanayi alanlarındaki yol haritaları ve ulusal programları olmadan bölge profillerinde köklü bir değişiklik olması beklenemez. Yineliyorum: Temel mesele, teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım firmalarının çoğunlukta olması değildir. Ama hangi gelecek vaadiyle, hangi ulusal stratejinin sonucu olarak onlar oradadırlar ve oralardaki üniversitelerimizin bu stratejideki işlevleri nedir? Bu sorular yanıtsızsa, o zaman bu bölgeler hafızalarda sadece bir iyi niyet uygulaması olarak kalacaktır. U luslararası Enerji Ajansı (UEA), AB’nin enerji politikasıyla ilgili incelemelerini tamamladı. UEA tarafından ilk defa gerçekleştirilen incelemelerde AB’nin özellikle geçtiğimiz yıl içinde enerji ve iklim değişikliği alanlarında ortaya koyduğu yasal düzenlemeler ve politika girişimleri yer alıyor. Raporda yer alan bulgular: • Enerji ve ARGE: Enerji ve çevre ile ilgili gelecekteki güçlüklerle başa çıkabilmek için ARGE yatırımları arttırılmalıdır. 20072013 döneminde AB’nin enerji alanında yapacağı ARGE yatırımlar için yaklaşık 5.1 milyar € ayrılmıştır. Bilgi teknolojileri için ise bu rakam 9 milyar €’dur. ARGE yatırımları daha stratejik bir yaklaşımla düzenlenmelidir. Bu bakımdan AB’nin düşük karbonlu enerji teknolojileri geliştirilmesi hedefiyle 2007 tarihli Stratejik Enerji Teknoloji Planı geliştirmesi olumludur. Ancak bu plan mali kaynaklar açısından bazı güçlüklerle karşı karşıyadır. • Enerji ve iklim değişikliği: AB Komisyonu’nun 23 Ocak’ta yayımladığı iklim ve enerji yasa paketi hırslı bir hedef içermekle birlikte ileri görüşlü bir yaklaşımdır. Bu hedeflere ulaşılması için kararlı bir yaklaşım ve büyük çapta yatırımlar gereklidir. Önerilenlerin başarılması durumunda AB’nin enerji üretim ve tüketim alışkanlıklarında köklü değişimler olacaktır. • Piyasanın serbestleştirilmesi: Enerji piyasasının serbestleştirilmesini UEA da desteklemektedir. Bu şekilde tüketicilerin seçenekleri artacak ve sektördeki maliyetler piyasaya daha adil bir şekilde dağıtılmış olacaktır. TELEKOM AB Komisyonu’nun hazırladığı Telekom Reformu paketi Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda tartışıldı. Tartışmanın önemli bir bölümünde sabit telefonlar ve cep telefonları kullanıcılarına ve ayrıca internet hizmet sağlayıcılarına daha fazla hak sağlamak ve seçeneklerini arttırmak için getirilen öneriler görüşüldü. AP’de tartışılan başlıca yedi konu: • Komisyona göre kullanıcıların en iyiyi seçebilmeleri için saydamlık büyük önem taşıyor. Bunun için de işletmelerin kolay anlaşılır ve gerçekçi bilgileri yayımlaması gerekiyor. • Önerilen “geniş bant” reformu sayesinde internet ağının kırsal bölgelere de yayılması mümkün olabilecektir. • Kullanıcıların telefon numaralarını değiştirmelerine gerek olmaksızın sabit telefon ve cep telefonu hizmet sağlayıcılarını bir gün içerisinde değiştirebilmelerine olanak sağlanması gerektiği vurgulandı. • Haberleşme hizmetlerinde kullanıcıların kişisel bilgilerinin korunmasının önemi. • Engellilere daha iyi kullanım olanakları sağlamak için 112 acil servis, altyazılı televizyon kanalları, sesli açıklamalar ve işaret dilinden yararlanabilmeleri için gerekli değişikliklerin yapılması. • İnternetin açık yapısı, bilgi toplumu için çok büyük önem taşımaktadır. Makul ölçülerdeki kısıtlamalar ve kullanıcının yasal içerik seçimi gibi konular bir saydamlık mekanizması içerisinde gerçekleştirilmeli. BİLGİ TOPLUMU AB Komisyonu 4 Eylül’de önümüzdeki 10 yıl içinde Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanında yürütülen araştırma ve geliştirme faaliyetlerindeki konumunu güçlendirmeye yönelik en iyi stratejileri belirlemek amacıyla bir kamuoyu yoklaması başlattı. 7 Kasım 2008 tarihine kadar sürecek olan yoklamada yer alan ana konular şunlar: • Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında yürütülen ArGe faaliyetlerine ilişkin zorluklar, • AB’nin liderlik alabileceği alanların belirlenmesi, • Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanındaki kamu politikaları. Önümüzdeki yıl son halini alıp uygulanılacak olan bütünleştirilmiş strateji; BİT sanayisi, BİT uzmanları, siyasetçiler ve halkın katkısıyla oluşturulacak. Yeni stratejiyle AB BİT sanayisinin ve özellikle KOBİ’lerin küresel rekabetteki yerlerinin güçlendirilmesi amaçlanıyor. (Kaynak: Tüsiad, Brüksel) CBT 1122/ 6 19 Eylül 2008
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear